Davutoğlu Bağdat ve Erbil'e Gidiyor
Irak ile ilişkilerinde Maliki sonrasında yeni bir sayfa açmak isteyen Başbakan Ahmet Davutoğlu Bağdat ve Erbil'e gidiyor. Davutoğlu iki günlük ziyaretinde Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı, Türkmenler ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile görüşecek. Gündem, enerji ve güvenlik.
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi'nin 5 Kasım'daki Ankara ziyareti Irak - Türkiye ilişkilerinde Nuri Maliki sonrası açılan yeni bir sayfaydı. Bu ziyaretten tam 15 gün sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun gideceği Bağdat'ta ise yeni dönemin ikinci sayfası yazılacak.
Al Jazeera'nin haberine göre, Başbakanlık kaynakları, Davutoğlu'nun 20 - 21 Kasım tarihinde gerçekleştireceği Irak ziyaretini 'yeni hükümetin kurulmasının ardından ilişkilere yeni bir ivme kazandırılması için önemli bir fırsat' olarak nitelendiriyor. Kaynaklar, 'Türkiye olarak bugüne kadar Irak’ta istikrarın sağlanması için her türlü katkıya hazır olduğumuzu hep dile getirmiştik. Ülkenin yeni bir sürece başlamaya çalıştığı böyle bir dönemde Sayın Başbakanımızın beraberinde bakanlarımız, milletvekillerimiz ve kalabalık bir heyetle Bağdat’a gidiyor olması bile Irak yönetimine verdiğimiz desteği ve ilişkilere verdiğimizi önemi gösteriyor.' dedi.
Davutoğlu 20 Kasım Perşembe günü Bağdat'a gidecek. Irak'ın 8 Eylül 2014'de kurulan yeni hükümetinin Başbakanı Haydar İbadi ile görüşecek. İkili ortak basın toplantısı düzenleyecek. Daha sonra Irak Cumhurbaşkanı Fuad Masum ve Meclis Başkanı Selim Abdullah Cuburi tarafından kabul edilecek olan Davutoğlu, Türkmen milletvekilleriyle de buluşacak. 20 Kasım akşamı Bağdat'tan Erbil'e geçecek olan Başbakan Davutoğlu geceyi orada geçirecek. 21 Kasım Cuma günü de IKYB Başkanı Mesut Barzani ve Kürt bölgesindeki diğer yetkililerle görüşmesi planlanıyor.
Gündem: Enerji ve güvenlik
Başbakanlık kaynakları ziyaretin gündemini, 'ikili ilişkiler, enerji ve güvenlik' olarak tanımladı.
Merkezi Irak hükümetiyle (Bağdat) Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (Erbil), uzun bir süredir devam eden petrol gerginliğini bitirmek için kısa süre önce anlaşmaya vardı. Ankara, Bağdat ile ilişkilerini yakından ilgilendiren bu mutabakattan memnun. Çünkü eski Başbakan Maliki döneminde Kürt petrolünün Türkiye üzerinden dünya pazarına satılması ilişkileri kopma noktasına getirmişti.
Irak'ta Sünni ve Kürt kesimlerin hükümetten önemli beklentileri var. Yeni hükümetin başarı şansı bu beklentileri karşılayabilmesine de bağlı gözüküyor. Sünni kesim daha adem-i merkeziyetçi bir idari yapı oluşturulması ve karar alma mekanizmalarında konumunu güçlendirme arayışı içinde. Kürt kesim ise, IKBY’nin bütçe payını alması ve enerji ihracatı konularında ilerleme kaydedilmesini bekliyor.
Kürt petrolü önemli madde
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, Bağdat hükümetinden ekonomik olarak bağımsız hale gelmek için çıkardığı petrolü Türkiye üzerinden dünyaya pazarlıyor. Petrolden elde edilen gelir Türkiye’de Halk Bankası’nda toplanıyordu. Maliki’nin başbakanı olduğu eski hükümet bu petrol satışını uluslararası mahkemelere taşıdı ve Irak Anayasası’na göre bölgesel yönetimin Bağdat’ın onayı olmaksızın tek taraflı petrol satışı yapamayacağını iddia etti. Kürt Yönetimi, anayasada belirlendiği şekliyle merkezi bütçeden kendisine verilmesi gereken yüzde 17’lik payın verilmemesinin yarattığı ekonomik problemlerle baş edebilmek için başka seçeneğinin olmadığı görüşünü savundu.
Maliki'nin ardından hükümeti kuran Haydar İbadi Kürtlerle sorunu çözme sözü verdi. Kürtler, yeni Irak hükümetine şartlı destek vererek koalisyonda yer aldılar. Irak hükümetinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda koalisyondan çekileceklerini söylüyorlar. Yeni hükümetin Kürt petrolünün satışı konusunda Türkiye ile nasıl bir ilişki geliştireceği ise henüz açıklanmış değil.
Türkiye ziyareti sırasında gazetecilerle buluşan Irak Dışişleri Bakanı “Irak ile Türkiye arasında petrol konusunda herhangi bir kriz söz konusu değil. Olmuş bitmiş bir sorundur, biz yeni bir sayfa açacağız” dedi. Erbil ile olan sorunun anayasal çerçevede çözüleceğini ve petrolün Türkiye üzerinden Avrupa pazarına açılacağını söyleyen Caferi şöyle konuşmuştu:
“Kürt petrolünün satışından elde edilen gelir şu an emin ellerdedir, bu konuya bu ziyarette değinmedik. Ancak bu daha sonra değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Sonraki dönemde ele alacağımız konuların başında bu geliyor. Irak petrolünün dağıtımı da merkezi hükümetin sorumluluğundadır.”
Başbakanlık kaynakları ziyaret öncesinde 'Irak’ın kendi kaynaklarını kullanarak bir an önce ekonomik ve siyasi istikrara kavuşması için her türlü katkıyı vermeye hazırız.” ifadesini kullandı.
IŞİD ile mücadele
Yeni Irak Hükümetinin önündeki en önemli konulardan biri, IŞİD tehdidi karşısında güvenlik yapısının gözden geçirilmesi. Bazı istatistiklere ve siyasilerin açıklamalarına göre Irak ordusunda Şiilerin oranı yüzde 95. Bu oran, özellikle Sünnilerce Irak ordusunun milli bir Irak ordusu olmaktan çok bir Şii ordu olduğu eleştirilerine neden oluyor ve güvensizlik nedeni sayılıyor.
Önceki hükümet döneminde neredeyse tümüyle tek bir mezhebin tekeline giren ordunun profesyonel bir anlayışla yeniden yapılandırılması ve yerel güvenliğin Ulusal Muhafız Birlikleri aracılığıyla sağlanması ülke gündemindeki temel konulardan biri.
Uluslararası koalisyonun hava desteği ve Irak merkezi hükümetine bağlı birlikler ile Irak Kürt Bölgesi’ne (IKB) bağlı Peşmerge arasında sağlanan eşgüdüm sayesinde IŞİD’in yaz aylarında kaydettiği hızlı ilerleme şimdilik durduruldu. Hatta Irak güvenlik güçleri son dönemde sahada kazanımlar elde edebildi.
IŞİD başta olmak üzere uluslararası terörle mücadele Davutoğlu’nun temaslarında yine önemli bir başlık olacak. Türkiye, IŞİD’i ortaya çıkaran sebeplerin öncelikli olarak hedef alınması ve bu sebeplerin ortadan kaldırılmasını da içeren kapsamlı bir yaklaşım gerektiğini savunuyor.
Türkiye, Irak’ta merkezi hükümetin Sünnileri dışlayan mezhepçi politikalarının IŞİD’i besleyen ana faktör olduğu görüşünde. Esed devrilmediği sürece IŞİD benzer yapıların yaşamaya devam edeceğini her platformda söylüyor.
Türkiye, IŞİD ile mücadelede öncelikle Sünnilerin ve ülkedeki diğer etnik ve mezhebi grupları siyasal sisteme dâhil olabilecekleri, kendilerini güvende hissedebilecekleri bir ortamın hazırlanması gerektiğini savunuyor. Yapısal reformlara gidilmediği sürece Irak’ta IŞİD veya benzeri yapıların kendilerine taban bulmakta zorlanmayacağına inanan Türkiye, bir yandan bu değişimlerin bir an önce başlatılmasını, eş zamanlı olarak da IŞİD ile askeri mücadelenin sürmesini istiyor.
Irak’ın yeni hükümeti ise her ne kadar geçmişteki hükümetin hatalarını tekrarlamayacağını ve daha kapsayıcı olacağını söylese de henüz somut adımlar atmadı. Irak hükümeti IŞİD ile mücadele stratejisini büyük oranda İran ve ABD’nin askeri stratejilerine endekslemiş durumda. Irak, Esed rejimine destek için Suriye’ye yabancı Şii savaşçı gönderen merkezi ülke pozisyonunda. Maliki hükümeti döneminde Şii savaşçıların Suriye’ye geçişi çoğunlukla teşvik ediliyordu. Yeni hükümet de bu tavrı devam ettiriyor.
Irak Dışişleri Bakanı Caferi Ankara’daki ziyaretinde, Türkiye’den askeri alanda yardım talep ettiklerini açıklamıştı:
“Koalisyondan askeri alanda yardım talep ettik. Bunlar eğitim, donanım ve istihbarat bilgileri. Türkiye'nin de terörle mücadelede güçlü bir altyapısı var. Eğit-donat alanında Türkiye'nin tecrübelerinden yararlanmak istiyoruz. Bu ziyarette Türkiye ile bir güvenlik, silah satış anlaşması yapılmadı. Ama herhangi bir ülkeyle belli bir anlaşma yapmanın önünde engel yoktur. Ancak biz kendi güvenliğimizi bu destekle birlikte kendimiz sağlayacağız, Irak’ın egemenliğini koruyacağız. Topraklarımızda yabancı bir ülkenin üs kurmasını, yabancı askerleri istemiyoruz.”
Türkmenlerle görüşecek
Başbakan Davutoğlu Irak ziyaretinde ayrıca Türkmen milletvekilleriyle de biraraya gelecek. Türkmenler IŞİD saldırıları sonrası Irak’taki Türkmen halkının korunmasız kaldığını düşünüyor. Irak Türkmen Cephesi kayıtlarına göre, IŞİD'in Musul'u ele geçirdiği 9 Haziran tarihinden bu yana yaklaşık 350 bin Türkmen yaşadıkları yerlerden göç etti. Türkmenlerin yaşadığı birçok bölge IŞİD'in eline geçerken, bugüne kadar Irak ordusunun hava operasyonları, IŞİD saldırıları ve göç sırasında çoğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 500 Türkmen de hayatını kaybetti.
Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşet Salihi, kısa süre önce Türkmenlerden bir silahlı güç kurmanın gündemlerinde olduğunu açıkladı. Salihi; 'Bir Türkmen gücü oluşturulması ve bu gücün silahlandırılması için Başbakan Haydar İbadi'den talepte bulunduk. Merkezi hükümet, talebimize olumlu cevap vermezse o zaman biz de Kürtlerin yaptığı gibi Batı ülkeleri ve ABD’den silah isteyeceğiz' dedi.
Kaynak: Didem Özel Tümer | Al Jazeera