Ömrüm boyunca neden karşı çıktıklarını anlayamayacağım...🤔
Kadınların Öldürülmesinden Çok Kocişkoların Gururuyla İlgilenen Sema Maraşlı'nın Anlamakta Güçlük Çekeceğiniz Bazı Düşünceleri
Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması, kadın/erkek arasındaki eşitliğin sağlanması amacıyla 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ne bazı kesimler şiddetle karşı çıkıyor.
Sözleşmenin aile kurumunu yıkmak için var olduğu, eşcinselliğe teşvik ettiği ve erkekleri mağdur ettiği yönünde argümanlar geliştiriyorlar.
Karşı çıkan isimlerden biri de yazar Sema Maraşlı. Maraşlı, bir taraftan kadın cinayetlerine isyan ederken bir taraftan da erkeklerin hakkını erkeklerden çok önemseyen biri.
Biz de Maraşlı'nın attığı tweet'leri derleyelim ve aklına takılan sorulara cevap verelim istedik. Mesela Maraşlı, boşanmak isteyen eşlerin arabulucu yoluyla barıştırılmamasına isyan etmiş.
6284 ve ist sözleşmesine göre karı-kocayı barıştırmak suç. Her şey aileyi dağıtmak üzerine planlanmış. Bu kanun mu kadınları koruyor? Yalnız ve savunmasız kadınları kim koruyacak? Nafaka konusunda niye ısrar ediliyor çünkü nafaka olmazsa kadın evliliği basit sebeplerle bitirmez.
— Sema Maraşlı (@Semamarasli) December 31, 2019
Bir kadının ya da erkeğin en basit bir sebep bile olsa boşanmaya hakkı vardır. İlla ki boşanmak için karı-koca arasında fiziksel şiddetin yaşanmasına gerek yok. Tarafların ortada boşanmaya neden olacak gerekçeleri varsa "aile kurumu kutsaldır!" deyip istenmeyen evliliklerin devamını sağlayamazsınız.
Kişiler arasındaki sorunları hiçbir zaman 3. şahıslar çözemez. Hele ki bunu devletin görevlendirdiği kişiler hiçbir şekilde yapamaz. Kadının da erkeğin de istemediği bir evliliği yürütmemeye hakkı vardır. Sözleşme durduk yere canınız istediği gibi boşanın da demiyor. İnsanları boşanmaya teşvik etmiyor.
Bunda da derdi uzaklaştırma kararları ve koruma talepleri olmuş. Tehdit altındaki her birey uzaklaştırma kararı çıkartabilir ve koruma talep edebilir. Devlet bunu sağlamak zorundadır. Kaldı ki yüzlerce kadın koruma altında yakınları tarafından öldürüldü.
Uzaklaştırmanın bir sonraki adımı koruma vermek. Mesela 2018 bakalım 358 bin 499 kadın şikayette bulunmuş. Bunlara koruma verilecek olsa ve gece gündüz her kadın için iki polis lazım bir yılda toplam 716 bin 998 polisi bu kadınların başına dikmek lazım.Mümkün mü değil. #474Kadın
— Sema Maraşlı (@Semamarasli) December 31, 2019
Şu maddeler neden bir insanı rahatsız eder anlamış değilim. Koruma ve uzaklaştırma kararına karşı çıkmak oluşabilecek cinayetleri onaylamak demek.
Yine bu karşı çıkış aile kurumuna bağlanıyor elbette. Sema Maraşlı özetle uzaklaştırma kararı aldırılan kocanın onuru zedelenir ve böylelikle de cinayet işler. Buna da teşvik eden İstanbul Sözleşmesi'dir diyor. Yani, kadının hayatı değil de erkeğin onuruyla ilgileniyor.
"Ne bekleniyor acaba bu adamdan?" cümlesi cinayete nasıl kılıf uydurulduğunu net gösteriyor zaten.
Sen adamı evden at, çocuğunu gösterme, telefon parana kadar ona ödet, toplum nezdinde aşağıla. Ne bekleniyor acaba bu adamdan. Karısının ne kadar şahane mükemmel bir kadın olduğunu anlamasını mı? Psikolojiden bir parça anlayan insan bu erkeğin daha iyi olmayacağını bilir.
— Sema Maraşlı (@Semamarasli) December 31, 2019
Sema Maraşlı'ya biri zaten çok fazla cinayetin yaşandığını anlatabilir mi?
İst söz ve 6284 ün görevi kadınları erkeklere karşı kışkırtarak şiddeti artırmak, bunun üzerine planlanmış. Adamı evinden atmışsın, çocuğunu göstermiyorsun.Kanunlar git öldür diyor. Müslüman bir ülke olmasaydık erkekler cinayetin günahından korkmasalardı çok fazla cinayet olurdu.
— Sema Maraşlı (@Semamarasli) December 31, 2019
Ne yani kocasını evden atan kadınlar para mı ödesin şimdi? Savunmasız ve bakıma muhtaç bir hayvanla, ayakları üzerinde durabilen bir insanı aynı kefeye koymak çok ilginç değil mi?
Oysa evden atılan hayvanlar için kanun hazırlığını bütün basın duyurmuş. Köpeği sokağa atmanın cezası 10 bin lira olacakmış. Kocayı evden atmak bedava hatta o kocadan nafaka alarak kadın bir de ödüllendiriliyor. Erkeklere köpek kadar değer verilmiyor.https://t.co/Z0uvlxqUPC
— Sema Maraşlı (@Semamarasli) January 1, 2020
Şunu unutmamak gerekir: Kadınları öldüren ne İstanbul Sözleşmesi'dir ne uzaklaştırma kararlarıdır. Kimsenin aile kurumunun altına dinamit koyup patlatma gibi bir derdi yok. Tek amaç kadınları şiddetten ve cinayetten korumak!
İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddelerini buradan okuyabilirsiniz.
Siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Bu içeriği kim hazırladıysa Maraşlının itirazlarına adam akıllı cevap vermek yerine kendi dünya görüşüyle demogoji yapmış. Maraşlının söylediklerini haksız çıkartacak demogoji ve yorum olmayan tek bir cevap yok!
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın