onedio
Görüş Bildir

Bekir Bozdağ Haberleri

Bekir Bozdağ ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Bekir Bozdağ ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Bozdağ'dan HSYK'ya Jet Atama
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK'da idari personel ve teftiş kurulu atamalarını gerçekleştirdi. CHP'li Hamzaçebi, ''Bakanlık, HSYK'ya yapacağı atamaları belirlemek için yasayı geç yayınladı Resmi Gazete'de'' dedi. Bu açıklamadan 2 saat sonra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK'ya atama yaptı. 5 GENEL SEKRETER YARDIMCISI İLE 3 TEFTİŞ KURULU BAŞKAN YARDIMCISI ATANDI Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayladığı HSYK düzenlemesinin ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kurula 5 genel sekreter yardımcısı ile 3 teftiş kurulu başkan yardımcısı atadı. Genel Sekreter Yardımcılarından Serdar Mutta'nın vekaleten genel sekreterliğe vekalet edeceği bildirildi. Yılmaz Akçil ise Bakanlar Kurulu tarafından Adalet Akademisi Başkanlığı'na atandı.haberler.com
Erdoğan’ın Yargıya Talimatı, Alevi Hâkim Fişlemesi ve FB Mahkûmiyeti TBMM'de
Umut Oran: Hakim savcılar etnik kökenlerine göre mi ayrılıyor? Adalet Bakanı’nın dava takipçiliği görevi var mı? FB yöneticileri için de Yargıtay girişiminiz oldu mu? ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in telefonla yaptığı telefon görüşmesinde işadamı Aydın Doğan'ın, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) isteği doğrultusunda mutlaka mahkûm olması için Yargıtay nezdinde girişimde bulunması talimatı vermesi, Sadullah Ergin’in ise davaya bakan hâkimin “Alevi” olmasından bahsetmesini TBMM’ye taşıdı. Oran, Erdoğan’ın, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın davasının Yargıtay’da onanması için girişimde bulunup bulunmadığının da açıklanmasını istedi. Erdoğan’dan, Ergin’e, işadamına ceza verilsin talimatı CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu soru önergesinde dün gece sosyal medyaya düşen son telefon kaydını gündeme getirdi. Umut Oran önergesinde şunları kaydetti: “Sosyal medyaya yansıyan yasal dinleme kayıtlarına göre Recep Tayyip Erdoğan selefiniz dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i telefonla aramış, aralarında yaptıkları konuşmada halen sürmekte olan bir davayı takip etmesi talimatını kendisine vermiş, yine davada çıkan sonucun kabul edilemez olduğunu ve sanıkların SPK’nın da istediği biçimde mutlaka ceza alması gerektiğini bildirmiştir. Sadullah Ergin ise,  davada karar veren hâkimin “Alevi” ve “kendilerine karşı olumsuz” bir kişi olduğunu ifade etmiş, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nda Erdoğan’ın istediği sonucun alınacağını beyan etmiştir. Daha sonra aralarında yargıya “transfer edilen” hâkimler hakkında konuşulmuş, konunun Ali Babacan ve Sadullah Ergin tarafından takip edilmesi noktasında anlaşılmıştır.” Hakim savcılar etnik kökenlerine göre mi ayrılıyor? CHP’li Oran’ın, Adalet bakanı’na yönelttiği sorular ise şöyle: Bakanlığınız tarafından hâkim ve savcıların etnik kökenleri, dini ve siyasi inanışları takip edilmekte midir, bu bilgiler bir bilgi notuyla Başbakan’a sunulmakta mıdır? Bakanlıkta kaç Alevi hâkim ve savcı çalışmaktadır? Alevilik olumsuz bir özellik mi? Alevi olmak “olumsuz” bir özellik midir? Alevi vatandaşlarımızın hâkim ve savcı olma hakkı yok mudur? Alevi hâkim ve savcıların yaptığı işlemler doğrudan hukuksuz mudur? Hukukta “Aleviler hâkim, savcı olamaz” diye bir mevzuat bulunmakta mıdır? Bakanlar Kurulu’nda bu konuda izahatta bulunulacak kadar bunun alenileşmesi hükümetinizin politikalarından biri midir? Ayrımcılık suçu değil mi? Bir kamu görevlisi, hâkim-savcıyı, vatandaşı “Alevi” diye nitelemek ayrımcılık suçunu oluşturmuyor mu? Hâkim ve savcıları etnik kökenleri, dini ve siyasi inanışları nedeniyle fişleyerek ayrımcılık suçu işleyen personel hakkında tarafınızca başlatılan adli veya idari bir soruşturma bulunmakta mıdır? Bu soruşturma kapsamında kaç bürokrat soruşturulmaktadır, bu emirleri veren amirler hakkında da soruşturma başlatılmış mıdır? Adalet Bakanı’nın dava takipçiliği görevi var mı? Adalet Bakanı’nın görevleri arasında Başbakan’ın emri üzerine dava takipçiliği yapmak bulunmakta mıdır? Bakanlığın ve personelinin bu amaçla kullanılmaması için aldığınız önlemler nelerdir? Göreve geldiğiniz günden bugüne kadar Başbakan’ın şahsen sizin takip etmenizi istediği davalar nelerdir, bu davalarda Başbakan hangi kararların çıkmasını istemiştir, Anayasa’ya aykırı ve yargıya müdahale anlamına gelecek bu kanunsuz emirlere uydunuz mu? Şahsınıza bu kanunsuz emirleri veren şahıs hakkında suç duyurusunda bulunarak adli süreci başlattınız mı? Kamuoyunda Ergenekon, OdaTV, Balyoz, Poyraz, KCK adıyla bilinen davalar Bakanlığınız tarafından takip edilmiş midir, bu davayı görmekte olan mahkemelerin hangi kararları alacağı yönünde Bakanlığınız tarafından verilen sözlü veya yazılı bir talimat bulunmakta mıdır? FB yöneticileri için de Yargıtay girişiminiz oldu mu? Kamuoyunda 3 Temmuz davası adıyla da bilinen, Fenerbahçe ve Beşiktaş yöneticilerini kapsayan dava da Erdoğan ve selefiniz Sadullah Ergin tarafından takip edilmiş midir? Yargıtay 5. Dairesi’ne bu davada Aziz Yıldırım’a ve Fenerbahçe yöneticilerine ceza verilmesi yönünde bir talimat gönderilmiş midir?
'Uzun Adam' İddiası TBMM Gündeminde
17 Aralık'ta tahliye kararı veren hakimin Facebook'tan Başbakan sempatizanı bir sayfayı beğenmesi, TBMM'de gündem konusu oldu T24 17 Aralık operasyonunda tutuklanan Reza Zarrab ve bakan çocukları için tahliye kararı veren yargıç İslam Çiçek ile ilgili sosyal medyada dolaşan şok iddia Meclis gündemine taşındı. MHP Konya Milletvekili Faruk Bal , Çiçek’in Facebook sayfasında Başbakan Tayyip Erdoğan için, “Allah uzun ömür versin uzun adam” notunun yer aldığını açıkladı. Radikal.com.tr’de yer alan habere göre Bal, partisinin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ için verdiği gensoru önergesinin dün Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmelerinde şöyle dedi: “Zarrab dahil bakan çocuklarını tahliye eden hakim İslam Çiçek Facebook sayfasında paylaşıyor, beğeniyor. Neyi beğeniyor? Size okuyorum: ‘Allah uzun ömür versin uzun adam’ diyor Tayyip Erdoğan Bey’in fotoğrafıyla beraber. İşte, yargı bu hâle gelmiştir. Biz de diyoruz Sayın Başbakana Allah uzun ömür versin çünkü biz canını alacak halde değiliz, Cenab-ı Allah ecelini verir, vakti saati gelir, hepimiz gidiciyiz ama böyle bir hakim Başbakanın taraf olduğu bir davada Facebook sayfasında böyle bir reklama ihtiyaç duyuyorsa onun verdiği kararı, biz muhalefet partisi olarak ve Türk milleti de haklı olarak kaygıyla, endişeyle ve şüpheyle karşılaması gerekecektir.” Valilikten miting yazısı Bal, Erdoğan’ın Burdur mitingine ilişkin şu iddiayı da yine Meclis gündemine taşıdı: “Dün (önceki gün) Başbakan Burdur’da mitingdeydi. Bütün valiler yaptı da ben bir tanesini ortaya çıkarabildim; İsmail Kalkan, Vali Adına Vali Yardımcısı, Isparta Valiliği Özel Kaleminden devlet dairelerinin tamamına tamim gönderiyor, ‘Başbakanın Burdur’da yapılacak mitingine bütün araçlarınızı -ama logosuz araçları diyor, yani gizleyecek güya, akıllı vali ya- logosuz araçları valilik emrine verin. Bunları ben mitingde kullanacağım’ diyor.”t24.com.tr
Ses Kayıtlarındaki 'Alevi Hakim' Konuştu
Başbakan ile Bakan Ergin arasında geçtiği öne sürülen konuşmada “Alevi” denilen hâkimin kimliği belirlendi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin arasında geçtiği iddia edilen ses kaydında “Alevi Hakim” olarak bahsedilen İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Abuzer Kara, “Alevilik Sünnilik günümüz koşullarında konuşulacak konular değil” dedi. Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre Hakim Abuzer Kara’nın, konuşmaları kendisine hatırlatan meslektaşlarına da ‘Alevi olmak suç değil’ dediği öğrenildi. Radikal’den Fatih Yağmur’a konuşan Hakim Kara, ses kayıtları ile ilgili herhangi bir şey söylemek herhangi bir yorumda bulunmak istemediğini belirterek “İşimizi yapıyoruz. Zaten verilen kararlar belli” dedi. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Kanunu’na muhalefetten Aydın Doğan aleyhine açılan davada beraat kararı verilmesinin ardından yapıldığı iddia edilen görüşme kaydında, Erdoğan olduğu öne sürülen kişi “Bak dava görüldü, yani kararı verdi adam” diyor. Ergin, yanıt olarak “Mahkemenin hâkiminin Alevi olduğu yönünde bir bilgi de vardı” ifadesini kullanıyor. Bu konuda görüşü sorulan Hakim Abuzer Kara şu değerlendirmede bulundu: “Ne diyebilirim ki? Allah herkesin gönlüne göre versin. Bir şey diyemiyorum. Bugüne kadar çalıştığım yerler belli, şeyler belli… Herkeste bilir, tanır. Verdiğimiz kararlar belli. O açıdan o konular bana üzerinde konuşulacak konular gelmiyor günümüz koşullarında. Alevilik, Sünnilik falan. Bana pek, benim pek şeyim değil yani. O açıdan yorumda bulunmak istemiyorum.” Adliye kaynaklarından edinilen bilgiye göre Hakim Abuzer Kara’nın, konuşmaları kendisine hatırlatan meslektaşlarına da ‘Alevi olmak suç değil’ dediği öğrenildi. Fişlemenin kendisini üzdüğünü anlatan Kara’nın şimdilik herhangi bir hukuki girişimde bulunmayacağı öğrenildi.Cumhuriyet
Danıştay Tapeleri TBMM’de
CHP’li Umut Oran’dan Bozdağ’a: Danıştay Başkanlığı’na hükümet de mi aday çıkarıyor? Danıştay Başkanlığı seçiminin iptal edilerek yenilenmesi için başvuracak mısınız? ANKARA CHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile yaptığı telefon görüşmesinde, Danıştay Başkanlığı’na Zerrin Güngör’ün seçilmesi için diğerin adayın çekilmesinin sağlanması talimatı vermesini TBMM gündemine taşıdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a, “Danıştay Başkanlığı’na hükümet de mi aday çıkarmaktadır? Danıştay Başkanlığı seçiminin iptali ile yenilenmesi için Bakanlığınız bir başvuruda bulunacak mıdır? Zerrin Güngör’ün 12.6.2012 tarihinde Danıştay Başkanvekili seçilmesinde de hükümetiniz benzeri girişimlerde bulunmuş muydu?” diye sordu. Erdoğan, Ergin’i arayarak ‘diğer aday çekilsin’ talimatı verdi Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin’i telefonla arayarak Danıştay Üyesi Nevzat Özgür’ün, Zerrin Güngör lehine Danıştay Başkan Adaylığı’ndan çekilmesini talep etmesinin kamuoyuna yansıması üzerine CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, bir soru önergesi hazırlayarak TBMM’ye sundu.  3. turda seçildi Adalet Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde Umut Oran, “Selefiniz Sadullah Ergin bu talimat doğrultusunda çalışmış neticede Zerrin Güngör, halen 13. Daire Başkanı olan Nevzat Özgür'ün çekilmesi üzerine tek aday olarak seçimlere katılmış, buna rağmen ilk iki turda 43, üçüncü turda 44 oy alarak Danıştay Başkanı seçilmek için gereken 79 oyu alamamış, 18 Temmuz 2013 tarihinde yapılan ve tek başına girdiği turda ise 80 oy alarak seçilmiştir” dedi. Arınç müstakbel başkan ilan etmişti! Umut Oran’ın, Adalet bakanı Bozdağ’a yönelttiği sorular şöyle: Seçimlerden önce Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir düğünde gördüğü Zerrin Güngör’e hitaben “İşte geldi müstakbel Danıştay Başkanımız” hitabında bulunmuştur. Kimin Danıştay Başkanı olacağı, kimin olmayacağı Bakanlar Kurulu’nda mı belirlenmektedir? Danıştay için hükümet de mi aday çıkartıyor? Danıştay Başkanlığı’na hükümet aday çıkarmakta mıdır? Hükümet adaylarını hangi ölçütlerle belirlemektedir?  Danıştay Başkanlığı seçimlerinin serbest, bağımsız ve tarafsız olması gerekirken Adalet Bakanı’nın bir adayı çekilmeye zorlaması seçimlere fesat karıştırmak değil midir? Seçim güvenliğini tehdit eden bu uygulamalar nedeniyle sorumlular hakkında tarafınızca başlatılan adli veya idari bir soruşturma bulunmakta mıdır? Seçimin yenilenmesi için başvuracak mısınız? Danıştay Kanunu’nun 2. Maddesi “Danıştay bağımsızdır. Yönetimi ve temsili Danıştay Başkanına aittir” ibaresine sahipken 10. Maddesi “Danıştay Başkanı …. kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile seçilir” hükmüne sahiptir.  Burada “Başbakan’ın uygun bulacağı adaylar arasından, Adalet Bakanı’nın önerisiyle, üyelerin onayıyla seçilir” gibi bir ibare olmadığı gözükmektedir. Danıştay bağımsızlığını açıkça tehdit eden, kanuna aykırı, yetki aşımı anlamına gelen talepler ve baskı ile yapılan Danıştay Başkanlığı seçiminin iptali ile yenilenmesi için Bakanlığınız bir başvuruda bulunacak mıdır? Başkanvekili seçilirken de müdahale ettiniz mi? Zerrin Güngör’ün 12.6.2012 tarihinde Danıştay Başkanvekili seçilmesinde de hükümetiniz benzeri girişimlerde bulunmuş muydu?
Yeni Ses Kaydı: Yine Yargıya Müdahale İddiası
Başbakan Erdoğan'ın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a bir savcının dosyadan çekilme dilekçesinin kabul edilmemesi yönünde direktif verdiği öne sürülen bir ses kaydı yayımlandı Başbakan Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ arasında geçtiği iddia edilen bir ses kaydı yayımlandı. Kayda göre, “Erdoğan, ismini vermediği bir savcının dosyadan çekilme dilekçesinin kabul edilmemesini istiyor.” Başbakan Erdoğan’ın, dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ’le Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan aleyhine açılan bir dava hakkında yaptığı bir telefon görüşmesi 3 Mart 2014’te yayımlanmış ve Başbakan, “yargıya müdahale” olarak değerlendirilen bu görüşmeyi dün (5 Mart 2014) yaptığı bir mitingde doğrulamıştı. Doğrulamadan bir gün sonra Başbakan Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile arasında geçtiği öne sürülen yeni bir kayıt yayımlandı. Youtube’da, Başbakan’a ait olduğu öne sürülen diğer ses kayıtlarını yayımlayan “Baş Çalan” adlı hesaptan dolaşıma sokulan yeni kayıtta yer alan görsellerde, görüşmenin “25 Aralık yolsuzluk soruşturmasına dair olduğu ve geri çekilme dilekçesinin kabul edilmemesi istenen savcının İdris Kurt olduğu” iddia edildi. Ancak ses kaydında bu bilgileri teyit eden ifadeler yer almadı. Bekir Bozdağ olduğu iddia edilen tarafın sesinin duyulmadığı kayda göre, Başbakan “4 kişi vardı ya yeni atananlar, onların içerisinden çekilen diyorum, bir tanesi çekilmiş veya bir dilekçe vermiş dilekçeyle alakalı, ondan haberin oldu mu” diye soruyor. Kayıtta, isim vermeden Bozdağ’ın yapacağı bir görüşmeden bahsediliyor. Kaydı yayımlayan “Baş Çalan” adlı hesabın Eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı olduğunu iddia ettiği kişi hakkında Erdoğan, “Yani şimdi görüşme yapacan ya şimdi yani onu kabul etmezse isabetli olur, kendisiyle galiba bir görüşme yapıldı, orda farklı bir şey var, onu yarın sabah seninle görüşürüz” ifadesini kullanıyor. Kaydın sonunda Erdoğan, “Kendisi kabul etmezse isabetli olur, zaten kendisi de geri alabilir” diyor. T24
CHP'li Oran, THY'deki Gizli Ses Kaydı İçin 4 Önerge Verdi
Enver Aysever’in yaşadığı THY’nin gizli ses kaydı skandalı TBMM’de THY Yetkilisi Aykırı Sorular’ın Yapımcısını da tehdit etmiş: Kimin arkasında durduğuna dikkat et!ANKARACHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Gazeteci Enver Aysever’in dün Atatürk Havalimanı’ndaki THY Bankosunda yaşadığı ve tüm yolcuların bankodaki konuşmalarının gizli ses kaydının yapıldığını ortaya koyan skandalı tüm ayrıntılarıyla birlikte TBMM’ye taşıdı.CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, THY’nin gizli ses kaydı nedeniyle konuyla ilgilerinden dolayı İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e 4 ayrı soru önergesi yöneltti.İşte olayın tüm ayrıntılarıUmut Oran, Enver Aysever ile görüşerek hazırladığı önergelerde, olayın ayrıhntılarını şu şekilde dile getirdi: “Tarafıma ulaşan bilgilere göre; Gazeteci Enver Aysever, dün (5 Mart 2014) Atatürk Havalimanında Hatay’a gideceği uçağını kaçırma kaygısıyla saat 12.50 sıralarında THY’nin 25. Nolu bankosuna giderek görevli Çiğdem Kılıç’tan yardım istedi. Kılıç’ın anons yapmaması ve Aysever’in uçağı kaçıracaklarını belirtmesi üzerine buraya THY yetkilisi Murat Yeşil geldi. Yeşil’in “sakin olun uçağı kaçırmazsınız” demesi üzerine Aysever, “Hatay’daki programım yanacak. Niçin anons etmediniz uçağa? İnsanları mağdur ediyorsunuz, bunu duyuracağım, THY bunu hep yapıyor” tepkisini gösterdi. Yeşil’in “Beni tehdit mi ediyorsunuz?” demesi üzerine Aysever ise “İnsanları mağdur ediyorsunuz avukatımı çağıracağım ve sizi dava edeceğim” karşılığını verdi. Bunun üzerine THY yetkilisi Murat Yeşil, banko görevlisi Çiğdem Kılıç’a dönerek, “Bankodaki konuşmaları kayıt altına aldık. Kayıtları hazırla mahkemede hesaplaşacağız” talimatını verdi.  Aysever ise, “İnsanların bankodaki konuşmalarını gizlice dinleyip, kayıt mı ediyorsunuz? İnsanlar eşiyle dostuyla mahrem konuşmalar da yapabilir burada, bu yaptığınız açıkça fişlemedir, gizli dinlemedir, suçtur” tepkisini gösterdi. Bunun üzerine bir üst THY yöneticisi Mehmet Maşuk da bankoya gelerek Enver Aysever’i “Bir daha THY ile zor uçarsın” diye açıkça tehdit etmiş, o sırada burada bulunan Aysever’in CNN Türk’teki “Aykırı Sorular” programının yapımcısının yanına giderek “Kimin arkasında durduğunuza dikkat edin” şeklinde üstü kapalı tehditte bulunmuştur.” THY Anonim Ortaklığı’nın yüzde 49,12 oranındaki hissesi Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na, dolayısıyla kamuya ait olan bir kamu kuruluşu olduğunu anımsatan Umut Oran’ın önergesindeki sorular şöyle:Ne zamandan beri kayıt yapılıyor ve nerede saklanıyor?THY hangi tarihten bu yana bankolarındaki konuşmaların ses kaydını yapmaktadır, ses kayıtları hangi noktalarda yapılmaktadır, bunun gerekçesi nedir, kayıt talimatını kim ve ya hangi yönetim birimi vermiştir? Bu talimat yazılı mı sözlü mü verilmiştir?THY bankolarında sesin yanı sıra gizli görüntü kaydı da yapılmakta mıdır?THY bankolarındaki gizli ses kaydı ve varsa görüntü kaydı nerede, ne kadarlık bir süre için saklanmaktadır, bu kayıtlara kim veya kimlerin ulaşabilme yetkisi vardır?Bu kayıtlar hangi amaçla kullanılmaktadır, hangi kişi veya kurumlar için geriye dönük ses/görüntü kayıtları çıkarılarak ilgili yerlere iletilmiştir?MİT’le ilgisi var mı?Bu uygulamanın Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ile yapılan uçuş/yolcu bilgilerinin online olarak aktarılmasını içeren protokolle bir ilgisi var mıdır?İçişleri veya Ulaştırma mı istedi?Bu uygulama için İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıkları ve bağlı birimlerinden THY’ye tavsiye veya talimat gitmiş midir, gittiyse bunun gerekçesi nedir?Bu uygulama nedeniyle kolluk kuvvetine yapılan şikâyet var mıdır, akıbetleri ne olmuştur, hangi işlemler yapılmıştır?Anayasa, TCK ve CMK’ya açıkça aykırıBu uygulama Anayasa’nın “Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20 maddesi, Türk Ceza Kanunu’nun “Özel hayatın gizliliğini ihlal” başlıklı 134. Maddesi ile Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun “Teknik araçlarla izleme” başlıklı 140. Maddelerine açıkça aykırı değil midir?Bu uygulama uluslararası sivil havacılık uygulama ve kurallarına aykırı değil midir?Adalet Bakanı talimat verecek mi?Bu konuda yetkili savcılığın inceleme yapması için Adalet Bakanı re’sen bir girişimde bulundu mu, bulanacak mı?Adalet Bakanı, bu soru önergesini suç duyurusu olarak değerlendirip ilgili/yetkili cumhuriyet başsavcılığına talimat verecek misiniz?Bu uygulama nedeniyle daha önce cumhuriyet başsavcılıklarına yapılan şikâyet, suç duyurusu var mıdır, akıbetleri ne olmuştur, her bir başvuru için hangi işlemler yapılmıştır?Bu uygulama tam da Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun Tasarısına da aykırılık teşkil etmiyor mu?
Cumhurbaşkanı Gül'den Facebook ve Youtube Açıklaması
Abdullah Gül: Youtube ve Facebook tüm dünyada geçerli olan platformlar. Kapatılması gibi bir şey söz konusu olmaz Cuma namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın 'Youtube ve Facebook'u kapatabiliriz' sözlerinin hatırlatılması üzerine, 'Önce bilinmesini isterim ki Türkiye demokratik bir hukuk ülkesidir. Özgürlüklerin güçlenmesini arzu ederiz. Gerilemek söz konusu olmaz. Kimse de gerilemeyi özlemez zaten Türkiye'de. İnternet yasasını biliyorsunuz. Sıkıntılı durumlar vardı. Noksanlıkları düzelttiler. Youtube, Facebook, dünyada geçerli platformlar, kapanması söz konusu olamaz. Biz her zaman özgürlüğün genişletilmesiyle ilgili gurur duyuyoruz. Herhangi bir şekilde suç işlenirse, özel hayata saldırı söz konusu olursa mahkeme kararıyla bunlar kapatılır. Gerçek ortamda suç neyse, sanal ortamda da suç aynıdır” dedi. İlker Başbuğ kararı Ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararıyla tahliyesi gündeme gelen eski Genelkurmar Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ ile ilgili bir soru üzerine Gül, 'Sayın Başbuğ'un kararının oy birliğiyle alınmasını çok değerli bir karar olarak görüyorum' diye konuştu. Bakan Bozdağ'ın tahliye açıklaması Gül, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 'Bugün bazı tahliyeler olabilir' sözleriyle ilgili olarak ise, 'Bunlarla ilgili bir şey diyemem. Bu hukukçuları ilgilendiren bir konu. Fikir beyan etmem doğru olmaz' görüşünü dile getirdi. Başbakan ne demişti? Başbakan Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınında, internet yasası hakkında 'Yapabileceğimiz kadarını yaptık. O alanda da 30 Mart'tan sonra atacağımız yeni adımlar var' dedi. Başbakan, konuya ilişkin olarak 'Bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube'a Facebook'a yediremeyiz. Kapatılmaları da dahil' ifadelerini kullandı. İnternette yayımlanan dinlemelerden sonra normal telefon kullanmaya başladığını söyleyen Erdoğan, 'Bu dinlemeler adamı ipe götürür, çok montaj var. Adamı eşinden ayırır' demişti. T24.com
Adalet Bakanı: 'Bugün Bazı Tahliyeler Yapılabilir'
TOKAT'ın Zile ilçesinde gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Anayasa Mahkemesinin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı yerinde gördüğünü söyleyerek, 'Biz tutuklulukta biliyorsunuz üst sınır terörle mücadele kanununda yer alan suçlar bakımından 10 yıldı, şimdi onu 5 yıla çeken adımı attık. Dün Cumhurbaşkanımız yasayı onayladı, resmi gazetede de yayınlandı. Şu anda tutuklulukta azami süre 5 yılla sınırlanmış oldu. Bugün belki bu kanun gereği bazı tahliyeler de yapılabilir. Bizim elimizdeki rakamlar 150 civarındaki vatandaşımızın yararlanma ihtimali bulunduğu yöndedir' dedi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bazı incelemelerde bulunmak üzere karayolu ile Tokat'ın Zile ilçesinde geldi. İlçede ilk olarak adalet sarayını ziyaret eden Bakan Bozdağ, daha sonra kaymakamlık binasın geçti. Bozdağ'ı burada Vali Mustafa Taşkesen, AK Parti Tokat Milletvekilleri Zeyid Aslan, Dilek Yüksel, Zile Kaymakamı Nuri Özder, Belediye Başkanı Lütfi Vidinel ile protokol üyeleri karşıladı. Kaymakamlık önünde yöresel kıyafetler giyen kız çocuklar tarafından karşılanan Bozdağ, kendisine hediye edilen çiçek için çocuklara teşekkür etti, ardından kaymakamın odasına geçti. 'ÖNEMLİ BİR KARAR' Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bakan Bozdağ, Tokat'a gelmekten dolayı mutlu olduğunu söyledi. Ardından bir gazetecinin, Anayasa Mahkemesinin İlker Başbuğ ile ilgili verdiği kararı hatırlatması üzeren Bakan Bozdağ, şöyle konuştu: 'Anayasa mahkemesinin Sayın Başbuğ ile ilgili verdiği karar önemli bir karar olarak görüyorum ve yerinde bir karar olarak görüyorum. Önemli çünkü, insanların kişi olarak hürriyeti ve güvenliği, hukuku, onuru son derece önemli. Bunu korumak görevi de hepimize ait. Ama herkesten çok yargı görevi yapanların bu hususa riayet etmesi lazım. Kişi hürriyeti ve güvenliğini herkes koruyacak. Yargı görevi yapanlar herkesten daha fazla koruması lazım. Tutuklama kararı verirken veya başka bir koruma tedbirlerine başvururken mutlaka hukukun öngördüğü gerekçeler sıhhatli bir şekilde olmalı ve bunlar kararlar da detaylı bir şekilde yazılmalıdır. Biz de daha önce bu konuda yasal düzenlemeler yaptık. Bunlar somut gerekçeler olsun ve bunlar yasa da yazılsın, bu noktada önemli yasal düzenlemeler yaptık. Esasında hükümetlerimiz döneminde tutuklulukla ilgili katolok suçları getirerek, tutuklulukta süre sınırı getirerek tutuklamanın da istisnasının istisnası gerektiğine ilişkin yasalarla kararlı bir irade ortaya koyuldu. Ancak maalesef bazı davalar nedeniyle Türkiye'de tutukluluk sanki bir kural gibi serbest yargılama istisna gibi bir algı oluşmasına yol açtı' '150 CİVARINDA VATANDAŞIMIZ VAR' Konuşmasında, 'Biz bunu ortadan kaldırmak içinde biliyorsunuz adli kontrol konusunda yasal bir üst sınır vardı' diyen Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Şimdi tutuklamayı gerektiren hallerde dahi adli kontrole hükmederek serbest yargılama yapılabilmesinin de önünü açtık. Son derece önemli bir karar. Biz tutuklulukta biliyorsunuz üst sınır terörle mücadele kanununda yer alan suçlar bakımından 10 yıldır, şimdi onu 5 yıla çeken adımı attık. Dün Cumhurbaşkanımız yasayı onayladı, resmi gazetede de yayınlandı. Dün itibari ile bu yasa da yürürlüğe girmiş durumda. Şu anda tutuklulukta azami süre 5 yılla sınırlanmış oldu. Bugün belki bu kanun gereği bazı tahliyeler de yapılabilir. Bizim elimizdeki rakamlar 150 civarındaki vatandaşımızın yararlanma ihtimali bulunduğu yöndedir. Tabi Sayın Başbuğ ile ilgili Anayasa mahkemesinin kararı da, ilk derece mahkemesinin de bugüne kadar gerekçeli kararı yazmamış olması önemli bir değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu kararın gerekçelerinin birisi de odur. Mahkemeler karar verirken gerekçesi hazır haldeyse asıl karar vermesi ve karar verdiği anda gerekçeyi de dosyaya koyması lazım. Eğer mahkeme karar verdiği anda gerekçeyi dosyaya koyamıyorsa kanun diyor ki, 15 gün içerisinde gerekçeyi dosyaya koyması lazım. İşte Sayın Başbuğ'nun da yargılandığı davada 7 ayı aştı hala mahkeme gerekçeli kararı yazıp dosyasına koymadı, koyamadı. Bu büyük bir yanlışlıktır. Yasanın öngördüğü kuralların ihlalidir. Çünkü yasa 15 gün süre veriyor. Son TMK'ları kaldırıp, TMK ona göre görevli özel mahkemeleri kaldıran kanunda yeni bir 15 günlük süre verdi. Umarım ki bu süre içerisinde gerekçeli karar yazılır. Bunun önemi çok büyük. Çünkü temyiz hakkını kullanacak mahkum olan kişiler, bu hakkı kullanamıyor. Belki Yargıtay bozacak, bazıları tahliye olacak, belki olmayacak. Ama bireysel başvuruya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi diğer yargı yollarına müracaat etme hakkı var, imkanı var. Kararın direk yazılmamış olması hale dosyasına konmamış olması burada hüküm giyen vatandaşlarımızın yargıtayda ve diğer yargı yollarında hak aramasını da geciktirmektedir. Burada lehlerine çıkacak karar belki bazıların tahliyesini gerektirecektir, o tahliye edilecek kişiler mevcut yazılan karardan karar nedeniyle belki şu anda 7 aydır içeride haksız olarak yatıyor da olabilir. O yüzden kararın dosyaya yazılması doğru olandır. Bende adalet bakanı olarak bir mahkeme kararının gerekçesini 7 aydır yazılmamış olmasını anlamakta zorlanıyorum. Ben hukuksal bir gerekçe bulamıyorum' 'İDARE BİR KONUDUR' Bakan Bozdağ, Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten konusunda şöyle konuştu: 'Daha öncede söyledim bu kırmızı bülten konusu Türkiye'de soruşturma evresinde ancak hakim kararıyla yapılabilecek işlemlerden bir tanesidir. Türkiye'de bir soruşturma olur ve bu soruşturma çerçevesinde ortaya çıkan deliler savcıların böyle bir talepte bulunması gerektirir, savcılar talepte bulunur hakim de karar verirse böyle bir uygulama yapılabilir. Adalet bakanlığının böyle bir yetkisi yok. Bu tamamen yargısal süreç içerisinde olabilecek bir husustur. Yargı ile ilgili bir konudur, idare ile ilgili konu değildir' Bakan Bozdağ, açıklamasının ardından Cuma namazı için Ulu Camine geçti, ardından partisinin seçim irtibat bürosunun açılışını yapacak. YOLLAR ÇELENKLE KAPLANDI Bu arada Bekir Bozdağ’ın açılışını yapacağı irtibat bürosunun bulunduğu İstasyon Caddesinin her iki tarafından yüzlerce çelenk bulunması dikkat çekti. Partililerin kendi isimlerini yazdırarak gönderdiği çelenkler ilgili bilgi veren Zile Belediye Başkanı AK Partili Lütfi Vidinel, yaklaşık bin 500 çelengin bulunduğunu ve bunun kendilerini mutlu ettiği söyledi. Mustafa TURAPOĞLU-Fatih YILMAZ/ZİLE,(Tokat),(DHA)
Yasama-Yürütme ve Yargı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Buluştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yasama, yürütme ve yüksek yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yasama, yürütme ve yüksek yargı organlarının başkanlarıyla öğle yemeğinde bir araya geldi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki basına kapalı öğle yemeği yaklaşık 1,5 saat sürdü.Yemeğe TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Yargıtay Başkanı, Ali Alkan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı, Bekir Bozdağ, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Serdar Özgüldür, Askeri Yargıtay Başkanı Tuğamiral Ahmet Zeki Liman, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Tümgeneral Abdullah Arslan, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan katıldı.