'Birer Birer Batacaklar'
İlhan Cavcav: Kasasında on para yok masada milyon harcıyor.
Türk futbolunda yapılan sözleşmeler gereği ödenen tazminat bedelleri kulüpleri büyük sıkıntıya sokuyor.
Türk futbolunun önemli isimlerinden Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav ile Türkiye'de en fazla sözleşme imzalayan teknik direktör unvanının sahibi Yılmaz Vural, konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Cavcav, İstanbul takımlarının transferde harcadıklarıyla kırmızı-karalı kulübün futbolcu ya da antrenörlere ödediği bedeller arasında 'uçurum' olduğunu belirterek, 'Kasasında on para yok masada milyon harcıyor' diye konuştu.
Kulüplerin durumunun 'hiç iyiye' gitmediği uyarısını yapan Cavcav, 'Daha dün 550 bin avro ödeyip Milan Smiljanic'i gönderdim. Hayrını görsün. Hiç oynamadan kazandığının hayrını görür mü? Görsün' ifadelerini kullandı.
Kendisinin çalışmadan hiç para kazanmadığını dile getiren Cavcav, şunları söyledi:
'Sözleşmeler üzerinde düşünmek gerekiyor. Kimse üç yıldan az sözleşme yapmak istemiyor. Üç yıl futbolda çok uzun süre. Ben, üç yıl para ödemeye söz veriyorum, sözleşmede yazmasa da futbolcu da 'oynayacağım, hatta iyi oynayacağım, iyi oynamasam da hep çalışacağım' diyor. Ben sözümü tutmadığımda hukuk, UEFA ve avukatlar devreye giriyor, futbolcu sözünü tutmadığında ancak böyle arkasından 'hayrını görsün' diye iyi dileklerde bulunuyorsun.'
Futbolcuların hakkının aranmasının kesinlikle gerekli olduğunu kaydeden Cavcav, 'Futbolcuların haklarını arayalım tamam ama bu kulüplere ne olacak? Yarın bu kulüpler battığında, Türk futbolu battığında futbolcular nerede oynayacak, lunaparklarda kalecilik mi yapacaklar, akşamları halı sahalarda baklavasına maç mı yapacaklar?' diye konuştu.
'DEVLET OLMASA TARİH OLMUŞLARDI'
Cavcav, hırsları nedeniyle bütçelerine dikkat etmeyen kulüplerin 'birer birer batacağını' savunarak, 'devlet olmasaydı İstanbul takımlarının çoktan tarih olacağını' iddia etti.
'Ben paradan anlarım ama futbol ekonomisinden anlamıyorum' diyen Cavcav, şunları kaydetti:
'Ne zaman gazeteleri açsam 'şu İstanbul kulübünün bu kadar borcu var, şunun şu kadar borcu var' yazıyor. Rakamlar havada uçuşuyor. Yüz milyonlar, hatta beş yüz milyonlar. Sonra bakıyorum aynı kulüpler pazara çıkmış, futbolcu bakıyor. Bu sefer on milyonlar, yirmi milyonlar vererek futbolcu alıyorlar. Yok illa şampiyon olacaklar, şampiyon olunca sanki borcu sıfırlıyorlar. Otur yerinde, borcunu öde, beş sene de şampiyon olmayıver. Hırsları yüzünden birer birer batacak hepsi neredeyse. Devlet olmasa şimdiye kadar çoktan tarih olmuşlardı. Onların verdikleri bedellerle bizim verdiklerimiz arasında büyük uçurum var. Adamın kasasında on para yok masada milyon harcıyor.'
YILMAZ VURAL'DAN SİSTEM ELEŞTİRİSİ
Türkiye'de en çok takım çalıştırma rekorunu elinde bulunduran teknik direktör Yılmaz Vural ise Türk futbolunda sistemin baştan aşağıya değişmesi gerektiğini söyledi.
Kulüplerle davalık olan antrenör veya oyuncuların tazminat almadığını belirten Vural, şunları söyledi:
'Örneğin iki yıllık sözleşme imzalıyorsun, ücretin de belli. Kulüp seni 6'ncı ayda gönderiyor. Sen de doğal olarak kalan paranı istiyorsun. Yabancı antrenörün federasyonu olmadığı için ona UEFA sahip çıkıyor. Türk antrenör veya oyuncuya ise 'konuyu kendi yerel federasyonun ile çöz, biz iç işlerinize karışmayız' deniyor.'
Geçmişte 'Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'nun olduğunu hatırlatan Vural, bu tür sözleşme sorunlarının çözülebilmesi için kurulun yeniden hayata geçmesi gerektiğine dikkati çekti.
Yılmaz Vural, Türkiye'ye Del Bosque, Löw, Aragones ve Hiddink gibi çok kariyerli isimlerin geldiğini ancak çalıştıkları kulüplerden gönderildiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
'Bu isimler başarılı antrenörler değiller miydi de gönderildiler? Türkiye'de sistem yanlış. Her şey psikoloji üzerine kurulu. Profesyonellik anlamında da sıkıntılar yaşıyoruz. Para boyutunda herkes profesyonel ama uygulamada herkes amatör. Hoca eğitiminden futbolcu eğitimine kadar yeni bir sistem yaratmalıyız.'
AA