Economist: Iraklı Kürtler Bağımsızlık Yolunda
İngiliz Economist dergisi, bu haftaki sayısında Kürtleri konu ettiği geniş bir dosyaya yer veriyor. Iraklı Kürtlerin bağımsızlık yolunda olduğunu belirten dergi, 'PKK'nın da rolünün değiştiği' yorumunu yapıyor.
Dergi, PKK, Iraklı Kürtler ve Iraklı Kürtlere dair yorum makalesi olmak üzere üç ayrı yazıya yer veriyor.
Derginin, 'Kürdistan: Bağımsızlığa her zamankinden daha yakın' başlıklı makalesinde, Iraklı Kürtlerin tarihini ve güncel politikaları ele alınıyor.
Dergiye konuşan Mustafa Barzani'nin torunu Şirvan Barzani, 'Yeterince bekledik. Dört şeytan arasında bölünmemizin üzerinden yüz yıl geçti. İki yıl içinde bağımsız olacağız' diyor.
Dergi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin de şu sözlerini aktarıyor:
'Kendi kaderimize karar vermemizin zamanı geldi. Bizim için başkalarının karar vermesini beklememeliyiz.'
Başbakan Neçirvan Barzani de, Musul'daki durumun tamamen değiştiğini belirtiyor ve ekliyor: 'Aynı yapıya, aynı sisteme geri dönemezsiniz çünkü Irak artık egemenlik vasfını kaybetmiş bir devlet. Irak ulusu yok. Ama bağımsızlık bize sunulmayacak, bizim almamız gerekecek.'
Neçirvan Barzani, Kürtlerin diplomasi becerilerini kullanabilmesi durumunda bağımsızlığın 'beş ya da altı yıl içinde geleceği' görüşünde.
Makale şöyle devam ediyor: 'Neçirvan Barzani, istikrarlı, bağımsız bir Kürdistan'ın ancak komşularıyla, özellikle de Türkiye ve Irak hükümeti ile işbirliği sağlarsa mümkün olacağının bilincinde. Barzani, 'İlk konuşulacak ülke Bağdat. Onları ikna etmemiz lazım' diyor.'
Dergi, Türkiye ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki ticaretin 8 milyarı bulduğuna ve yaklaşık 100 bin Türk'ün Irak Kürdistan'ında çalıştığına dikkat çekiyor.
'Kürtler bağımsızlığı hak etti'
Economist dergisi, başyazı niteliğinde olan ve derginin tavrını yansıttığı 'Leaders' bölümünde de Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin 'bağımsız olduğunu fakat isminin konmadığını' yazıyor.
'Kürtleri özgür bırakın' başlıklı yorum makalesinde yer alan ifadelerden bazıları şöyle:
'Bir ülke, eğer kendi ayakları üstünde durabiliyorsa, demokratik niteliklere sahipse ve azınlıklarına saygı gösteriyorsa bağımsızlığını elde edebilmelidir. Bunun için Iraklı Kürtlerin kendi anavatan isteklerini bir kez daha oy vererek teyit etmeleri gerekir. Ekonomik ve demokratik yeterliliğin yanı sıra, yeni devlet, askeri olarak kendini savunabilmeli ve Türkiye, İran, Suriye topraklarından parçalar ısırma eğilimini onaylamamalıdır. Komşularının desteğini almalıdır. Ve sınırların nereye çizileceği dahil, Irak hükümetiyle tüm şartları belirlemelidir.'
'İstikrarlı bir ekonomi Kürtlerin elinde. Petrol ihracatları giderek artıyor ve Bağdat'taki Irak'ın merkez hükümeti, elde edilecek karın aslan payının Kürtlerde kalmasını öngören bir formül üzerinde anlaştı. Yakında, günde 800.000 varil petrol üretmeyi umuyorlar, bu da bugünün fiyatlarıyla yılda 17 milyar dolar değerinde demek.'
'(…) Ayrılmak, Kürtlere, Iraklı Arapların vahşice kontrol sağlamaları girişimine karşı da uluslararası bir koruma sağlar. Kürtler kendilerine ait bir ülke istiyorlar. Bunu hak ettiler.'
'PKK değişiyor'
Derginin PKK'ya ayırdığı Kandil Dağları menşeli makalede de şu ifadeler var:
'PKK kurucularından Cemil Bayık, 'Yeni PKK, eski PKK'dan farklı' diyor. Marksist-Leninist doktrinci geçmişinden uzaklaşan Bayık şimdi, 'Proletarya diktatörlüğü, parti diktatörlüğünü reddediyoruz' diyor. Bayık'a göre PKK artık, Kürtlerin çoğunlukta olduğu Türkiye'nin güneydoğusunda ayrı bir devlet istemiyor.'
Dergiye konuşan Bayık sözlerini şöyle sürdürüyor:
'Tüm isteğimiz, kendi kimliğimiz, kültürümüz ve demokratik koşullarımız altında özgürce yaşamak. Kendi kaderini tayin hakkı, bağımsız bir devlet olarak yorumlanmamalı.'
Derginin makalesi şöyle devam ediyor: 'Bayık da dört farklı ülkede yaşayan Kürtleri birleştirecek 'Büyük Kürdistan' arayışında değil. Irak'taki Kürtler kendilerine ait bir devlet istiyorlarsa, bu onların işi' diyor.'
'Bayık, onun yerine Türkiye içinde 'kanton sistemi' ve 'demokratik konfederalizm'i savunuyor. Bunun da, 1999'dan bu yana cezaevinde olan ve hala son sözü söyleyen PKK lideri Abdullah Öcalan'ın görüşü olduğunu öne sürüyor. Bayık, muhtemel modeller olarak da konfederal bir devlet olan İsviçre'yi ve hatta AB'yi sayıyor.'
'Doğrusu, PKK'nın kulağa tuhaf gelebilecek son fikirleri aslında devamı olan fikirler. Öcalan'ın en beğendiği düşünür, bir anarşist, özgürlükçü sosyalist ve diyalektik natüralist (ekolojik düşünsel) olarak tanımlanan Amerikalı Murray Bookchin (1921-2006).''Iraklı Kürtler ve Türkiye ile uzlaşı'
'(…) Bayık, Türkiye ile ateşkesin yaklaşık iki yıl sürdüğüne işaret ediyor. Fakat Erdoğan hükümetinin, görüşmelerin devamı için PKK'nın şartlarını yerine getirmemesi durumunda çatışmaların devam edebileceğinden kaygılanıyor. Bu şartlara, iki taraf arasındaki görüşmelere arabuluculuk yapacak 'teftiş heyeti' de dahil. Bayık, Amerikalı veya Avrupalıların aracılık yapabileceğini 'Kim olacağının fark etmediğini' söylüyor.'
'Cihatçıların Irak'a yönelik saldırıları da PKK'yı değiştirdi. Daha önce, Iraklı Kürtlerle, özellikle de muhafazakâr Barzanilerle kötü ilişkileri vardı. Fakat Bayık, IŞİD'in Kürtleri birleştirdiğini söylüyor. İlk defa Iraklı Kürt yetkililer, PKK'nın Peşmerge ile beraber savaşmasını memnuniyetle karşıladı. Aynı şekilde Suriye'nin kuzey doğusunda Kobani'de de birlikte savaştılar. PKK'nın daha etkin savaştığı görüşü yaygındı.'
'Bunlar etkileyici gelişmeler. Eğer PKK, hem Türkiye, hem de Iraklı Kürtlerle uzlaşıya varırsa, uzun ve kanlı mücadelesi sona erebilir.'