onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bir Zamanlar Tüm Dünyaya Hükmeden Roma İmparatorluğunun Yıkılış Nedenleri

Bir Zamanlar Tüm Dünyaya Hükmeden Roma İmparatorluğunun Yıkılış Nedenleri

S
26.09.2021 - 10:15

M.Ö. sekizinci yüzyıldaki kuruluşu efsanelere konu olan, ardından küçük bir krallıktan önce başarılı bir cumhuriyete, ardından da tarihin gördüğü en büyük ve önemli imparatorluklardan birine dönüşen, en sonunda ise ikiye bölünüp yavaş yavaş sonunun gelişini izleyen Roma’nın yıkılışı, Orta Çağ’ın en önemli gelişmelerinden biriydi. Bu yıkılışın nedenlerini merak ediyorsanız içeriğimize buyurun. 👇

Kaynak: https://www.history.com/news/8-reason...
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Barbar kavimlerin istilası.

1. Barbar kavimlerin istilası.

Batı Roma’nın yıkılışı hususundaki en temel teori, yıkımın dış güçlere karşısında yaşanan bir dizi askeri yenilgilerden ötürü gerçekleştiğini savunuyor. Roma yüzyıllar boyunca Cermen kavimleriyle iç içe varlığını sürdürse de M.S. 300’ler itibariyle Gotlar gibi ‘barbar’ gruplar İmparatorluk sınırlarının içine girmeye başladı.

Bu ilerleyiş, Roma’nın sonunu getirdi.

Bu ilerleyiş, Roma’nın sonunu getirdi.

Romalılar dördüncü yüzyılın sonlarında bir Cermen ayaklanmasını atlatsa da, M.S. 410’da Vizigot Kralı Alaric Roma’yı yağmalamayı başardı. İmparatorluk sonraki birkaç on yıl sürekli tehdit altında geçirdikten sonra M.S. 455’te ‘Ebedi Şehir’ bu sefer de Vandalların işgaline uğradı. En sonunda M.S. 476’da ayaklanan Cermen lider Odoacer, İmparator Romulus Augustus’u tahttan indirdi. Augustus’tan sonra kendini Roma İmparatoru ilan eden kimse ülkeye İtalya’dan hükmedemedi. Bundan ötürü Roma’nın yıkılış tarihi çoğunluk tarafından M.S. 476 olarak kabul edilir.

2. Ekonomik sıkıntılar ve köle gücüne aşırı bağımlılık.

2. Ekonomik sıkıntılar ve köle gücüne aşırı bağımlılık.

Roma bir yandan dış güçlerce işgal edilirken diğer yandan da ciddi bir mali kriz, imparatorluğu içeriden çökertiyordu. Bitmek bilmeyen savaşların zorunlu kıldığı aşırı harcamaların imparatorluğun kasasını boşaltması, baskıcı bir vergi politikasının izlenmesine ve enflasyonun artmasına neden oldu. Zenginlerle fakirler arasındaki uçurum genişledi. Zengin kesimin pek çok üyesi vergi memurlarından kaçmak için taşradaki villalarına taşındı ve bağımsız derebeylerine dönüştü.

Bu sırada ülkeyi bir de iş gücü açığı vurdu.

Bu sırada ülkeyi bir de iş gücü açığı vurdu.

Roma ekonomisi, tarlaları süren ve zanaatkârlık yapan kölelere bağımlıydı. Lejyonların yaptığı fetihler normalde ülkeye işçi sağlıyordu. Ancak ikinci yüzyılda genişlemenin durma noktasına gelmesiyle Roma köle ve savaş ganimeti kazanamamaya başladı. Beşinci yüzyılda Vandalların Kuzey Afrika’yı ele geçirmesi ve Akdeniz’de korsanlık yaparak ticarete darbe vurması imparatorluk ekonomisinin fişini çekti. Ekonominin sarsılması, ticaretin azalması ve tarımsal üretimin bitmesiyle İmparatorluk, kıta üzerindeki kontrolü kaybetti.

3. Doğu Roma’nın yükselişi.

3. Doğu Roma’nın yükselişi.

Batı Roma’nın kaderi, üçüncü yüzyılın sonunda İmparator Diocletianus’un imparatorluğu ikiye bölmesiyle kısmen şekillenmişti. Batı Roma, Mediolanum’dan (günümüzde Milano) yönetilirken Doğu ise Konstantinopolis’ten (günümüzde İstanbul) yönetiliyordu. Bölünme, kısa vadede imparatorluğun yönetilmesini kolaylaştırsa da uzun vadede iki tarafı birbirinden uzaklaştırdı. Doğu ve Batı dış tehditlere karşı yeterince iş birliği sergilemezken kaynak ve askeri yardım konusunda anlaşmazlık yaşadılar.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ayrılık Doğu’ya yararken Batı’ya hiç yaramadı.

Ayrılık Doğu’ya yararken Batı’ya hiç yaramadı.

Çoğunluğun Yunanca konuştuğu Doğu İmparatorluğu zenginleşirken, Latince konuşulan Batı ekonomik krize girdi. Doğu’nun güçlü kalması barbarları Batı’yı işgal etmeye sevk etti. Konstantin gibi imparatorlar Konstantinopolis’in tahkim edilip korunması için gayret gösterirken Doğu halkının gözünde yalnızca sembolik bir değeri olan İtalya ve Roma savunmasız kaldı. Böylelikle, Batı beşinci yüzyılda düşerken Doğu, 1453’e kadar ayakta kalmayı başardı.

4. Aşırı genişleme ve askeri giderlerde artış.

4. Aşırı genişleme ve askeri giderlerde artış.

Roma İmparatorluğu bir vakitler Atlantik Okyanusu’ndan Fırat Nehri’nin ağzına kadar uzanıyordu. Bu genişlik, çöküşünü getiren nedenlerden biri oldu. Yönetilmesi gereken topraklar geniş olunca idari ve lojistik bir kâbusun yaşanması da kaçınılmaz oldu. Romalılar, mükemmel yol ağlarına rağmen topraklarını yönetme konusunda hızlı ve etkili olamadı.

Topraklarını iç isyanlara ve dışarıdan gelen saldırılara karşı korumaya çalıştılar.

Topraklarını iç isyanlara ve dışarıdan gelen saldırılara karşı korumaya çalıştılar.

Bunun için ellerinde yeterli sayıda lejyon tuttular ve orduya kaynak ayırdılar. Hatta ikinci yüzyılda İmparator Hadrian, Britanya’daki düşmanları sınırlarının dışında tutmak için ünlü duvarını inşa etti. İmparatorluğun orduya ayırdığı kaynak miktarı artarken teknolojik ilerleme durdu ve Roma’nın sivil alt yapısının bakımına para yetmez oldu.

5. Yolsuzluklar ve siyasi istikrarsızlık.

5. Yolsuzluklar ve siyasi istikrarsızlık.

Roma’nın büyüklüğü yönetilmesini zorlaştırırken etkisiz ve tutarsız liderler de bu sorunun büyümesine neden oldu. İmparator olmak her daim tehlikeli bir işken, çalkantılı ikinci ve üçüncü yüzyıllarda başa geçmek ölmekle eş değer hâle geldi. İç savaş imparatorluğu kaosa sürüklerken 75 yıl içinde 20’den fazla imparator tahta çıktı ve genellikle öldürüldü.

İmparatorun kişisel muhafızları keyfi olarak imparatorları öldürüp yerlerini başkalarını atadı.

İmparatorun kişisel muhafızları keyfi olarak imparatorları öldürüp yerlerini başkalarını atadı.

İmparatorluk unvanını kendilerine en çok para ödeyenlere verdikleri bile oldu. Siyasi bozulum Roma Senatosu'na da sıçradı. Yolsuz ve yetersiz Senato imparatorlukların aşırılıklarını frenleyemedi. Durum gittikçe kötüleşirken Roma'nın yurttaşları, hükümdarlarına olan inançlarını ve güvenlerini kaybetti.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

6. Hunların Avrupa'ya gelişi ve ardından başlayan kavimler göçü.

6. Hunların Avrupa'ya gelişi ve ardından başlayan kavimler göçü.

Dördüncü yüzyılın sonlarında Hunların Avrupa'yı işgaliyle meydana gelen kitlesel göç hareketleri, barbarların Roma'ya saldırılarını artırdı. Kuzey Avrupa'nın altını üstüne getiren Hunlar, pek çok Cermen kavmini Roma'nın sınırlarını geçmeye zorladı. Romalılar Vizigot kavminin Tuna'yı geçip Roma topraklarında barınmasına isteksizce de olsa izin verdi. Tarihçi Ammianus Marcellinus'a göre, Romalı yetkililer açlıktan ölmek üzere olan Gotlara, köpek eti verip karşılığında çocuklarını köle yaptı.

Gotlara gaddarca davranarak kendi sınırları içinde tehlikeli bir düşman yarattılar.

Gotlara gaddarca davranarak kendi sınırları içinde tehlikeli bir düşman yarattılar.

Baskıya dayanamayan Gotlar ayaklanarak M.S. 378'de Hadrianopolis Muharebesi'nde Roma'nın lejyonlarından birini bozguna uğrattı ve Doğu Roma İmparatoru Valens'i savaşta öldürdü. Yaşananlara inanamayan Romalılar, barbarlarla bozulacağı çok belli olan bir barış yaptı. M.S. 410'da Got Kralı Alaric'in batıya göçüp Roma'yı yağmaladı. Batı Roma'nın zayıflamasıyla Vandal ve Sakson gibi Cermen kavimleri sınırları geçip Britanya, Hispanya ve Kuzey Afrika'ya yerleşti.

7. Hristiyanlığın yükselişi ve geleneksel değerlerin yok oluşu.

7. Hristiyanlığın yükselişi ve geleneksel değerlerin yok oluşu.

Roma'nın gerileyişi, Hristiyanlığın yayılmasıyla aynı dönemlerde gerçekleşti. Kimilerine göre bu yeni din, imparatorluğun çöküşüne katkıda bulundu. M.S. 313'te Milano Fermanı'nın ilanı, Hristiyanlığa meşruiyet yasal statü kazandırırken M.S. 380'de de devlet dini ilan edildi. Böylelikle yüzyıllardır süregelen zulüm sona ererken, Roma'nın geleneksel değerleri de yıkıldı. Hristiyanlık, İmparatoru ilahi statüde tutan çok tanrılı Roma dininin yerini aldı ve odağı tek tanrı anlayışına kaydırdı.

8. Roma lejyonlarının eski gücünü yitirmesi.

8. Roma lejyonlarının eski gücünü yitirmesi.

Roma'nın orduları antik dünyadaki tüm uluslar ve devletler tarafından kıskanılıyordu. Gerileme döneminde ise bir zamanların en güçlüsü olan lejyonların yapısı değişmeye başladı. Roma yurttaşlarından yeterince asker toplayamayan Diocletian ve Konstantin gibi imparatorlar, ordularını güçlendirmek için yabancı paralı askerler tuttu.

Lejyon safları zamanla Cermen Gotlar ve diğer barbarlardan oluşmaya başladı.

Lejyon safları zamanla Cermen Gotlar ve diğer barbarlardan oluşmaya başladı.

Öyle ki, Romalılar 'asker' sözcüğü yerine 'barbarus' sözcüğünü kullanır oldu. Bu Cermen askerler, acımasız savaşçılar olduklarını kanıtlarken imparatorluğa sadakat beslemiyor, güce tapan subayları da sık sık Romalı efendilerine başkaldırıyordu. Hatta şehri yağmalayıp ve Batı Roma İmparatorluğu'nun sonunu getiren barbarların çoğu Roma lejyonlarında hizmet etmişti.

Bu içeriklere de göz atabilirsiniz 👇

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
13
4
3
1
1
1
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın