Görüş Bildir
Haberler
Dünya Kupası Rehberi

Dünya Kupası Rehberi

Onedio Medya
09.06.2014 - 15:03 Son Güncelleme: 09.06.2014 - 15:24

Dünya Kupası Rehberi

Konu futbolun en büyük şovu olan Dünya Kupası'na gelince nereden başlamak gerektiğini kestirmek güç olabilir. Kupa, 32 takımla, 12 stadyumda 4 yılda bir 5 hafta oynanan milyarlarca euroluk bir prodüksiyon. Dünya genelinde kitleler onu takip etmek için zamanı donduruyor.

Elbette buna bakmanın milyonlarca yolu var. En basit yoldan Dünya Kupası, 5 hafta içinde 64 oyunu izleme ve kimse tarafından yargılanmama fırsatı. Siyasi perspektiften, bir ülkenin futbol turnuvasını ağırlamak üzere seferbirlik ettiği nadir bir durum. Sürüye katılan fanlar içinse, tüm ulusların aynı anda televizyon izlerken yaşadığı heyecana kapılma şansı.

İşte bu yılki Dünya Kupası'nda yolunuzu kaybetmemeniz için işinize yarayabilecek bir rehber, çünkü sevseniz de sevmeseniz de turnuva, muhabbetlerde sandığınızdan çok daha fazla karşınıza çıkacak.

İşin içyüzü

Dünya Kupası yolculuğu 2 yıl önce 200'ün üzerinde takımla başladı. American Samoa ve Maldivler ile oynama imkanı buldu. Bölge bölge bölünmüş, meşakkatli eleme turlarının sonucunda sayı Brezilya'da olacak 32'ye düştü.

Brezilya hariç Dünya Kupası'ndaki her takım aynı süreçten geçti. Brezilya, Kupa'yı ağırlayacak olmasından ötürü doğrudan elemeleri atladı. Diğer yandan kuralların garipliğinden ötürü İspanya, Dünya Kupası biletini almak için 8 maç oynarken, Uruguay 18 maç oynamak zorunda kaldı.)

Geçtiğimiz Aralık'ta 32 ülke belli oldu ve 4'er takımlık 8 gruba ayrıldı. Gruplardaki takımların her biri birbiriyle oynayacak; bu da her ülkenin 3 maç kesin oynayacağı anlamına geliyor. Her gruptan 2'şer takım olmak üzere 16 takım 2. tura çıkıyor. O noktadan sonra turnuva doğrudan nakavt formatına geçiyor: Kazanan bir üst tura çıkıyor, kaybeden eve gidiyor. Yalnızca bir oyun 30 dakikalık uzatma ya da penaltılarda belirleniyor. (Bu an, dünya genelinde herkesin tırnaklarını kemirerek, kazananı beklediği maç oluyor.)

5 hafta ve 64 oyun sonra Rio de Janeiro'da Maracana stadyumunda oynanacak finalle birlikte her şey 13 Temmuz'da sonuçlanıyor.

'Maracana felaketi'

Brezilya'nın Dünya Kupası'nı en son ağırladığı yıl olan 1950'de, ülke henüz ışıltılı futbol tarihini yazmamıştı. Beş büyük şampiyona, meşhur sarı-yeşil jarse ve Pele daha sonra ortaya çıktı. Ancak 1950 kupası, Rio de Janeiro'da Dünya Kupası için yapılmış, 200 bin kapasiteli Maracana stadyumunda oynanan maç, final maçında yazılan tarihin ilk kısmı olacaktı ama aksine, takımın 'en kara günü' oldu.

Dünya Kupası'nın o günlerdeki formatından ötürü teknik olarak bir final yoktu; onun yerine sadece 2. grup etabından sonra oynanan final oyunu vardı. Bu da,rakiplerini ezip geçmiş olan Brezilya'nın ilk kez kupayı kaldırması için Uruguay'ı yenmesi gerektiği demekti.

Mavi şeritli beyaz formayla çıkan Brezilya takımı, kanat oyuncusu Friaça'nın 47. dakikada attığı golle maçı açtı. Ancak asıl eğlence 19 dakika sürdü. Uruguay'in kanat oyuncusu Alcides Ghiggia, Juan Schiaffino'ya beraberlik golünün ortasını yaptı. Skorun 1-1 olmasına rağmen Brezilya'nın hala Dünya Kupası'nı kazanma şansı vardı. Ghiggia'nın ise kafasında başka fikirler vardı. Maçın 79. dakikasında Ghiggia sağ kanattan hareketlenerek orta yapmaya hazırlandı ancak son anda topu, kalecinin her zaman koruması gereken noktaya attı.

Kaleci Moacir Barbosa'nın biyograficisi Roberto Muylaert, Brezilya'da o golün görüntüsünü, 'Zapruder'in Kennedy'nin vuruluşunu anlattığı film gibi' olarak tanımladı ve 'Yalnızca tek bir film var. Bunun olacağını başından sonuna kadar bilirsiniz ama yine de önlemeye çalışırsınız' dedi.

Dakikalar sonra şampiyon Uruguay oldu. Barbosa günah keçisi oldu. Brezilya, 'Maracana felaketi' olarak adlandırdığı olayı hafızalardan silmek için elinden geleni yaptı. Hatta beyaz-mavi formalarından bile vazgeçtiler. Brezilya 8 yıl sonra, 1958 Dünya Kupası'nda 17 yaşındaki Pele'nin kaptanlığında yeniden ayağa kalktı. Ve futbolun en büyük ödülünü kazandıkları 4 kupada da Brezilya bunu hep sarı-yeşil formasıyla başardı.

İşe gitmemeniz gereken gün

Dünya Kupası'nda ilk 15 güne 48 oyun sıkışıyor. Ancak 72 saat televizyon izlemek için işten 2 hafta izin alamayacağınıza göre, işten kesinlikle izin almanız gereken günü söyleyelim: 18 Haziran

O gün 3 büyük maç var. Günün büyük maçlarını Avustralya, 2010'un ikincisi Hollanda ile oynayacağı maçla açacak. Ardından savunma şampiyonu İspanya ve Güney Amerika'nın en heyecan verici takımlarından biri olan Şili oynayacak ve son olarak da 6 gol çıkarabilecek bir maç ekranlarda olacak: Kamerun ve Hırvatistan. Grup etabına eşdeğer tek bir gün.

İlk kez oynayacak olanlar

Eski Yugoslavya ülkelerinden biri ve 1995'ten bu yana sadece FIFA tarafından tanınan uluslararası takımlarla oynamış olan Bosna-Hersek, ilk kez Dünya Kupası'nda oynayacak. Ejderhalar elemelerde çığlık atıyordu, ancak Dünya Kupası'na yeni olan bir takım olarak karşılarında engeller bekliyor.

Son 5 turnuvada, ilk Dünya Kupası deneyimi olan 22 takımdan yalnızca 7'si ayakta kalabildi. O 22 takım, 23 galibiyet aldı, 8 kez berabere kaldı ve 47 kez yenildi. Ancak 1998 kupasında 3. sıraya oturan Hırvatistan ya da 2002'de grup etabında Fransa'yı yene Senegal gibi sürprizler de oldu.

Vahşi stadyum

Brezilya'nın yarısından fazlası yağmur ormanlarıyla kaplı. Bu yüzden de Dünya Kupası'nın tam ortasında bir stadyumun olması uygun, değil mi? İşte Manaus'taki 42,000 kapasiteli ve turnuvanın en karmaşık stadyumu: Arena da Amazonia.

Bölgeye özgü 'hasır sepet' gibi tasarlanmış olan stadyum, Rio'nun 2,700 km uzağında yer alıyor. İşçiler, yağmur sezonundan ötürü sel basacağı korkusuyla stadyumu yetiştirmek için çabalamak zorunda kaldı. Bölge aynı zamanda 32 C derece ile bir hayli sıcak ve yüzde 100 oranda nemli olacak. Bu nedenle de orada oynamayacak olan 24 takım, oynamadıkları için minnet duyuyor.

Kupa

Dünya Kupası her zaman bu Kupa olmadı. 1930'dan 1970'ye kadarki ilk 9 turnuvada, turnuva fikrini öne atan FIFA başkanının onuruna, kazanana Jules Rimet kupası verildi. Kupa, FIFA'nın tanımladığı şekliyle, 'yarı değerli taşlar üzerine oturtulmuş altından olan kup,a üzerinde sekiz köşeli bir tas taşıyan zafer tanrıçası tasviri'ydi.

Bu kupa 1970'de 3. kez Dünya Kupası'nı almasının ardından değiştirildi ve ödül olarak bu kupa Brezilya'da kaldı. Jules Rimet'nin yerine, İtalyan sanatçı Silvio Gazzaniga, 18 karat altından yapılmış, 36.5 cm uzunluğundaki gösterişli bir heykel tasarladı ve bu kupa 1974'teki turnuvadan bu yana kullanılıyor.

Jules Rimet kupası Brezilya'da 1983'te kayboldu Kupanın eritildiği düşünülüyor. Böyle bir olayın günümüzde tekrarlanmaması için kazananlar, ödülle çok kısa zaman geçiriyor. FIFA'ya ait olan kupa kutlamalarda kullanılıyor. Fakat kazanan takımların ülkelerine götürdüğü kupa, teknik olarak FIFA Dünya Kupası Kazanan Ödülü olarak adlandırılan, çok sayıdaki altın kaplama replikalardan biri.

Tüm zamanların en kötü kararları

Dünya Kupası'nın en kötü kararları, sorduğunuz kişiye göre değişir. (Burada bahsedilen, hakemlerin kararları, bu nedenle ABD milli takımının 1994'teki kot forması sayılmıyor.)

Ancak en şüpheli iki kararın ikisi de İngiltere'de görüldü. İngiliz takımının 1966'da final maçını kazanmasında Azeri çizgi hakemi etkili oldu. Tofiq Bahramov, Geoff Hurst'in Batı Almanya'ya yaptığı vuruşun, gol çizgisini geçtiğine karar verdi. Tekrarlar bu golün o kadar da net olmadığını söylüyor. Almanlar ise bu gole hâlâ üzülüyor.

Öte yandan 4 yıl önce şartlar eşitlendi. Frank Lampard'ın Almanya karşısında yaptığı vuruş üst çizgiden sekerek, golün en az 30 cm içinden döndü ancak kabul edilmedi. İngiltere o maçı 4-1 kaybetti.

En azından resmi olarak kabul edilen bu hatalar artık geçmişte kalmış olacak. FIFA, topun kaleye girip girmediğini hakeme net bir şekilde gösteren gol çizgisi teknolojisi kullanıyor. Artık tüm hakemlerin yalnızca, 'atlama', 'topu kasti olarak elle tutmak', 'alay etme', 'forma çekme' ve 'dirsek atma' gibi konularla ilgilenmesi gerekiyor.

Maskotlar

Brezilya ve futbol denildiğinde, doğal olarak akıllara üç kemerli armadillo geliyor, değil mi? 2014 Dünya Kupası maskotu da bir üç kemerli armadillo olan Fuleco! Fuleco'nun özelliği kendisini futbol topu gibi yuvarlayabilmesi ve bu maskot, ayrıca Güney Afrika'nın alışılmadık bir şekilde yeşil tüyleri olan leopar maskotu Zakumi, Fransa'nın 1998'deki mavi horozu Footix ve Almanya'nın 2006'daki pantalonsuz aslan Goleo gibi çizgi film karakteri geleneğini de devam ettirmiş oluyor.

Sık rastlanmayan ve maksatlı olamayan çıplaklığa rağmen, maskot seçimleri çok marjinal değil ama en azından 1970'lerdeki giydirilmiş çocuk maskotlarından daha yaratıcı ve kesinlikle 2002'de Güney Kore'nin maskotu Ato, Kaz ve Nik kadar korkutucu değil.

Yine de şimdiye kadar İspanya'nın 1982'deki portakal şeklindeki maskotu Naranjito ve Meksika'nın 1986'daki maskotu olan Meksika şapkası giymiş jalapeno biberinin orijinalliğine yaklaşabilmiş bir maskot var mı?

WSJ

Kaynak: http://www.wsj.com.tr/article/SB10001...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0