Geçmişten Günümüze İnsanlığın Tarihi 3. Bölüm: Mezopotamya Uygarlıkları Sümer ve Akad
Serinin üçüncü bölümününde Mezopotamya topraklarında kurulan devletleri göreceğiz. Bu topraklarda oluşan dinleri, kültürleri ve toplumları öğreneceğiz.
Mezopotamya topraklarını sırasıyla; Sümer, Akad, Asur ve Babil devletleri yönetmiştir. Bu uygarlıkların hepsi köklü bir geçmişe, başarılı bir siyasal yapıya ve özgün bir kültüre sahiptir. Durum böyle olunca Mezopotamya tarihini iki kısımda incelemeyi daha uygun gördüm. İlk kısımda Sümer ve Akad medeniyetlerini, ikinci kısımda ise Asur ve Babil medeniyetlerini anlatacağım.
Bu arada serinin ilk bölümüne buradan, ikinci bölümüne ise tam buradan ulaşabilirsiniz.
Mezopotamya'nın gelişimi
Sümer Uygarlığı
Bu Samiler nedir? Kimdir?
Tarih biliminin ışığında Samiler
Samiler milattan önce 4000 yılında Mezopotamya'ya göç ettiler. Büyük kısmı günümüzde bile Orta Doğu'da yaşayan etnik gruplardır. Araplar, İbraniler, Aramiler, Süryaniler, Maltalılar gibi halklar bu etnik gruba dahildir.
Hami-Sami Dil Ailesi'nin Sami kolunu oluştururlar. Sami diller Orta Doğu'da konuşulan antik dillerin çoğunun kapsar.
Dini kaynaklara göre Samiler
Nuh Peygamberin Ham, Sam ve Yafes adında üç oğlu vardır. Dini kaynaklara göre insanlar Nuh'un üç oğlundan çoğalmaya devam etmiştir.
Sam; İbranilerin, Elam'ın, Assur'un, Aram'ın, Arpad'ın ve Lut'un dedesi olarak kabul edilir. Bu soydan gelenler Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'de yaşamışlardır. Dil olarak Sami dilini kullanırlardı daha sonra Sami Dili; Arapça, İbranice, Akkatça, Habeşçe gibi farklı dillere ayrılmıştır.
Tufandan sonra Nuh Peygamber ve oğullarının tam olarak nerede yaşadıkları bilinmediği için Samilerin Orta Doğu'nun tam olarak neresinde yaşadıkları bilinmiyor.
Sümerlilerin Gılgamış destanında Nuh Tufanı'nı çok benzer bir biçimde anlatmaları ayrıca Emeş ve Enten mitinin kutsal kitaplarda anlatılan Habil ve Kabil olayıyla benzerlikler göstermesi dini kaynakları doğrular niteliktedir.
Not: Nuh'un bir diğer oğlu olan Yafes'ten zamanla Türklerin meydana geldiği yani Türklerin atasının Yafes olduğu söylenir.
Sümer tarihi
Sümerliler ilk olarak Basra Körfezi'ne yakın Ur ve Uruk şehirlerini kurdular. Onlardan önce bu yerlerde Proto-Fıratlar veya Ubaidiler denilen, milattan önce 5.900 yıl önce yerleşmiş bir halk bulunurdu. Bu halkın Obeyd kültürünü oluşturduğu sonraları Sümerlilerin gelmesiyle yok olduğu söylenir. Zaman ilerledikçe Sümerler en az on iki tane daha şehir devleti kurdular. Her şehrin kendi yöneticisi, kendi tanrısı ve ibadet hanesi vardı.
İlk Sümer devleti M.Ö. 3200 - 2800 yılları arasında hakimiyet kurmuştur. Sonraki zamanda Akadlı Sargon Hanedanı tarafından yıkılmıştır. Hanedan yöneticisinin kendisinin tanrı gibi görmesi ve bu yüzden halka eziyet etmesi insanları isyana teşvik etti böylece milattan önce 2600'lü yıllarda Lagaş sitesi hariç tekrardan bölgeye hakim oldular. Gutilerin zayıflaması ile Sümerler Gutileri topraklarından tamamen attı.
M.Ö. 2287 yıllarda Samiler'in ve Elamlılar'ın isyanı ve taarruzu sebebiyle onların hakimiyetinde yaşayan Sümerliler daha sonra farklı kültürlere karışarak yok oldular.
Sümer dili
Yazıyı milattan önce 3200 yılında Sümerler bulmuştur. Çivi yazısını kullanmışlardır. Piktogramları (bir eşya ya da objeyi resmetme yoluyla temsil eden sembol) bulunmaktadır.
Bazı dil bilimciler Sümerce ve Eski Türkçe'nin ortak bir geçmişe sahip olduğunu savunmaktadır çünkü bu iki dil arasında 168 ortak sözcük vardır.
Sümer uygarlığında siyasal yapı
Sümerler şehirlerini surlar ile çevirir ve şehirlerine site adını verirlerdi. Her şehrin kendi yöneticisi vardı. Yöneticiler aynı zamanda din adamı sayılırdı ve onlara ''patesi'' unvanı verilirdi.
Siteler, konfederasyon sistemiyle idare edilirdi. Mimarlıkta sütun, kemer, kubbe; inşaatta tuğla kullanırlardı. Sürekli bulunan bir ordu teşkilatları yoktu. Her Sümerli asker sayılıyordu savaş zamanı herkes savaşıyordu.
Ayrıca Fırat ve Dicle nehirlerini kontrol etiller, kanallar ve setler ile tarım alanları oluşturdular.
Sümer dini ve Gılgamış Destanı
Sümerliler çok tanrılı bir inanca sahiptiler. Ölümden sonra yaşama inanmazlardı. En meşhur tanrıları Dingir'di. Güneş, ay ve yıldızlara taptıkları bilinmektedir.
Sümerliler tapınaklarına ''Ziggurat'' adını vermişlerdir. Zigguratlar yedi kattan oluşmaktaydı. Ziguratların ilk katı depo olarak, son katı gözlem evi olarak, ara katlar ise okul, ibadet ve benzeri işler için kullanılırdı. Her sitenin kendine özel bir tanrısı bulunmakta idi.
Sümerlilerin bir yaratılış mitolojisi bulunmaktaydı. Ayrıca Gılgamış Destanı'nın dini kaynaklardan bildiğimiz Nuh Tufanı'na benzer bir konusu vardır.
Gılgamış Destanı'nın konusu; Tanrıların insanlara sinirlenip yok etmek istemesi ve Gılgamış'ın ölümsüzlük arayışını anlatır. Destan kısaltılmış olarak kitap haline getirilmiştir, şahsen ben okudum size de tavsiye ederim.
Sümerlerde bilim ve tekerleğin icadı
Sümerler madenleri işlemeyi, çanak-çömlek yapmayı biliyorlardı. Bir ayı 30 gün bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Çarpma ve bölme cetvelini bulmuşlardır. Daireyi 360 dereceye bölmüşlerdir.
İlk güneş saatini Sümerler icat etmiştir. Tekerleği icat ederek insanlık için önemli bir buluşa imza atmışlardır. Ayrıca Sümerler ilk defa ay yılı esaslı takvimi icat etmiştir.
Sümer şehirlerinin gelişmiş bir alt yapısı vardı. Tarım alanlarını artırmak için Fırat ve Dicle nehirlerine kanallar yapmışlardır.
Burçları bularak astrolojinin temelini atmışlardır.
Akad uygarlığı ve siyasal yapısı
Akadlar Sami kökenli bir topluluktur. Sümerler ile birlikte Mezopotamya'ya göç etmiş daha sonra da Sümer kültürünü benimsemişlerdir. Ayrıca çivi yazısını kullanmışlar ve Sümer dinini de benimsemişlerdir.
Akad hanedanının kurucusu kral Sargon'dur. İlk olarak Agade isimli başkenti kurmuştur.
Akadlar Sümerlerden farklı olarak bölgeyi merkezi bir idare eline geçirmiştir.
Akad tarihi (M.Ö. 2334-2154)
Akad imparatorluğunun kurucusu kral Sargon'dur. Fotoğrafta gördüğünüz miğfer ona ait olduğu düşünülen miğferdir. Kral Sargon kayıtlara göre 34 savaş yapmıştır ve sınırlarını Mezopotamya'nın dört bir yanına genişletmiştir. Sargon dünyada bilinen ilk imparatorluğu kurmuştur. İmparatorluğun sınırları Doğu Akdeniz'den Bafra Körfezi'ne, oradan Kuzey Anadolu'ya kadar uzanmaktaydı. Sargon'dan sonra yönetime sırasıyla iki oğlu Rimus ve Manishistu geçmiştir
Sargon'un torunu olan Naram-Sin ilk başta devlet sınırlarını korumuş ve topraklarını genişletmiştir. Fakat Naram-Sin'den sonra güç dengeleri değişmiştir. Yönetimde zayıflıklar meydana gelmiştir. Kısa süre içinde Gutiler işgale başlayarak yönetimi ele almıştır.
Sonraki yıllarda kent yöneticileri devlet idaresini ele geçirmiştir. Özellikle Ur şehri yöneticisi devleti tekrardan eski gücüne döndürmek istemiştir. Böylece tarihte Ur şehri, devletin önemli bir gücü haline gelmiştir.
Daha sonraki yıllarda başka kavimler yönetimi almıştır. Akadlar M.Ö. 2154 yılında yıkılmıştır. Devletin sonunun gelmesinin sebebi yoğun göçler, çevredeki toplulukların ve devletlerin istilasıdır.
Yorum Yazın
Yahu arkadaş şu türkleri bi rahat bırakın.Şimdi de Yafes'ten mi geldik.Yok MU'dan geldik felan filan.Zaten bizimkilerin kafasına sı*ayım , ne vardı da gelmiş... Devamını Gör
Orta Asya'da tek düşman Çin'lilerdi. Sürekli Çinlilerle uğraşmaktan sıkılan Türkler heyecan arıyorlardı. Dünya üzerinde her türlü belanın bulunduğu Anadolu'y... Devamını Gör
sumer tabletlerindeki resimler azerbaycanin ilisu kendindeki daq qabartmalarinin resimleridir.burasi hem de tilmun adlanir.sumerler mesopotamiyaya enirken bu... Devamını Gör