Londra Sokaklarında Yüzlerce Kişiye Her Akşam İftar Veren Koca Yürekli Öğrenci
Londra'da Omar Salha isimli öğrenci arkadaşlarıyla birlikte 2011 yılında başlattığı 'Ramazan Çadırı' projesiyle şuan da 300'den fazla kişiye iftar yemeği veriyor. Küçük bir ekibin başlattığı projede, yiyecekleri insanlara ulaştırmak isteyen gönüllü sayısı 5 yıl içinde 400'e ulaştı. Üstelik Omar 5 yıl önce yalnızca bağımsız bağışlarla başlayan projenin dünya üzerinde hızla 7 şehre yayıldığını söylüyor.
Londra'da Malet Sokağı Bahçesi'nde düzenlenen iftar çadırında her akşam 300'den fazla misafir ağırlanıyor.
Buzzfeed haber ekibine projeyi anlatan Omar, 5 yıl önce yalnızca bağımsız bağışlarla başlayan projenin dünya üzerinde hızla 7 şehre yayıldığını söylüyor. Manchester, Londra, Plymouth, İstanbul, Ndola, Toronot ve Portland'da da düzenlenen çadırlarda projenin başladığı günden beri binlerce gönüllü desteğiyle Ramazan Çadırı projeleri düzenlenmiş. Londra'da Malet Sokağı Bahçesi'nde düzenlenen iftar sofrasında gönüllü olmak için 400 kişi ismini projeye yazdırdı ve 300'den fazla misafir her akşam oruçlarını bu çadırda açıyor. İftar yemeğinin yanında, performans sanatçıları, girişimciler ve diğer dini gruplara mensup liderler de iftar yemeğinde Ramazan Çadırı projesi ailesine katılmışlar.
"İnsanların gelip iletişim kurabileceği bir alan yaratmak istedim."
Proje fikri Omar'ın aklına, farklı ülkelerden Londra'ya okumak için gelmiş Müslüman öğrencilerin aile sıcaklığında iftar yapacak bir mekan bulamadıklarını gördüğü zaman gelmiş.
“Çok basit bir konsept, Müslüman çoğunluklar olan ülkelerde Ramazan'da insanların gelip ücretsiz yiyecek alabilecekleri böyle açık bir çadır çok sık görülen bir şey.' diye açıklıyor Omar ve ekliyor, 'O ruhu burada Londra'da da yaşatmak istedim, insanların gelip konuşabilecekleri, herhangi bir dine mensup kişilerin davet edilebileceği, kökenleri ne olursa olsun gelip bir şeyler öğreneceği ve Müslüman komşularıyla ve diğer toplumlarla iletişim kurabileceği bir alan yaratmak istedim.'
2011 yılından beri düzenlenen çadıra; performans sanatçıları, girişimciler ve diğer dini gruplara mensup liderler de katıldı
2011 yılında çıkan olayların kuzey Londra'yı 'paramparça ettiğini' söyleyen Omar, bunun da etkisi olduğunu ve Ramazan ayında Londra'nın ve Londralılar'ın ne kadar güçlü bir şekilde ayakta kalacağını gösterme fırsatı bulduğunu söylüyor. Müslümanlar ve İslam karşıtı söylemlerin medya üzerinde yayılması konusu kendisine sorulunca; bu projenin herhangi bir tepki olarak planlanmadığını ve ortam ne olursa olsun bunun yapılması gerektiğini belirtiyor.
“Naif davranıp içinde bulunduğumuz durumu inkar edemeyiz ama medyanın şiddetli saldırılarına rağmen, burada korkacak bir şey yok, lütfen gelip bakın. İnsanları gelmeye zorlamıyoruz, kapılarımız açık ve kapılarımız herkese açık.'
Lübnanlı-Türk bir aileden gelen Omar Salha, Ramazan Çadırı projesini yönetmenin yanında, Sınır Tanımayan Futbol derneğinin de bir üyesi ve doktora tezini Müslüman futbol oyuncularının İslam diplomatları olarak değerlendirilmesi üzerina yazıyor.
'Konuştuğum bir çok genç insan, zaman zaman kuşak farkı yüzünden camilerde kendilerini pek rahat hissetmediklerinden ya da mekan sıkıntısı dolayısıyla yapacak bir aktivite bulamadıklarından bahsediyorlar. Bu yüzden, bu proje arkadaşların bir araya gelip, akşamı birlike geçirmeleri, yeni insanlarla tanışmaları ve arkadaş edinmeleri için bir fırsat. Bence yarattığımız bu ortam, bir özgüven hissi, aidiyet, güven ve saygıyı beraberinde getirdi.'
"Zaten Ramazan ayının da anlamı bu değil mi, paylaşmak ve önemsemek ve cömert olmak."
Omar, Ramazan Çadırı Projesi'nin ayrıca çevreye duyarlılık yanının olduğunu da anlatıyor, ve artan yiyecekler için bir geri dönüşüm uygulaması yaptıklarını, anaerobik öğütme sistemi kullanarak yenilenebilen enerjiye dönüştürdüklerini ve iftar için aldıkları hurmaları etik tarım yapan kaynaklardan temin ettiklerini söylüyor.
"Burası hem genç Müslümanlara hem de gelmek isteyen herkese kapısı açık bir mekan."
Tabi projenin başlamasından beri bazı zorluklarla da karşılaşılmış. 'Utanılacak bir şey değil tabi ama bazı akşamlar burada yiyeceğiiz bitti, çok da kalabalıktık. O yüzden bir anons yaptık ve misafirlerimizden yanındaki kişilerle yiyeceklerini paylaşmasını rica ettik. Zaten Ramazan ayının da anlamı bu değil mi, paylaşmak ve önemsemek ve cömert olmak.'
Bir akşam da iftar çadırında jeneartörün mazotu bitince, herkes telefonun ışığıyla oturmuş. Omar o akşamı hala unutamadığını ve gelen misafirlerin de belki de şimdiye kadar geçirdikleri en güzel gece olduğunu söylediklerini ifade ediyor.
Omar ayrıca bir akşam çadıra gelen bir çifti anlatıyor; 70 yaşlarının üzerinde Kuveytli bir çift Omar'ın projesini Kuveyt TV'de duyup kalkıp Londra'daki çadıra gelmişler ve kendisine bir zarfın içinde bağış vermişler. Omar bu tip yardımların projeyi sürdürmelerini yüreklendirdiğini anlatıyor. Omar ve ekibi projeyi sürdürmeyi ve göçmen krizlerinden etkilenmiş bölgelere de genişletmeyi planlıyorlar.
Yorum Yazın
gayet güzel yapmışlar
bizim ülkede müslümanım diye dolaşanlar hala mekan bassın,çocuk tecavüzcülerini hırsızları korusun, ellerinde sopalarla oruç tutmayanları kovalasın
keşke bugün bu şekilde bir yemek cihangirde verilseydi o zaman kimin hoşgörülü kimin bağnaz olduğu yüzlerine çarpardı hoşgörü ve iyi bir insanın olmanın dinl... Devamını Gör
o sırada bizimkiler ramazan deyip kendi halinde bira içen çocukları dövüyor asdfd
Bizimkiler derken? Eli sopalı mafya süprüntüsü bu çakallar, yarın bir hacı bakkalı evire çevire dövse, o zaman hangi kesimi suçlayacağız?