Sivilce mi? İğrenç! Hepimizin Baş Belası Sivilceler Hakkında 13 Tiksindirici Bilgi
Sivilce, çoğumuzun başına dert olan ve hakkında yapılan onca çalışmaya rağmen hala birçok konuda kesin yargılara varılamayan karmaşık bir cilt rahatsızlığı olsa da yapılan bir çok araştırmaya göre belli başlı nedenleri de aydınlığa kavuşmuş durumda. Hele ki iltihaplı sivilce varsa... Ne yapmalı, nasıl geçer?
Gelin bu can sıkıcı rahatsızlık hakkında elde edilmiş bazı sonuçlara göz atalım.
1. Sivilceler, yağ bezlerinin cilde kayganlık veren ve korunmasını sağlayan 'sebum' adlı yağı fazla üretmesi ve ölü deri hücrelerinin gözenekleri tıkaması sonucu oluşur.
Yağ bezlerinin çok büyük bir kısmı kıl köklerinin içindedir ve bu bezlerin, cilde açılan kanalları vardır. Bu kanallar, sebum maddesinin fazla salgılanması durumunda tıkanarak eski deri hücrelerinin atılmasını engeller.
2. Tıkanan bu gözeneklerde; sebum ile beslenen bakteriler çoğalmaya başlar ve o bölgede iltihaplanmaya neden olarak kızarık şişlikler oluşturur.
Yani iltihap oluşumuna neden olan esas kaynak; yüzümüzde hali hazırda bir miktar bulunan fakat uygun ortam olmadığı sürece hiçbir rahatsızlığa neden olmayan bakterilerdir.
3. Sivilcelere en fazla yüz bölgesinde rastlanılsa da vücudumuzun herhangi bir bölgesinde görülme oranı, o bölgede üretilen yağ miktarına göre değişebilir.
Yani bir insan yüzünde çok fazla sivilce problemi yaşamasa da sırt bölgesinde bu problemle fazlasıyla karşılaşıyor olabilir.
4. Oluşumuna göre sivilceler, altı farklı sınıfa ayrılır ve bazı türler diğerlerine göre daha sert yapıdadır. Bu türlerden en yaygın olanları ise; siyah kafa ve beyaz kafa olarak adlandırılan iki temel sınıftır.
Beyaz nokta ya da beyaz baş denilen sivilceler; derinin hemen altındadır ve genellikle küçük yapıdadır. Tedavisi ve iyileşmesi en kolay olan türlerden biridir.
Siyah nokta ya da siyah baş denilen sivilceler ise; kısmen derinin daha üst tabakasında yer alır ve rahatlıkla gözle görülebilir. Ayrıca yaygın bir uygulama olan; cildi sert bir şekilde silme yöntemi ile bunlardan kurtulamazsınız.
5. Tedavisi daha zor ve ağrılı olan diğer türler ise; Papül, püstül, nodül ve kistler olarak sınıflandırılır.
Papüller: Siyah noktalar gibi deri yüzeyinde kolayca görünürler ancak pembe ve küçük bir yapıya sahiptirler.
Püstüller: Papüllerden daha küçük yapıdadırlar. Çevreleri kırmızıdır ve üstlerinde iltihaplanma vardır.
Nodüller: Diğerlerine göre boyutları büyüktür çünkü yapısı deri altına kadar inmiştir ve acı verirler. İyileşmeleri ise zaman alır.
Kistler: Derinin oldukça derinine işlemiş ancak dışarıdan da rahatlıkla belli olan, büyük iltihaplı oluşumlardır. Cilt üzerinde iz bırakırlar.
6. Oluşum aşamalarına göre ise sivilce türleri şu şekilde ilerler;
1- Kıl folikül kanalı tıkanır tıkanmaz ilk ortaya çıkan tür; beyaz nokta şeklinde olan sivilcelerdir.
2- Kanal tıkalı kalmaya devam ettiğinde bu görünüm, siyah olarak karşımıza çıkar.
3- Kanal tıkalı kalmaya devam ettikçe bu yapı, derinlerine doğru iyice şişmeye başlar ve kırmızı kabarık sivilceler ortaya çıkar.
4- Bu süreç devam ederse bakteri üremesi oluşur ve ucunda beyaz iltihaplanma olan bir sivilce görüntüsü ortaya çıkar.
5-Tıkanıklık devam ederse kanal cilt altı bölgesinden patlar ve iltihap cilt altına yayılarak dokunduğumuzda ağrılı olabilen, sert nodüler akneler ortaya çıkar.
7. Oluşan bu sivilceleri sıkmak çoğu zaman doğru yöntemmiş gibi gelebilir ancak bu, sadece lezyon içerisindeki iltihaplı bakteriyel sıvının daha çok yayılmasına neden olur.
Yani sivilceyi patlatmakla sadece daha çok mikroba davetiye çıkarırsınız. Ortaya çıkan seröz sıvı cildinize yayılarak, bakterilerin çoğalması için daha fazla alan yaratır ve aynı bölgede bir kaç sivilce daha çıkmasına neden olur. Sivilcenin kendiliğinden patladığı durumlarda ise o bölge, iyice temizlenmelidir.
8. Bu durumda, enfeksiyon kapma riskiniz artar ve böyle bir durum söz konusu olduğunda ömür boyu geçmeyecek kalıcı yaralar oluşabilir.
Bazı istisnai durumlarda kist ve nodül halindeki, kendiliğinden patlamaya hazır sivilceleri patlatmak ve bölgeyi temizlemek tercih edilebilir. Ancak elbette bu yöntem son çaredir ve uzman bir doktor kontrolünde yapılmalıdır.
9. Sanılanın aksine siyah noktalar, gözeneklerdeki kir yığınları değildir. Bu siyah görünüm, gözenek içinde toplanan yağın oksidize olmasından kaynaklanır.
10. Beyaz noktalı ya da iltihaplı bir sivilce sıkıldığında bir miktar seröz sıvı ile ortaya çıkan madde içerisinde; ölü deri hücreleri, sebum adlı yağı, bakterileri ve inflamatuvar hücreleri barındırır.
Seröz madde; vücudun dokuları tarafından üretilen, çeşitli proteinlerden ve sudan oluşan bir sıvıdır.
11. Sanılanın aksine temizlik eksikliği, sivilcelere neden olmaz. Çünkü yüz yıkamak, sadece cildin üst kısmının temizlenmesini sağlar ve alttaki hücrelere herhangi bir etkide bulunamadığı için sivilceleri geçiremez.
Hatta aşırı yüz yıkamak, yüz derisini kurutup hasar bile verebilir ve bu hasar, mevcut sivilceleri artırabilir.
12. Aynı zamanda sivilce, bulaşıcı bir hastalık değildir.
Yani bu sorunu yaşayan birine; dokunduğunuz, eşyalarını kullandığınız veya öptüğünüz için sivilce çıkarmazsınız.
13. Çünkü sivilce oluşumunu etkileyen temel faktörler; cildin sahip olduğu yağ miktarı, ölü deri hücresi üretimi ve içerdiği bakterilerdir. Bunların arkasındaki sebepler de genellikle genetik veya hormonaldir.
Özellikle testosteron(erkeklik hormonu) salgısının, normal seviyenin üzerinde olması hem erkekler, hem de kadınlarda yağ salgısı üretimini artırır. Aynı zamanda kadınların adet dönemlerinde ve hamileliğin ilk 3 ayında hormonal yapılarının değişmesi sivilcelenmeye neden olur.
Tüm bunların dışında; stres,iklim değişikliği, beslenme alışkanlıkları, ilaç kullanımı,kozmetik ürünler ve bilinçsizlik gibi nedenler de sivilce oluşumuna etkendir.
Yorum Yazın