Basın Konseyi'nin 2014 Raporu: 'Zor Yıl'
Basın Konseyi, 2014 yılında gazetecilerin ve basın kuruluşlarının yaşadığı sıkıntıları, engellemeleri, sansürü ve işsiz kalan yüzlerce gazeteciyi konu alan 102 sayfalık bir rapor hazırladı.
2014’ü ‘Zor yıl’ diye tanımlayan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Yılın son günlerinde terörist ilan edilen 2 gazeteci için tutuklama kararı da bizi ürküttü. Hala da, ‘gazeteci avı’ için sinyallerin gelmesini anlamakta zorlanıyoruz.” dedi.
Basın Konseyi’nin 2014 için hazırladığı raporu Başkan Pınar Türenç açıkladı. Basın toplantısına, 2. Başkan Avukat Dr. Murat Önok ve Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Avukat Turgut Kazan da katıldı. Gazetecilik açısından zor geçen bir yılın geride kaldığını belirten Türenç, “İfade özgürlüğü ve bunun unsuru olan haber verme hakkı ile halkın bilgi alma hakkı, AİHM’in demokratik toplum kriterleri arasında belirlediği; ‘şeffaflık, eşitlik, hoşgörü’nün, kısaca temel hakların güvencesiz yaşandığı ve gazetecilerin çok örselendiği bir yılı geride bıraktık. Bu rapor, Türkiye’de yaşananların bir fotoğrafıdır aslında.” diye konuştu.
Yıl boyunca 365 gün neler yaşandığını tek tek işlediklerini ifade eden Türenç, şöyle devam etti: “Sansür, otosansür, akreditasyonlar, yaralama, gazlanma, coplanma, ötekileştirme, yüzlerce işsiz gazeteci, kalemi kırılanlar, tutuklu-tutuksuz yargılananlar ve aralarında yayın yasaklarının da bulunduğu sayısız kısıtlamayı alt alta yazdığımızda, önümüze çıkan tablonun demokratik hukuk devleti açısından çok vahim olduğu gerçeği ile bir daha karşılaştık. Bu sadece gazetecilerin değil, demokrasiye inanmış, hak ve özgürlüğe önem veren herkesin yaşadığı inanılmaz gerçekti. Raporun başlığı bunun için, tartışmasız ‘zor yıl’ oldu.”
‘TERÖRİST İLAN EDİLEN 2 GAZETECİ İÇİN TUTUKLAMA KARARI BİZİ ÜRKÜTTÜ’
Halkın bilgi edinme hakkının kutsal ve vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Türenç, “Bu haktan tümüyle yararlanmaksızın, demokratik bir toplumdan bahsedilemez. Ne var ki, 12 ayda yaşananların dökümünde içten ve dıştan defalarca yapılan uyarıların hiç de haksız olmadığı gerçeği ile yüz yüze kaldık. Sonuçta, 22 TV kanalına Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) verilen 176 yayın durdurma cezası raporun sadece bir bölümüydü. TRT’nin seçim öncesi ve sonrasındaki taraflı yayınına YSK’dan bile ceza gelmesi, RTÜK’ün sadece tek bir kanala 20 yayın durdurma cezası da bunlara eklendi. Soma faciasından Musul’a, MİT TIR’larından Yüksekova veya Bingöl haberlerine kadar, çok sayıda olaya da yayın yasağı getirildi. 72 kez saldırı, tehdit, engelleme, darp olayı yaşandı.” dedi.
Türenç, yaklaşık 6 yıl tutuklu kalan Tuncay Özkan ile 8 yıla yakın tutuklu olan Füsun Erdoğan ve diğer gazetecilerin 2014’te özgür kalmalarına sevindiklerini söyledi. Gözaltına alındıktan sonra serbest kalan Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve tutuklanan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı hatırlatan Türenç, “Yılın son günlerinde terörist ilan edilen 2 gazeteci için tutuklama kararı da bizi ürküttü. Hala da ‘gazeteci avı’ için sinyallerin gelmesini anlamakta zorlanıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gazetecilere karşı kullanılan yakışıksız ifadeleri hatırlatan Başkan Türenç, sözlerine şöyle devam etti: “Tüm sansür, otosansür, akreditasyon, gazete kapatılmaları, yargılamalar, Demokles’in kılıcı gibi başımızın üzerinde sallandırılırken, ‘özgür basın’dan söz etmemiz olanaksızdır. Beğenilmeyen sorular karşısında, ‘Ben de senin ebeni öperim’ yanıtının kalitesini konuşurken, kadın gazetecilere, ‘edepsiz kadın’, ’haddini bil’, ‘militan kılıklı gazeteci’ diye meydanlardan seslenilmeyi, demokrasinin hoşgörü unsurunun neresine koyabiliriz? Yerli yabancı gazetecilere ‘dalkavuk’ benzetmeleri ise, dünyada yankı bulmuyor mu sanıyoruz? Uluslararası Sınır Tanımayan Gazetecilerin (RSF), Dünya basın özgürlüğü raporunda, 180 ülke içinde 154. sırayı Libya, Sudan, Gambiya gibi ülkelerle paylaşmaktan utanmıyor muyuz? Bir yerde düşünce kuruluşu olan, Freedom House’un raporunda ise, ‘kısmen özgür olmayan’ ülkeler sıralamasından, tarihimizde ilk kez, ‘özgür olmayan ülkeler’ ligine düşürüldüğümüzde de, artık 2014’ün sonlarına gelmiştik. Bu tablonun sonunda galiba Paul Valéry’in dediğini biz de içselleştirmeye başladık, ‘Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelir’. Türkiye bugün bu gerçeği yaşamakta.”
‘ZOR YIL’I HERKESİN TAKDİRİNE SUNUYORUZ’
Gazetecilik açısından zor geçen 2014’ü herkesin takdirine sunduklarını belirten Türenç, “2014’ü, ‘Zor yıl’ diye tanımlarken, twıtterlı-mivitırlı, para sayma makinelerinin yayınlanmasının bile suç sayıldığı Türkiye’de, yine de gazetecilik yaptığımızı biliyoruz. Ne var ki, tüm bu olayları ancak şeffaflık, hesap verilebilirlik, hoşgörü, ifade özgürlüğü gibi temel hakların var olduğunun bilinci ile aşabileceğimize inanıyoruz. Yılın son üç gününde, Sayın Cumhurbaşkanı’nın, ‘Dünya’nın en özgür basını Türkiye’dedir’ şeklindeki dünyaya ilanını da, bu tablonun son cümlesi olarak kayda geçiriyoruz. ‘Zor yıl’ı herkesin takdirine sunuyoruz.” diye konuştu.
Halil Özcan, CİHAN