Görüş Bildir
Haberler
Büyülü ve Gerçek Olamayacak Kadar Güzel 10 Yer

Büyülü ve Gerçek Olamayacak Kadar Güzel 10 Yer

memedenes
16.12.2015 - 12:15

Aşağıda göreceğiniz yedi rüya mekan, sizleri büyülü masal dünyasına adım atmış gibi hissettirecek.

Hayatın stresinden, iş hayatının koşuşturmasından, trafiğin gürültüsünden nereye kaçmalı? Bu sorunun cevabını bulabilmek için insanların birbirleriyle görüşlerini paylaştığı soru-cevap sitesi Quora'ya baktık.

Güzellik olarak Sindirella'nın şatosuyla yarışan Almanya'daki büyüleyici Alpine Sarayı'ndan, Beatrix Potter'ı ve J.R.R. Tolkien'i etkileyen kartpostallar kadar güzel İngiliz platolarına... - Bu yedi rüya mekan büyüleyici ve gerçek olduğuna inanamayacak kadar güzeller.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Değişen renkleriyle devasa bir yorgan

1. Değişen renkleriyle devasa bir yorgan

Quora kullanıcısı Rahul Shankar, Hollanda'nın mavi, kırmızı , pembe ve sarı renkli, geniş ve uzun şeritli muhteşem lale tarlalarını 'Çocuk kitabındaki sanatsal resimlere benziyor.' diye nitelendiriyor. Rahul, Hollanda'nın bu kıyı bölgesini 'Garip bir şekilde bana Oz Büyücüsü'nü anımsattı.'diye ekliyor.

En popüler tarlalar Batı Hollanda’da Leiden ve Den Helder şehirleri arasındadır. Diğerleri ise Enkhuizen şehri yakınlarında ve Flevoland kasabasının yakınlarındadır.

Her yıl üç milyar lale yetişen Hollanda’nın bu muhteşem tarlalarına her yıl on binlerce turist geliyor.

Lale sezonu Mart ayından Ağustos ayına kadardır.

2. Gaudi'nin bu gezegenden olmayan hayal gücünün fantastik bir ürünü

2. Gaudi'nin bu gezegenden olmayan hayal gücünün fantastik bir ürünü

Karışık simgesel mimarisiyle, anıtsal madalyon başlı kuleleriyle ve yaratıcı bir şekilde oyulmuş dış cephesiyle, Sagrada Familia tıpkı hikâyelerle, ruhlarla ve sırlarla dolu bir Gotik kalesi gibi Barselona’nın şehir merkezinde yükseliyor.

İspanya’nın en ünlü mimarlarından biri olan Antoni Gaudi tarafından tasarlanmıştır. Yapımı 1882’de başlamıştır fakat daha projenin çeyreği bile tamamlanmadan 1926’da Gaudi ölmüştür. Bundan sonra da yapım çalışmaları yavaş ilerlemiş, İspanya İç Savaşı ile beraber yapımı durmuştur.

Peki mutlu son ne zaman? Mimarlar projenin Gaudi’nin ölümünün yüzüncü yılında, 2026 yılında tamamlanmasını planlıyorlar.

Barselona’nın en popüler turistik yeri yıllık üç milyon ziyaretçi çekiyor.

3. Tıpkı masallardan alınmış bir dekor gibi...

3. Tıpkı masallardan alınmış bir dekor gibi...

Işıltılı göllerle çevrilmiş kartpostallar kadar güzel vadileriyle, çağlayan dereleriyle, sıra sıra tepeleriyle ve sarp kayalarıyla, İngiltere’nin kuzey batısındaki Lake District Milli Parkı sanki peri masallarından çıkmış gibi

“Bu yer J.R.R. Tolkien’in Shire’ı (Orta Dünya) tanımlarken esinlendiği yerdir.” diye anlatıyor Quora kullanıcısı Jeff Chau.

Her yıl, 16 milyon ziyaretçi, dağ tırmanışları ve nefes kesen manzaraları için Cumbrian’daki  2,292km2‘lik milli parka geliyor.

4. Doğanın illüzyonlarından biri

4. Doğanın illüzyonlarından biri

Bir zamanlar uzak mı uzak bir yerde, Faroe Adaları’ndaki ışıltılı Sørvágsvatn Gölü (Leitisvatn Gölü olarak da anılır) tüm göllerin en çarpıcı gölü haline gelmişti.

6 km uzunluğunda olan göl, Faroe Adalarının en büyüğüdür. Göl, sudan yüzlerce metre yükseklikte gibi gözükür fakat aslında hemen hemen aynı seviyededir.

“Fakat doğa yanıltıcı olabilir.” diyor Aneesh Wairagade. Gerçekte Sørvágsvatn Gölü gerçekten de deniz seviyesinden 30m bile yüksek değildi. Gölün karşısındaki sarp uçurum ve akıllı bir kamera açısı gölü deniz seviyesinden yüzlerce metre yüksekte gösterebiliyor.

5. Yükseklerdeki bir askı “Pulpit Rock”

5. Yükseklerdeki bir askı “Pulpit Rock”

Pulpit Rock (Minber Kayası), devasa bir elbise askısı gibi Norveç’de Lysefjord’un yansımalı sularının üzerinde yükselir. Bu muhteşem doğa harikası uçurum efsanevi Hollywood filmlerine mekân olabilecek güzellikte.

Şekil olarak bir kürsüyü andıran Pulpit Rock, Preacher’s Pulpit (Vaiz’in Minberi) olarak da anılır.

Preikestolen 25m x 25m boyu olan kayalık bir platodur ve altındaki kristal sulardan 604m kadar yüksektedir. Quora kullanıcısı Derek Harkness’a göre kaya, “Roadrunner” çizgifilmlerinden çıkmış gibi duruyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. ‘Eğer bir prenses olsaydım, kesinlikle böyle bir şato isterdim.’

6. ‘Eğer bir prenses olsaydım, kesinlikle böyle bir şato isterdim.’

Eğer masallara inanmıyorsanız Neuschwanstein Şatosu’na göz gezdirdikten sonra emin olun inanacaksınız. Güneybatı Bavyera’da Alplerin eteklerinde yükselen bu masalsı yapı sanki Disneyland’den Uyuyan Güzel’in ve Kül Kedisi’nin şatolarının ilham alındığı yapıdır.

“Ciddi olarak Prens Charming ve sevimli eşi sanki dış kapıya çıkıp sizi karşılayacakmış gibi hissediyorsunuz.” diyen Danielle Maurer şöyle ekliyor “Eğer bir prenses olsaydım, kesinlikle böyle bir şato isterdim.”

Gerçekte, şato ilk olarak 1869’da Bavyera’nın münzevi kralı, Kral II. Ludwig tarafından kişisel kullanımı için yapılmıştı. Ölümünden hemen sonra ise 1886’da halka açıldı ve bugün her yıl 1,3 milyondan fazla ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor.

7. Eğlence Aynasına Yansımış Garip bir Alice Harikalar Diyarında Eseri

7. Eğlence Aynasına Yansımış Garip bir Alice Harikalar Diyarında Eseri

“Bu bir masal kitabına çizilmiş bir çizim değil, gerçek bir ev.” diyor Quora kullanıcısı Bruce Feldman Polonya’nın fantastik yamuk evini (Krzywy Domek) tanımlarken.

Dalgalı çatısıyla, çarpık pencereleri ve kapılarıyla bu garip ev “Bir çocuk kitabındaki Jan Marcin Szancer ve Per Dahlberg’in çizimlerinden esinlenerek yapılmıştır.” diyor Feldman. 

Bu baş döndüren bina, bir kıyı şehri olan Sopot şehrinin merkezinde yer almakta. Şehir alışveriş merkezleri, restoranlar, radyo istasyonu ve bu harika binası ile her yıl modern mimariyi görmek isteyen binlerce turist çekiyor.

8. Ürkütücü bir ibadethane "Kostnice Kilisesi"

8. Ürkütücü bir ibadethane "Kostnice Kilisesi"

Prag’ın 72 kilometre yakınlarındaki Kunta Hora, 20 bin nüfuslu bir kent. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki kentin merkezinde komünist dönemden kalma binalar yükseliyor. Kentin Seldec semtindeki Kostnice Kilisesi, dışarıdan bakıldığında gotik yapısıyla Kunta Hora’nın diğer dini yapısı Barbara Katedrali’ni çağrıştırıyor. Farklılığını içeriye adım attıktan sonra görüyorsunuz.

13.yy'da savaşların ardından yıkık binanın onarımını Schwarzenberg Ailesi üstlenir. Hem yapıyı onarmak hem de mezar sorununa çözüm bulmak gerekmektedir. Hıristiyan geleneğinde yüzyıllardır uygulanan yönteme başvurulur. Mezarlardan çıkarılan iskeletler için bir şapel yapılır. Bu gelenek Anadolu’daki Rum kiliselerinde de uygulanıyor. Kemiklerin saklandığı salona osteofilakio adı veriliyor. 

19’uncu yüzyılda kilisenin birkez daha restorasyonu gündeme gelir. Bu kez oyma ustası Frantısek Rınt, çok farklı bir yöntem önerir. Schwarzenberg Ailesi’nden onay alınca, hayal gücünü kullanıp, mezardan çıkardığı 40 bin iskeleti temizler, birbirinden ilginç tasarımlar oluşturur. 1870’de, Seldec Kostnice, yani Seldec’in kemik kilisesi açılır. 

Kilisenin içinde, Schwarzenberg Ailesi’nin kemiklerden yapılmış bir arması bulunuyor. Armanın sağ alt kısmında bir kafatası yerleştirilmiş. Yanıbaşındaki karga iskeletinin gagası, kafatasının gözünün içinde. Bu figür, Schwarzenberg Ailesi’nin 1591’deki Raab Savaşı’nda Türklere karşı kazandığı zaferin simgesi. Adı “Türk’ün gözünü oyan karga.” 

Avusturya, Eflak seferine çıkan Osmanlı ordusu, 1594’te Raab Kalesi’ni ele geçirir. Satırcı Mehmed Paşa, dört yıllık mücadele sonucu Avusturya ile barış anlaşması yapmaya çalışırken, 1598’de Raab Kalesi’ni kaybeder. Avrupa’yı titreten Osmanlı’dan bir kalenin bile geri alınması önemlidir. Bu nedenle Schwarzenberg Ailesi kendisini kahraman ilan eder, başarısı kargayla sembolize edilir.

9. Mavilerin içinden yükselen buhar "Mavi Lagün"

9. Mavilerin içinden yükselen buhar "Mavi Lagün"

Blue Lagoon, mavi göl ya da mavi lagün; İzlanda’nın Reykjanes bölgesindeki Grindavík köyünde bulunan jeotermal özellikte bir kaplıcadır (spa). Ülkenin turistik açıdan en fazla rağbet gören yeri olan mavi göl, son 10 yıl içerisinde başarılı işletmelerin misafirlerine sundukları ayrıcalıklar ile Dünya tarafından tercih edilen bir şifa merkezi haline gelmiştir. Kaplıcanın yıl boyunca ortalama 37-39 derece arasında değişen sıcak sularının yanı sıra Silis ve Sülfür bakımından zengindir. Bu tür sular bir çok deri hastalığına iyi gelmektedir. Özellikle sedef hastalığına sahip kişilerce tercih edilmektedir. Bölgede hızla gelişen turizmin etkisi ile konaklama imkanları da bir çok misafiri memnun edecek düzeye erişmiştir. Mavi gölde kontaminasyonun engellenmesi amacı ile göl sularına girmeden ve çıkarken kıyafetsiz duş alma zorunluluğu bulunmaktadır. Bölgede ayrıca cilt ve deri hastalıkları araştırma ve geliştirme merkezleri de bulunmaktadır.

Mavi lagün, bir jeotermal enerji santrali olan “Svartsengi” tarafından beslenmektedir. Lagüne her 2 günde bir su takviyesi yapılmaktadır.Bu santral vasıtası ile lav akıntılarına oldukça yakın olan sıcak su kaynağı elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Bir çok film, televizyon programı, dergi ve gazete yayınlarında kullanılan mavi göl ayrıca Dünya’nın ilk yenilenebilir metanol tesisine oldukça yakındır.

10. Yeryüzünden bir cennet "Phuket"

10. Yeryüzünden bir cennet "Phuket"

Phuket, Tayland, genel olarak ‘Güney’in İncisi’ olarak anılır ve Tayland’daki en geniş adadır. Phuket Adası kuzeyden güneye 48 kilometre (34 mil) ve doğudan batıya 21 kilometre (16 mil) uzunluğundadır.Phuket bir dağ sırası ve batı kıyısına doğru uzanan çoğunlukla kuzey-güney yönlü vadilerle bölünür.Bu, ülke topraklarının yaklaşık %70’ini kapsar. En yüksek doruk, Mai Tao Sip Song (12 Cane Doruğu) 529 metredir. Adanın kalan %30’luk bölümü çoğunlukla merkezde ve adanın doğu bölümünde yer alan düzlük alanlardan oluşur. Güney Tayland’ın batı kıyısını oluşturan Andaman Denizi’nde yer alan arazi kayalık çıkıntılarla, uzun ve geniş kumsallarla, kireçtaşlı uçurumlarla, ağaçlı tepelerle, küçük haliçlerle, lagünlerle ve her çeşit tropik bitki örtüsüyle inanılmaz şekilde değişiklik gösterir. Geniş yüzölçümü sayesinde adanın değişik bölgelerinde mikroiklimler gelişmiştir.

Ada, sizlere keşfetmeniz ve hoşlanmanız için birçok farklı bakış ve his sunar. Görülmeye değer tropik manzarasıyla Kata Plajı, birkaç kilometre kuzeydeki Nai Yang Plajı’nda bulunan görkemli ‘casuarina’ (yapraksız ya da çalısız bir ağaç cinsi) ağaçlarıyla kıyaslanır. Khao Phra Thaeo Milli Parkı’nın gölgeli yağmur ormanı, Koh Siray’ın çamurlu düzlüklerinin ve mangrov (tropikal kuşaktaki kıyı ve bataklıklarda yetişen bir bitki cinsi) bataklıklarının üç katıdır. Kireçtaşlı kaya çıkıntıları adanın doğu kıyısını ve batıdaki sık granit kayalıkları oluşturur. Phuket gerçek bir tropik ülkedir ve herkese uygun bir önerisi vardır.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0