Görüş Bildir
5 Adımda İş Planı Hazırlamak
İş planı her girişim ve girişimcinin ihtiyacı olan, kritik bir araçtır. Fakat her girişimci, işletme okumadığı ve MBA yapmadığı için, iş planının ne olduğunu, profesyonel bir girişimde bulunana kadar bilmiyor olabilir. Veya eğer ilk defa bir iş planı hazırlayacaksa, “ yahu bununla kim uğraşacak, daha yapılacak tonla işimiz var ” şeklinde geçiştirme yolun gidebilir - kendimden biliyorum- , veya iş yükünden gözü korkabilir. Fakat her ne kadar birçok şirket sahibi ve girişimci iş planının uzun olması gerektiğini düşünse de, genelde taze bir girişim (startup) için tek sayfalık bir iş planı, başlangıçta duyacağınız tüm ihtiyaçları kapsar ve işe koyulmak için yeterince organize olmanızı sağlar. Planı tek sayfalık yazıyorsunuz diye, bu, öğrendikçe ve koşullar değiştikçe onu modifiye edemeyeceğiniz ya da ekleme yapamayacağınız anlamına gelmiyor elbette. Hatta eklemenizi tavsiye edebilirim. Örneğin girişiminiz büyüyorsa ve daha fazla sermayeye ihtiyaç duymaya başladıysa, bunu mutlaka planınıza eklemelisiniz. Bu gibi örneklerle de “kervanı yolda düzmeye” devam edebilirsiniz. Unutmayın ki, en kötü iş planı, hiç yazmadığınızdır. “Onu da araştırayım, bunu da test edeyim” diyerek yapacağınız başlangıcı geciktirmeyin. Tek sayfalık iş planınızı oluşturmak için 5 kolay adımı aşağıda sıraladık, umarız işinize yarar : 1. İşe vizyon ile başlayın. Planı, sonunu düşünerek başlatın. Projenizin nereye gitmesini istediğinizi düşünün ve öncelikli olarak bu öngörülere odaklanın. Bu, planınızın genel havasını oluşturacaktır. Projenizi büyütmek ve sonunda onu satmak mı istiyorsunuz? Ya da şirketinizin mirasınız olmasını ve ömrünüzün sonuna kadar adınızla anılmasını mı istiyorsunuz? Nihai hedefiniz için vizyonunuz nedir? Aklınızda sonunda ne olacağı sorusuyla başlamak önemlidir. Vizyonunuz bu nihai hedefi iyi özetlemeli ve tanımlamalıdır. Bakmayın siz o , “sonunu düşünen kahraman olamaz” diyenlere! 2. Hedef tanımı oluşturun. Vizyonunuzun ne olduğunu siz elbette biliyorsunuz. Fakat o vizyonu gerçekleştirmek için neler yapacağınızı, başkaları için de tanımlamanız gerekiyor. Ve bunların ulaşılabilir, özet tanımlamalar olması gerekiyor. Bu tanımlar yapacaklarınızı o kadar belirgin ifade etmeli ki, iş modelinizi değiştirmedikçe, burada söylenenlerden başka birşey yapmıyor olmasınız – tabi ki kendinizle çelişmemek adına. Çünkü bu tanımlar, ekibinizin ve hatta varsa çalışanlarınızın göreceği ve inanacağı bir manifesto olmalı. 1 hafta sonra “aslında şunu da yapmak için buradayız arkadaşlar” derseniz, hem inandırıcılığınızı kaybedersiniz, hem de uygulamada sorun yaşarsınız. 3. Hedef listesi yapın. Hedeflerinizi maddeler halinde sıralanmış, ulaşılması gereken proje çıktıları olarak değerlendirin. Bir satış hedefiniz mi var? “Kendi pazarımın en az %10′una hakim olacağım”. Ya da belki ücretli abone edinme hedefi olabilir : “2. çeyrekte abone sayısını %30 arttıracağım” Bu hedeflerin hepsinde deadline (mühlet) olmasına dikkat edin. Çünkü bunlar, projenin büyümesi için belirli bir zaman içinde gerçekleştirilmesi gereken küçük hedeflerdir. Ama merak etmeyin, dip toplamda yekün tutar! 4. Stratejilerinizi belirleyin. Stratejileriniz, hedeflerinizi nasıl gerçekleştireceğinizi belirler. Pazarlama planınız var mı? Pazarınızda müşteriler kim? Rakipler? Peki ya satış stratejiniz? Zamanınızın çoğunu araştırma geliştirmeye mi harcayacaksınız? Tüm bu soruları kapsayan, genel bir duruş fikriniz var mı? İşte tüm bunları üstünkörü de olsa belirlemeniz gerekiyor. Özellikle, pazarın durumunu çok iyi bilmeniz ve müşterinizi ÇOK İYİ tanıyor olmanız gerekiyor. 5. Hareket planı oluşturun. Bir hedefiniz var, ve izleyeceğiniz stratejide karar kıldınız, peki kağıda yazdığınız tüm bu havalı şeylerden sonra, elinizde somut birşey var mı? Cevap tabi ki hayır. Bu aşamada ihtiyacınız olan, uygulanabilir ve somut adımları belirlemektir. Kısa süreli veya günlük olması gereken bu adımlar, nihai hedefinize hizmet etmeli ve vizyonunuza uygun olmalıdır. Örneğin, yıl sonuna kadar projenizin abone sayısını 5000′e artırmak istiyorsunuz. Stratejiniz de cold calling (rehberden rastgele telefon numaralarını arayarak yapılan satış) yapmak olsun. Bu durumda günlük uygulanabilir hareket planınız, günde 10 arama yapmak olabilir. Hatta zaten 10 arama yapıyorsanız, hedefinize daha layık olduğunu düşünüp 10+2 arama yapabilirsiniz. Küçük bir hesap yapalım Haftasonları çalışmadığınız takdirde her gün fazladan 2 arama, haftada 10, senede yaklaşık 500 fazladan arama anlamına gelir. Müşteri edinme (conversion) oranınız %50 olsa, nihayetinde fazladan 250 abone anlamına gelir servisiniz için. Bu gibi örnekler çoğaltılabilir ama unutmayın, dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, her bir plan ve stratejinizin, nihai hedefinize ve vizyonunuza hizmet etmesini sağlamaktır. İş planı hazırlamak, zaman zaman biraz meşakkatli bir iş olabilir, yine de haddinden fazla karmaşık olması gerekmiyor. Süreci yukarıda belirttiğimiz maddelerle basitleştirebilir ve hemen şu anda iş planınızı yazmaya başlayabilirsiniz. Ya da illa, ben daha detaylı şeylerden bahsedeceğim, yok mu bunun daha iyisi diyorsanız, aşağıdaki Washington State University’nin hazırladığı infografikten de faydalanabilirsiniz : Hala; “zor iş, hazırlayamam ben” diyorsanız, sizi şöyle alalım :
Türkiye'nin En Prestijli Teknolojik İş Fikri Yarışması Yeni Fikirler Yeni İşler 1.5 Milyon TL Ödül Veriyor!
ODTÜ ve ODTÜ Teknokent tarafından bu yıl 10’uncusu organize edilen, lider girişimcilik yarışmasıYeni Fikirler Yeni İşler’in 2014 dönemi kayıtları başladı. Genç nesillere girişimciliği ve inovasyonu aşılamayı hedefleyen Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışması, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin “İş Bulan Değil, İş Kuran Mezun” yaklaşımı benimsenerek organize ediliyor. Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışması, yenilikçi ve teknoloji tabanlı iş fikri olan öğrencilerin ve mezunların fikirlerini hayata geçirmeleri için uygun ortamı sağlıyor, başarılı iş adamları olmaları yolunda destekler veriyor. Yarışmaya tüm üniversitelerin tüm bölümlerinde lisans/yüksek lisans/doktora öğrencisi veya mezunu(mezuniyetin üzerinden 5 yılı geçmemiş olması kaydıyla) olan herkes katılabiliyor. Yarışmaya katılanlar derecelerine göre aşağıdaki maddi ödüllere sahip olacaklar… ELGİNKAN Vakfı Büyük Ödülü   100.000 TLSAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI  Büyük Ödülü 100.000 TL BİLİŞİM KATEGORİSİ Büyük Ödülü 100.000 TLOSTİM Özel Ödülü  25.000 TLTEB Özel Ödülü 25.000 TLASELSAN Özel Ödülü 25.000 TL Doğrudan maddi ödüllerin dışında yarışmacılar için birçok farklı destek sunuluyor… Kuluçkalık Amerika Kampı Fikri Mülkiyet Hakları Koruması İş Planı ve Girişimcilik Eğitimleri Mentorluklar Hukuki ve Teknolojik Danışmanlıklar Yatırımcı Buluşmaları Tüm bu hizmetler ile birlikte Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışması’nda maddi değeri toplam 1,5 Milyon TLbüyüklüğüne ulaşan destekler sunuluyor. Yarışma hakkında daha detaylı bilgi için www.yfyi.com adresini ziyaret edebilir, başvurularınızı 28 Nisan 2014 tarihine kadar başvuru sayfasından yapabilirsiniz.
Girişimci Olmak
Girişimci pazardaki herhangi bir boşluğu görerek değerlendiren, iş fikrini hayata geçirerek bu boşluğu dolduran kişidir. Girişimcilik ise pazardaki fırsatların belirlenmesi ile başlayan, kaynaklar ve girdiler kullanılarak yeni işlerin yaratıldığı, ekonomik fırsatların refaha dönüştürüldüğü dinamik bir süreçtir. Girişimci; Hayalleri olan, Risk alabilen, Fırsatları gözlemleyebilen, Yatırımı yapıp organize/koordine ve kontrol edebilen, Öz sermayenin sahibi olan ve riski üstlenebilen, İş yeri, eleman, ekipman, finansman v.b. girdileri temin eden, İşin yapılması için gerekli bilgi ve beceriye sahip kişidir. Girişimci adayı bir işe atılmayı planlıyorsa önce aşağıdaki nitelikleri az-çok taşıyıp taşımadığını kendine sormalıdır. Bir girişimci adayı;
Göz Hastanesi Açmak
Son yıllarda hızla artan diğer bir sektör de göz hastaneleri oldu. Son bir yılda açılan göz hastanesi sayısı 50 adeti geçti.Göz hastanelerinin hedef kitlesi şehir merkezinden uzak alanlar olarak belirleniyor. Bu ince ayrıntı göz önünde bulundurularak Anadolu’da göz hastanesi yatırımı yapmak mantıklı bir girişim adımı olarak ele alınabilir.Sadece göz alanında faaliyet veren bu sağlık merkezlerinin girişim maliyeti biraz bütçeleri zorlasa da devlet ve diğer yatırımcılar tarafından desteklenen bir alandır.Göz hastanesi kurulumu bitirildikten sonra faaliyet start verilmesi ile birlikte yatırımcılar kar aşamasına geçmektedir.Yazının devamı içinhttp://isfikri.org/goz-hastanesi-acmak.html
Ben Cardwell Facebook ile Zengin Oldu
İnternetten para kazananlar serisine yeni bir girişimci katıldı. 21 yaşındaki Ben Cardwell geçen yıl üniversite öğrenimine devam edebilmek için bir benzin istasyonunda pompacı olarak çalışıyordu. Cardwell şimdi ise binlerce doların sahibi oldu. Facebook üzerinden kurduğu e-ticaret sitesi ile başarı yakalayan Cardwell geçen yıl aralık ayının sonunda ise toplamda 1 milyon dolarlık satış yapma başarısı gösterdi. Benzin istasyonunda çalıştığı günleri esprili bir şekilde anan Cardwell “Benzin istasyonu işi bir zamanlar eğlenceliydi. Soygun yapmak için gelen hırsızların yakalanmasına yardım bile ettim” diyor. Benzin istasyonunda çalışmanın zorlukları olduğuna da işaret eden Cardwell, “4 yıl boyunca üst üste yılbaşı tatilinde çalışmak zorunda kaldım” ifadesini kullanıyor. Business Insider’ın haberine göre benzin istasyonundan ayrılmak istediği zaman kendisine terfi önerilen Cardwell bunu geri çevirip okuluna odaklanmak için işinden ayrılıyor. Daha sonra nasıl para kazanabileceğinin yollarını düşünmeye başlıyor. Cardwell daha sonra Yeni Zelanda’nın en büyük online ticaret platformlarından biri olan TradeMe üzerinden kıyafet satışı yapıyor. Burada da işleri pek yolunda gitmiyor. Daha sonra Cardwell markasını yaymak için Facebook üzerinden bir grup kurup satış yapmaya başlıyor. Bu da ilk başlarda beklenen etkiyi yapmıyor. Facebook’a girmesinden sonra birkaç hafta içinde bir Facebook çalışanı Cardwell’e mesaj atarak Facebook’a reklam vermesi gerektiğini ve böylece işlerini büyütebileceğini anlatıyor.Ben Cardwell Facebook Reklamları ile Kazanmaya başladı
Para Kullanmayı Reddeden Adam: Mark Boyle
Yaşadığımız soruların çoğunun kaynağında para olduğunu düşünürüz. Bunu düşünmekte haklı da sayılırız. Banka borçları, hep almak istediğiniz ayakkabı, okulun taksitleri, evin kirası, arabanın sigortası… Her şey para ile ilgili. Parasını karşılayabildiğiniz mutlusunuz, karşılayamadığınızda ise mutsuz. Peki, bizi bu kadar mutsuz eden bir şeyi niye hayatımızdan çıkaramıyoruz?Çünkü bir kısır döngü içindeyiz. İçinde varolmak zorunda olduğumuz toplumun temeli paraya dayanıyor ve eğer parayı hayatımızdan çıkaracaksak, toplum içinde barınamayız demektir. Bunu belki biz yapamayız ama yapabilen birisi var. Sizi onunla tanıştıralım ve hikayesini anlatalım: Mark Boyleİrlandalı Mark Boyle üniversiteyi bitirip iş hayatına atıldığında hayalleri tanıdıktı. Mümkün olduğu kadar çok para kazanmak, daha büyük bir eve sahip olmak, istediği her şeyi satın alabilmek. Ve işler tam da istediği gibi gidiyordu. Bir organik gıda şirketinde yöneticilik yapan Boyle’ın limanda demirli bir yatı bile vardı.Her şey 2007 yılında başladı. Bir akşam yatında arkadaşıyla şarap içiyor ve dünyayı mahveden şeylerden söz ediyorlardı. Çevre kirliliği, hayvan katliamları, fakirlik, eşitsizlik… Konuşmanın bir noktasında Boyle aslında değindikleri tüm sorunlarda onların da payı olduğunu fark etti. Dünyadaki sorunların farkında olacak kadar duyarlıydılar ama yine de yaşam tarzları ve tüketimleri bu sorunları ortaya çıkartan kapitalist makinayı besliyordu.Üniversitedeki son senesinde Gandhi filmini izleyen ve o günü ‘hayatının değiştiği gün’ olarak tanımlayan Boyle, yatta farkına vardığı şeyler üzerine bir kez daha Hintli aktivistin felsefesini anımsadı: “Kendiniz, dünyada görmek istediğiniz değişim olmalısınız.” Boyle o akşam bir şeyleri değiştirmek istiyorsa, kendi hayatından başlaması gerektiğini fark etti.Boyle’ın ilk faaliyeti Freeconomy Community (Özgür/Bedava Ekonomi Topluluğu) isimli bir topluluk kurmak oldu. Bu topluluğun amacı üyelerinin hiç para taşımaması ve mümkün olduğu kadar az mal varlığına sahip olmasıydı. 2,5 sene boyunca Boyle böyle yaşadı. Hatta Hindistan’a kadar gidip Gandhi’nin memleketini gezdi.2009 yılında Boyle her şeyi bir adım ötesine taşıdı. Artık tamamen parasız yaşayacaktı. Para harcamayacaktı ve para kazanmayacaktı. Sahip olmayacaktı ve elindekini paylaşacaktı.“Tüketici ve tüketilen arasındaki uçurum o kadar büyüdü ki artık satın aldığımız şeylerin yol açtığı zarar ve acının hiç bir şekilde farkında değiliz. Çok az insan başkalarına acı çektirmek ister, çoğu aslında zarar verdiğinin farkında değildir. Bu uçurumun ortaya çıkmasının sebebi, para.”Boyle bu kararının ardından işini bıraktı, sahip olduklarını terk etti ve para kullanmadan yaşayacağı yeni bir hayat inşaa etmeye başladı. Gıda ihtiyacını kendi yetiştirdiği, doğadan topladığı ve takas yoluyla aldığı bitkilerle karşılıyor.Bir karavanda yaşıyor. Karavanı para harcamadan almış. Yurtdışında yaygın olan ve insanların kullanmadıkları eşyalarını ihtiyacı olanlara hediye etmesini amaçlayan Freecycle isimli bir organizasyon vasıtasıyla…Kurucusu olduğu ve kendisi gibi yaşamak isteyen insanların yer aldığı Freeconomy Community üyeleriyle birlikte bir tarlanın etrafında yaşıyorlar. O tarlaya ekim yapıyorlar, pişirdiklerini paylaşıyorlar. Kaldıkları yerin yakınındaki bir nehirde yıkanıyorlar, ulaşım ihtiyacını bisikletlerle karşılıyorlar.“Eğer kendi gıdamızı yetiştiriyor olsaydık, bugün olduğu gibi 3’te 1’ini çöpe atıyor olmazdık. Eğer kendi masa ve sandalyelerimizi üretiyor olsaydık, evimizi her değiştirdiğimizde onları çöpe atmazdık. Eğer kendi suyumuzu temizlemek zorunda kalsaydık, çöpümüzü onun içine boşaltmazdık.”Boyle yaşadığı hayattan çok memnun ama tüm dünyanın böyle yaşayamayacağını düşünüyor. Eğer bu söz konusu olsaydı, ortaya kaos çıkardı. Bu düzenin sunduklarına bağımlı durumdayız. Boyle’a göre hayatımızı kökten değiştiremesek bile yaşama şeklimizi gözden geçirebiliriz. İnsanoğlu bu dünyada geçirdiği zamanın %90’ı boyunca parasız ve daha ekolojik yaşadı. Şu anda da parayı kullanan tek türüz çünkü doğa ile olan tüm iletişimimizi kaybettik.“İnsanlar benim kapitalism karşıtı olduğumu söylüyor. Sınırlı bir dünyada sınırsız büyümeyi hedefleyen kapitalismin birçok defosu olduğunu düşünmekle beraber ben hiçbir şeyin karşıtı değilim. Ben doğa yanlısıyım, topluluk yanlısıyım ve mutluluk yanlısıyım. Eğer tüm bu tüketim ve çevre yıkımı bizi daha mutlu etseydi anlardım. Ama aksine mutsuzluğun göstergesi olan her şey; depresyon, suç, akıl hastalıkları, obezite ve intihar yükselişte. Daha çok para sahibi olmak, daha çok mutlu etmiyor.”
Reklam
İnşaat Firması Kurmak ve İşletmek
Ülkemizde son 10 yılda en çok gelişen sektörlerden biri olan inşaat aynı zamanda elaman çalıştıran etmesi acısından tarımdan sonra 2 sektör olup bir çok iş dalını da barındırıyor. Nüfus artısı, gelir artısı, ticari alanların gelişmesi, ailelerin küçülmesi, erken yasta aileden ayrılma, boşanmalar, evliliklerin artması ve insanların en güvenilir yatırım aracı olarak gayrimenkulle bakmalarından dolayı inşaat firmaları her zaman gözde sektör olmaya devam ediyor. Son zamanlarda başka sektörlerin en çok ilgilendikleri iş, inşaat işi oldu. İnşaat işletmeleri yapıları bakımından bir kişi şahıs firması olarak kurulabilmesi yanında çok ortaklı olarak da kuruluyor. Bir insanın inşaat yapmasının önündeki en büyük engel nakit ve müteahhitlik karnesidir. Karne aldıktan sonra firma kurulur yada var olan firmada devam edilir, Diğer bütün işleri taşeron firma yaptırmak yollu ile en az elaman ile işe devam edildiği gibi sürekli büyük inşaat projesi yapanlar kendi bünyelerinde elaman olarak tutabilirler. İnşaat firması kurduktan sonra yapılacak işlerden en önemlisi hedef kitleyi doğru belirlemek ve bir kavram oluşturmaktır. Sizi hedef kitleniz ne olarak tanıyacak ayrıca inşaat yapılacak yerin secimi de önemli kararlardan biridir. Nitekim arzın fazla talebin az olduğu yerde yapılara satmak daha uzun zaman alır ve yatırım beklediği için kar marjı düşer ve fiyatları sizler belirleyemezsiniz. Ancak talebin yoğun olduğu bir yerde yaparsanız o zaman kısa zamanda istediğiniz rakamlara satış yapma olanağınız olur. İnşaat firmalarının en büyük sorunu proje yapacak arsa bulmaktır. Arsayı satın aldığı gibi kat karşılığı yada hasılat paylaşımlı bulabilir. Önemli olan burada işletmecinin beklentileridir. Arsayı bulduktan sonra imardan yapılacak binanın belediye tarafından belirlenen Şartlarına ve arsaya göre imar durumunu bakılmalı ve plan notları incelenmelidir. Ondan sonra belediyeden inşaat Aplikasyon imar durumu ve bir çok belediyece istenen projeler belediyeye teslim edilerek ve gerekli izinler alındıktan sonra inşaat ruhsatı alınır ve denetleyici firma ile birlikte işe başlanır. Yeni başlanan proje topraktan satış yaparak finanse edilir. Aslında inşaat firmasının nakit olarak elinde bulundurması gereken para sadece toplam giderin % 20 kadardır. Arsa kat karşılığı alınır ve inşaat başlar başlamaz satılmaya başlanır başka hiçbir sektör de bu olanak yoktur, Önce alıyorsun sonra azar azar harcayarak bitirip teslim ediyorsunuz, Ancak topraktan satmak için güvenilir ve tanınır bir firma olmalı o zaman satışlar konusunda sorun yaşamsınız yer bulma konusunda da Ayrıca berter yöntemini de kullanarak daha fazla kazanç sağlanır. En son ve en önemli konu biten proje de satış fiyatı ve pazarlama ve satış kanaları ile finansal yönetimdir. Kendileri proje üretmek istemeyen firmalar ihale yada başka firmaların projelerinde yüklenici konumda da iş yapa bilirler. Tabii onların şartlarını ve yasal sorumluluklara bağlı kalmakla , Eğer piyasaya yeni giriyorsanız ve tanımıyorsanız size tavsiyem topraktan satışa fazla güvenmeyin ve ona göre finanse edin aksı durumda nakit yetersizliğinden basınız ağrır.
Çok Para Kazandırdığı Düşünülen 10 İş
Hiç cesaret edemediğimiz, ama cesaret edip de bir girişsek iyi para kazanabileceğimizi düşündüğümüz işler vardır. Hatta işimizden sıkıldığımızda aklımıza gelen, 'aslında şu işte iyi para var' dediğimiz, nihayetinde bulaşamadığımız işler var. İşte bunlardan 11 tanesini sizler için bulup çıkardık. Gerçekten çok para kazandırıyorlar mı? Takdir sizin.
Reklam
Aile İşinde Çalışmanın Püf Noktaları
Aile işi kurduysanız bu önerileri dikkatlice dinleyin… Aile işi bir takım işidir. Böyle bir işte çalışmak mesai saatlerini geçirmek açısından güzel olabileceğinin yanı sıra aile ilişkilerini geliştirmek açısından da iyidir. Aile işleri genelde uzun yıllardır süre gelen bir gelenek halinde olurlar, bu işler başarılı olur çünkü ailedeki herkes yanında rahat olabileceği akrabalarıyla eğlenmekten öğrenmekten ve çalışmaktan zevk alır. Bu ayrıca çocuklar ebeveynleri için çalıştığı için vergi açısından da karlı olabilir. Aynı zamanda aile işi ile ilgili bazı zorluklar da vardır. Aile içi uyuşmazlıklar tartışmalar, her çalışana aynı davranmama, gelecek için plan kuramama gibi problemler en yaygınlarıdır. Aile işinin yöneticisi iseniz aile içi ve aile dışı çalışanlar arasındaki ince çizgide yürümeyi bilmelisiniz. Aile işinde başarılı olmak için bazı püf noktalar Aile zamanı ile iş zamanını ayırın Aile işinin avantajlarından biri aile bireylerinin aynı zamanda çalışanlar olmasıdır, bu da işe olan bağlılığın artmasını sağlar. Bu demektir ki çalışanlar fazla mesai yapmaya ve haftasonu çalışmaya istekli olacaklardır, ancak bu ailenin bütünlüğü için sağlıklı değildir. İş her zaman önce gelebilir ama aile hemen arkasında olmalıdır ve ihmal edilmemelidir. İşten uzak biryerlere ailecek gitmek tatillere çıkmak birlikte iş dışı vakit geçirmek her zaman önemlidir ve böyle yerlerde iş kimsenin aklında olmamalı ve iş konuşulmamalıdır. Aile zamanı ve iş zamanını ayırmak aynı zamanda ailevi meseleleri de iş ortamından uzak tutar. İş yerinizi kuzeniniz ve sizin aranızdaki sorun ile ilgili bir dedikodu merkezine çevirmek istemezsiniz. kişisel meseleleri konuşup çözmenin yeri ve zamanı vardır ve bu iş yerinde olamaz. Aile zamanını ve iş zamanını ayırmak işinizin doğru bir şekilde yürümesini ve ailenizin huzur içinde kalmasını sağlayacaktır. Her çalışana eşit davranın Aynı masada yemek yediğiniz aile fertlerinizle çalışıyorsanız onlara kolaylıkla aile dışı çalışanlardan farklı davranabilirsiniz. Kötü bir gün geçirdiğinizde aileniz sizi anlayışla karşılayabilir ama aile dışı insanlar kötü gününüzün bedelini ödemek zorunda değil. Aile fertlerinize de müşterilere davrandığınız gibi saygılı davranmalısınız. Şirin ve yakın olduğunu düşünebilirsiniz ancak profesyonel davranmanız çalışanlar ve aile fertleriniz için daha rahat bir ortam yaratır. Eşit davranma politikası yazılı talimatlarda, çalışanların tavırlarında ve yeni çalışan alımlarında da geçerli olmalıdır. Bunu en baştan yapmanız sizin için en kolayı olur; iş tanımlarını açık şekilde belirlemeli ve işi hakedene vermelisiniz kan bağınız olana değil. Son olarak açık ve net kurallar koyarak çalışanların aile ferti olduğu için yaptıklarının yanlarına kar kalacağını düşünmelerini istemezsiniz; özellikle cinsel taciz ve kar payı konularında. Eğer herkese eşit mesafede olup herkese eşit davranırsanız, tüm çalışanlar kendini rahat ve şirkete bağlı hissedecektir. İnsanların ayrılmasına izin verin Her işte olduğu gibi bazen çalışanlar bir çevre ve kariyer değişikliği arayışında olurlar. Eğer aile işinin başındaysanız böyle durumlara hazırlıklı olmalı ve akrabanızın düşüncesine saygılı olmalısınız. Eğer kişiyi zorla tutarsanız, profesyonel tavrınızı kaybedersiniz ve ilişkiler hasara uğrayabilir; bu da kişinin gitmesine izin verdiğinizde doğacak bir boşluktan daha büyük hasarlara yol açabilir. Herkes iyi çalışanlarını tutmak ister, ama kimseyi zorla tutamazsınız; yapabileceğiniz şey: onların orada kalmak istemesini sağlayacak bir ortam kurmaktır. Aile işinde bu ortamı herkese aileden olsun olmasın yükselmesi için aynı fırsatı vererek sağlayabilirsiniz. Sağlıklı iletişim herşeyin anahtarıdır; çalışanlarınıza onların fikirlerini önemsediğinizi gösterin. Şirket içi önemli kararlarda onların fikirlerini de değerlendirmeye alın. Kısacası çalışanlarınızın ayrılmasına izin vermekten korkmayın, ama onların sizinle çalıştığı sürece mutlu olması için elinizden geleni yapın. Gücünüzü kötüye kullanmayın Ailedeki rollerinden dolayı aynı rollerin iştede geçerli olduğunu düşünebilirsiniz, ama çalışanlar düşünmez. İşteyken çocuklarınız sizi patronları olarak dinlemeli babaları olarak değil, aynı zamanda siz de onlara zorla baskı yapmamalısınız ve onların fikirlerine saygı göstermelisiniz. Eğer aile içindeki roller ile iş ilişkileri birbirine karışırsa ailedeki rolün gücü kötü yönde kullanılabilir. Bir ebeveyn aile içi rolünü kullanarak şirket için kötü kararlar verebilir ve şirketi riske atabilir. Bu nedenle aile içi çalışanlarla olan tüm konuşmalarınızda saygılı pozitif ve yapıcı olmalısınız. Bir aile içi çalışanı kötü yönde eleştirecekseniz bunun tamamen işi ile ilgili olduğuna emin olun; kişisel yaşamı ve aile içindeki yerini karıştırmamaya dikkat edin. Pozitif olun ve zaman bulabildiğiniz her an aile içindeki çalışanlarınıza arkadaşça feedbackler ile sizin için yaptıkları işi takdir ettiğinizi söyleyin. Eğer işleri arkadaşça ve saygı çerçevesinde devam ettiriseniz aile bağları kötüye kullanılmaz aksine sizi daha güçlü yapar. Gelecek planınızı yapın Aile işi zamana ancak bir nesilden diğerine başarılı bir şekilde geçirebilirse dayanabilir. Eğer geleceği düsünmüyorsanız işinizi ve çalışanlarınızın geleceğini de riske atıyorsunuz demektir. Uzun süreli başarının anahtarı iyi uygulanmış bir gelecek planından geçer, şirketteki herşey aynı etkinlikle ilerlerken perde arkasında baştaki isimler rollerini varislerine bırakır. Başarılı bir değişim stratejisi için şirketin herkesin yeni işinde neler yapacağını açıkça belirtin ve böylece karışıklık yaşanmasını önlemiş olursunuz. İyi bir değişim doğru insanları doğru yerlere atamaklta olur. İşten ayrılan büyük patronları da unutmayın; onların da finansal bir rahatlığa ihtiyaçları olacaktır. Aile içinde tutun Herhangi bir iş gibi, aile işinin de pozitif yanları olduğu gibi negatif yanları da vardır. Başarınız sorunları önceden görebilmenize ve onlarla başa çıkabilecek çözümleri üretip üretememenize bağlıdır. Yaratıcı fikirleriniz olduğunda da işinizi büyütebilirsiniz bu da ailenizin saygınlığını arttırır.
500 Startups'ın İş Modeli ve Gelir Rakamları
Özellikle internet girişimciliği denildiğinde ilk akla gelen bilgi kaynaklarından olan Quora‘da, kullanıcıların sorduğu sorulara direkt olarak konunun birinci dereceden muhatabının yanıt vermesi oldukça sık yaşanan bir durum. Şu an okuyor olduğunuz yazının konusu da 500 Startup’ın iş modelinin sorulduğu soruya bizzat Dave McClure’un verdiği yanıt.Bir erken aşama yatırım ve inkübasyon kuruluşu olarak değerlendirebileceğimiz 500 Startups, bunların yanında sahip olduğu iş ortaklıkları ve düzenlediği ya da parçası olduğu etkinliklerle öne çıkıyor. 2010 yılının Mart ayında, yani bundan yaklaşık 4 sene önce, kurulan 500 Startups, bizzat Dave McClure‘un paylaştığı rakamlara göre 2013 yılında 6 milyon dolar ciro elde etmiş. Diğer yandan oluşumun 2014 yılındaki harcamalarının ise 8-9 milyon doları bulması bekleniyor.500 Startups’ın 2014 yılındaki gelirleri ise birbirine eşit olarak şu üç kanaldan gelecek: yatırım fonu için yönetim bedeli, girişimlerden alınan ofis alanıyla diğer ücretler ve 500 Startups’ın düzenlediği ya da parçası olduğu organizasyonlar.Kuşkusuz oluşumun ana hedefi yatırım yaptığı girişimlerden karlı çıkışlar yapmak. Ancak bu konuda Dave zamana ihtiyacı olduklarının altını özellikle çiziyor. 500 Startups’ın 2014 yılı içindeki tahmini ciro rakamlarına da değinen Dave, aşağı yukarı 3 milyon dolar gibi bir rakamı fon yönetim bedeli olarak alacaklarını paylaşıyor. Yine yaklaşık olarak 3 milyon doları girişimlerden çeşitli hizmetler sonucu kazanacak olan 500 Startups, 2-3 milyon dolar civarında bir parayı da organizasyon ve sponsorluk anlaşmalarından dolayı kasasına koyacak.Ayrıca 500 Startups’ın yatırım haricindeki aktivitelerine bakacak olursak şirketin 2011 yazından bu yana karlı durumda olduğunu görüyoruz. Tüm bunların yanında 500 Startups’ın mentörlerinin çok büyük bir kısmına herhangi bir hisse vermediğini de ekleyelim.
ODTÜ Teknokent Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışması
Türkiye’nin ilk ve en büyük teknoloji tabanlı girişimcilik yarışması Yeni Fikirler Yeni İşler için başvurular 28 Nisan’da son bulacak! ODTÜ Teknokent tarafından 2005 yılından beri düzenlenen Yeni Fikirler Yeni İşler yarışması bu yıl da en yaratıcı katılımcılarını bekliyor. Başladığı yıldan itibaren 14 şirketin kurulmasına vesile olan yarışma 3 ayrı kategoride 685 bin TL nakit ödülü ile girişimcileri destekleyecek. Sağladığı destekler ile genç girişimcilerin iş kurma sürecini başlatma, geliştirme ve büyütme sürecine yardımcı olan yarışma, tamamlandıktan sonra da tüm katılımcıların girişimcilik konusundaki yetenek ve imkanlarını geliştirmek için katkı sunuyor. Başvuru süreci ile birlikte 3 aşamadan oluşan yarışmada, 2. aşamaya geçen tüm girişimciler kuluçka merkezinde 3 ay boyunca destekleniyor ve final aşamasına geçen girişimler de 1-2 yıl kuluçka merkezinde kalabilme imkanı elde ediyor. Yarışmada ayrıca girişim sermayesinin haricinde tüm kategorilere 10 günlük Amerika kampı kazanma şansı veriliyor ve finale katılmayan girişimciler dahi bu avantajdan yararlanabiliyor. Yeni Fikirler Yeni İşler yarışmasına lisans ve üzeri seviyesindeki öğrenciler ile mezuniyetinin üzerinden en fazla 5 yıl geçmiş olan girişimciler katılabiliyor. Ön elemeyi geçen 60 fikir, 18 Ekim’e kadar devam edecek olan yarışma sürecine dahil oluyor. Eğitimlerin ardından gerçekleşecek 2 aşama elemenin de ardından 15 fikir finale ulaşıyor. ODTÜ Teknokent tarafından her yıl düzenlenen Yeni Fikirler Yeni İşler girişimcilik yarışması hakkında detayları şuradan öğrenebilirsiniz.
Reklam
Yeni Fikirler Yeni İşler Yarışmasının 2014 Yılı Başvuruları  Başladı!
Teknoloji tabanlı iş fikrin ile yarışmaya internet üzerinden başvurunu yap sürece katıl!   Sadece kazananlarına değil, yarışma sürecine dahil olan birçok kişiye sağladığı bir çok destek ile Türkiye’nin ilk ve en büyük teknoloji tabanlı girişimcilik yarışması YFYİ 10. Yaşını kutluyor!   Yarışma kazananları için Amerika Kampı, Kuluçka Desteği, Eğitimler, Mentorluk Hizmetleri ve  Girişim Sermayesi destekleri veriliyor…    **Ayrıntılı bilgi ve başvuru için http://www.yfyi.com**
İyi Bir Çevre Oluşturmak İçin Ne Yapmalı?
İş hayatında başarının, sahip olunan çevreyle de ilişkili olduğu söylenir. Güçlü bir çevre, terfi ederken, daha iyi bir iş ararken, bir soruna çözüm bulmaya çalışırken ve daha birçok konuda faydalı olabilir. Farklı meslek gruplarından kişiler tanımak, onlarla düzenli iletişim kurmanın, sosyal hayata da zenginlik kattığı bir gerçek. İletişim kurma ve çevre oluşturma (networking) konusunda yanlış algılardan biri, bu işin sadece başkalarından fayda sağladığı yönünde. Oysa işin püf noktası, almaktan önce vermeye odaklanmak ya da yardım beklemektense yardım teklif etmek. “İş hayatı sadece finansal sermaye ile dönmez. Güçlü bir sosyal sermaye de gerekir” diyen yönetim konularında uzman Çiler Yıldız, sosyal sermayenin kurulan bağlantılarla ölçüldüğünü söylüyor. İşte çevrenizi genişletmenin incelikleri: 1-Hemen başlayın Bu iş zaman ister. Çevrenizdekilerle uzun sürecek sağlıklı bağlantılar kurun. İşe, en yakınlardan başlayın. (Aile, yakın arkadaş, akrabalar). 2-Tanışmak istediğiniz kişileri belirleyin Onlarla nerede, nasıl tanışabileceğinizi araştırın ve planlı bir şekilde orada olun. 3-Kaliteli sohbet etmeyi öğrenin Kendinizle ilgili hikaye anlatın. Dijital gazete yöntemini kullanın. Tıklanacak kadar ilgi çekici misiniz? Gündem hakkında da bilginiz var mı? 4-Mutlaka kartınız olsun Bir işe başlamadıysanız bile tanıştıktan sonra bırakacak kartvizitiniz olmalı. Mesleğiniz veya bitirdiğiniz bölümü yazıp bastırabilirsiniz. 5-Toplantılara hazırlanın Nerede, kimler katılıyor, kim davet etti, ne giymeli, kimlerle tanışmak istiyorsunuz, tanıdıklardan kim var, öğrenin. Konu açıcı espri ve hikaye toplayın. 6-İlkyardım çantanızı hazırlayın İki kartvizitlik (Alacağınız kartları sizinkilerden farklı yerde saklayın), kalem, not defteri, nefesiniz için nane şekeri, toplantı yerinin adres-park bilgisi, gülüşünüz, merakınız, espri yeteneğiniz. 7-Karşınızdakini dinleyin Sürekli konuşan siz olmayın. 8-Sürekli aynı kişi ve grupla olmayın Bir toplantıda mutlaka yeni birileriyle tanışmak için çaba harcayın. 9-Bağlantılarınızdan kopmayın Mesela öğretim görevlileriyle, sınıf arkadaşlarınızla iletişimi kaybetmeyin. Yıllar sonra onların, hayatınıza zenginlik katacağını göreceksiniz. 10-Sürdürmenin bir yolunu bulun Sadece tanışmış olmak, ilişkide olduğunuz anlamına gelmez. Onu takip edin, teşekkür notu gönderin, onun için yapabileceğiniz herhangi bir şey varsa yapmaktan çekinmeyin. 11-Aktif olun Profesyonel organizasyonlarda görev alın. 12-Kişisel web sitenizi kurun İlgi duyduğunuz alanlarda fikirlerinizi paylaşın. 13-Kişisel markanızı oluşturun Başkalarının sizi tavsiye etmesini hedefleyin. İyi olduğunuz alanı nasıl faydaya dönüştürürsünüz? Bunu doğru kişilerin bilmesini nasıl sağlarsınız? 14-Ayda en az (listenizde yer alan) 2 kişiyle tanışın Ve onlar için neler yapabileceğinizi sorun. 15-Çeşitliliğe önem verin Kişi sayısından çok, farklı kişilerin olmasına dikkat edin.
Evde Yapılabilecek İşler
Evde Yapılabilecek İşler Bir ev hanımı için evde yapabileceği sayısız iş imkanı bulunmaktadır. Bu iş imkanlarını değerlendirmek tamamen kişinin kendisine kalmıştır. Editörlük Yapmak Eğer kaleminize güveniyorsanız ve uzman olduğunuz yada araştırmayı sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz konular bulunuyorsa yazı yazabileceğiniz konularla ilgili sitelere editörlük yapabilirsiniz. İkinci El Ürünler Satmak İnternet çok geniş bir mecra ve etkili kullanabilmek tamamen sizin elinizde. Uygun fiyata ikinci el eşyalar satın alıp, tekrar satabilirsiniz. Ancak bunun için bir internet canavarı olmanız gerekiyor. Anket Doldurarak Para Kazanmak Mailinize belirli aralıklarla belirli firmalardan anketler gelmektedir. Bu anketleri düzgün bir şekilde doldurarak ek gelir elde edebilirsiniz. E-Kitap Yazarak Para Kazanmak Eğer uzman olduğunuz bir konu bulunuyorsa bu konu hakkında bir elektronik kitap hazırlayarak satabilirsiniz. Örneğin; güzellik üzerine ipuçları ve püf noktaları hakkında bir e-kitap hazırlayabilirsiniz. Kazanç Platformları Gittigidiyor ve sahibinden gibi internet sitelerinden ürün satışı yaparak ciddi bir ek gelir kazanabilirsiniz. Örneğin; resim çizme ve tasarım yeteneğiniz bulunuyorsa sıradışı t-shirtler tasarlayıp, satabilirsiniz. Evde para kazanmak ve bu işlerden birini yaparak ek gelir elde etmek için makale yazımızın altında yer alan yorum bölümüne adınızı, soyadınızı ve mail adresinizi yazarak firmaların size ulaşmasını sağlayabilir ve Evden para kazanmaya başlaya bilirsiniz. Ancak kötü amaçlı kullanımlara yol açmamak için telefon numarası bırakmamanız rica olunur. İşveren firmalar sizinle bu bilgiler doğrultusunda iletişime geçecektir.
Reklam
Kariyer Değişikliğinde Yapılan 10 Hata
Bunları okumadan sakın kariyer değiştirmeyin. Zira geri dönüşü zor bir yola çoktan girmiş olabilirsiniz.İşte kariyer değiştirirken yapılan ölümcül hatalarBir işte hatta bir şirkette başlayıp 10 yıl –20 yıl orada kalmak babalarımızın, dedelerimizin tarzıydı, artık bunun modası geçti. Batıda insanlar hayatları boyunca en az beş ya da altı kez kariyer değişikliği yapıyor. Bu akım Türkiye’ye de sıçradı. Gençler arasında yapılan araştırmalar, pek çok kişinin b.u eğilimde olduğunu ortaya koyuyor.Tüm hayatımızı baştan sona etkileyecek bu kararı verirken temel çıkış noktası bunu gerçekten istemekten geçiyor. Peki diyelim ki kararınız karar. Beklentileriniz doğrultusunda sizi yönlendirecek bir plan da yaptınız. Sonrasında neler yapmalı? Somut olarak isteklerinizi ve yapabileceklerinizi kağıda döktükten sonra belirsizliğin azaldığını siz de fark edeceksiniz. Unutmamanız gereken küçükte olsa attığınız her adımın sizi sonuca yaklaştıracağıdır. Ama bu yolda yürürken taşlara takılıp tökezleyebilirsiniz de.Aşağıdaki 10 hatayı asla yapmayın!1. Derinlemesine iç gözlem yapmadan farklı bir alanda iş aramayınDüşünmeden yeni bir işe atlamak kadar kötüsü yoktur. Yeni bir alanda çalışmak o anki işinizden kurtulmanızı sağlayabilir, hayatınızı değiştirebilir ama kişiliğinize ve yetkinliklerinize uygun değilse başarısızlıkla da sonuçlanması muhtemeldir.2. Kişiliğinize uygun değilse sadece popüler olduğu için o alanı istemeyinÖnemli olan bir alana çok talep olması değil, o alanda çalışacak olmanın sizi mutlu etmesi ve başarıya götürmesidir. Finans alanında çalışmaktan sıkıldınız, günümüzün trendini takip ederek pazarlama alanına kaymayı düşünüyorsunuz. Peki, bu alandaki mücadeleye ve kalifiye çalışanlara rağmen yükselebilecek misiniz, takım çalışması size göre mi yoksa siz bireysellikten yana mısınız? Gördüğünüz gibi ana kriter alanın popülerliği değil, sizin özelliklerinize uygunluğu olmalı.3. Arkadaşlarınız başarılı olduğu için siz de o alanı seçmeyinAynı yıl üniversiteden mezun oldunuz, üç aşağı beş yukarı nitelikleriniz aynı. Hepiniz farklı alanlara dağıldınız, yıllar sonra bazı arkadaşlarınızın sizden daha çok yükseldiğini gördünüz ve içiniz sızladı. Hemen o alandaki uygun pozisyonlara başvuruda bulundunuz. Halbuki alanın aynı, ama kişilerin farklı olduğunu göz ardı ettiniz.Devamı için tıklayın
Üretkenliğinizi Arttıracak Stratejiler
Kariyerinizde yardımcı olan organizasyon stratejileri neler? Üretkenliğinizi neler arttıracak? Genç profesyonellerin öğrenmesi ve takip etmesi gereken çok fazla organizasyon stratejileri vardır, ama çoğu önemsenmez. Etkili ve düşünceli organizasyon stratejileri geliştirmek size zaman kazandıracak ve patronunuzun gözüne girmenizi sağlayacaktır. Sizin üretkenliğinizi ve başarınızı arttıracak bir alışkanlık olacaktır Beklentiler ve görevler Her haftanın başında, önünüzdeki haftanın görevlerini belirlemek için bir iki saat ayırın, programlarınızın uygunluğunu, süresi dolmak üzere olan projeleri ve bu projeleri zamanında bitirip bitiremeyeceğinizi analiz edin. Problemleri veya sorun çıkarabilecek noktaları önceden belirleyin. Zaman kontrolü ve yönetimi Üretkenlik iyi bir organizasyon stratejisinin sonucudur, ama en etkin kişi bile gün içinde işi yavaşlatabilecek olayları tamamen yok edememektedir. Oturduğunuz yerde bazı düzenlemeler yapın. Her geçenle göz kontağı kurmayacak şekilde oturun.dolayısıyla onların önünde olacak şekilde oturmayın. Bunun amacı kaba olmak değil, günlük konuşmalardan kaçmak içindir. 5-10 dakika muhabbet yeterlidir, ama insanların daha fazlasını yapmasına izin vermeyin. İnsanlarla göz teması kurmak, meşgul olduğunuzu gösterecektir. Aynı şekilde maillerinizi ve telefonlarınızı da aynı şekilde ele alın. Her gelen maile hemen cevap vermek yerine, her yarım saatte bir mailerinizi kontrol edin, telefonlarınızı da aynı şekilde. Kısacası epostalarınızı siz hazır olduğunuz zaman kontrol edin, başkalarının size ihtiyacı olan zaman değil. Bilgisayar uygulamaları ve web tabanlı araçlar Kişiliğinize ve tercihlerinize göre organizasyon stratejilerinde size yardımcı olacak web tabanlı araçlar vardır. Onlara kaydolmanızı, görevlerinizi yönetmekte, telefonları cevaplamakta, email hatırlatmalarında, bilgileri iş arkadaşları ile paylaşma da, çalışma sayfalarını, html’leri göndermekte faydalıdır. Biraz da eski usul organizasyon stratejileri Kağıt üstünde veya eski moda uygulamalar Her zaman bilgisayarınızın başında olmayacağınız için, tam organizasyonu sağlamak, operasyonları yürütmek için bilgisayarınızı kullanmış olmanız her zaman çok akıllıca olmayacaktır. Telefonlar ve iphonelar işe yarayabilir ama bazılarımız hala kağıt ve kalem kullanmayı tercih etmektedirler. Özellikle de yazılmadığı zaman unutan türden biriyseniz. Yapılan çalışmaların kağıtta olması, toplantıda herkese elden teslim dokümanlar vermenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda yapacağınız dosyalamalar, siz işyerinde yokken iş arkadaşlarınızın işle ilgili bilgileri nerede bulacakları konusunda yardımcı olacaktır. İlave taktikler *Dosya dolabına yatırım yapın. *Çalışma alanınızı düzenli tutun. *Her günün sonunda ertesi gün yapılacaklar listesini hazırlamak için 20 dakika ayırın Bir Adım Atın Etrafına baktığınız zaman düzensiz insanların sürekli bir şeyi yetiştirebilmek veya yakalayabilmek için koşuşturduğunu göreceksiniz. Ve bu hatayı tekrar yapma eğilimindesiniz.bunun yerine organizasyon stratejisi uygulayarak bu hatayı yok edebilirsiniz.
Reklam
Bir Üniversite Öğrencisinin Başarı Öyküsü
Başarılı üniversite öğrencisi Metin Can’ın, hayattan istediklerini nasıl aldığının öyküsünü kendi ağzından okuyun “Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nü kazandığım ilk yıl (2000), maddi imkansızlıklar yüzünden yurtta kalmam gerekiyordu. Oysa ben, üniversiteyi evde okumak ve çalışmak istiyordum. Gazeteciliğe olan merakım, para kazanma isteği ile birleşince okulun yanı sıra hayata da atılmaya karar verdim… Okula giderken her gün önünden geçtiğim bir yerel gazete vardı, öncelikle buraya gitmeye karar verdim, kapıdan içeri girdim. ‘Yetkili bir kişiyle görüşmek istiyorum’ dedim. Çok geçmeden içeriden gazetenin yazı işleri müdürü ve diğer yöneticiler geldi. Sanırım kötü bir günde gelmiştim, herksin suratı nedense çok asıktı. Neyse konuya girmek gerekiyordu. ‘Ben öğrenciyim gazeteniz de çalışmak istiyorum vs’.. dedikten sonra yazı işleri müdüründen klasik bir cevap geldi… ‘Gel burada çalış ama, para verebilecek durumumuz yok.’ Oysa benim para kazanmam gerekiyordu ve bunu gazetecilik yaparak gerçekleştirmek istiyordum. Ancak tabi ki her şey istenildiği gibi olmuyor… Olsun, ben de bir müddet bedava çalışırım dedim ve kabul ettim. ilk günler genelde insanlara çay yapıyordum. 2-3 hafta böyle geçti, anladım ki bu şekilde para kazanamayacağım. Aklıma üniversite gazetesi çıkarabilir miyim diye bir düşünce geldi. Çünkü, 20 bin öğrencinin okuduğu bir üniversitede, öğrenciye yönelik tek bir gazete bile yoktu… Gazetenin yöneticilerine, öğrenciye yönelik bir gazete çıkarmayı düşündüğümü ve bunun finansmanınıreklam ile karşılayabileceğimi anlattım, çok sıcak baktılar ve kabul ettiler. Gazetenin çıkması tahminlerimden daha kolay gerçekleşti. Çünkü çıkarmayı düşündüğüm gazete, reklam verecek olan esnafın da ilgisini çekmişti, böylece gerekli finansmanı daha ilk günde fazlasıyla karşıladım. İlk sayıyı üniversitenin rektörüyle de söyleşi yaparak çıkardım. Bunun yanı sıra gazetede, üniversitenin ulaşım eğitim vb.. sorunlarından da bahsedince gazete bir anda bütün cephelerde yankı uyandırdı. Gazetenin ismini ‘Kampus Gazetesi’ koymuştuk ve ben Kampus Gazetesi’ni bir yıl boyunca çıkarmaya devam ettim. Bu süre içersinde gazetenin aracılığıyla konserler ve fuarlar da düzenledik. Netice de bir yıl sonra, yani üniversite ikinci sınıfın ortalarında hem iyi para kazanmıştım hem de çevrem fazlasıyla genişlemişti ve tabi ki eve de çoktan çıkmıştım. Şimdi de bunun üzerine bir şeyler eklemem ve ulusal basına geçmem gerekiyordu ama, bu hedefe Kütahya’dan ulaşmak gerçekten de zordu. Bir çok ulusal gazeteye staj için başvurmama rağmen olumlu sonuç alamadım. Üçüncü sınıfın başlarında, dağcılık sporu ile ilgilenmeye başladım ve burada tanıdığım bir iş kadınının Akşam Grubu ile bağlantısının olduğunu öğrendim. Bu bayan aynı zamanda Kütahya’daki tek yabancı dil kursunun da sahibi idi. Çıkardığım gazete için onunla söyleşiye gittim, gazetede haberini çıkardıktan sonra da beni Akşam Grubu’ndan her hangi bir yayın organıyla tanıştırmasını istedim. Yaklaşık 6 ay sonra bu isteğim gerçek oldu ve Akşam Grubuna bağlı Aylık Ekonomi Dergisi olan Platin Dergisi ile bu bayan aracılığıyla tanıştım. İlk olarak derginin yazı işleri müdürü ile görüşmeye başladım ve kendisine burada çalışmak istediğimi ilettim. Aldığım cevap bundan önce Kütahya Gazetesi’nden aldığım kinden farklı değildi. Yani buraya da ancak bir proje üreterek girebilirdim. Daha sonraki görüşmelerimizde dergi yönetimine; Platin Dergisi’nin Anadolu’da pek iyi tanınmadığını oysa Anadolu’nun, ekonomi dergileri için ciddi bir pazar olabileceğini anlatarak, her ay farklı bir il eki yapmayı teklif ettim, gerekli olan finansmanı yani reklamını da ( basın dünyasında finansmanı sağlanmadan asla ek çıkarılmaz) o ilden bulabileceğimi söyledim’. Dergi yönetimi bunu kabul etti. Ancak, ekin çıkması için gerekli olan finansmanın yüksek olduğunu söyleyip, bunu bulup bulamayacağımı sordular. (Denemekten ne çıkar!) Bulurum dedim… Daha sonra dergiyle birlikte ‘Denizli İl Eki’ni’ yapmayı kararlaştırdık ve ben hayatımda ilk defa Denizli’ye gitmek için yola çıktım. Kampus Gazetesi’yle de uğraşamadığımdan gelirlerim iyice azalmıştı ve cebimdeki çok az parayla 10 gün içinde istenilen reklamı Denizli’de buldum. İzlediğim strateji ise, o bölgedeki kurumları ve önemli kişileri projeye dahil etmek ve bu çalışmanın illeri için iyi bir tanıtım olacağını vurgulamak oldu sadece. Daha sonra Platin Dergisi’ne 7 ayrı il eki yaptım. Ancak bu sefer eklerin finansmanını ve benim tüm masraflarımı dergi karşılamaya başladı, çünkü Anadolu ekleri gerçekten iyi tutmuştu… Uzun bir süre, burada çalışmaya devam ettim. Daha sonra başka yayın organlarından teklifler gelmeye başlayınca, Freelens olarak bir çok ulusal basın ile çalışmaya başladım. Devamlı Anadolu’yu gezmem ve buradaki niş haberleri toplamam ulusal basında kendime kolayca yer bulmamı sağladı. Freelens gazetecilik dönemimde, 40’a yakın ilde yüzlerce Anadolu şirketi ile görüştüm ve onların başarı öykülerini ulusal basına taşıdım, bir çok özel haber ve araştırmaya imza attım… Bundan sonrası da çorap söküğü gibi geldi zaten… Bu süreç beni Anadolu ekonomisi konusunda giderek uzmanlaştırmaya ve aranan bir isim haline getirmeye başladı. Ayrıca, bu gelişme, gazeteciliğin dışında da Anadolu’ya yönelik yapılan bir çok projede yer almamı da sağladı. Yapı Kredi Bankası’nın sponsorluğunda hazırlanan “ANADOLU250” Araştırması’nın fikir mimarlarından ve uygulayıcılarından oldum. Türkiye’nin en büyük hosting şirketi olan TURKTICARET.Net firmasının da Anadolu’ya yönelik bir çok çalışmasında ve projesinde yer aldım HP’nin (Hawletck Packard) “Hepbizz” projesinde KOBİ editörlüğü yaptım. Ve Türkiye’nin önde gelen daha bir çok firmasının Anadolu ve KOBİ’lere yönelik gerçekleştirdiği çalışmalarda belirli konumlarda görev yaptım. Bu süreç bu şekilde ilerlerken, ulusal basında üst düzey yöneticilik yapmış çok deneyimli iki gazeteci ile birlikte, bir Halka İlişkiler ve Danışmanlık şirketinin kurucuları arasında yer aldım. Zaten yukarıdaki projelerde de birlikte çalışmıştık ve İstanbul’da gerçekten çok güçlü bir portföyleri vardı. Ben de daha sonra tüm çalışmalarımı ve kendi portföyümü bu şirkete yönlendirmeye başladım. Kısa sürede çok hızlı bir büyüme sürecine girdik. Türkiye’nin önemli şirketleri bizim müşterimiz haline gelmeye başladı. Anadolu’daki uzmanlığımız sayesinde dev şirketlerin cesaret edemedi organizasyonları biz başarıyla gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra Anadolu’daki şirketlere de halkla ilişkiler hizmeti vermeye başladık. Böylece hem İstanbul’dan hem de Anadolu’dan çok saygın müşterilerimiz olmaya başladı. Kısacası Anadolu’daki uzmanlığımızı İstanbul’a, İstanbul’daki uzmanlığımızı da Anadolu’ya taşıyınca başarı kaçınılmaz oldu. Bugün Türkiye’nin dev kuruluşlarına halkla ilişkiler ve iletişim hizmeti veren bir kurum haline geldik, müşteri sayımız her geçen gün arttığı gibi raflarımızda da onlarca proje Anadolu topraklarında hayat geçmek için sırasını bekliyor. Böylece Üniversite birinci sınıfta eve çıkmak için girdiğim serüven (2000), beni üniversiteden mezun olduğum 2004 yılında, buralara kadar sürükledi. İşin ilginci bu serüvene atılırken tek istediğim evin kirasını ödeyebilecek kadar para kazanmaktı…Ama olmadı attığım her adım bir sonraki hedefe doğru beni sürükledi…
20 Maddede Zengin Olmak
Bu yazımızda sizlere ABC televizyonunun ABD’nin zengin insanlarının hayat hikâyelerinden yola çıkarak yazmış olduğu yirmi maddeyi paylaşıyoruz. Milyarder olmak için uymanız gereken yirmi madde, haydi bakalım. Ne yapmayı sevdiğinizi ve bunu 10 yıl boyunca yapıp yapamayacağınızı da düşünün. Başta size para kazandırmıyor bile olsa bunu yapmaya devam edin Gerçekçi olunDeğerlerinizin ne olduğunu bilin ve onlara göre yaşayınİş ile hayatı ayırmak yerine onları birleştirmeye çalışınGerçek arkadaşlıklar kurunParayı veya statünüzü değil, mutluluğunuzu artırmaya çalışınBaşarı tanımınızı yapınRedddilmeye hazır olunBaşarınızı ve zenginliğinizi paylaşınBaşarılı insanlar, başarısızların yapmak istemediklerini yapanlardırDeğer ve etik herşeyden önce gelmeliAsla yalan söylemeyin, para çalmayın ve kandırmayınKötü insanlarla yapılan işin de hep kötü olacağını unutmayınHep daha iyisini arayın. Daha iyisine ulaşmak için yaptığınız bir işi bitirme konusunda kararlı olunÇalışanlarınıza değer verin, onlarla iyi geçininGerçek soğuk ve zordur ama umut yolundaki ilk aşamadırPara için çalışmayın. O iş için kalbiniz atıyorsa yapınİyi biri olursanız bu hep iyi bir sonuç olarak size geri dönerKendinize karşı her konuda dürüst olun. Bu da sizi güvenilir kılarRisk alın.
Türk Yatırımcısının Dilinden Düşmeyen 5 Söz
Girişimcilere yol göstermek maksadıyla kaleme alınmış bu kadar yazı varken, biz girişimcilerin 'iyi gün dostu' yatırımcıların bu yolda yalnız bırakıldıklarına şahit olduk bunca yıl. Belki de memleketteki girişimcilik ekosisteminin iki ayağının üzerine basabilmesi için tek ihtiyacımız olan, biz girişimcilerin onlar için hazırlayacağı bir kaç yol gösterici yazı olacaktı. Şimdi yüksek müsaadelerinle değerli silah arkadaşım, B2B meraklısı yatırımcılara hepimizin adına söyleyecek bir kaç sözüm olacak. Yazının bundan sonrası ise yatırımcı, sadece senin için. Girişimcilerin senden sürekli duyduğu sözler üzerine birkaç dostane izahat;
Reklam