'Haşim Kılıç Baskıları Açıklamak İçin Emekliliği Beklemesin'
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, 'İktidarın mafyatik yöntemler kullanarak, mahkemeyi baskı altına almaya çalıştığı görülüyor. Sayın Kılıç, bu baskıyı kimin ve hangi yöntemlerle yaptığını kamuoyuna açıklamalıdır' dedi. Gürsel Tekin Cumhuriyet Savcılarına suç duyurusunda bulunduğunu belirterek, Haşim Kılıç'ın sözlerinin (ihbar) kabul edilmesini ve mahkemeye baskı yapanlar hakkında derhal soruşturma açılmasını istedi.
Haşim Kılıç'ın 'Üyelerimize baskı yapılıyor' sözünün 'paralel paranoya ile geçiştirilemeyecek kadar ciddi olduğu'nu belirten Tekin, Anayasa Mahkemesi üyelerinin yüzde onluk seçim barajını kaldırmaması için baskı altına alındığını bir süre önce kamuoyuna duyurduğunu hatırlattı ve 'O açıklamamızın ardından, AKP iktidarından tek bir itiraz dahi gelmedi. Böylece, iddiamızı kabul etmiş oldular' dedi.
İktidarın çıkardığı yasaların anayasaya uygun olup olmadığını denetleyen mahkemenin üyelerinin baskı altına alındığının en yetkili ağız tarafından itiraf edildiğine dikkat çeken Tekin şunları söyledi; 'Haşim Kılıç'ın sözlerini bir isyan, bir çığlık ve bir haykırış olarak nitelendiriyorum. Sayın Kılıç, bu sözleri dile getirerek, yurttaşların mahkemenin bağımsızlığına sahip çıkmasını istiyor. İktidar, mafyatik yöntemler kullanarak, sadece AYM'yi değil, tüm mahkemeleri baskı altına alıyor.'
Bağımsız olmayan mahkemeler tarafsız olamaz' ilkesinin bugün de geçerli olduğunu belirten Tekin, 'AKP iktidarı, Anayasa Mahkemesi'ni baskı yaparak kendisine bağımlı kılmaya çalışıyor. Böylece ihtiyacına yönelik kararlar çıkartmak istiyor. Bu kabul edilemez bir tutumdur' dedi.
'MAHKEME, TEHDİT ALTINDADIR'
Anayasa Mahkemesi'nin açık bir tehdit altında olduğunu belirten CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, 'Mahkeme, öyle bir baskı altında ki; gündemini internet sitesine koymaktan çekinir hale gelmiş... Bu şekilde baskı altına alınan mahkemenin tarafsız ve adil bir karar vermesi beklenemez' dedi. Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir çoğunun çeşitli tehditlere maruz kaldığını ve bu tehditlerin iktidarla organik bağı olan çevrelerce yapıldığını dile getiren Tekin şöyle konuştu:
'İktidarın en büyük korkusu, 12 Eylül faşist cuntasının anayasaya koyduğu yüzde onluk seçim barajının kalkması... Bu faşist yasa orada durduğu sürece, iktidarlarını garanti olarak görüyorlar. Varlıklarını faşist bir yasanın varlığına bağlamışlar... Bu yasa kalktığı taktirde, TBMM'de toplumun tüm kesimlerinin temsil edilmesinden ve iktidarı kaybedecek olmaktan korkuyorlar. Bu yüzden, AYM üyelerine baskı yaparak, barajın kaldırılmasını engellemeye çalışıyorlar.'
'SAVCILAR HAREKETE GEÇMELİDİR'
'Buradan tüm Cumhuriyet Savcılarına suç duyurusunda bulunuyorum. Haşim Kılıç'ın sözleri (ihbar) kabul edilmeli ve mahkemeye baskı yapanlar hakkında derhal soruşturma açılmalıdır. Ki; Sayın Kılıç'ın sözleri de aslında cumhuriyet savcılarına açık bir ihbardır... Savcılar, gereğini yapmalıdır.'
İktidarın, Haşim Kılıç'ın sözlerini 'paralel paranoya' ile geçiştiremeyeceğini de belirten Tekin, 'Medyaları bu gece hemen harekete geçer ve Kılıç ile paralel bağlantısını kurar. Mesele bu kadar basit değil.. Mesele bu şekilde geçiştirilemez' dedi.
TÜSİAD BAŞKANI, DAVUTOĞLU'NU BAŞBAKAN SANINCA...
AK Parti'nin Türkiye'nin temel sorunlarını artık çözemedeğini ve ne dediğini bilmez bir hale geldiğini de belirten Tekin, TÜSİAD - Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu arasındaki polemiğe de değindi. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: 'TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer, sözde Başbakan Davutoğlu'nu gerçek Başbakan sanıp bir söz söyledi. Dinçer, (Bizim muhatabımız Başbakan'dır) dedi. Çünkü bu sözü, sözde Başbakan Davutoğlu bir süre önce dile getirmiş ve genel başkanımız sayın Kılıçdaroğlu'na (Muhatabınız benim) demişti. Dinçer de bu sözden yola çıkarak, muhataplarının başbakan olduğunu söyledi. Sen misin bunu söyleyen! Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSİAD'a öfke saçtı... Peşinden sözde Başbakan Davutoğlu devreye girdi ve (TÜSİAD'a ben de gitmem) dedi. Erdoğan'ın gitmeyeceği bir yere, Davutoğlu zaten gidemezdi. Davutoğlu TÜSİAD'a gitse, abisi kızardı.'
'DAVUTOĞLU, VARLIK SEBEBİNİ İNKAR ETTİ'
Tekin, TÜSİAD Başkanı Dinçer'in aslında doğru bir söz söylediğini belirterek şöyle konuştu: 'TÜSİAD Başkanı, demokrasinin gereğini yerine getirdi ve(Muhatabımız Başbakan'dır) dedi. Ki; gerçeği de budur.. İşadamının Cumhurbaşkanı ile ne işi olur? İşadamları, sanayiciler, icranın başı olan Başbakan ile konuşur, sorunlarını çözer. Ama bu polemik gösterdi ki; Davutoğlu sözde Başbakan'dır. Gerçek Başbakan Erdoğan'dır. Davutoğlu'nun hiçbir hükmü yoktur. Davutoğlu, TÜSİAD'a gitmeyeceğini söyleyerek, varlık sebebini de inkar etmiştir. '
'BASINA BASKILAR ARTIYOR'
Tekin, açıklamasında gözaltına alınan Gazeteci Sedef Kabaş'a yönelik baskıları da eleştirdi. Tekin, 'Gazeteci Sedef Kabaş, 17 Aralık dosyasını kapatan savcıyı unutmayın diyor. Bunda yanlış olan ne? Gazetecinin görevi, zaten kamu adına hareket etmek ve olan biteni unutturmamaktır. Gazeteci toplumun hafızasıdır' dedi.
Kabaş'ın topluma gözdağı verilmek için gözaltına alındığını belirten Tekin şunları söyledi ; 'Gazetecileri baskıyla, tehditle, işsiz kalmakla susturacaklarını düşünüyorlar. Sedef Kabaş'ın gözaltı sonrası tavrı, iktidarın nasıl bir çaresizlik içine düştüğünün en somut göstergesidir. Kabaş, (Hırsızlık yapanlar korksunlar, biz neden korkacağız) diyerek, iktidara ders vermiştir.'
DHA
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!