Görüş Bildir

Halk Bankası Haberleri

Halk Bankası ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Halk Bankası ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

Ve Süleyman Aslan Yeniden Halkbankası'nda
17 Aralık'taki operasyon kapsamında tutuklanan ve bir süre önce serbest bırakılan eski Halk Bankası Genel Müdürü Aslan, bankaya yönetim kurulu üyesi oldu  Taraf gazetesinden Hüseyin Özay'ın haberine göre 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda Türkiye Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde, ayakkabı kutusu içinde 4.5 milyon dolar sakladığı ortaya çıkmıştı. paranın kara paratransferine aracılık edilmesi nedeniyle alınan rüşvetlerden oluştuğuiddia edilmişti. Aslan ve hükümet üyeleri ise, söz konusu 4.5 milyon doların “imam hatip” yaptırmak için hayırsever işadamlarından toplanan para olduğunu öne sürmüşlerdi. Ayakkabı kutusu içindeki 4.5 milyon doların kaynağına yönelik tartışmalar sürerken mahkeme, Aslan’ı geçtiğimiz hafta bir şekilde serbest bıraktı.Aslan’ın yerine ise, 7 Şubat tarihinde atama yapıldı. Hükümet, Ali Fuat Taşkesenlioğlu’nu, daha önce vefat eden kurul üyesi Ahmet Kahraman’ın yerine kurul üyesi olarak atadı. Ardından da Taşkenlioğlu, bankanın genel müdürü seçildi. Dolayısıyla, yeni genel müdür, Süleyman Aslan’ın değil vefat eden Kahraman’ın yerine atandı. Böylece, Aslan hapishanede yatarken koltuğunu da kaybetmemiş oldu. TOPLANTILARA DA KATILACAK Kamu bankalarında, ilk önce yönetim kurulu atanıyor. Yönetim kurulu üyeleri de kendi aralarında bir genel müdür seçiyorlar. Dolayısıyla, yönetim kurulu üyeleri Taşkenlioğlu’nu genel müdür seçtiği için, Aslan’ın genel müdürlüğü gitmiş oldu. Ancak, Aslan aynı bankadaki yönetim kurulu üyeliğini devam ettirecek. Banka kaynakları da, Aslan’ın diğer yönetim kurulu üyeleri gibi özlük haklarını almaya devam edeceğini ve Aslan’ın yönetim kurulu toplantılarına da katılacağını bildirdiler. Aslan, isterse yönetim kurulu üyesi olarak, makam arabası, lojman, makam odası gibi hizmetlerden de yararlanabilecek.Aslan, genel müdür olarak yaklaşık 30 bin lira maaş alıyordu. Yönetim kurulu üyesi olarak maaşı düşecek. Ancak, Aslan’ın tutuklanması ile birlikte bloke edilen iki aylık maaşı ise ödenecek. Öte yandan, geçtiğimiz hafta 4.5 milyon doların Aslan’a iade edildiği öne sürülmüş ancak bu iddia yalanlanmıştı. Banka kaynakları, 4.5 milyon doların halen Aslan’a iade edilmediğini bildirdiler.thelira.com
Daha Düne Kadar Kamu Kaynakları Cemaate Hibe Edilmiyor muydu?
Abdurrahman Dilipak: AK Partililer bir yandan da şimdiden kendi içlerine bakmalılar. Ve bundan sonrası için daha dikkatli olmalılarT24Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak , Gülen cemaatini eleştirerek, “Daha düne kadar kamu kaynakları bu yapıya hibe edilmiyor muydu? Kültür merkezleri, bilgi evleri bunlara kiralanmıyor muydu yok pahasına? Yurt-okul diye imar planlarında değişiklikler yapılıp, kimseye tanınmayan imtiyazlar bunlara verilmiyor muydu?” diye sordu.Abdurrahman Dilipak’ın Yeni Akit gazetesinin bugünkü (9 Mart 2014) nüshasında yayımlanan “Kendim ettim kendim buldum” başlıklı yazısı şöyle:Kendim ettim kendim buldumDün İstanbul’da Hukukçular Derneği’nin, Hukuk Fakültesi öğrencilerine yönelik “Darbeler ve Hukuk” konulu dizi konferanslarının sonuncusunda konuşmacıydım.Dernek yöneticisi arkadaşlarla, katılımcılarla konuşuyoruz da, haklı sitemleri var. Daha bu olaylar patlamadan kısa süre önce, paralel yapının örgütlediği Boğaziçi, Mizan, Adalet ve Hukuk gibi derneklerin açılışına bakanlar katılmış, hatta 500.000 liraya yakın proje desteği sağlanmış ve ardından kriz patlayınca hükümet aleyhinde ilk suç duyurusunda bulunanlar bunlarmış.Besle kargayı oysun gözünü derler ya, o hesap!Teşvikler, muafiyetler büyük ölçüde bunlara gidiyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Meclis Başkanı, ne kadar “Devletlü”, işadamı sanatçı, sporcu varsa cemaatin peşinde. Yabancılar da alkışlıyor, yerliler de. İşadamları keselerin ağzını açıyor. Sıradan insanlar, gençler nasıl inanmasın anlatılanlara.Daha düne kadar kamu kaynakları bu yapıya hibe edilmiyor muydu? Kültür merkezleri, bilgi evleri bunlara kiralanmıyor muydu yok pahasına? Yurt-okul diye imar planlarında değişiklikler yapılıp, kimseye tanınmayan imtiyazlar bunlara verilmiyor muydu?AK Parti’nin, Genel Merkezden taşra teşkilatına kadar kendini bir özeleştiriye tabi tutup “Nerede yanlış yaptık” sorusunu sorması gerekir kendine...Hâlâ birtakım “şüpheli” kişiler var saflarının arasında. Talihsiz sürprizlerle karşılaşmamak için bunları ayıklaması gerekir.Hükümet karşıtları, yolsuzluk ve fuhuş konusunda samimi değiller. Maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Mut’a nikahından söz ediyorlar, Mut’a da olmadan yenilen haltlar ne oluyor?Yolsuzluk dosyalarını bugüne kadar niçin beklettiler acaba? Ya da eğer bu bir “Temiz toplum” projesi ise, o zaman niye bekliyordunuz? Şantajcılık, öbür ahlaksızlıklardan daha hafif bir şey değil. “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bir bakış açısı ile, korkutup, teslim aldıklarınız sütten çıkmış ak kaşık mı oluyorlar?Tamam rüşvetçiler, hırsızlar, uçkur düşkünleri cezalandırılsın. Ama torpilciler, üniversite ya da personel sınavında soruları çalanlar da, haksız olarak yandaşlarını ödüllendirip terfi ettiren ve kendilerinden olmayanların sicilleri ile oynayanlar, yargıyı manipüle edenler de cezalandırılsın.Sahi şu Halk Bankası Genel Müdürü o rüşveti aldı ise kime çok daha büyük bir haksız menfaat sağladı da, kamuyu zarara uğrattı?Kamu kaynaklarını yağmalayanlar, komplo ve iftiralar ile hükümeti ele geçirmeye çalışanlardan da hesap sorulmalı.Sahi Ergenekon ve Balyoz’da bu paşaları, bu subayları kim niçin içeri tıktı ve ne oldu da şimdi salıveriyorlar?Gezi’de ne oldu? Koç’la bu muhabbet nereden kaynaklanıyor?Cemaat ABD, AB, Vatikan ve İsrail’de bu muhabbet ve güveni nasıl sağladı?Yabancıların güvenini kazanırken kendi ülkesinde nasıl bu kadar yalnızlaştı?Bağlıları dışında kimse bunlara güvenmiyor. Bu kadar büyük bir öfkeyi nasıl hakettiler!Şimdi sempatizanlarını, CHP, MHP, SP, BBP’ye özellikle de Sarıgül’e oy vermeye, bu da olmazsa oy kullanmamaya, ya da oylarını iptal etmeye çağırıyorlar.Ne nedir, şunun şurasında 3 hafta kaldı, görülecek. Ve sonra derin devlet, Paralel devlet, darbeciler, kayıt dışı ekonomi, kayıt dışı siyaset, yağmalanan kamu kaynakları, haksız bir şekilde elde edilen ne varsa hesabı sorulacak.AK Partililer bir yandan da şimdiden kendi içlerine bakmalılar. Ve bundan sonrası için daha dikkatli olmalılar. Parti, milletvekili, belediye arasında ucuz köşe kapmaca oyunlarının ötesine geçip, bu krizden ders alıp gereken yapılmalı.Bir musibet, bin nasihattan iyidir.Ha bu bize ders olsun.Selam ve dua ile.
Umut Oran’dan Hükümete “Tape” Bombardımanı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ile bakanları ve  AKP’lilerin usulsüzlüklerini içeren telefon görüşmelerini TBMM zeminine taşıdı. Oran, son çıkan tapelerle ilgili olarak Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan’a 5 ayrı önergede 32 soru yöneltti.Sabah-atv’nin gizli sahibi Erdoğan mı?CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın Arınç ve Babacan’a yönelttiği sorular şöyle:Recep Tayyip Erdoğan ile damadı Berat Albayrak arasında geçen bir telefon görüşmesi dün akşam sosyal medyada paylaşıldı. İkili arasında Sabah-atv hisse devri görüşülmesi yapılması karşısında Sabah-atv’nin gizli sahibi Recep Tayyip Erdoğan mıdır?Erdoğan ile damadı Berat Albayrak’ın Katar Devleti'nin yatırım ajansına ait Lusail şirketinin, Sabah-atv'deki yüzde 25 hissesinin durumunu görüşmesinin gerekçesi nedir?Berat Albayrak'ın Katar'ın yazılı onayı olmadan Sabah-atv'nin yüzde 75 hissesinin bile devredilemeyeceğini, yazılı onay alınması gerektiğini vurgulaması karşısındaKatar’dan söz konusu yazılı onay alınmış mıdır?RTE Katar’a 5 yılda kaç kez gitti?Erdoğan’ın 'Ahmet (Çalık) Bey dedi. Cezire'nin başındaki Samir mi ne varmış, yani bir gidip görüşsek dedi' diyerek 10-15 gün içinde bu konuyu şahsen çözmek için kendisinin gideceğini belirtmesi karşısında, Recep Tayyip Erdoğan Katar’a son 5 yıl içerisinde kaç kez resmi gezi düzenlemiştir? Erdoğan’ın Katar ziyaretlerinin tam tarihleri nedir?Sabah-atv’nin hisse devri için Erdoğan ve ailesinin Başbakanlık makamının yetki ve gücünü kullanmasının gerekçesi nedir?Basın organlarının satışı/devri hükümet görevi mi?Hükümetiniz, her basın yayın kuruluşunun satışı ve hisse devri için bu tür girişimlerde bulunmakta mıdır?Hükümet olarak 11,5 yıllık iktidarınız döneminde hangi basın yayın kuruluşlarının hisse satışı, devri, el değiştirmesi, sahiplik yapısının değiştirilmesi konusunda girişimlerde bulundunuz?Berat Albayrak’ın, Sabah-atv’nin yüzde 25'inin Ethem Sancak’a devredilebileceğini belirtmesi karşısında, bu konuda hükümet olarak hangi adımları attınız?Bilal, basılmamış Sabah-Takvim’in manşetini nereden biliyor?Dün akşam sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu belirtilen bir konuşmada, 17 Aralık 2013’te başlayan Büyük Rüşvet ve yolsuzluk Operasyonu sonrasında hükümet yanlısı yayın yapan gazetelerin 18 Aralık 2013’te hangi manşetle çıkacağını anlatılmaktadır. Bilal Erdoğan, bir gün sonra Takvim gazetesinin “Vaiz lobisi”, Sabah gazetesinin ise “Kaset olmadı dosya verelim” manşetiyle çıkacağını nereden bilmektedir?Bilal Erdoğan’ın ertesi gün bu iki gazetenin çıkacağı manşeti söyledikten sonra, “Onlar tamamen hazır babacığım, şu an sizin talimatlarınızı bekliyorlar. En tepeden vurmaya başlayacaklar” demesinin gerekçesi nedir? Sabah-atv ve diğer yandaş gazetelerin manşetlerini Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan veya görevinizden dolayı siz mi belirliyorsunuz?Görüşmede Bilal Erdoğan’ın sözünü ettiği “Bunlar haddini bilecek. Bitecek bu iş artık, ün üstüne gidene kadar bir şey yapılması lazım” dediği kişiler killerdir? Bu kişilere yönelik hükümetinizin bir eylem planı var mıdır, içeriği nedir?Atılacak adımlar görevden almalar mıydı?Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Aralık 2013’ün ilk saatlerinde yapıldığı belli olan bu telefon görüşmesinde söylediği “Bugün atılacak adımlar var zaten, iş epey şeye girecek” dediği adımlar hangileridir? 17 Aralık savcılarının, İstanbul İl Emniyet Müdürü ile İstanbul TEM, KOM Ve İstihbarat şubelerinin dağıtılması da söz konusu “atılan adımlar”dan mıdır?MİT, yandaşa bilgi mi sızdırıyor?Bilal Erdoğan’ın yandaş gazete yöneticileri için aktardığı “hele bir de bize biraz malzeme gelse MİT’ten” yakınmasını dile getirmesi karşısında MİT’ten yandaş basın kuruluşlarına bilgi-belge, istihbarat akışı başladı mı? MİT’in görevleri arasında hükümetin yandaşlarına bilgi-belge, istihbarat  aktarmak da bulunuyor mu? Bu yasadışı talep ve işlem karşısında hangi idari önlemleri aldınız? Bu kapsamda görevini kötüye kullandığı saptandığı için ceza verilen MİT personeli var mıdır, varsa bunların sayısı ve 10 yıl içerisinde yıllara göre dağılım nedir?MİT görevini iyi yapamıyor mu?Bilal Erdoğan’ın MİT’ten yandaş basına bilgi aktarılması talibi üzerine Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bakacağız, bizden malzemeye daha çok ulaşıyor işte” tepkisi , MİT’in görevini yeterince iyi yapamadığı, basının istihbarata daha çabuk ve etkin ulaştığı anlamına mı gelmektedir?MİT, Tivnikli-Fatih Saraç telefon kaydına niye bakıyor?Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine Abdullah Tivnikli ile Fatih Saraç’ın geçmişte yaptıkları kimi telefon görüşmelerinin kaydının MİT tarafından çıkartılarak Tivnikli’ye teslim edildiği doğru mudur?MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın özel kalem müdürünün ismi Edip Ali Y. mudur?MİT Özel Kalem Müdürü ile Tivnikli’nin bu amaçla sık sık telefonda görüştükleri doğru mudur?Abdullah Tivnikli ile Fatih Saraç’ın hangi tarihler arasındaki telefon kayıtları çıkarılmış ve nerede, ne zaman, kim tarafından kime, hangi yöntemle, nasıl teslim edilmiştir?Herkesin telefonu mu takip altında?MİT Müsteşarlığı, Türkiye’de yaşayan herkesin iletişimin izleyip takip mi etmektedir? Fatih Saraç’ın geçmiş aylara dönük telefon kaydının çıkartılarak bir başkasına (Abdullah Tivnikli) özel işleri için teslim edilmesi nasıl mümkün olabilmiştir?Türkiye’de kaç kişinin benzeri biçimde tüm iletişim kayıtları kaydedilmektedir? Bu kayıtlar ne kadarlık bir süre için MİT arşivinde tutulmaktadır? Söz konusu kayıtlar imha ediliyor mu, ne zaman, hangi kişilerce hangi yöntemle imha ediliyor?MİT, AKP karşıtı herkesi mi takip ediyor?Recep Tayyip Erdoğan, kabine üyeleri veya AKP aleyhine konuşan herkesin iletişimi MİT tarafından tespit mi edilmektedir? Bu genel ve milyonlarca insanı ilgilendiren izleme-takip işlemi hangi mevzuata dayanılarak yapılabilmektedir? Buna izin veren merci/makam kimdir, iznin tarih ve sayısı kaçtır?Gelmeyen Sayıştay raporlarıDün akşam sosyal medyaya yansıyan bilgilere göre Başbakanlık Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ile AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli arasında Sayıştay raporlarının TBMM’ye gönderilmemesi ile ilgili olarak yapılan görüşmede, “TBMM’ye iyi ki gelmedi. Çünkü raporlar çok berbat. Yani hükümeti ciddi anlamda… Var ya bu raporlar gelmiş olsaydı…” demesinin gerekçesi nedir?Meclis’te duman ederlerdi?Bu sözler üzerine Hasan Doğan’ın “bizi Meclis’te duman ederlerdi” demesinin gerekçesi nedir? Raporlarda yer alan usulsüzlük ve yolsuzlukların üzerinin örtülmesi amacıyla mı hükümetiniz Sayıştay raporlarının TBMM’ye gönderilmemesi için düzenleme yaptı?Canikli’nin Sayıştay’ı kastederek “Hepsi bizim adamımız baktığınız zaman” demesinin gerekçesi nedir? Sayıştay anayasal, bağımsız bir kurum değil midir? Sayıştay üyelerinin seçiminde, denetçi alımında AKP hükümetine bağlılık gibi özellikler mi arıyorsunuz?Canikli’nin sözünü ettiği “Sayıştay 2013 raporlarındaki müthiş şeyler” nelerdir?İleride herkesi mahkemede süründürürlerBaşbakanlık Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın “İleride herkesi mahkemede süründürürler” dediği hükümet yolsuzluk ve usulsüzlükleri midir? İleride mahkemelerde yargılamaya konu olacak AKP hükümeti, Bakanlar Kurulu üyelerinin iş ve işlemleri nelerdir? Bu konularla ilgili idari inceleme yapılması talimatı verdiniz mi verecek misiniz?Bağımsız teftişler geri mi gelecek?Bakanlık teftiş kurullarının kaldırılarak, dışardan ‘bağımsız’ denetim yapılmasının yanlış olduğunu ısrarla savunan CHP’nin haklılığının ortaya çıkması karşısında Canikli’nin de sözün ettiği biçimde “eski sisteme dönüşü” ne zaman sağlayacaksınız? Bağımsız teftiş kurullarının yeniden kurulması için Canikli’nin “acilen başlamamız lazım” dediği çalışmalar hangi aşamadadır?Babacan, Rıza Zarrab için girişimde bulundu mu?Zarrab'ın, Happani'ye 'Senin verdiğin rapor vardı ya, o raporu verdim, incelemiş... Euro olarak diyor ki aldıklarımızda bir 10 kağıt daha aşağı aldım diyor' ifadelerini kullanması karşısında 17 Aralık 2013 tarihinde kamuoyuna yansıyan büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında bakanlık olarak Ali Babacan kamu maliyesi ve düzenleyici kuruluşları nezdinde herhangi bir girişimde bulundu mu, girişimleri var ise akıbetleri ne olmuştur, hangi sonuçları aldı?Süleyman Aslan’a “2 milyon” incelemesiBu telefon görüşmesinde Happani’nin 'Hesabı kitabı belli hangi tarihte ne verdiğimiz belli bizim. Önüne koymak lazım' demesi üzerine, Zarrab’ın 'Süleyman'a vermişiz ona geçmişizdir' karşılığını vermesi ve Happani’nin de 'Zaten iki milyon Süleyman'a verdiğimiz para...' diye konuşması karşısında 17 Aralık’ta tutuklanan ve 14 Şubat 2014’te salıverilen, tutuklandığında Halk Bankası Genel Müdürü olan Süleyman Aslan hakkında bu konuşmalar sonrasında Ali Babacan inceleme talimatı verecek mi, inceleme/araştırma talimatı verdiyse sonucu ne olmuştur?Babacan, MASAK’a başvurdu mu?Tutuklandığında evinde ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar nakit para çıkan ve salıverildikten sonra Halkbank Yönetim Kurulu üyesi yapılan Süleyman Aslan’ın kişisel para trafiği ile ilgili olarak karaparanın aklanması kapsamında inceleme yapılması amacıyla Ali Babacan Mali Suçları Araştırma Kurumu’na (MASAK) başvurdunuz mu? Başvurdunuzsa sonucu ne olmuştur?MASAK niye harekete geçmedi?MASAK’ın bu tür bir gelişmeyi kamuoyundan öğrenir öğrenmez kendiliğinden harekete geçmesi gerekmiyor mu? MASAK bu konuda herhangi bir inceleme başlatıp, size ve bağlı/ilgili  kurumlarınıza 17 Aralık operasyonu ile ilgili olarak herhangi bir talepte bulundu mu, bilgi aktardı mı? Size ulaşan MASAK talebi varsa hangi yanıtı verdiniz, hangi işlemleri yaptınız?
Başbakan'dan NTV'ye Baskı İddiası
Başbakan Erdoğan ile işadamı Ferit Şahenk arasında geçtiği iddia edilen yeni bir ses kaydı internette yayınlandı. Sosyal medya hesabı ‘Başçalan’dan yayınlanan son ses kaytında 2 konuşmaya yer veriliyor. Başbakan Erdoğan ile Başdanışmanı Yalçın Akdoğan arasında geçtiği öne sürülen konuşmada, Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen ses 17 Aralık operasyonun ardından Halk Bankası’yla ilgili iddiaları yanıtlamak için Yiğit Bulut’un NTV televizyonunda bir programa çıkarılmasını istiyor. Akdoğan’a ait olduğu öne sürülen ses ise bu konuda görüşmeler yaptığını ancak NTV yöneticilerinin Yiğit Bulut’u yayına çıkarmak istemediğini anlatiyor. Başbakan Erdoğan ve Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk arasında geçtiği öne sürülen diğer ses kayında ise Başbakan Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses, Yiğit Bulut’un NTV’de bir programa çıkarılmasını istediklerini ancak kanal yöneticilerinin “İşte biz burda çok baskı altındayız, hakaret aliyoruz. Gezi olaylarının başka bir versiyonu” olarak nitelendiren Erdoğan’a ait olduğu öne sürülen sesin kanal yönetiminden olumlu bir dönüş almadıklarını söylemesi üzerine Şahenk’e ait olduğu iddia edilen ses “Konuyu Yalçın’la organize edeceğiz” yanıtını veriyor. Cumhuriyet
11 Mart Salı Akşamı Berkin Elvan Protestoları ve Müdahaleler
Gezi olaylarında yaralanan ve 269 günlük yaşam mücadelesini kaybeden Berkin Elvan için 28 ilde düzenlenen gösterilere polis müdahale etti. Gözaltılar var.İstanbul Gezi Parkı olaylarının yaşandığı dönemde evden ekmek almak için çıkan ve başına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan dün hayatını kaybetti. 269 gündür İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşam mücadelesi veren 15 yaşındaki Berkin Elvan dün Sabah 07.00'de hayata gözlerini kapadı ve tüm yurt yasa boğuldu.BUGÜN TOPRAĞA VERİLECEKBerkin Elvan'ın hayatını kaybetmesinden sonra annesinin feryadı yürekleri dağlarken siyasilerden de çok sert tepkiler geldi. İstanbul Valisi'nin mesajı da tepkiler çekerken küçük Berkin'in cenazesi bugün Okmeydanı'ndaki cemevinde düzenlenecek törenden sonra toprağa verilecek.POLİS MÜDAHALE ETTİElvan'ın ölümü tüm yurdu derin yasa boğdu ve 28 ilde Berkin Elvan için protesto gösterileri düzenledi. Polis göstericilere müdahale ederken çok sayıda eylemcide gözaltına alındı.İşte yurt genelinde yapılan protestolarda yaşanan gelişmelerİSTANBULTAKSİMGezi eylemlerinde başından vurularak yaralanan ve 269 gün sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın ölümünü protesto eden yüzlerce kişi Taksim'de toplandı.İstiklal Caddesi'nde polis müdahalesi sırasında bir gösterici akrepin altında kalmaktan son anda kurtuldu. Akrepin İstiklal Caddesi'nde ilerlediği an bir grup göstericin bağırışları duyuldu. Akrep durdu, kendinden geçmiş bir gösterici arkadaşlarının yardımı ile akrebin önünden kaldırıldı. Olay yerinden uzaklaştırılarak bir kafeye götürülen gösterici daha sonra ambulansla konuldu.BEŞİKTAŞBeşiktaş Çarşı'da Kartal heykeli önünde toplanan kalabalık slogan atarak eylem yaptı. Kalabalık, Ak Parti'nin bir hafta önce açılan seçim bürosunu dağıttı. Daha sonra Şişli tarafından Taksim'e doğru yürüyüş başladı. Kalabalığa Harbiye Orduevi önünde polis gazlı müdahalede bulundu.NİŞANTAŞIBeşiktaş'tan Taksim'e doğru yürüyüşe geçen kalabalık grup, Nişantaşı Valikonağı Caddesi üzerinde polis tarafından durduruldu. Grubun yürüyüşe devam etmek istemesi üzerine, polis göstericilere gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti. Ana cadde bir anda gaz bulutu altında kaldı. Çevredeki esnaf ve yoldan geçenlerin de gazdan etkilendiği görüldü. Bazı göstericiler caddeye barikat kurarak ateşe verdi. Polis grubu dağıtırken, barikatlardaki ateşler de TOMA'dan sıkılan tazyikli suyla söndürüldü.Olaylar sırasında, cadde üzerindeki apartmanların pencerelerine çıkan vatandaşlar da tencere-tava çalarak eylemcilere destek verdi. Polisin kovaladığı göstericiler ara sokaklara kaçarak dağıldı. Ancak bir süre sonra Ergenekon Caddesi üzerinde toplanmalar başladı.KADIKÖYKadıköy Altıyol'daki Boğa Heykeli önünde toplanan yaklaşık bin kişilik kalabalık, sloganlar atarak Berkin Elvan'ın ölümünü protesto etti.Protestocular arasından bir grup ise Söğütlüçeşme Caddesi üzerinden Ak Parti Kadıköy İlçe Merkezi'ne doğru yürüyüşe geçti. Ancak polis ekipleri göstericilere tazyikli su ve gaz bombasıyla müdahale etmeye başladı. Gruptan bazı kişiler de polise taş, şişe ve havaifişekle karşılık verdi. Bu sırada, çevredeki çok sayıda kişi gazdan etkilendi. Çatışmanın ortasında kalan gözleri görmeyen bir kişi ise, polisler tarafından olay yerinden uzaklaştırıldı.AVCILARAvcılar'da da Ak Parti'ye ait bir seçim aracı yakıldı. Polisin yoğun gazla müdahalede bulunduğu olaylarda bir kadının yaralandığı öne sürüldü. Avcılar'da polisin çok sayıda eylemciyi gözaltına aldığı belirtiliyor.ANKARAİstanbul'daki Gezi Parkı gösterileri sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan için Ankara'da eylemler yapıldı. Kızılay Güvenpark'ta toplanan gruba polis gazlı sulu müdahale etti.Eylemciler ise havai fişeklerle polislere karşılık verdi. Eylemcilerin bir kısmı ara sokaklara kaçarken; bir kısmı ise yakındaki AVM ve işyerlerine sığındı. Müdahele sırasında gazdan etkilenenler de ambulansla hastaneye kaldırıldı.İZMİR269 gün sonra dün Sabah yaşamını yitiren 15 yaşındaki Berkin Elvan, İzmir'de yere bırakılan ekmeklerle anıldı.İzmir Konak Meydanı'nda ve Kıbrıs Şehitleri Caddesi girişinde protesto için oturan İzmir Liseli Meclisleri adlı grup eylemde Elvan'ın fotoğrafları ile yere bıraktıkları ekmekler dikkat çekti. Liseli öğrenciler ellerinde, 'Hüznünüzü isyana dönüştürün', 'Hocam düşünüyorum yok yazmayın', 'Berkin Elvan ölümsüzdür', 'Haziran'ın en güzel çocuğu' yazılı' dövizler taşıyıp sloganlar attı.KOCAELİKocaeli Üniversitesi'nde Berkin Elvan için düzenlenen eylemde çıkan arbede sonucu 3 kişi gözaltına alınırken, 4 polis memuru ise yaralandı.Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü'nde toplanan bir grup öğrenci, Gezi olayları sırasında yaralanan ve bugün hayatını kaybeden Berkin Elvan için eylem düzenledi. Rektörlük binası önünde toplanan öğrenciler, bina önünde barikat kuran güvenlik görevlileri ile tartıştı. Tartışma sonrası Rektörlük binasına girmek isteyen öğrencilere güvenlik görevlileri izin vermeyince arbede yaşandı. Güvenlik görevlilerine taş atan grup, olay yerine gelen çok sayıda Çevik Kuvvet ekibinin müdahalesiyle kampüs içine dağıldı.Polis, biber gazı ve tazyikli suyla müdahalede bulundu. Öğrenciler ise taş atarak karşılık verdi. Çıkan karışıklıkta 4 polis memuru yaralanırken, 3 öğrenci gözaltına alındı.TUNCELİTunceli'de Berkin Elvan için düzenlenen yürüyüşün ardından bir grup, polis araçlarına taş atınca, polis de tazyikli suyla müdahalede bulundu.Tunceli'de Berkin Elvan için düzenlenen yürüyüş nedeniyle bir araya gelen yüzlerce kişi Cumhuriyet Caddesi üzerindeki yürüyüşün ardından yolu trafiğe kapatarak, oturma eylemi yaptı. Eylemin ardından grupta bulunan yüzleri maskeli bazı şahısların Şehit Nahit Polis Karakolu önünde güvenlik önlemi alan polis araçlarına taş atması üzerine polis, tazyikli suyla göstericilere müdahalede bulundu. Polisin müdahalesiyle ara sokaklara kaçan göstericiler buradan da taş ve sopalarla polis araçlarına saldırdı.ADANABerkin Elvan için Adana'da araya gelen bir grup ile polis arasında arbede çıktı. Polis, tazyikli su ve gaz bombasıyla göstericileri dağıttı.Adana Atatürk Parkı'nda yaklaşık 500 kişilik bir grup, Berkin Elvan için bir araya geldi. Eylemciler Atatürk Caddesi'nden yürüyüşe geçerek Ak Parti Il Başkanlığı binasının olduğu bölgeye gitmek istedi. Ancak bu noktada göstericiler polisle karşı karşıya geldi. Polis, Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) ile tazyikli su sıkarak ve gaz bombası atarak gruba müdahale etti. Göstericilerin taş ve sopa dışında havai fişek de kullandıkları görüldü. Caddede ateş yakan eylemciler çevredeki çöp konteynerlerini devirdi.KAYSERİKayseri'de bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Gezi Parkı eylemleri sırasında ekmek almaya gittiği sırada başından biber gazı fişeğiyle vurulan Berkin Elvan için Ak Parti il binasına yürüdü. 'Hırsız var, katil var' sloganları ile yürüyen kalabalık, Ak Parti il binası önünde basın açıklaması yaptıktan sonra temsili olarak somun ekmeği bıraktı.Gezi Parkı eylemleri sırasında ekmek almaya gittiği sırada başından biber gazı fişeğiyle vurulan Berkin Elvan, 269 gün sonunda yaşam mücadelesini kaybetti. Berkin Elvan'ın ölümü nedeniyle Kayseri'de de tepki eylemi vardı. Sivas Caddesi'nde bir araya gelen sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri daha sonra Ak Parti İl binasına doğru yürüyüşe geçti. Grup, 'Hırsız var, katil var', 'Berkin'in katili AKP'nin polisi', 'Hükümet istifa', 'Berkin Elvan burada Bilal nerede?', 'Anaların öfkesi katilleri boğacak' sloganları attı. Berkin Elvan'ın fotoğraflarının yer aldığı dövizleri taşıyan yaklaşık 2 bin kişi için Kayseri polisi de geniş güvenlik önemleri aldı. Kalabalığı Ak Parti İl Binası önünde TOMA ve çevik kuvvet ekipleri karşılayıp, grubun binaya yaklaşmasına engel oldu. Bu sırada kalabalık ıslıklarla durumu protesto etti.Daha sonra siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden oluşan bir heyet Ak Parti İl Binası önünde basın açıklaması yaptı. KESK Şubeler Platformu adına açıklamayı yapan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Kayseri Şube Başkanı Fatmagül Bayat, 'Bugün aramızdan ayrılan Berkin Elvan 269 gün boyunca hepimize sadece benim uyanmam yetmez. Bu ülkedeki adaletsizlikten, hukuksuzluktan beslenen faşizan sisteme karşı halkın yani hepimizin uyanması gerekir, mesajını vermiştir. Berkin'in ölümü uyuyanları sarsan, bir deprem karanlığını aydınlatan ışık olacaktır. Berkin'in 269 günlük yaşam mücadelesini ile verdiği bu mesajının gereğini yerine getirmek boynumuzun borcudur.' dedi. Kalabalık daha sonra olaysız şekilde dağıldı.TEKİRDAĞTekirdağ'da lise öğrencilerinin yaşamını yitiren 15 yaşındaki Berkin Elvan için düzenlediği yürüyüş polis ekiplerince engellendi. Yürüyüşten vazgeçerek basın açıklaması yapan liseliler daha sonra dağıldı.Tekirdağ'da yaklaşık 200 lise öğrencisi ellerinde döviz ve afişlerle Tuğlalı Park'ta toplandı. Gezi Parkı eylemleri sırasında gaz fişeğiyle yaralanan ve 269 gün yoğum bakımda tedavi gördükten sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan için Ak Parti binasına yürümek istedi. Hükümet Caddesi üzerinde kaldırımdan yürüyen öğrencileri polis ekipleri durdurarak yürümelerine izin vermedi. Bunun üzerine parka geri dönen liseliler burada basın açıklaması yaptıktan sonra dağıldı.DÜZCEDüzce'nin Akçakoca İlçesi'nde üniversite öğrencileri Berkin Elvan'ın ölümünün üzüntüsünü yaşarken, ellerindeki ekmeklerle protestoda bulundu.Düzce Üniversitesi öğrencisi yaklaşık 50 kişi, Akçakoca Merkez Camii'nin karşısında bulunan alanda toplanarak protestoda bulundu. Gezi eylemleri sırasında ekmek almaya giderken başına isabet eden gaz kapsülü ile yaralanan Berkin Elvan'ın tedavi gördüğü hastanede ölmesinin üzüntüsünü yaşayan öğrenciler, ellerinde ekmekler ve 'Hiçbir ekmek bu kadar pahalı olmamıştı', 'Eylemci olmanıza gerek yok, ekmek almakta yeter', 'Katiller halka hesap verecek', 'Çocuklar ile cellatlar aynı evrende yaşamamalı, ya cellatlar ölmeli, ya çocuklar hiç doğmamalı', 'Katiller halka hesap verecek' yazılı dövizler taşıdı. Öğrenciler, 'Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek', 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sloganları atarken, öğrencilerden Mert Erkin yaptığı konuşmada, 'Berkin Elvan'ın yaşamını yitirmesinin en büyük sorumlusu 'Emri ben verdim' diyenlerdir. Bu ülkede ölmek için eylemci olmaya gerek yoktur, zaten ekmek almaya gitmeniz yeterli olacaktır. Gençlik olarak onu öldürenlere inat Berkin'imizi yaşatacağız. Silivri zindanlarını yıktığımız gibi, tertiplerini bozduğumuz gibi Berkin'in de, devrim şehitlerinin de hesabını soracağız' dedi. Gençler basın açıklamasının ardından dağıldı.BALIKESİRBalıkesir'de Demokrasi ve Emek Platformu (BALDEP), Gezi Parkı olayları sırasında başına isabet eden gaz fişeğiyle ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede dün Sabah hayatını kaybeden Berkin Elvan için yürüyüş düzenledi.BALDEP üyesi kalabalık bir grup akşam saatlerinde Yeşilli Meydanı'nda toplanarak yağmur altında oturma eylemi yaptı. Gezi Parkı olayları sırasında başına isabet eden gaz fişeğiyle yaralanan ve 269 gündür SSK Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'de yoğun bakımda tedavi gören Berkin Elvan'ın ölümü Balıkesir'de protesto edildi. Önce oturma eylemi yapan grup sık sık hükümet ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde slogan attı. Üzerinde Berkin Elvan'ın resimleri ve çeşitli yazıların bulunduğu pankartlar taşıdı.Bir süre meydanda oturan grup daha sonra Mekik Sokak üzerinden slogan atarak Milli Kuvvetler Caddesi üzerinden Ali Hikmet Paşa Meydanı'na kadar yürüdü. Binlerce kişinin katıldığı yürüyüş esnasında sık sık 'Berkin Elvan ölümsüzdür', 'Hükümet istifa', 'Katil Tayyip', 'Katil var' şeklinde slogan attı. Burada basın açıklaması yapan grup daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.DENİZLİDenizli'de Delikliçınar Meydanı'ndaki Denizli Belediyesi Hizmet Binası'nın yan cephesindeki Aile Sağlık Merkezi'nin terasına çıkan 4 kişi, 'Berkin'in hesabı sorulacak' yazılı afiş astı. Ardından da 'Berkin'in hesabı sorulacak', 'Katiller hesap verecek' sloganları atmaya başladı. Polis, kamuya ait binada eylem yapılamayacağını belirtip, sonlandırılmasını istedi. Ancak uyarılara aldırmayıp, slogan atmayı sürdüren 4 kişi, polisler tarafından yaka paça terastan indirildi. Gözaltına alınıp, zorla ekip otosuna bindirilen eylemciler, Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Polis, bu sırada gözaltılara tepki gösterin 2 kişiyi daha gözaltına aldı. Yaşananları şaşkınlıkla izleyen çevredekiler, polisin tutumunu eleştirdi. İsim vermek istemeyen vatandaşlar, 'Asıl gözaltına alınması gerekenleri almıyorsunuz, gençlerden ne istiyorsunuz?' diyerek, tepkilerini dile getirdi. Polisin meydandan ayrılmasının ardından, gerginlik sona erdi.ADIYAMANAdıyaman'da Berkin Elvan için protesto gösterisi düzenleyen öğrenciler protestolarını yağmurun şiddetini artırmasıyla sonlandırarak dağıldı.SİVASTürkiye Gençlik Birliği üyeleri, Gezi Parkı eylemleri sırasında yaralanan ve 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan için Sivas'ta toplandı.Kent meydanından toplanan grup açtıkları pankartlarla 'Berkin Elvan ölümsüzdür, Berkin Elvan onurumuz' sloganları atarak Gezi olaylarında yaralanan ve daha sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın ölümünü protesto ettiler.Ekmek almaya giderken yaralanan Berkin Elvan'ı temsilen ekmek getiren grup daha sonra mum yaktı. Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.ZONGULDAKZonguldak'ın Ereğli ilçesinde Gezi olaylarında ağır yaralanarak 269 gün kaldığı yoğun bakımda hayatını kaybeden Berkin Elvan için protesto yürüyüşü gerçekleştirildi. Ereğli Eğitim Fakültesi öğrencilerinin gerçekleştirdiği eyleme katılan Ülkü Ocakları üyeleri, Berkin Elvan için Fatiha okudu. Bazı protestocular alana ekmek bıraktı.Gezi olaylarında ağır yaralanması sonucu tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan için Ereğli'de protesto eylemi gerçekleştirildi. Çeşitli bölgelerde toplanan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi ve Yüksekokul öğrencileri, Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek Berkin'in ölümüyle ilgili çeşitli sloganlar attı.  Eylem sırasında alana giren ve Ereğli Ülkü Ocaklarından geldikleri öğrenilen bir grup ile polis kısa süreli görüşme yaptı. Aynı sırada eyleme katılanlardan tepki gösterilmesi üzerine, ülkücü grup içinde yer alan Sertan Kuzu, eyleme destek amacıyla geldiklerini, Berkin için Fatiha okumak istediklerini söyledi. Bunun üzerine öğrencilere yanaşan grup, Fatiha okuduktan sonra alandan ayrıldı.Fakülte öğrencisi olduğu öğrenilen Yağmur Erkan, burada yaptığı konuşmada, Berkin Elvan'ın, Gezi Parkı eylemleri sırasında evine ekmek almaya gittiğini söyledi. Erken, Berkin'in Okmeydanı'ndan geçtiği sırada polisin attığı gaz fişeği ile başından yaralandığını hatırlatarak, 'Berkin Elvan bugün hayata gözlerini yumdu. 15 yaşında, 16 kilo olarak bizlere veda etti. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 269 gündür yaşam mücadelesi veren Berkin Elvan, 16 kiloya kadar düştü. Bizler çocukların oyun oynamasını istiyoruz, ölmesini değil. Çocuklar öldürülmemeli. Siyaseti unutun. Bizler vicdan azabımızı alıp buraya geldik. Bizler vicdanımızla buraya geldik. Hiçbir siyasi kuruluşun altında kalmadan, bağımsız bir biçimde burada, Berkin'i savunmaya geldik. Çocukları hatırlayın. Ekmek almaya giden çocukları. Onları bakkala göndermeyin. Bu ülke bakkala gidecek bir çocuğu bile öldürecek kadar zalimdir. Berkin Elvan ölmedi, ölmeyecektir.' dedi.Konuşmaların ardından Berkin için alkış tutuldu. Bu arada bazı öğrenciler beraberinde getirdikleri poşet içerisindeki ekmekleri alanın ortasına bıraktı. Polisin çevrede güvenlik oluşturduğu eylem bir süre daha atılan sloganların ardından olaysız sona erdi.TRABZONTrabzon Dayanışma Platformu çatısı altında toplanan sivil toplum örgütü temsilcilerinden oluşan yaklaşık 250 kişi, Atatürk Alanı'nda toplandı. Gösterinin başlangıcına CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu da katıldı. Uzunsokak'tan yürüyerek Merkez Postane önüne gelen grup, hükümet aleyhine sloganlar attı. Grup, 'Hoşçakal Güzel Çocuk', 'Onların çocukları çalıyor, bizim çocuklarımız ölüyor', 'Milyon dolarları bir günde eritemeyenler Berkin'i eritti', 'Berkin uyanamadı, uyan Türkiye', 'Berkin sana söz, alamadığın ekmeği Bilal'e yedirmeyeceğiz' yazılı pankartlar taşıdı. Merkez Postane önünde yapılan basın açıklamasını okuyan Muhammet İkinci şunları söyledi:'Bugün kara bir sabaha uyandık. Berkin Elvan kardeşimizi kaybettik. Acımız sonsuz ve tarifsizdir. İktidarın faşizan baskılarının giderek yoğunlaşması, yaşam alanlarına müdühaleyi, tahammülsüzlüğü, kin ve nefreti slogan haline getirmesi sonucu patlak veren Gezi direnişinde yitirdiğimiz canlarımıza Berkin Elvan kardeşimiz de eklendi. Onların çocukları çalıyor, bizim çocuklarımız ekmek almaya giderken öldürülüyor. Onlar için kefen siyaset yapma aracı, bizim için hayatın çıplak yüzü. 14 yaşında vurulan bir çocuğu 15 yaşında toprağa veriyoruz. O 269 gün yoğun bakımda direndi. Berkin Elvan, Haziran direnişimizde yitirdiğimiz sekizinci canımız oldu. Onu vuranlar bulunamadı çünkü Berkin Elvan milyonları çalan iktidar partisi üyelerinin değil, emekçi çocuğuydu. Berkin Elvan'ı vuranları gizliyorlar çünkü AKP iktidarı için polisin çocukları vurması destan, hırsızları yakalaması darbe girişimidir. Berkin bugün onun arkasından derslerini boykot eden kardeşleriyle sokakları dolduran yüz binlerle ve onun acısını yüreğinin en derinlerinde hisseden milyonlarla sonsuz bir geleceği yürümeye devam edecektir.'  Yürüyüşün ardından dağılan grup Ak Parti seçim bürosunun önünden geçerken camlara vurup slogan atınca tartışma çıktı. Seçim bürosundan çıkan Ak Partililerle gruptaki CHP'liler kısa süre tartıştı, ancak gerginlik çevredekiler tarafından büyümeden önlendi.SAMSUNBerkin Elvan için Öğretmenevinde toplanan bir grup, İstiklal Caddesi'nden yürüyüşe geçti. Sloganlar atan grup, Ak Parti belediye başkan adaylarının seçim bürolarına ve reklam panolarına zarar verdi.Lise Caddesi'ni takip eden grup, Cumhuriyet Meydanı'ndan Ak Parti Samsun İl Başkanlığına yürümek istedi. Grup, çevik kuvvet ekipleri, TOMA ve panzerlerin kapattığı yoldan ilerlemek istedi. Polisin dağılın uyarısına uymayan, taş, pet şişe ve sopalarla saldıran gruba müdahale edildi.Çıkan olaylarda 20 kişi gözaltına alındı. Gruptakiler daha sonra ara sokaklara ve caddelere girerek dağıldı.KONYAKültürpark'ta bir araya gelen grup, 'Berkin Elvan ölümsüzdür' sloganları eşliğinde oturma eylemi yaptı. Burada bir süre, hükümet ve polis aleyhine sloganlar atan gruptakiler Gedavet Parkı'na doğru yürüyüşe geçti.Grubun Gedavet Parkı'na gidişi sırasında trafik bir süre aksadı. Burada bir süre sloganlar atan gruptakiler daha sonra dağıldı.ÇANAKKALEİskele Meydanı'nda sivil toplum kuruluşlarının üyeleriyle öğrencilerden oluşan kalabalık basın açıklaması yaptı.Daha sonra yürüyüşe geçen yaklaşık 3 bin kişi, İnönü Caddesi'ndeki Ak Parti seçim koordinasyon merkezine geldi. 'Katil Polis', 'Polis Simit Sat Onurlu Yaşa' ve 'Hükümet İstifa' sloganları atan grup, bir polis aracını sprey boya ile boyadı, seçim koordinasyon merkezine yumurta ve tuvalet kağıdı attı.Grup daha sonra aynı cadde üzerindeki emniyet müdürlüğünün binasının duvarlarına sprey boya ile yazılar yazdı. Buradan Ak Parti İl Başkanlığı binasına gelen gruptakiler slogan atarak İskele Meydanı'nı geçiçi bir süre trafiğe kapadı.Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşe CHP Çanakkale milletvekilleri Ali Sarıbaş ve Serdar Soydan ile Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan destek verdi.ESKİŞEHİRBerkin Elvan için protesto yapan ve yolu trafiğe kapatan gruba, polis müdahale etti.Yenibağlar Mahallesi Üniversite Caddesi'nde toplanan grup, yürüyerek Kurtuluş Mahallesi Yunusemre Caddesi'ne geldi. Bu sırada polis, gruba dağılmaları yönünde uyarı bulundu.Dağılmayan grup, yolda barikat kurup, polise taşlı, şişeli ve havai fişekli saldırıda bulundu. Bunun üzerine polis, tazyikli su ve biber gazıyla müdahalede bulundu. Göstericiler ara sokaklara dağıldı.AYDIN269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan Aydın’da da anıldı.Sevgi yolunda bir araya gelen grup, slogan atarak Adnan Menderes Bulvarı boyunca ellerinde meşale, pankart ve döviz ile slogan atarak yürüyüş yaptı. Yürüyüş sırasında bazı apartmanlarda vatandaşlar, gruba ışıklarını söndürerek bazıları da tencere çalarak destek verdi. Berkin Elvan için düzenlenen yürüyüş, Kent Meydanı’nda son buldu.Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı protesto yürüyüşüne katılanlar hükümet aleyhine slogan attılar. Ak Parti Aydın il binası önünden geçerken yuh çeken grup, basın açıklamasının ardından olaysız şekilde dağıldı.GAZİANTEPGaziantep'te, Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden 15 yaşındaki Berkin Elvan'ın ölümünü yaklaşık bin kişilik kalabalık tarafından protesto edildi. Gruptakui bazı kişilerin Ak Parti seçim bürosuna saldırmak istemesi üzerine müdaha eden polisle aralarında kısa süreli arbede yaşandı. .Gezi Parkı olayları sırasında başından yaralanan Berkin Elvan'ın 269 gün süren tedavi sonrası yaşamını yitirmesinin ardından Gaziantep Üniversitesi önünde toplanan yaklaşık bin kişilik kalabalık, sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti. '14 yaşında direnen, 15'inde bir kahraman olan çocuklarız', 'Ben lafa değil, cinayete bakarım', 'Berkin Elvan, kokar artık bütün ekmekler' yazılı pankartları taşıyan gruptakiler, sık sık 'Berkin'in katili AKP'nin polisi', 'Faşizme karşı omuz omuza' ve 'Berkin Elvan onurumuzdur' sloganları attı.Yürüyüşe katılan kalabalıktaki bazı kişiler, Karataş Mahallesi'ndeki Ak Parti seçim bürosuna saldırmak istedi. Seçim bürosundaki bayrak ve afişleri indirmek isteyen kişiler ile polis arasında kısa süreli arbede yaşandı. Arbedenin ardından bölgeye çevik kuvvet ekipleri takviye olarak gönderildi. Takviye kuvvetler, yürüyüş güzergahındaki siyasi partilerin seçim büroları önünde önlem aldı. Yaklaşık 2 kilometre yürüyüş yapan grup, tekrar Gaziantep Üniversitesi önünde gelip, olaysız şekilde dağıldı.MERSİNBerkin Evlan'ın ölümünü protesto etmek için saat 19.00 sıralarında ellerinde dövizlerle Forum Alışveriş ve Yaşam Merkezi önünde toplanan yaklaşık 2 bin kişi daha sonra Ak Parti Yenişehir İlçe binasına doğru yürüyüşe başladı. Gazi Mustafa Kemal Bulvarı'nı takiben Tulumba köprüsü kesimine ulaşan eylemci grubun önü parti binasına yaklaşık 150 metre kala Çevik Kuvvet polisi, panzer ve TOMA'lar tarafından kesildi. Grup burada Ak Parti binasına yürümekte ısrar edince polis araçlarından eylemin kanunsuz olduğu ve dağılmaları yönünde sürekli uyarı anonsları yapıldı. Ancak grubun içinden polislerin üzerine taş, yumurta ve havai fişeklerin atılması ve güvenlik güçlerinin de karşılık vermesiyle ortalık birden savaş alanına döndü. Eylemcilerle polisler arasında yaşanan kovalamacalar sonunda çok sayıda eylemci gözaltına alınırken, grubun parti binasına ulaşmaması için olay yerine takviye olarak gönderilen çok sayıda polis çevrede güvenlik önlemleri aldı.Polisin müdahalesiyle gruptakiler ara sokaklara kaçmaya başlarken, atılan taşlar nedeniyle de 2 polisin yaralandığı ve götürüldükleri Mersin Devlet Hastanesi'ne tedavi altına alındığı belirtildi. Halk Bankası ile Ak Parti'nin tüm seçim bürolarında polis yoğun güvenlik önlemi aldı.MUĞLABerkin Elvan için Muğla’da da protesto gösterisi düzenlendi.Sınırsızlık Meydanı'nda akşam saatlerinde bir araya gelen binlerce üniversite öğrencisi, çeşitli sloganlar attı. Daha sonra Cumhuriyet Meydanı'ndan hareket geçen kalabalık grup, Recai Güreli, Baki Ünlü, Hasan Ercan, Hasan Ali Yücel ve Cumhuriyet caddelerinde yürüyerek, 'Katil Erdoğan', 'Hükümet istifa', 'Muğla uyuma katillerden hesap sor', 'Katil polis hesap verecek' şeklinde sloganlar attı. Ardından Sınırsızlık Meydanı'na tekrar gelen grup, burada da sloganlar atmaya devam etti. Emniyet güçlerinin, Ak Parti Il Başkanlığı ve Ak Parti seçim bürolarında geniş güvenlik önlemleri aldığı gözlendi.UŞAKBelediye Meydanı'nda toplanan CHP, ÖDP, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Eğitim-Sen ve Uşak Barosu üyelerinden oluşan yaklaşık bin kişilik grup, ellerinde Türk Bayrağı, dövizler ve ekmeklerle Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na yürüdü. Polis ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aleyhinde sloganlar atarak ilerleyen grup, Atatürk Anıtı önünde durmayıp, Atapark'a yöneldi. İsmetpaşa Caddesi ve Orhan Dengiz Bulvarı grubun yürüyüşü nedeniyle trafiğe kapandı. Orhan Dengiz Bulvarı'nda gruptan bazı kişiler, elektrik direklerine bağlı olan Ak Parti bayraklarını kopardı.Grup adına Atapark'ta basın açıklaması yapan Eğitim Sen Uşak Şube Başkanı Burak Yavaş, 'Polisin attığı gaz bombası fişeğinin başına isabet etmesiyle ağır yaralanan Berkin Elvan, adına yakışır bir mücadele örneği sergiledi. Ülkenin her yanından yükselen 'Uyan Berkin' çığlığına 269 gün süren mücadelesi ile cevap vermeye çalışan küçük bedeni bu yorgunluğa daha fazla dayanamadı. Berkin Elvan, 269 gün boyunca hepimize 'Sadece benim uyanmam yetmez. Bu ülkedeki adaletsizlikten, hukuksuzluktan beslenen faşizan sisteme karşı halkın, hepimizin uyanması gerekir' mesajını vermiştir. Berkin'in yaşam mücadelesi ile verdiği bu mesajın gereğini yerine getirmek boynumuzun borcudur' dedi.Grup, basın açıklamasının ardından olaysız dağıldı.ANTALYAAntalya'da akşam saatlerinde Berkin Elvan için toplanan grupla polis arasında gerginlik yaşandı. Polisin TOMA ve biber gazıyla müdahale ettiği gruptakilerden bazıları ise polise havai fişek attı.Gezi Parkı eylemleri sırasında ekmek almaya giderken kafasına isabet eden biber gazı kapsülü nedeniyle 269 gün komada kaldıktan sonra Sabah saatlerinde hayatını kaybeden Berkin Elvan için öğle saatlerinde Akdeniz Üniversitesi'nde başlayan eylem, akşam saatlerinde Kazım Özalp Caddesi, ardından Cumhuriyet Meydanı'nda devam etti. Kapalı Yol girişinde toplanan yüzlerce kişi 'Berkin Elvan Ölümsüzdür' pankartları ve Berkin Elvan fotoğraflarıyla yürüdü. Cumhuriyet Meydanı'na doğru yapılan yürüyüş sırasında polisin yakın bölgelerde barikat kurduğunu gören grup, duruma tepki gösterdi.Sonrasında gruptan bazıları polise taş attı, bazıları da çevredeki dükkanlardan eline geçirdiği masa ve sandalyeleri fırlattı.Biber gazı kullanarak grubu dağıtmaya çalışan polis geri çekilmek zorunda kaldı. Grup daha sonra yürüyüşüne devam etti. Atılan taşlardan dolayı iki polisin hafif şekilde yaralandığı belirtildi. Gruptakilerden bazıları ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarının bulunduğu billboardları karaladı, afişlerin üzerine 'Hırsız var', 'Katil var' diye yazdı.Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan grup, burada eylemini sürdürdü. Hükümet ve polis aleyhine slogan atan gruba bir süre sonra polis müdahale etti. Gruptakilerden bazıları polise havai fişek attı. Polis ise TOMA'lar ve biber gazıyla gruba müdahale etti.BURDURBurdur'da bir grup, Berkin Elvan için oturma eylemi yaptı.Gezi olaylarında yaralanan ve bugün Sabah saatlerinde hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın fotoğrafının bulunduğu afişe karanfiller koyan öğrenciler, Cumhuriyet Parkı girişinde oturma eylemi yaptı. Öğrenciler kaval eşliğinde ağıt yaktı. Fikir Kulübü Federasyonu öğrencileri tarafından düzenlenen oturma eyleminde CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız da destek verdi. Oturma eyleminin devam ettiği öğrenildi.BİLECİKİstanbul'daki Gezi Parkı gösterileri sırasında yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Berkin Elvan için Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi öğrencileri eylem yaptı.Akşam saatlerinde Bilecik Şehitler Parkı önünde toplanan Bilecik Üniversitesi öğrencileri sağanak yağışın altında mum yakıp yerde oturan öğrenciler birçok pankart açtı.Bilecik Üniversitesi Şeyh Edebali Üniversitesi öğrencilerinden olan İslam Ergül, yaptığı konuşmasında ekmek almaya giderken polis gaz fişeği ile başından vurulan Berkin Elvan için toplandıklarını belirtti.Ergül, konuşmasının ardından gezi eylemleri sırasında ölen Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert ve Ethem Sarısülük'ün isimleri söylenerek, öğrenciler 'Burada' diye bağırdılar. Bazı öğrenciler göz yaşlarını tutamadılar.Öğrenciler eylemlerinden sonra Berkin Elvan'ın fotoğrafını çiçeklerin arasına koyarak, fotoğrafın yanına mum diktiler ve olaysız bir şekilde dağıldılar.AFYONKARAHİSARAfyonkarahisar'da bir grup, Gezi Parkı olaylarında yaralanan ve bugün hayatını kaybeden Berkin Elvan için eylem yaptı.Türkiye Liseliler Birliği (TLB) Afyonkarahisar Temsilciliği üyeleri, Merkez PTT binası önünde toplandı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Zeren Alatepe, 269 günlük yaşam mücadelesini kaybeden Berkin Elvan'ın, acısının çok büyük olduğunu, Berkin Elvan'ı ölüme mahkum edenlerden hesabının sorulması gerektiğini söyledi. Alatepe, ayrıca Berkin Elvan'ın ölümünü protesto için bir süre derslere girmeyeceklerini de kaydetti. Grup açıklamanın ardından olaysız bir şekilde dağıldı.haberler.com
AKP Esnafı Da “Sıfırladı”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdiğini bildirdi. Nevşehir, Burdur ve Bartın başta olmak üzere 17 ilde durumun çok daha vahim olduğunu, bakkal, bayi ve büfe esnafının işyerlerinin daha çok kapandığını vurgulayan Umut Oran, '30 Mart'ta esnaf da kendisinin sıfırlayan AKP'yi sıfırlayacaktır. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir' dedi. Yazılı açıklama yapan Umut Oran, CHP'nin esnaf ve sanatkara yönelik proje ve çözüm önerilerini de anlattı. Umut Oran'ın açıklaması şöyle: TESK’in 2005’ten bu yana tuttuğu kayıtlara göre, AKP iktidarının son 9 yılında toplam 1 milyon 145 bin 641; yani yılda ortalama 135 bin esnaf ve sanatkâr mesleği bırakarak sicil kaydını sildirdi. Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü oluşturdu. Bu dönemde faaliyetine son veren esnaf ve sanatkâr sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine denk geliyor. 1.5 milyon dolayındaki mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan, toplumun sigortası konusundaki esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir; bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliğin azalmasındaki önemli rolü yadsınamaz. - CHP olarak bizler, esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine ve rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörüyoruz. Ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumun orta direği olan esnaf ve sanatkâr kesim, AKP iktidarı döneminde ağır darbe yedi. AKP iktidarı, küçük esnafı, perakendecilik sektörüne giren büyük sermaye gruplarına ezdirdi. Bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkısı, istihdam artışı-işsizliği azaltmadaki önemli rolü dolayısıyla Türkiye’nin demografik yapısı açısından son derece büyük önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimde, AKP döneminde tam bir yaprak dökümü yaşandı. Ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’ler, esnaf ve sanatkâra büyük darbe vurdu ve vurmaya da devam ediyor. Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle rekabette zorlanıyor, mevzuattan kaynaklanan sorunlar, ağır mali yükler altında eziliyor. 9 yılda 1,2 milyon esnaf ve sanatkâr faaliyetini sonlandırdı Esnaf ve sanatkârların çatı kuruluşu olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu’nun (TESK) istatistik kayıtlarını tutmaya başladığı 2005’ten, Şubat 2014’e kadar olan dönemde 1 milyon 212 bin 73 esnaf ve sanatkâr “sicil terkini” yaptırdı, yani faaliyetine son vererek kaydını sildirdi. Buna göre yılda ortalama 135 bin dolayında esnaf ve sanatkar mesleki faaliyetini bırakmak, işyerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Sicil Gazetesi’nde yayımlanan ilanlardan derlenen bu verilere göre; aynı dönemde esnaf ve sanatkârlık için sicil kaydı yaptıranların sayısı ise 1 milyon 709 bin 438 oldu. Buna göre Ocak 2005-Şubat 2014 döneminde ticari faaliyeti bırakan esnaf ve sanatkâr sayısı, aynı dönemde bu alanda faaliyete geçenlerin yaklaşık dörtte üçünü (yüzde 71) oluşturdu. Anılan 9 yıllık dönemde faaliyetine son verenlerin sayısı Şubat sonu itibariyle 1 milyon 510 bin dolayında bulunan faaliyetteki mevcut esnaf ve sanatkâr sayısının da yaklaşık yüzde 80’ine karşılık geliyor. 17 ilde durum çok vahim Bu dönemde mesleği bırakanların yeni ticaret hayatına atılanlara oranı özellikle Nevşehir, Burdur, Bartın gibi illerde rekor kırdı. Bunlarla birlikte Aydın, Ardahan, Balıkesir, Ordu, Kars, Bolu, Amasya, Afyon, Eskişehir, Düzce, Trabzon, Konya, Artvin veKırıkkale’de de sicil kaydını sildirenlerin sayısı, yeni kayıt yaptıranların üzerinde; Kastamonu, Manisa, Bingöl, Rize, Muğla, Kırşehir, Kütahya, Sinop, Gümüşhane, Niğde, Zonguldak, Karaman ve Yalova’da ise iki sayı neredeyse başa baş gerçekleşti. Mesleği bırakanların, yeni başlayanlar oranı üç büyük kentte de rekor düzeylere ulaştı. Kapanma rekoru bakkal, bayi ve büfelerdeSicil terkini yapan esnaf gruplarının başında bakkallık, bayilik, büfecilik; kahvecilik, kıraathanecilik ve internet kafe işletmeciliği; minibüsçülük; taksicilik; kadın ve erkek kuaförlüğü; nakliyecilik ve nakliye komisyonculuğu; kamyonculuk, kamyonetçilik; lokantacılık; pazarcılık; servis aracı işletmeciliği geliyor. Kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, piknik ve dinlenme yeri işletmeciliği; tuhafiyecilik; şoförlük; konfeksiyon imal ve satıcılığı; otobüsçülük; kafe, kafeterya, kahvaltı salonu işletmeciliği; emlakçılık; aperatif yiyecek maddeleri imal ve satıcılığı; turistik, otantik hediyelik ve hatıra eşya imal ve satıcılığı ve hırdavatçılık da en fazla sicil terkini yapılan işler arasında... AKP, AVM’de ranta baktı esnafı unuttu AKP iktidarı, küçük esnafı, büyük sermayeye karşı koruyucu önlemleri almadı. Büyük sermaye gruplarının perakendecilik sektörüne girerek bu işi büyük ölçekli zincirlerle yapma eğilimi sonucunda İstanbul, Ankara, İzmir gibi metropoller başta olmak üzere ülke genelinde pıtrak gibi çoğalan AVM’lerin sayısı 300’e ulaştı. Daha önce çarşı ve pasaj dükkânlarında gerçekleşen perakende ticaret, ülke genelinde yaygınlaşan AVM’lerde toplanırken, kentlerin geleneksel dokusundaki bozulma ve çarpık gelişme de bununla at başı gitti. Kentlerin en merkezi yerlerine dikilen AVM’ler, bir yandan halkın ortak kullanım alanı olan ve nefes almasını sağlayan yeşil alanlar ve meydanları yok ediyor, bir yandan da kent ekonomisi ve demografisinin en önemli unsurları olan küçük mağaza ve işyerlerinin varlığını tehdit ediyor. Esnaf ve sanatkâr kesim nüfusun yüzde 10’u… Şubat sonu itibariyle sayıları 1 milyon 510 bin 945 olan mevcut esnaf ve sanatkârlar, aileleriyle birlikte düşünüldüğünde ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Esnaf ve sanatkâr sayısında nüfusuyla orantılı olarak İstanbul 169 bin 761 kişiyle başı çekiyor. Bu ili 98 bin 429 esnaf ve sanatkârla İzmir, 71 bin 299 kişiyle Ankara, 63 bin 719 kişiyle Antalya, 57 bin 102 ile Bursa, 44 bin 409 kişi ile Konya, 43 bin 12 kişiyle Mersin, 40 bin 475 kişiyle Manisa izliyor. Daha sonra 38 bin 547 kişiyle Adana ve 37 bin 407 kişiyle Balıkesir geliyor. Ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkârların yüzde 44’ü bu on ilde kayıtlı. Bölgelere göre bakıldığında ise ülke genelindeki toplam esnaf ve sanatkarların yüzde 25.9’unun Marmara’da olduğu görülüyor. Bu bölgede esnafın nüfusa oranı yüzde 1.7 düzeyinde. Ülkedeki tüm esnaf ve sanatkarların yüzde 18’i Ege, yüzde 15.2’si Akdeniz, yüzde 14.6’sı İç Anadolu, yüzde 13.1’i Karadeniz, yüzde 7’si Güneydoğu, yüzde 6.2’si Doğu Anadolu bölgesinde. Esnaf sayısının bölge nüfusuna oranı yüzde 2.8’le Ege’de en yüksek düzeye ulaşıyor. Karadeniz yüzde 2.6 ile ikinci sırada…   Esnaf ve sanatkâr toplumun sigortası… Esnaf ve sanatkârlarımız, ekonomik ve sosyal yapımızın istikrar unsuru, toplumumuzun orta direğidir. Esnaf ve sanatkârlar, özellikle işletme sayılarının çokluğu, ülke çapında istihdama sağladıkları büyük katkı, bölgesel sosyoekonomik dengelerin kurulması ve üretimde azımsanmayacak bir paya sahip olmaları nedeniyle, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ekonomik ve sosyal yapının önemli bir unsurudur. Anayasamız devletin esnaf ve sanatkârları koruyup desteklemesini hükme bağlıyor.  Dolayısıyla esnaf ve sanatkârı koruyup desteklemek anayasal bir görevdir… Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısında esnaf ve sanatkârlar ve küçük işletmelerin önemi saymakla tükenmez. Daha az yatırımla üretim yapabilmeleri ve ürün çeşitliliği sağlamaları, emek-yoğun çalışarak ve ülke çapında istihdam yaratarak işsizliği azaltmaya katkıda bulunmaları, istihdamı daha düşük maliyetle sağlamaları bu kesimin ülke ekonomisi açısından önemini gösteriyor. Bu kesim talep değişikliklerine daha kısa sürede uyum sağlama becerisine sahip, ekonomik dalgalanma ve krizlerden korumasız olarak etkilenmekle beraber, bu şartlara genellikle büyük işletmelerden daha kolay ve çabuk uyum sağlayabiliyor. Bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarını azaltmaya katkıda bulunan esnaf, sanatkâr ev küçük işletmeler, yan sanayi olarak büyük ölçekli firma ve yatırımları destekliyor ve tamamlıyor, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine katkıda bulunuyor.  Bu kesim, gelirin dengeli dağılımına katkı sağlamaları ve orta sınıf olarak toplumsal hayatta denge faktörü olmaları ve istikrara katkıları ile demokrasinin vazgeçilmez unsuru ve adeta toplumun sigortası konumunda bulunuyor. Esnaf ve sanatkâr ağır sorunlar altında eziliyor… ü  Sosyoekonomik ve demografik açıdan stratejik önem taşıyan esnaf ve sanatkâr kesimi, büyük zincirlerle eşitsiz rekabet koşulların yanı sıra mevzuattan kaynaklanan sorunlar, BAĞ-KUR’la ilgili yükümlülükler başta olmak üzere ağır mali yükler altında eziliyor. ü  Esnaf ve sanatkâr kesimi büyük sermaye kuruluşları karşısında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri, finans kaynaklarına ulaşamıyor. Bu nedenle de gelişmiş teknoloji kullanarak üretim yapabilme ya da tüketicinin büyük zincirlere tercih edeceği kaliteli ve ucuz hizmeti sunma kapasitelerini geliştiremiyorlar. Yeterli finans desteği bulamadıkları için kendilerini yenileyemiyor, rekabet gücü kazanamıyorlar. ü  Esnaf ve sanatkâr işletmeleri ağır bürokratik işlemlerden mağdurlar; vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinden dolayı zorlanıyorlar. ü  Pazarlama, yönetim, tanıtım bilgilerinin eksik oluşu, esnaf ve sanatkâr işletmelerinin büyük perakende zincirleri ve sermaye kuruluşları ile rekabet etmesini imkânsız hale getiriyor. ü  Son kredi kartı düzenlemesiyle taksitin sınırlanması esnafı olumsuz etkiledi. Protestolu senetler ile takipteki alacaklardaki artışlar da koşulları iyice içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Esnaf da kendisini sıfırlayan AKP’ye sıfır verecek 30 Mart yerel seçimleri, Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP iktidarından kurtulma sürecinde önemli bir dönüm noktası olacak. Yerel seçimlerde oy kullanacak seçmenin önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkâr kesim oluşturuyor. Esnaf ve sanatkârın oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP uygulamalarından zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; küçük esnafı AVM’lere ezdirerek yok eden bu rantçı iktidardan kurtulmada esnaf ve sanatkârımıza büyük görev düşüyor… Esnaf ve sanatkâr kesimin iradesi;  ekonomide haksız rekabetin ve tekellerin hâkimiyetinin sona erdiği yeni Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Bu nedenle esnafımız da iktidarı döneminde kendisini bitiren AKP’yi sandıkta sıfırlayacağına inanıyorum. Peki CHP ne yapacak?   CHP ise bölgeler arası dengeli büyüme ve gelişmeye katkıda bulunan, ülke çapında istihdamı artıran, ekonomik ve toplumsal yapının vazgeçilmez unsuru olan esnaf ve sanatkârlarımızın talep değişikliklerine ve çeşitliliklerine, rekabet koşullarına hızla uyum sağlayabildikleri bir düzen öngörmektedir. Esnaf ve sanatkârımız ekonomik yapıda hak ettikleri ve olması gereken konuma CHP iktidarında gelecektir. Bu doğrultuda; 1-      Ekonomik büyümeden esnaf, sanatkâr ve küçük işletmelere yeterli pay verilecektir. 2-      Ülke ekonomisinin canlandırılması için hazırlanan destek paketlerine esnaf ve sanatkârlar öncelikli olarak dâhil edilecek, tamamen bu kesime özel teşvik ve destek paketi hazırlanacaktır. 3-      Bu kapsamda, yeni işyeri açacak esnaf ve sanatkârlara 5 yıl süreyle vergi indirimi, 4-      Esnafımıza, bir önceki yıl ödediği SGK primi ve gelir vergisi oranında, sıfır faizli Cansu Suyu Kredisi verilmesi, 5-      Nakliyeci esnafına indirimli akaryakıt, şoför, minibüsçü ve servisçi esnafına bir kereye mahsus KDV ve ÖTV alınmadan araçlarını yenileme imkânı, esnafın yanında çalışanların sosyal güvenlik primlerinde indirim, kalfaların sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması, enerji fiyatlarında indirime gidilmesi, 6-      Halk Bankası’nın ayakkabı kutuları yerine yeniden esnaf ve KOBİ’lerle ilgilenmesi, Ziraat’in ise yeniden çiftçinin bankası haline gelmesi, 7-      Yapısı güçlendirilecek, siyasi baskılardan arındırılıp, özerkleştirilecek Halk Bankası tarafından kullandırılan esnaf kredilerinde sıfırdan başlayan faizlerle çeşitlendirilmesi sağlanacaktır. 8-      Esnaf ve sanatkârlara Halk Bankası tarafından kullandırılan krediler mesleklere göre çeşitlendirilecek, kredilerin vadeleri uzatılacak ve bütçeden ayrılan destek miktarı artırılacaktır. 9-      Çok sayıda vergi, harç ve prim yükü altında ezilmekte olan esnaf ve sanatkârlar bu kargaşadan ve yükten kurtarılacaklardır. Vergi sisteminde bürokrasi azaltılacak, esnaf ve sanatkârın vergi işlem ve mevzuatı kolaylaştırılıp, sadeleştirilecektir. 10-  Gelir Vergisi Kanunu’nda esnaf ve sanatkâr tanımı yenilenecek, esnaf muaflığının kapsamı yeniden tanımlanacaktır. Kaldırılmış olan, vergiden muaf esnaf ve sanatkârların esnaf odalarına kayıtlı olmaları koşulu yeniden öngörülecek, Vergiden Muaf Esnaf Belgesi’nin esnaf odalarınca verilmesi sağlanacaktır. 11.  __Esnaf ve sanatkârlar ile ücretlilere uygulanan gelir vergisi oranları diğer mükelleflerin tabi olduğu tarifeden 5 puan düşük olarak belirlenecektir. 12-  Esnaf ve sanatkârların birikmiş vergi ve SGK prim borçlarının gecikme faizleri, enflasyon oranı esas alınarak yeniden yapılandırılacaktır. 13-  Esnaf ve sanatkârlarımızı, sanayi ve bilgi toplumunun yeni üretim sektörlerine, katma değeri yüksek yeni mal ve hizmet üretimlerine, kendi faaliyet alanlarında inovasyona yönlendirecek girişimcilik, bilgi ve teknoloji, finansman ve kredi desteği sağlanacaktır. 14-  Küçük Sanayi Sitelerinde faaliyet gösteren esnaf ve sanatkârlara sağlanmakta olan düşük faizli ve sosyal amaçlı kredi desteği uygulamaları güçlendirilerek, bu kesimin üretimini artırıcı, rekabet gücünü geliştirici araca dönüştürülecektir. 15-  Esnaf ve sanatkârların üst destek kuruluşlarının siyasi ipotek veya baskı altına alınma uygulamalarına son verilecektir. Esnaf Kredi ve Kefalet Kooperatiflerinin esnafa destek çalışmalarının güçlü ve etkin olması özendirilecek ve denetlenecektir. 16-  Esnaf ve sanatkârlara, KOBİ’lere sağlanan kredi olanaklarının yeni kredi ve finansman yöntemleri ile ‘on yılda beş katına’ çıkartılması hedef alınacaktır. 17-  Hiper ve grosmarketlerin kuruluş ve faaliyetlerine sınırlama getiren AB mevzuatı ülkemizde de yürürlüğe konularak, bu kurumların mahallelerde alt birimler açarak bakkallarla rekabete girmelerinin önü alınacaktır. 18-  Esnaf, sanatkâr ve KOBİ’lerin sanayi envanteri eksiksiz olarak çıkartılacak, bu birimlerin sorunlarına en üst düzeyde sahip çıkılacaktır. 19-  Anayasada düzenlenen haklardan olan “Yaşam Hakkı” bütün temel haklardan daha üstün olduğundan 60 günden fazla prim borcu bulunan esnaf ve sanatkârların ve ailelerinin sağlık hizmetinden faydalanması sağlanacaktır. 20-  Düz lise ve üniversite mezunu işsiz gençlerin çıraklık eğitimi yoluyla kendilerini yeni meslek alanlarına yönlendirmesi amacıyla çıraklık eğitimi bütünüyle yenilenecek ve geliştirilecektir. 21-  Mesleki eğitim yapan işletmeler ve meslek kuruluşları beşeri, teknik ve mali açılardan teşvik edilecektir. 22-  Esnaf ve sanatkârların el emeğine dayalı veya küçük işletmelerde üretilen mallarının dış pazarlarda tanıtılmasına katkı sağlayacak fuarlara katılmaları, özel teşvik sistemi ile desteklenecektir. 23-  Ticari amaç kapsamında yurt dışında işbirlikleri kurmak ve seminer, konferans ve fuarlara katılmak üzere yapılacak geziler için vize kolaylığı sağlanması amacıyla girişimler başlatılacaktır. 24-  Devlet, esnaf ve sanatkâra yönelik danışmanlık hizmetlerinin yoğunluğu ve çeşitliliğini artırıcı önlemler alacaktır.
İdris Bal'dan Erdoğan'a 23 Soru
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal, Başbakan Erdoğan'a mektup yazdığını, bunu basın toplantısı aracılığı ile ileteceğini ifade etti AKP'den istifa eden Kütahya bağımsız milletvekili olan İdris Bal , Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan 'a mektup yazdığını açıkladı. Bal, mektubunda Erdoğan'ın Gezi olayları sırasında iddia ettiği birçok suçlamaları ispat etmesi gerekliliğini vurgulayarak, 'Gezi Parkı olaylarının bir misilleme olduğunu ve bu olayların içerden ve dışardan koordineli bir biçimde yürütüldüğünü iddia ettiniz. Bu konu ile ilgili elinizde belgeler olduğunu ve bu ihanet şebekesini halka açıklayacağınızı ifade ettiniz. Ancak aradan 9 ay geçmesine rağmen hiçbir belge açıklamadınız? Bu belgeleri ne zaman açıklayacaksınız?' dedi. Başbakan'ın özellikle son dönemlerde kullanmaya başladığı dil ve üslubun, toplumu kucaklamayıp aksine hızlı bir şekilde kutuplaştırdığını öne süren Bal, 'Başbakan'ın meydanlarda kullandığı üslup ve ifadeler, siyasetin ve siyasetçinin saygınlığına zarar vermekte, toplumu derinden yaralamakta, ayrıştırmakta ve kaosa doğru sürüklemektedir' diye konuştu. Bal, şunları söyledi: 'Bir Başbakan olarak, kamuoyunda en fazla bilinen kişilerden biri olarak hal, tavır ve söylemlerinizle örnek olmanız gerekirken mesnetsiz iddialar, çelişkili ifadeler, ispatlanamayan ithamlarla ve hakaretlerle dolu ifadeleriniz konumunuza ve sizden beklenenlere uygun düşmemektedir. Türkiye ve dünya kamuoyuna mal olan ve artık açığa kavuşturulması bir zaruret haline gelen ifadelerinizi size tekrar hatırlatmak ve bunların biran önce cevaplanmasını kamuoyu adına sizden talep ediyorum. Sizin de birçok yerde ifade ettiğiniz gibi, iddia eden, iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Kamu vicdanının rahatlatılması adına bu iddiaları ispat etmenizi bekliyoruz.' Bal, Başbakan'ın bazı olaylarla ilgili sözlerinden örnekler vererek, 'bu iddialarını ispatlamasını' istedi. İşte o mektup Sayın Başbakan; Bu mektup, bazı konuların aydınlatılması için tarafınıza yazılmıştır. Siz, 77 milyonun Başbakanı olduğunuzu her platformda ifade ediyorsunuz. Ancak, özellikle son dönemde kullanmaya başladığınız dil ve üslup, toplumu kucaklamamakta aksine hızlı bir şekilde kutuplaştırmaktadır. Meydanlarda kullandığınız üslup ve ifadedeler, siyasetin ve siyasetçinin saygınlığına zarar vermekte, toplumu derinden yaralamakta, ayrıştırmakta ve kaosa doğru sürüklemektedir. Bir Başbakan olarak, kamuoyunda en fazla bilinen kişilerden biri olarak hal, tavır ve söylemlerinizle örnek olmanız gerekirken mesnetsiz iddialar, çelişkili ifadeler, ispatlanamayan ithamlarla ve hakaretlerle dolu ifadeleriniz konumunuza ve sizden beklenenlere uygun düşmemektedir. Türkiye ve dünya kamuoyuna mal olan ve artık açığa kavuşturulması bir zaruret haline gelen ifadelerinizi size tekrar hatırlatmak ve bunların biran önce cevaplanmasını kamuoyu adına sizden talep ediyorum. Sizin de birçok yerde ifade ettiğiniz gibi ‘iddia eden, iddiasını ispat etmekle mükelleftir’. Bu çerçevede, iddialarınızı size hatırlatıyor ve kamu vicdanının rahatlatılması adına bu iddiaları ispat etmenizi bekliyoruz. Maddeler halinde bu soruları aşağıda sıralıyorum. 1) Geçmişteki çalışmalarından dolayı hep takdirle andığınız ve kendisine başarılarından dolayı zırhlı araç hediye ettiğiniz bir savcıya 17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra ciddi ithamlarda bulundunuz. 22 kez yurt dışına çıktığını ve tatil masraflarını başkasına ödettiğini söylediniz. Savcı ispat istedi ve ispat olursa istifa ederim dedi. Bir daha gündeme getirmediniz. İddialarınızı edecek misiniz ? 2) Reza Zerrap’la alakalı hayırsever işadamı dediniz fakat 8 ay önce MİT’in size Reza Zarrap’la alakalı rapor sunduğu iddia edildi. Eğer bu rapor doğru ise hangi sebeplerden dolayı böyle bir açıklama yaptınız. Neden MİT raporuna itibar etmediniz? 3) Her konuşmanızda milli irade vurgusu yapıyorsunuz. Bakanların fezlekeleri milli iradenin temsilcisi olan meclise niye bu kadar geç geldi ve neden klasörler ve içerikleri azaltıldı? 4) Sayın Fethullah Gülen’den size mektup geldiğini söylediniz. Mektubun içeriğinde pazarlık var dediniz. Mektubun Sayın Cumhurbaşkanına geldiği ve içeriğinde pazarlık olmadığı ortaya çıktı. Bir daha gündeme getirmediniz. Niye böyle bir iddiada bulunduğunuzu açıklayacak mısınız? Doğru olmadığı ortaya çıkan bu iddianızdan dolayı özür dileyecek misiniz? 5) Son günlerde ortaya çıkan sizin ve oğlunuza ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili neden tercihen ABD veya bir AB ülkesinde somut bir tetkik ve araştırma yaptırmıyorsunuz. Sayın Bakan’ın yaptığı ‘montaj olduğunu hissettim’ ifadesi kimseyi tatmin etmedi. Herkesin onay verebileceği bağımsız ve objektif kurumlara, bu ses kayıtlarını inceletecek misiniz? 6) 10 bin civarında polisi paralel yapı bağlantısı ile suçlayıp tasfiye mantığı ile tayin ettiniz. Belli birimlerde uzmanlaşmış ve tecrübe kazanmış bu polislerin tayin edilmesi, terör, istihbarat gibi farklı birimlerle alakalı bir zafiyete sebep olmayacak mı? Herhangi bir somut suçlama olmadan, kışın ortasında, ailelerini hiç hesaba katmadan bu kadar polisin tayinini nasıl izah edeceksiniz? Daha yakın zamandaki gezi olaylarında kahraman ilan ettiğiniz bir teşkilata şimdi böyle davranmanız bir çelişki değil mi? Emniyet Teşkilatında branşlaşmanın kaldırılması emniyette zafiyete yol açmaz mı? 7) Diplomasinin bir üslubu olduğu gibi siyasetin de bir üslubu olması gerekmez mi? Siyasetçilerin üslubundaki bozukluk halka nasıl yansır diye bir kaygı taşımanız gerekmez mi? Haşhaşi, kan emici vampir, virüs, sülük gibi ifadeler, bir Başbakan’a yakışan ifadeler midir? Sizi eleştiren demokrasiye, hukuk devletine davet edenleri, paralel, öteki, illegal ve hain ilan ederek, bu ülkeyi, ABD, AB ülkeleri gibi 1. Sınıf demokrasiye, sivil topluma, çoğulculuğa değil, Lübnanlaştırmaya götürdüğünüzün farkında mısınız? 8) 17 Aralık’tan bugüne kadar neredeyse her konuşmanızda bir ‘paralel yapı’ söyleminiz var. Sizce paralel yapı olma kriteri nedir? Hangi bilimsel ve sosyolojik kıstaslara dayanarak böyle bir iddiada bulunuyorsunuz? Daha da önemlisi hangi somut delillere dayanarak böyle bir iddiada bulunuyorsunuz? Belli bir grubu delilsiz bir şekilde paralel yapı ilan ederken, mahkemesi olan, vergi toplayan, her fırsatta sizi ve ülkeyi tehdit eden gerçek paralel yapıdan neden hiç bahsetmiyorsunuz? 9) 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna imza atmak isteyen Savcı Muammer Akkaş’ı hedef tahtasına koydunuz. Savcı Akkaş ile bizzat hesaplaşma yoluna gittiniz. “Seninle işimiz bitmedi, senin nereye çalıştığını biliyoruz, sen açıklamazsan biz açıklayacağız” dediniz. Bu iddianızda hava da kaldı. Bu konuya bir açıklık getirecek misiniz ? 10) Bazı siyasilerin mahrem görüntüleri için özel değil genel demiştiniz. Sizinle alakalı ortaya çıkan tapeler bahsedilen siyasiler ile ilgili iddialardan daha genel ve toplumun genelini ilgilendiren konular değil midir? Niçin daha somut cevaplar vermiyor, bilimsel araştırmalara dayanarak konuşmuyorsunuz? 11) Sayın Fethullah Gülen’e ve arkadaşlarına ait olduğu iddia edilen konuşmalardaki bazı ifadeleri, bilhassa ‘ananas’ ve ‘tuzluk’ ifadesini çok sık kullanıyorsunuz. Kaset ve ses kayıtlarına bu kadar tepki gösterirken bunları kullanmanız, çifte standart, yaman bir çelişki değil mi? Eğer Sayın Gülen’e ait olduğu iddia edilen ses kayıtları doğruysa bile, bu kayıtlar bir suç unsuru içermezken, mitinglerde, konuşmalarınızda kullanmanıza rağmen, sizin hakkınızda bu kadar büyük iddialar varken neden montaj deyip geçiştiriyor ve gereğini yapmıyorsunuz? 12) Kabataş’ta saldırıya uğradığını iddia ettiğiniz bayanla alakalı kamera görüntüleri ortaya çıktı ve iddia edildiği gibi bir saldırı olmadığı belirlendi. Israrla saldırıya dair görüntüler var dediniz fakat hala görüntüleri ortaya çıkarmadınız. Görüntüleri paylaşacak mısınız? Eğer görüntüler yoksa, kamuoyundan özür dileyip sizi yanıltanlardan hesap soracak mısınız? 13) Gezi olaylarında, camide içki içildiğini, görüntünün olduğunu iddia ettiniz. Caminin müezzini yalanladı ve bunun üzerine tayin edildi. Bu tayin, yalan söylemediği için müezzin sürüldü şeklinde basına yansıdı. Varsa ilgili görüntüleri yayınlatacak mısınız? Yoksa, toplumsal huzursuzluğa yol açan, birçok insanı kutuplaştıran bu iddianızdan dolayı özür dileyecek misiniz? 14) Gezi Parkı olaylarının bir misilleme olduğunu ve bu olayların içerden ve dışardan koordineli bir biçimde yürütüldüğünü iddia ettiniz. Bu konu ile ilgili elinizde belgeler olduğunu ve bu ihanet şebekesini halka açıklayacağınızı ifade ettiniz. Ancak aradan 9 ay geçmesine rağmen hiçbir belge açıklamadınız? Bu belgeleri ne zaman açıklayacaksınız? 15) İç İşleri Bakanı Sayın Efkan Ala’nın Bank Asya’ya yönelik olduğu iddia edilen, döviz topladı iddiası bir daha gündeme getirilemedi. Sayın Bakan bunun belgeli bir iddia olduğunu söylemişti. Ne Bank Asya ile ilgili ne de başka bir kurumla alakalı şimdiye kadar bir belge sunulmadı. Bu belgeyi Sayın Bakan’dan isteyecek misiniz? Eğer böyle bir belge yoksa Sayın Bakan’dan hesap soracak mısınız? 16) Operasyonların arkasında ABD var dediniz ve ABD Büyükelçisine yönelik ciddi ithamlarda bulundunuz. Daha sonra ABD’den gelen uyarılar sonunda bu iddialardan vazgeçtiniz. ABD’nin bu olaylarla ilgisini ispatlayan belgeleri gerekli kurumlara teslim edecek misiniz? Yoksa böyle bir belgenin olmadığını, iddiaların mesnetsiz olduğunu kabul mü ediyorsunuz? 17) Halk Bankası genel müdürünün evinden çıkan paraların Çorum Osmancık İHL’ni yaptırmak için ayrılan bağış parası olduğunu söylediniz. Ancak o İHL için Kalkınma Bakanlığının bütçe ayırdığı ortaya çıktı. Bu çelişkiyi izah etmeyi düşünüyor musunuz? 18) Urla’da yapılan villalarla alakalı 35 yıldır orada olduğunu söylediniz. Fakat Google Earth haritasından bu yapıların birkaçı hariç hemen hemen tamamının, daha yakın zamanda yapılmış olduğu kanıtlandı. Bu ciddi iddiayı vuzuha kavuşturmayı ya da sözlerinizi geri almayı düşünüyor musunuz? 19) Sınırdan geçerken savcı tarafından durdurulan tırlarla alakalı Türkmenlere yardım götürdüğü açıklaması yapıldı. Fakat bizzat Türkmenler bu iddiayı yalanladı. Tırların ne taşıdığı ile alakalı ciddi iddialar ortaya atıldı. Kimileri tırların para taşıdığını, kimileri de Esed’in meşrulaşmasında büyük payı olan dünyada genelde terör örgütü olarak kabul edilen El Kaide’ye silah taşındığını iddia etti. Eğer tırlarda taşınan şey MİT kontrolündeki yardım ise valiliğe bilgi verilmesi gerekmez miydi? Tırların içinde ne olduğu ile alakalı kamu vicdanını tatmin edecek bir açıklama yapacak mısınız? 20) Başka partilerden size katılan belediye başkanları ve milletvekillerini, törenle ve coşkuyla kabul ederken, parti rozetlerini şahsınız sevinçle takarken, bizzat parti tarafından, sadece düşüncelerini açıkladı diye disipline verilen ben ve benim gibi vekillerin istifasının siz ve parti yetkilileri tarafından ihanet olarak ilan edilmesi yaman bir çelişki, ilkesizlik değil midir? 21) ABD Başkanı Sayın Obama’yı arayarak Sayın Fethullah Gülen’i iade etmelerini istediğinizi söylediniz. Sayın Obama’nında bu konu ile ilgili “mesaj alınmıştır” dediğini belirttiniz. Ancak Beyaz Saray yaptığı açıklamada böyle bir ifadenin olmadığını açıkladı. Böylelikle dünyada ilk defa ABD Başkanı tarafından yalanlanan bir Başbakan olarak tarihe geçtiniz. Dünya ve Türkiye kamuoyu önünde ülkemizin itibarı adına zedeleyici olan bu durumdan dolayı bir açıklama yapacak mısınız? 22) Her fırsatta eleştirdiğiniz 28 Şubat sürecinde öğrencilere yapılan baskı benzeri uygulamaların okullarda müfettişler tarafından yapıldığı iddia ediliyor bu konuda bir açıklama yapacak mısınız? 23) Devlet kurumları bir partinin, bir görüşün ya da bir kişinin değil milletin kurumlarıdır. Son dönemde devlet kurumlarının siyasallaştığına dair kaygılar var. Bu hususta kamuoyunu aydınlatıp rahatlatacak mısınız? Bu ve benzeri kamuoyuna mal olmuş soruların cevaplarını, bulunduğunuz makamın ve şahsınızın daha fazla yıpranmaması ve halk nezdinde itibar kaybetmemesi adına, kamuoyuyla paylaşmanızı sizden talep ediyorum. Bu soruların cevaplanmaması bulunduğunuz makama ve ülkemize çok büyük zararlar vermektedir. Daha vahim gördüğüm senaryo ise bu soruların cevabının bulunmamasıdır. Eğer bu kötü senaryo gerçek ise, ülkemizin selameti adına, bu sorular cevaplanana kadar ‘Başbakanlık’ makamını bırakmanızdır. Saygılarımla… T24 Hülya Karabağlı / Ankara
Celal Kara: '7 Konuşmada Erdoğan Adı Geçiyor'
17 Aralık operasyonu savcılarından Celal Kara, Cumhuriyet'ten Can Dündar'ın sorularını yanıtladı. Savcı Kara'nın açıklamalarının yer aldığı yazı dizisinde son bölüm yayınlandı. Celal Kara’dan eleştirilere yanıtlar: İşte Erdoğan’ın adının geçtiği konuşmalar...- 5 gün boyunca yayımlanan röportajımıza çok sayıda tebrik, eleştiri, itiraz geldi. Bunların belli başlılarını, başlıklar halinde cevaplamanızı rica edeceğim. En çok üzerinde durulan, ilk gün manşete çıkan, “1 Numara Erdoğan’dı” sözünüz… Önce buna bir açıklık getirelim:CELAL KARA - Soruşturmanın kolluk aşamasında, “dönemin Başbakanı”ndan bahseden bazı telefon görüşmeleri saptandı. Sıralayayım:VARAN 1 Sarraf, Çağlayan’la bir görüşmesinde, “Beyefendiye de bir şeyler yapalım” teklifinde bulunuyor. Çağlayan ise “Beyefendi’ye değil, çevresine yapalım” diyor. Bundan kısa bir süre sonra Sarraf, TÜRGEV’e 500 bin dolar para gönderiyor. Sarraf ile TÜRGEV yöneticisi arasında geçen görüşmeden ise bu yöneticinin gelecek paradan, önceden haberdar olduğu anlaşılıyor. Bu durumda; (kamuoyunda da aynı tabirin sıkça kullanılmasına bakılırsa) bu görüşmedeki “Beyefendi” tabiri ile “Dönemin Başbakanı”nın kastedildiği yönünde haklı kuşkular oluşmuştur. O konuşmanın içeriği de bu kanaati oluşturacak nitelikteydi.VARAN 2 2013 Eylül ayında Rıza Sarraf’la görüşmesinde Süleyman Aslan, Başbakanlıkta toplantı yaptıklarını, yurtdışı firmaların Halk Bankası üzerinden bu işe girmelerinde yasal sorunlar olacağını, ama Sarraf’a verdikleri söze sadık kalacaklarını ve Sarraf yönüyle bir sorun olmayacağını söylüyor. Sarraf ise 3 bakanla yemekte bu konuyu konuştuklarından ve 4 milyar dolar ihracat hedefini tutturmak için Başbakan’a verdiği söz gereği, elinden geleni yapacağından bahsediyor.VARAN 3 2013 Ekim ayında Zafer Çağlayan ile görüşmesinde Aslan, ihracat sisteminde Sarrafdışındaki kişilerin de Sarraf’ın yaptığı işin aynısını yapmak için üzerlerinde baskı kurduklarını söylediğinde, Çağlayan, “Sarraf’a baskı olabilir ama Başbakan’ın talimatı o yönde” diyor. Yine Çağlayan, ihracat rakamlarının negatife kaydığını, 3-4 milyar dolar ihracata ihtiyaç olduğunu; Başbakan’la yaptıkları toplantıda bu baskılardan bahsettiğini, Başbakan’ın ise gevşeme olmadan bu işe devam edilmesi şeklinde talimat verdiğinden bahsediyor.VARAN 4 2013 Mayıs ayında Rıza Sarraf- Egemen Bağış görüşmesinde Sarraf’ın yakınlarının vatandaşlığa alınması talebinden Başbakan’ın da haberdar olduğu, Sarraf’tan karşılıklı olarak övgü ile bahsedildiği ve Bakanlar Kurulu’ndan olumlu karar çıkması için temaslarda bulunulacağı ve bu talebin yerine getirileceğinden bahsediliyor.VARAN 5 2013 Nisan ayında Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Çağlayan’ınkendisini Başbakan’la tanıştırdığından, kendisinin Başbakan’dan şahsına bir koruma memuru tahsis edilmesini istediğinden, talebinin bakanların da bulunduğu bir ortamda onaylandığından, konuyu İçişleri Bakanı’nın takip edeceğinden bahsediyor.VARAN 6 2013 Ekim ayında Rıza Sarraf, Egemen Bağış’a, şirketleri ve faaliyetleri aleyhine basında çıkacak bir haberin engellenmesini, Başbakan’dan isteyeceğinden bahsediyor. Ancak konu Başbakan’a yansımadan, Muammer Güler ve Egemen Bağış’ın müdahalesi ile çözülüyor.VARAN 7 2013 Eylül ayında Rıza Sarraf, Abdullah Happani ile görüşmesinde, Süleyman Aslan’ın Başbakan’la görüştüğünden ve Çin üzerinden gelecek parayla altın ihracatı yapma konusunda Başbakan’ın talimatı olduğundan bahsediyor. Aynı dönemde Aslan, Sarraf’a ihracatın İran ile bağlantı kurmadan, farklı bir yöntemle artırılması konusunda Başbakan’ın talimatı olduğundan bahsediyor.Başbakan’dan habersiz mümkün mü?Bu durumda;* Soruşturma sırasında tamamen yasal yöntemlerle tespit edilen ve dosyaya dahil edilen bu telefon görüşmeleri eldeyken,* Sarraf’ın aile fertlerinin istisnai yoldan T.C. vatandaşlığına alınması için Bakanlar Kurulu üyelerinin imzası gerekiyorken,* Sarraf, Başbakan’ın protokolünde, hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen bakanların yanında fotoğraflanmışken,* Operasyonun ilk günlerinde “Dönemin Başbakanı”, kendisi için “Tanırım, hayırsever bir işadamıdır” demişken,* Sarraf’ın bakanlarla menfaat ilişkisi içinde olduğu ve deşifre edilmesi durumunda hükümetin zor durumda kalacağına ilişkin MİT’e ait bilgi notunun, operasyondan 8 ay önce Başbakan’a sunduğuna dair haberler muhataplarınca yalanlanamamışken,“İlk başlarda Başbakan’ın olaylarla hiçbir ilgisi görünmüyor, ancak sonraki diyaloglara bakılınca, Başbakan’ın bu konulardan haberdar olmaması mümkün değil” değerlendirmeme, olaya tarafsız gözle bakabilen kim itiraz edebilir?Niye basından kaçırıyorlar sanıyorsunuz?- Bunlar fezlekede yazılmadı mı?KARA - Bu tapelerin tamamı 504 sayfalık polis fezlekesi ile bilgi notu olarak hazırladığımız 309 sayfalık raporda var. Siz o fezlekelerin basından bu kadar ısrarla ve kararlılıkla kaçırılmasının sebebinin ne olduğunu sanıyordunuz?Başbakan’ın daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyordu- Madem öyle, Meclis’e gönderilen bilgi notunda yer alan bu üç bakanın yanında neden Başbakan’ın adı yoktu?KARA - Bir savcı, soruşturmasında konu edilen suçlarda, dokunulmazlığı olmayan şüpheli şahıslar açısından suçun maddi ve manevi unsurlarına göre delilleri değerlendirir. İcrai hareketlerin tamamlanıp tamamlanmadığını ve kastın olup olmadığını irdelerken delillere bağlı hareket eder.Bakanlar Yüce Divan’a gitseydi Başbakan’ın tablosu da netleşirdi“Dönemin Başbakanı”na gelince…Makam unvanının gıyabında zikredildiği bu tapelerde karşılaşılan şüphenin, yaptığım soruşturma aşamasında daha derinlemesine irdelenmesi gerekiyordu. Bu irdeleme kapsamında maddi gerçek; mevzuat yönüyle ancak yasama dokunulmazlığı olmayan şüphelilerle ilgili o aşamaya kadar elde edilen delillere ilaveten yapacağım başka incelemelerin de sonuçlanmasıyla netleşebilirdi.Başbakan hakkında soruşturma ve herhangi bir suç vasıflandırması yapmak, benim yetkim ve sorumluluğum kapsamının dışındadır. O aşamada yasama dokunulmazlığı olan bakanlar yönüyle de eğer Yüce Divan’da bir yargılama olsaydı, Başbakan açısından o aşamada henüz netleşmemiş olan bu tablo, bakanların yargılanması sırasında daha ileri seviyede netleşebilirdi.- Bu yüzden mi, “bakanlar, yüzde 99 Yüce Divan’a sevk edilmeyecek” öngörüsünde bulundunuz?KARA - Aynen öyle.
'Süleyman Aslan Ziraat'e Atandı' İddiası
Halkbank’ın eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın Ziraat Bankası yönetim kurulu üyeliğine atandığı iddia edildi. Ziraat Bankası’nın bugün konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor. Taraf gazetesinde yer alan habere göre, Halk Bankası eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın Ziraat Bankası Yönetim Kurulu’na atandığı belirtildi. 17 Aralık operasyonunda evinde ayakkabı kutusu içinde 4.5 milyon dolar para bulunan Süleyman Aslan, iki ayı aşkın bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Aslan’ın daha sonra Halk Bankası’yla ilişiği kesilmişti. Kaynak: TARAF
Süleyman Aslan Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Olarak Atandı
Erdal Erdem'den boşalan Ziraat Bankası yönetim kurulu üyeliği koltuğuna 17 aralık soruşturması kapsamında gözaltına alınan Süleyman Aslan getirildi Halk Bankası Genel Müdürlüğü görevinden, 17 Aralık soruşturması nedeniyle ayrılan ve evinde ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar bulunan Süleyman Aslan 'ın, 31 Mart'ta Halk Bankası yönetim kurulu üyeliği sona erdi. Aslan aynı gün, Erdal Erdem 'den boşalan Ziraat Bankası'na yönetim kurulu üyesi olarak atandı. İki banka arasındaki yönetici transferi kulislere, 'Erdem, Aslan'a yer açmak için mi Halk Bankası'na gönderildi' sorusuna neden oldu. Öte yandan Aslan'ın yeni görevine BDDK, 7 gün içinde itiraz etmez ise Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliği kesinlik kazanmış olacak. Hürriyet gazetesinden Aysel Alp’in haberine göre, Süleyman Aslan, 17 Aralık soruşturması kapsamında gözaltına alınarak Adliyeye sevk edilmiş; 14 Şubat'ta da tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Bu süre içinde genel müdürlük görevine son verilen Aslan, bankanın yönetim kurulu üyeliğini ise sürdürüyordu. Ancak 31 Mart'ta yapılan Genel Kurul'da Aslan'ın yönetim kurulu üyeliği de son bulurken, bankayla ilişkisi bitmiş oldu. Ziraat Bankası'nda Nisan 2012 tarihinden itibaren Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmaya başlayan ve bankanın Kredi Komitesinde de üye olan Erdal Erdem ise 27 Mart tarihi itibariyle Halk Bankası'na Finansal Yönetim ve Planlama İşlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Erdem'in Halk Bankası'na atandığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından duyurulurken; Ziraat Bankası'nın Yönetim Kurulu üyeleri arasında halen isminin bulunuyor olması dikkat çekti. Aynı gün Ziraat'e üye oldu 31 Mart'ta Halk Bankası'ndan ayrılan Süleyman Aslan, Ziraat Bankası'nın aynı gün, 31 Mart'ta yapılan Olağan Genel Kurul kararıyla yönetim kurulu üyeliğine atandı. Ancak Aslan'ın üyelik ataması, prosedür gereği Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'na gönderildi. Aslan'a BDDK, 7 gün içinde itiraz etmez ise Ziraat Bankası Yönetim Kurulu üyeliği kesinlik kazanmış olacak. Aslan'ın, Erdal Erdem gibi Kredi Komitesi üyesi olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor. İki eski arkadaş Meslek hayatına 1992 yılında Ziraat Bankası Bankacılık Okulu'nda başlayan Aslan, aynı bankada Sermaye Piyasaları Daire Başkanlığı Uzmanı, İstanbul Menkul Kıymetler Şubesi Müdür Yardımcısı ve Bono Tahvil Daire Başkanlığı Bölüm Müdürü olarak görev yaptı. Ziraat Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeliği ile T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Döviz ve Para Piyasaları Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. Ziraat Bankası kökenli bir isim olan Hüseyin Aydın, Halk Bankası'na Genel Müdür olunca Süleyman Aslan'ı da yanında götürdü ve Aslan 17 Haziran 2006 tarihinde Halk Bankası'nda Genel Müdür Yardımcısı olarak başladı. Yaklaşık 5 yıl bu görevi sürdüren Aslan, Hüseyin Aydın'ın, Ziraat Bankası'na Genel Müdür olmasının ardından 15 Temmuz 2011 tarihinde Halk Bankası Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu üyeliği koltuğuna oturmuştu. 17 Aralık operasyonu sonrasında genel müdürlük koltuğunu kaybeden, 31 Mart'ta da yönetim kurulu üyeliği son bulan Aslan, eski bankasına geri döndü. Arkadaşı Hüseyin Aydın ile yeniden çalışma fırsatı yakalamış oldu.t24.com.tr