Görüş Bildir
Haberler
Ölüm, Yaşamın Sonu mu? Cryonics: Geleceğe Dair Heyecan Verici Bir Yatırım

Ölüm, Yaşamın Sonu mu? Cryonics: Geleceğe Dair Heyecan Verici Bir Yatırım

Yüksel Venedik
02.01.2015 - 22:51 Son Güncelleme: 03.01.2015 - 20:44

Ölüm, yaşamın sonu mu? Geleceğe uzanabilen bir yaşama sahip olmak mümkün mü? Geçmişi birkaç yüzyıl alan bir sürecin sonunda, artık birçok kurum 'cryonics' olarak bilinen 'çok düşük ısılarda' insanı dondurarak, bozulmadan bir tank içinde muhafaza ediyor. Bu alanda hizmet veren ünlü bir kuruluş olan Cryonics.org'un giriş sayfasında 'Welcome to your future', yani 'geleceğinize hoşgeldiniz' yazıyor! Türkçede çok düşük sıcaklıklarda yapılan işlemler manasına gelen kriyojeni de cryonicsten geliyor.

Cryonics, doğada bazı canlıların yaşadığı bir periyot olan 'hibernasyon', yani çok düşük sıcaklıklar altında canlının yaşamını kaybetmeden hayatını sürdürebilmesi felsefesine yakın bir yapı olsa da, günümüzde doğrudan bu doğrultuda ilerleyen bir sürece sahip değil. Şu anki prosedür, insanların ölümlerinin hemen ardından bu programa dahil olacaklarını taahhüt ettikleri bir süreç ve ardından sıkı bir belirsizliğe dayanıyor!

Ve temel mantığı da, günümüz için tedavisi mümkün olmayan hastalıkların, geleceğin medikal yöntemleri ile tedavi edilebileceği denilebilir.

Geçmişten bugüne insanoğlunun belki de en heyecan verici fikirlerinden biri olan cryonicse göz atalım!

İçeriğin Devamı Aşağıda

1773: ABD'nin temelini atan adam Benjamin Franklin'den, dönemin ölümü erteleme üzerine çalışmalar yapan ünlü tıp araştırmacılarından Jacques Dubourg'a mektup

1773: ABD'nin temelini atan adam Benjamin Franklin'den, dönemin ölümü erteleme üzerine çalışmalar yapan ünlü tıp araştırmacılarından Jacques Dubourg'a mektup

iki satırlık mektup şu şekildeydi, 

“Keşke insanları dondurup ileride uyandıracağımız bilimsel bir metot mümkün olsaydı. Bu sayede Amerika’nın 100 yıl sonrasını bir günlüğüne görebilmeyi, ardından ölmeyi bile kabul edebilirdim. Bunu normal bir ölüme kesinlikle tercih ederdim. İleride bilimimizin bunları da başaracağından hiç şüphem yok.”

1962: Fizikçi Robert Ettinger'in 'Ölümsüzlük Beklentisi' kitabı

1962: Fizikçi Robert Ettinger'in 'Ölümsüzlük Beklentisi' kitabı

Benjamin Franklin'in mektubunun üzerinden yaklaşık 200 sene sonra, Michigan'da bir fizikçi cryonicsin temelini attı. Ettinger, kitabında şu öngörülerde bulunuyordu;

Bugün tedavisi olmayan birçok hastalığı tedavi etmek için gereken tıbbi teknolojiye ulaşmanın tek yolu, insanı dondurmaktır.

Bir insanı dondurmak, onu öldürmek anlamına geliyordu. Ama bu, aslında geleceğin teknolojisi ile birlikte bir ölümsüzlüğe dönüşebilirdi.

Aynı işlem, ölüm sürecinde Ettinger'a da uygulanacaktı. Ünlü fizikçi, bu işlemin 'tam ölüm anında' yapılmasını öngörüyordu.

1970'lere doğru: Cryonics yayılıyor!

1970'lere doğru: Cryonics yayılıyor!

Ölümsüzlük Beklentisi kitabı ile birlikte, birçok kişi bu alanda çalışmaya başladı. Kitabın ilk yankısı, 'Life Extension Society' adlı kurumu kuran Evan Cooper'dan geldi. Cooper, insanları dondurma fikrini şiddetle savunuyordu. 

Ancak olayı topluluklardan, teorilerden evirip ciddi anlamda denemeler yapılabilecek bir platformda ele alan, yine bu teorinin babası fizikçi Ettinger oldu.

Resimde gördüğünüz Cryonics Enstitüsü, ilk ciddi dondurma deneylerinin yapıldığı yerdir.

12 Ocak 1967: Dondurulan ilk insan James Bedford

12 Ocak 1967: Dondurulan ilk insan James Bedford

Cryonics Enstitüsü'nde dondurulan ilk insan, Kaliforniya Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan James Bedford'dur. 

Fotoğraf, Bedford'un transfer anına aittir. Alcor arşivinden alınmıştır.

O şartlarda cryonics işlemi şimdiki altyapıya nazaran daha az gelişmiş olduğu için, Bedford'un bedeni hala dondurulmuş olarak saklansa da, bazı hücrelerinin zarar gördüğü söyleniyor. Yaşananlardan sonra, cryonics ile ilgilenenler insan dokularına zarar vermeyecek dondurma yöntemleri üzerinde çalıştılar.

James Bedford, Time dergisine kapak olmak üzereydi, ancak derginin kapak resminde o dönem Apollo 1 yangınında ölen üç astronot yer aldı.

Bu arada, cyronics yöntemi ile dondurulanlar için bu işlemin yıldönümüne 'Bedford Günü' denir. #iyibilgi

1979: Dondurulan dokuz beden çözülüyor!

1979: Dondurulan dokuz beden çözülüyor!

1979, cryonics için facia senesi oldu! Enstitüde saklanan dokuz bedenin çözüldüğü yetkililer tarafından anlaşıldı. Saklanan bedenler feci bir şekilde çürümüştü. 

Sonradan anlaşıldı ki, Cryonics Enstitüsü'nün enerji izolasyonu tam altı senedir çalışmıyordu ve bundan dolayı soğutma sistemi çökmüştü!

Enstitüde yalnızca ilk dondurulan insan Profesör Bedford'un bedeni kurtarıldı. 

Bu acı olayın ardından, hakkında kamu davası açılan ve mercek altına alınan bu enstitü bir süre kepenk kapattı. Bu işlemin, ciddi bir bilim dalı olduğu, ciddi bir şekilde yapılması gerektiği ve maliyetlerinin yüksek olduğu öngörüldü.

Fotoğraf Alcor arşivinden alınmıştır.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Cryonics profesyonelleşiyor: AR-GE faaliyetleri ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet

Cryonics profesyonelleşiyor: AR-GE faaliyetleri ve müşteri memnuniyeti odaklı hizmet

1977'de kurulan Alcor, cryonics alanında o günden bugüne lider şirket olarak biliniyor. 

Bu işlem esnasında dokuların zarar gördüğü tezini ortaya koyan MIT akademisyenleri ile birlikte çalışan Alcor, medikal prosedürleri belli profesyonel bir süreç ortaya koydu. 

Daha önceki dondurma işlemlerinde dokuların, hücrelerin zarar gördüğü görüşü 1990'larda iyice kabul görünce, artık cryonics firmaları vücuda zarar vermeyen kimyasallar ile bunu yapmaya başladı. Bilim adamları bu süreçlerde görev aldı. Farklı bir tabirle, et dondurur gibi adam dondurma dönemi sona erdi.

90'lı yıllarda gliserolün rol aldığı dondurma işlemleri, son dönemde organ naklinde kullanılan camlaştırma teknolojisine yerini bıraktı. Camlaştırma ile birlikte özellikle dondurma aşamasında hücrelerin içindeki suyun buzlaşması engelleniyordu.

Alcor, bu AR-GE hamleleri ile müşteri sayısını iki katına çıkarmayı başardı. Eğer bir gün bunu düşünürseniz, Alcor'u önerebilirim. Dünyaya bir kere geliyor, bir kere gidiyoruz. Kaliteden ödün vermemek gerekiyor.

ABD dışındaki tek cryonics merkezi: KrioRus

ABD dışındaki tek cryonics merkezi: KrioRus
blog.milliyet.com.tr

Bilindiği kadarıyla şu ana kadar dört kişinin dondurulduğu bir merkez olan KrioRus, bu konuda ABD dışında çalışma yapılan tek nokta. 

Fiyatlandırma ise beyin için 10 bin dolar, beden için 30 bin dolar olarak belirlenmiş. 

Her an Uğur Dündar tarafından basılabilecek bir dış görünümü olsa da, bu sizi endişelendirmesin. İçeride arkadaşlar gayet profesyonel bir şekilde çalışıyorlar. Galoşsuz girmek yasak. 

Dr. Paul Segal'in deneyi

Dr. Paul Segal'in deneyi

Dr. Segal beagle cinsi sevimli köpeği Miles’ı dondurup tekrar diriltmeyi başarmış ve bu deney dondurulmaya inanan insanlar için o günden beri büyük bir ispat olarak sayılıyor.

Dünyada kaç kişi dondurulmuş olarak bekliyor?

Dünyada kaç kişi dondurulmuş olarak bekliyor?

Dünyanın en büyük cryonics şirketi yukarıda övdüğümüz Alcor Life Extension Foundation. Alcor'u American Cryonics Society, Cryonics Institute ve Trans Time takip ediyor. Cryonics şirketlerinde dondurulmuş olarak bir gün hayata gözlerini açmayı bekleyen toplam en az 230 “hasta” bulunuyor. 

Öldüğünde dondurulmak üzere anlaşmaya imza atmış insan sayısı ise 1000’i geçmiş durumda.

Dondurulma süreci nasıl işliyor?

Dondurulma süreci nasıl işliyor?

Cryonics şirketleri -Rusya'da bulunan KrioRus haricinde- yalnızca ABD'de var. Yani eğer ABD dışında bir yerde yaşıyorsanız, prosedür sizin için farklı işliyor. 

Kontrol dışında veya ülke dışında ölürseniz diye isteğinize bağlı olarak size bileklik veya kolye veriyolar. Bunların arkanızda ölümünüz durumunda bedenin acil bir şekilde nereye gönderilmesi gerektiği belirtiliyor. 

Bu bileklikte, 'no embalming, no autopsy' yani 'defnetmeyin, otopsi yapmayın' yazıyor. Diğer detayları da belirtebiliyorsunuz, ancak bu ikisi önemli. Unutmayın.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Merakla beklenen soru: Maliyeti nedir?

Merakla beklenen soru: Maliyeti nedir?

Bu hizmeti veren merkezlerden Cryonics.org'un internet sitesinde 'Hayat paha biçilemez!' yazıyor...

Slogan korkutmasın, düşündüğünüz kadar pahalı değil. 

Bütün bedeni dondurup saklamak için talep ettikleri ücret 28 bin dolar. Dünyanın bir numaralı cryonics devi olan Alcor ise beden saklama işlemi için 150 bin dolar fiyat biçiyor.

Fakat bu iki fiyat arasında temel bir fark var. Cryonics Enstitüsü’nün ücreti, Alcor’da bulunan standby sistemini kapsamıyor. Yani kalbi duran hasta Enstitü’ye getirilmek zorunda. Bu da beyne oksijen ve kan gitmeyeceği için transport sürecinde beyin ölümünün gerçekleşmesi ihtimali demek. Eğer Cryonics Enstitüsü’nden bir dondurulma paketi alırsanız kurum taşeronluk yapıyor ve Florida’daki “Suspended Animation” adlı şirketini standby için tutabiliyor. Tabii bu da ekstra ücret demek.

Bu tutar, ABD'de zenginler tarafından karşılansa da ölümsüzlüğün altından kalkamayacak kişiler, hayat sigortaları ile bu hizmete bir bağlantı kurabiliyor. Yani yaşarken ödüyor. 

'Risk budur'un zirve noktası!

Tabi bir de tüm bedeni dondurma dışında eğer bir hücreden beden yapılabileceğine inanıyorsanız kafanızı da dondurabiliyorsunuz. Bunun maliyeti de ortalama 80 bin dolar.

Beyaz perdede cyronics: Forever Young (1992)

Beyaz perdede cyronics: Forever Young (1992)

1939 yılında cesur bir pilot olan Daniel, kız arkadaşına evlilik teklifini sürekli ertelediği için kendisine sürekli kızar... Birgün kız arkadaşı bitkisel hayata girer ve bu Daniel'ın pişmanlığını artırır. 

Sonra bir arkadaşı, bir kapsülün içine girerek donmuş bir şekilde vakit geçirebileceği bir bilimsel çalışmayı önerir. Daniel kabul eder.

1992 yılında uyanır. 1992, bu teknolojinin popüler olduğu bir yıldır! Ve uyandığında zamanın onu beklemediğini fark eder. Adaptasyon sorunu yaşar.

Bu kadar spoiler yeterliyse, devam edelim.

2014'ün en beğenilen filmlerinden Interstellar

2014'ün en beğenilen filmlerinden Interstellar

Gezegenler arası yolculuk yıllar sürdüğü için, Cooper ve arkadaşları tam olarak cryonics olmasa da epey soğuk bir kapsülün içinde vakit geçiriyorlardı.

Nasıl bir risk alıyorsunuz?

Nasıl bir risk alıyorsunuz?

Böylesine ciddi bir konu söz konusu olunca, birçok risk de beraberinde geliyor.

-Resmi olarak ölü sayıldığınız için sigortadan artan parayı şirketin saklaması, hukuki sorunları beraberinde getiriyor. 

-Dünyanın gelişim hızı belli bir ivmeye sahip olduğu için, siz 100 sene sonra uyandığınızda yalnızca telefonların kamerası 90 megapiksel olmayacak. Çok daha ciddi gelişmeler olabilir ve tarz bulunmayabilirsiniz.

-En önemli risklerden birisi Alcor, Cryonics Institue ya da KrioRus gibi şirketler, oluşumlar iflas edebilir. Resmi olarak ölü olduğunuz için, fişinizin çekilmesinde bir sakınca da görülmeyebilir.

-Eğer hafızanızın her anlamda korunacağı, kusursuz bir geri dönüş istiyorsanız kısa süre içinde bile özellikle beyin hücrelerinizin alacağı hasarı tedavi edecek teknoloji, belki 100'lerce sene sonra bile geliştirilemeyebilir. Olay 90 megapikselde kalabilir, bu da bir risk.

-Diplomanız, sertifikalarınız geçersiz olabilir. B sınıfı ehliyetinizle uçan araba sürmenize izin verilmeyebilir. 

Bilenler bilir, Forever Young filminde Daniel çok ciddi sıkıntılar çekmiştir. Tamam güzel bir şey ancak yaşayan bilir. 

Türkiye'nin ilk cryonicsistlerinden birisi Çerkez Ethem'in yeğeni Güner Kuban

Türkiye'nin ilk cryonicsistlerinden birisi Çerkez Ethem'in yeğeni Güner Kuban

Güner Kuban, cryonicsin popüler olduğu 1992 yılında Alcor ile anlaşmış ve şirketin Türkiye temsilcisi olmuş. Bir röportajında, 16 kişinin bu şirkete başvurduğunu, ancak prensip gereği isimlerinin açıklanmadığını söylemiş.

Aynı zamanda Türkiye'nin ilk lezbiyen romanlarından biri olan Sevişmenin Rengi'nin de yazarı olan Güner, o dönemde konu ile ilgili bir dergiye verdiği röportajda şöyle anlatıyor,

Ben diğer insanlar gibi yaşamaya çok meraklı olduğumdan, hayatımı sürdürmek istediğimden dolayı imzalamadım bu anlaşmayı. Tek istediğim kısa bir süreliğine de olsa gelecekte dünyanın nasıl olduğunu görebilmek. İleri teknolojinin gelişimini, ışınlanmanın, zaman makinesinin icat edildiğini, insanların beyin kapasitelerinin yüzde 100'ünü kullanmaya başladıklarını, diğer güneş sistemlerinin keşfedildiğini görmek istiyorum. 80 yıl içerisinde, dondurulan insanların yeniden hayata döndürülebileceğine inanıyorum çünkü nano teknoloji inanılmaz ilerliyor. Hatta iste-diğiniz yaşta uyanabileceksiniz. ben 17 yaşımda uyanmak istiyorum. 50 yılda bir, birkaç haftalığına uyansam yeter bana.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Cryonics teknolojisinde son durum

Cryonics teknolojisinde son durum

Her ne kadar enteresan bir konu olsa da, üzerine fazla yazılıp çizilen bir alan değil cryonics. Eğer merak ediyorsanız, yerli basında çıkan birkaç haber dışında konu ile ilgili en son gelişmeleri Google news akışından takip edebilirsiniz.

Bu teknoloji ilk zamanlarda çıktığında, öngörüler 2010 yılında dondurulan 'hasta'ların uyandırılabileceği yönündeydi. Ancak sene 2015, yine de mevcut durum karamsar mı, yoksa her şeye rağmen iç açıcı mı?

Şu an için öngörülen 'geri dönüş' aralığı 2035-2040 olarak ifade ediliyor. Ama ya bir öncekinde olduğu gibi çıkmazsa? Cryonics firmalarının umut taciri olduğunu iddia eden de birçok kişi var, ancak sürecin en başından itibaren olayın gelişimini ele aldık. Yorumu ve taktiri size ait. 

Cryonicse güvenenler arasında yer alan Güner Kuban'ın röportajında ifade ettiği gibi, 'kefenin cebi var' mı acaba? 

Kaynaklar: Kurgu-Bilim, Posta, Sabah, Dolaysız Tümleç, Soner Abay

Cryonics şirketleri: Cryonics Institue, Alcor Life Extension Foundation

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
99
44
21
14
9
7
5