Görüş Bildir
Avrupa Ekonomisi Krizi Atlatamadı
LONDRA — Avrupa Birliği, ekonomik büyüme tahminlerini olumlu yönde değiştirdi. AB, bu kararı, Yunanistan’ın bütçede artıya geçmesiyle ekonomik kurtarma paketinin yeni bir dilimini daha garantilemesi üzerine aldı. İtalya’daysa yeni hükümet durgun ekonomiyi canlandırma sözü verdi. Peki bu müjdeli haberler, euro krizinin geride kalacağının göstergesi mi? Birçok uzman, bu soruya olumsuz yanıt veriyor. Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası’nın oluşturduğu uluslararası kredi troykasının denetçileri, Atina’da hiç de hoş karşılanmadı. Yunanistan’ın 12 milyar 8 milyon dolarlık Mayıs ayı ödemelerini karşılaması için ekonomik kurtarma paketinin yeni taksidine ihtiyacı var. Yunanistan’ın çalışma reformlarını ağırdan aldığı gerekçesiyle görüşmeler aylardır yapılamıyor. Protestocular ‘insanların hayatı sözkonusuyken siz kar-zarar hesabı yapıyorsunuz’ diyerek denetçilere tepki gösterdi. Yunanistan ekonomisi 2008‘den bu yana yüzde 25 oranında küçüldü. İşsizlik oranıysa yüzde 28. Kemer sıkma politikalarından sonra bütçede ilk kez gayri safi milli hasılanın yüzde bir buçuğu oranında artıya geçildi. Ancak Londra’daki Avrupa Reform Merkezi’nden Simon Tilford’a göre Yunanistan’ın önünde daha çok uzun bir yol var: ”Hiçbir gelişmiş ülke ya da ikinci dünya ülkesi, Yunanistan’ın başardığı oranda bir mali ayarlama yapmayı başaramadı. Ancak Yunanistan’ın borç yükünden kurtulması için bütçede çok daha yüksek oranda fazlaya ihtiyaç var.” Avrupa Birliği, kısa süre önce büyüme tahminlerinde değişiklik yaptı. Buna göre euro bölgesi bu yıl yüzde 1,2, 2015’te de yüzde 1,8 oranında büyüyecek. Olli Rehn, AB Ekonomi ve Mali İşler Sorumlusu: ”Ekonomik iyileşme, hala mütevazi ölçülerde de olsa Avrupa Birliği ülkelerinde hızla yayılıyor. Ekonomik faaliyetlerin en zor durumdaki ülkelerde de artış göstermesi, çok iyi haber.” Bu ülkelerden biri de İtalya. Floransa’nın eski belediye başkanı 39 yaşındaki Matteo Renzi, ülkenin en genç başbakanı oldu. 22 Şubat’ta göreve başlayan Renzi, hükümet harcamalarını ve vergileri azaltma sözü verdi, İtalyan ekonomisinde devrim yapacağını söyledi. ”Bu parlamentonun dışında hiç kimse, siyasetçilerin iş yapabileceğine inanmıyor. Bu nedenle büyük bir risk alıyor ve reform sürecini hızlandırıp takvime uygun şekilde tamamlamak istiyoruz.” Avrupa Reform Merkezi’nden Simon Tilford, İtalya’da esen siyasi değişim rüzgarları ve euro bölgesinde ekonomik iyileşmenin filiz vermesiyle bazılarının euro krizinin sona ereceği umuduna kapıldığını söylüyor: ”Ekonomik büyümenin yeniden başlaması ve mali pazarların durulması nedeniyle gevşeme havasına girme riski var. Avrupalı siyasetçiler euro bölgesinde ciddi kurumsal reformlar yapmadan, örneğin risk havuzu oluşturmadan da kriz batağından kurtulabileceklerini düşünebilir.” Birçok uzman, reformlar yapılmazsa Avrupa’nın ekonomik sorunlarını çözemeyeceği görüşünde. Ancak en zayıf ekonomilerin bile canlanma sinyalleri vermesi, yedi yıldır süren ekonomik durgunluk ve kemer sıkma döneminden sonra Avrupa’ya rahat bir nefes aldıracağa benziyor.
Ay'dan Gelen Kameraya 660 Bin Avro
1971'de Apollo 14 seferinde kullanılan, Ay'a gidip dünyaya dönen tek kamera olarak bilinen “El Data Kamera”, Viyana’da düzenlenen açık artırmayla 660 bin avroya satıldı.Amerikalı astronot Edgar Mitchell’in 1971'de Apollo 14 seferinde kullandığı ve Ay’a götürülen ve geri getirilen tek kamera olarak bilinen “El Data Kamera”, Viyana’da düzenlenen açık artırmayla 660 bin avroya satıldı. Emekli astronot Mitchell, NASA’nın elinden almak istediği kamerayı bir süre önce Avusturya’daki bir internet sitesi üzerinden açık artırmaya çıkaracağını duyurmuştu. Viyana’da bir sanat galerisinde düzenlenen açık artırmada, kameraya 80 bin avro başlangıç fiyatı verildi. Kameraya sahip olmak isteyen müşteriler arasında adeta teklif savaşı yaşandı. Artırılan teklifler sonucunda kamera 660 bin avroya satıldı. Kameranın yeni sahibi, Fujisawa isimli bir Japon oldu. “Hasselblad 500” model kamera, aya gidip dünyaya dönen tek kamera olarak biliniyor. NASA kurallarına göre, astronotlar çekim yaptıktan sonra gemide ağırlık yapmaması için el kameralarını ayda bırakmak zorunda. Ancak astronot Mitchell’in söz konusu kamerayı bırakmayı unuttuğu belirtiliyor. Bu yüzden NASA, Mitchell’den evinde sakladığı kamerayı iade etmesini istemiş ancak Mitchell kamerayı vermeyi reddetmişti. Apollo 14'ün lunar modül pilotu olarak 1971 yılında aya çıkan Mitchell, ayda yürüyen 6’ncı astronot olarak biliniyor. Ayda 9 saat 17 dakika geçiren Mitchell, söz konusu kamerayla 299 fotoğraf ve 96 görüntü çektiği belirtiliyor. Muhabir: Hasan Tosun | AA
50 Megapiksel Kameralı Akıllı Telefon Oppo Find 7 Duyuruldu
Son dönemde büyük üreticilerin yanı sıra, piyasaya adım atan farklı donanım üreticileri de akıllı telefon pazarına giriş yapıyorlar. 2008 yılında mobil pazara giriş yapan ve kendini global bir marka olarak konumlandıran Oppo, adının teknoloji ve inovasyon ile birlikte anılmasını isteyen bir yapı kurmaya çalışıyor. Yazımıza konu olan ürün ise Oppo’nun yeni akıllı telefonu Find 7. Daha önce Find 5 modelini piyasaya süren Oppo, yeni modeli Find 7′de Android 4.3 tabanlı ColorOS işletim sistemine yer veriyor. Oppo’ya göre, Find 7 modeli ile amaç modern mobil teknolojinin sınırlarını zorlamak. Oldukça iddialı şekilde duyurulan telefonun, 50 megapiksel fotoğraf çeken kameraya sahip olduğunu belirtelim. Find 7, aynı zamanda 4K kalitesinde video da çekebiliyor. Bununla birlikte kamera HDR fotoğraf çekme ve slow-motion çekim özelliklerine de sahip. f/2.0 değerinde diyafram aralığına sahip Oppo Find 7′nin bir de Super Zoom özelliği bulunmakta. Kısacası fotoğraf konusunda hayli iddialı bir cihaz.5.5 inç boyutunda ekrana sahip olacak Find 7, 2560×1440 boyutlarında çözünürlük desteği veriyor ve ekranında Gorilla Glass 3 teknolojisini kullanıyor. Oppo Find 7′nin bir diğer özelliği ise dikkat çekici tasarımı, oldukça şık bir görünüme sahip Find 7′nin şarj konusunda da pek çok kullanıcıyı etkileyebileceği yetenekleri bulunmakta. Paylaşılan veriler göre, sadece 30 dakikalık bir şarj ile Find 7′nin şarjı yüzde 75 oranında doluyor. 3000 mAh’lik bataryası bulunan Find 7, 3GB RAM’e sahip.webrazzi
Hayatımızla Etkileşime Giren Çok Boyutlu Bir Sanat
Kimilerimiz hala Cin Ali bile çizemezken, kimilerimiz sanatta harikalar yaratabiliyor. Yetenekli illüstratör ve tasarımcı Alex Solis, ofis malzemeleri, madeni para, ve rastgele nesneleri yaratıcı çizimlerle birleştirerek, harika bir sanat ortaya çıkarmış. Düşünce tarzındaki yaratıcılığa şöyle bir bakınca insan kendindeki sanatı sorgulamıyor değil açıkçası. Ünlü tasarımcının hepimize ilham kaynağı olmasını diliyor, sizi bu yaratıcı sanatla baş başa bırakıyoruz.
Umut Oran: AKP Kendi “İstikrarı” İçin Halkı Borca Mahkum Etti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP iktidarının  “İstikrar sürsün Türkiye büyüsün” diyerek, ülkeyi ağır borç yükünün altına sokup, kredili refah yarattığını belirterek, “AKP kendi ‘istikrarı’ için halkı borca mahkum etti. Baharın müjdesi Nevruz’da “kuş cıvıltısına” dahi tahammülü kalmayan Erdoğan, artık kaybetmeye mahkum. Çünkü “İstikrar sürsün Türkiye büyüsün” diye yıllarca halkı kandırıp yandaşlarını zenginleştirip, dünyada benzeri görülmemiş yolsuzluklara imza atan AKP kaçınılmaz sonuna yaklaşıyor.  30 Mart seçimleri AKP iktidarından kurtulmadan ilk önemli dönüm noktası olacaktır. Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP, geride ağır bir borç yükü bırakıp gidecek.  Borçla tüketen değil, üreten ve adil bölüşen Türkiye’yi CHP olarak elbirliğiyle inşa edeceğiz; üretim tüketim dengesini kuracağız. Sosyal demokratlar olarak bu ülkede sosyal yardımları da ilk biz başlattık, bunu da olması gerektiği gibi, sağlıklı biçimde uygulayacağız. Sosyal yardımların kesilmesi değil bilakis daha etkili biçimde katlanarak artması sağlanacaktır” dedi.Konuyla ilgili olarak bugün yazılı açıklama yapan Umut Oran, şunları kaydetti:   AKP iktidara geldiğinde 2 milyar liranın altında bulunan tüketici kredileri, 125 katlık artışla 249.5 milyar liraya yükseldi. Bireysel kredi kartları ile birlikte hane halkının toplam borç yükü 52 kat büyüyerek 6.3milyar liradan 333.6 milyar liraya ulaştı. Kredi kartı sayısı 2002 sonundan bu yana yüzde 261 artışla 57 milyona ulaştı. AKP döneminde vatandaşın cebine net 41 milyon adet yeni kredi kartı konuldu. 3 milyon dolayındaki yurttaş, tüketici kredisi ve/veya kredi kartı borcunu ödeyemediği için “kara liste”de... AKP, halkı sürekli borçla tüketmeye teşvik etti; bankacılık sektörünün yurt dışından borç olarak sağladığı kaynaklar tüketici kredisi şeklinde başta konut olmak üzere tüketime pompalandı. Tüketici kredisi ve kredi kartlarıyla henüz kazanılmamış gelirler üzerinden borçlanarak tüketen vatandaşlara sanal bir refah süreci yaşatıldı. Borçlar dağ gibi büyürken, vatandaşın sahte zenginleşme algısı oya tahvil edildi. AKP döneminde, Türkiye’nin önceki 80 yıldaki toplam dış borç stoku üçe katlandı. 2002 sonunda 129.6 milyar dolar olan dış borç 400 milyar dolara yaklaştı. Gelecek bir yıl içinde yapılması gereken dış borç ödemesi ise 163 milyar dolar…  “İstikrar sürsün Türkiye büyüsün” dediler, ülkeyi ağır borç yükünün altına sokup, kredili refah yarattılar. Gelinen aşamada vatandaş bankalara; bankalar ve şirketler ise yurt dışı kreditörlere gırtlağına kadar borçlu. Türkiye, 30 Mart yerel seçimlerine tüm kesimleriyle ağır borç yükü altında giriyor. AKP döneminde Türkiye borçlanma rekoru kırdı. Halk sürekli borçla tüketmeye teşvik edildi; bankacılık sektörünün yurt dışından borç olarak sağladığı kaynaklar tüketici kredisi şeklinde başta konut olmak üzere tüketime pompalandı. Tüketici kredisi ve kredi kartlarıyla henüz kazanılmamış gelirler üzerinden borçlanarak tüketen vatandaşlara bir sanal refah dönemi yaşatıldı. Vatandaşın sahte zenginlik algısı oya tahvil edildi. Bankacılık sektörünün sürekli tüketici kredileri ve kredi kartları ile fonladığı, adeta kaynak bombardımanına tuttuğu iç tüketim canlandıkça, ithalat, dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari açık büyüdükçe büyüdü. Gelinen aşamada vatandaş bankalara; bankalar ve şirketler ise yurt dışı kreditörlere borçlu. Türkiye, 30 Mart yerel seçimlerine tüm kesimleriyle gırtlağa kadar borç içinde giriyor. Hanelerin borç yükünde yüzde 12 bin 544’lük artış… AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılının sonunda 2 milyar liranın altında bulunan toplam tüketici kredileri, aradan geçen sürede tam yüzde 12 bin 544 oranında (125 kat) artarak bu yılın Ocak sonu itibariyle 249.5 milyar liraya ulaştı. Tüketici kredilerinin 111 milyarını konut, 8.4 milyarını taşıt kredileri, yaklaşık 130 milyarını ise diğer krediler oluşturuyor. 2002 sonundan bu yana tüketici kredileri içinde en hızlı artış yaklaşık 417 katla konut kredilerinde yaşandı. Aynı dönemde bireysel kredi kartı borçları da yüzde 1.841 oranında (18.4 kat) artarak 4.3 milyar liradan 84.1 milyar liraya yükseldi. Böylece tüketici kredileri ile bireysel kredi kartı borçlarının toplamından oluşan hane halkı toplam borç yükü, AKP döneminde 52 kat büyüyerek 6.3 milyar liradan 333.6 milyar liraya ulaştı. AKP ile birlikte kredi kartı sayısı patladı Türkiye’de 1970’li yıllardan itibaren kullanılmaya, daha çok 1980’lerde yaygınlaşmaya başlayan kredi kartlarının sayısı 2000’li yıllarda katlanarak büyüdü. 1997 yılında 5 milyonun altında bulunan, 2001 sonunda 14 milyona yaklaşan kredi kartı sayısında, asıl patlama AKP döneminde yaşandı. Ocak 2014 itibariyle 57 milyon adede yaklaşan kredi kartı sayısı 2002 sonundan bu yana yüzde 261 oranında artış gösterdi. Bu dönemde vatandaşın cebine net 41 milyon adet yeni kredi kartı konuldu. Kredi kartında yıllık işlem hacmi 424 milyar lira… Kredi kart sayısındaki artışa paralel olarak bu kartlarla yapılan alışveriş ve nakit çekimlerin hacminde yaşanan hızlı büyüme de son yıllarda ivme kazandı. 2008 yılında alışveriş ve nakit çekim olmak üzere toplam 185.5 milyar lira olan kredi kartı işlemlerinin tutarı 2013 yılında 424 milyar liraya ulaştı. Bu da GSYH’de yaklaşık yüzde 72 paya sahip olan özel tüketim harcamalarının yüzde 40’ına yakın bir orana denk geliyor. Geçen yılın tümünde kredi kartlarıyla 387 milyar liralık alışveriş, 37 milyar liralık da nakit çekim işlemi gerçekleştirildi.   Toplam kredi kartı borç bakiyesi 100 milyara gidiyor Bireysel ve kurumsal tüm kredi kartlarındaki toplam borç bakiyesi 2002-2013 döneminde 21 kat büyüyerek 94.9 milyar liraya ulaştı.  2002 sonunda sadece 4.3 milyar lira olan bireysel kredi kartı sahiplerinin borç yükü, 2013 sonunda 83.8 milyar liraya yükselirken; 2004 sonundan itibaren kayıtlara giren kurumsal kredi kartı sahiplerine ait borç yükü de aynı tarih itibariyle 11.1 milyar lira oldu. 2002 sonuna göre bireysel kredi kartlarındaki borç bakiyesi yaklaşık 18 kat, kurumsal kredi kartlarındaki toplam borç yükü ise 54 kat artış gösterdi.   3 milyon kişi “kara liste”de… Farklı aylarda borcunu ödeyemediği için kara listeye alınanlarla ilgili mükerrerlik giderildikten sonra; başka deyişle bir kişinin yıl içinde bir kez sayılması durumunda tüketici kredisi borcunu ödemeyenlerin 2009 sonunda 169 bin 590 olan sayısı, 2013 sonunda 1 milyon 215 bin 308’e ulaştı. Kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı da 272 bin 18’den 1 milyon 738 bin 794’e yükseldi. Böylece “kara listede” yer alanların toplam sayısı 441 bin 608’den 2 milyon 954 bin 102’ye yükselerek 7’ye katlandı. Ailelerin gelir artışı yavaşlarken borç artışı hızlandı… 2013’ün tümünde hane halkı harcanabilir gelirinin yüzde 9.7, yükümlülüklerinin ise yüzde 24.1 arttığı tahmin ediliyor. Buna göre hane halkının borç artışı gelirdeki ile giderek arayı açıyor. Hane halkı yükümlülüklerinin harcanabilir gelirine oranı yüzde 40’a yaklaşıyor. Bu oran daha iki yıl önce yüzde 20’lerde bulunuyordu. Bu arada hane halkının faiz ödemelerinin de yılın tümünde yüzde 21.7 artışla 36.5 milyar liraya ulaştığı tahmin ediliyor. Buna göre 2011’de yüzde 4.4 olan, geçen yıl yüzde 4.9’a çıkan faiz ödemelerin harcanabilir gelire oranı 2013’te yüzde 5.4’e ulaştı. Hane halkı yükümlülüklerindeki artışa karşılık hane halkı tasarruf oranı ise yüzde 7 dolayında bulunuyor ve düşmeye devam ediyor. 80 yıldaki dış borcu, 11 yılda üçe katladılar… AKP döneminde Türkiye’nin dış borcu üçe katlandı. 2002 sonunda 129.6 milyar dolar olan toplam dış borç, en son Eylül 2013 durumunu yansıtan verilerde 373 milyar dolar olarak açıklandı. Yani ülke olarak 400 milyar dolar dolayında dış borcumuz bulunuyor. Başka deyişle AKP döneminde, Cumhuriyetin ilk 80 yılında oluşan stokun iki katı kadar net dış borçlanmaya gidildi. Yani 80 yılın sonundaki dış borç bakiyesi, 11 yılda üçe katlandı. 373 milyar dolarlık dış borcun 111.7 milyar doları kamunun, 5.6 milyar doları Merkez Bankası’nın, 255.3 milyar doları ise özel sektörün… Dış borcun büyük bölümünün özel sektöre ait olması dolayısıyla AKP sorumluluktan kaçamaz. Çünkü özel sektörün borcu da ülkenin borcudur. Ayrıca AKP işbaşına geldiğinde kamu finansmanını dış borç yerine ağırlıkla iç borçla döndürmeyi benimserken, kur garantisi vererek özel sektörü dışarıdan borçlanmaya teşvik etti. Şimdi küresel likidite kısılırken, yıllardır AKP’ye güvenip fütursuzca borçlanmış olan bankalar ve reel sektör,  yükselen kurlar nedeniyle ciddi risk altında. Bunun da en büyük sorumlusu yine AKP hükümettir. Fed’in parasal sıkılaştırma kararları ile dövizde rekor artış yaşanırken, Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içinde 163 milyar dolar dış borç ödemesi gerekiyor. Bunun da 87 milyar dolarının bankalar ve diğer finans kuruluşlarınca, 51.7 milyar dolarının da reel sektör kuruluşlarınca yapılması gerekiyor.   Üreten Türkiye için CHP… AKP’nin ekonomi modelinin özünü “tatlı kâr” ortamının çektiği yoğun “sıcak para” ve borçla tüketime özendirilen halkın harcama artışı sayesinde ülkeye yaşatılan sanal büyüme, suni canlılık ve ödünç, kredili refah oluşturuyordu. AKP iktidarı boyunca Türkiye yoğun sıcak para girişi ve bankaların yurt dışında sağladığı kredilerle iç tüketimi fonlaması sayesinde kağıt üzerinde, sanal büyüme kaydetti. Ancak istihdam yaratmayan, işsizliği azaltmayan bu sahte büyümenin kimseye bir hayrı dokunmadı. Aksine tüketimle büyüme modeli, kaçınılmaz olarak, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir cari açık belasını Türkiye’nin başına musallat etti ve tüm kesimleriyle ülkeyi ağır bir borç yükünün altına soktu. Fed’in parasal sıkılaştırma uygulamasını hayata geçirmesi üzerine ise sıcak para ve borçlanma dışında oyun planı bulunmayan AKP’nin ekonomideki sahte başarı masalı da sona erdi. Yıllardır milleti yalanlarla kandırıp oy alan Recep Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk ve usulsüzlüklerinin de ortaya saçılması ile gerçekler ortaya çıktı.  AKP oyları hızla eriyor...   Kendi yaptığı araştırmalarda bile oyları yüzde 30’lara inen Erdoğan, elindeki devlet olanaklarıyla daha da despotlaşıyor ve ne pahasına olursa olsun bir kez daha iktidar olmanın yolunu arıyor, ancak nafile…   Baharın müjdesi Nevruz’da “kuş cıvıltısına” dahi tahammülü kalmayan Erdoğan, artık kaybetmeye mahkum. Çünkü “İstikrar sürsün Türkiye büyüsün” diye yıllarca halkı kandırıp yandaşlarını zenginleştirip, dünyada benzeri görülmemiş yolsuzluklara imza atan AKP kaçınılmaz sonuna yaklaşıyor.   30 Mart seçimleri AKP iktidarından kurtulmadan ilk önemli dönüm noktası olacaktır.   Türkiye’nin 12 yılını çalan AKP, geride ağır bir borç yükü bırakıp gidecek.   Borçla tüketen değil, üreten ve adil bölüşen Türkiye’yi CHP olarak elbirliğiyle inşa edeceğiz; üretim tüketim dengesini kuracağız.   Sıcak paraya değil, ulusal tasarruflara dayanan hızlı büyüme ve milli gelirin adil dağılımını sağlayacağız.   Sosyal demokratlar olarak bu ülkede sosyal yardımları da ilk biz başlattık, bunu da olması gerektiği gibi, sağlıklı biçimde uygulayacağız. Sosyal yardımların kesilmesi değil bilakis daha etkili biçimde katlanarak artması sağlanacaktır.
Reklam
Dünyanın En İlginç 14 Hastalığı
etiket
Dünyada türlü türlü hastalık var, insan bunlara bakınca şaşkınlığını gizleyemiyor haliyle. İşte allah düşmanımın başına vermesin diyeceğiniz 14 hastalık.
Reklam
Dünyanın En Sağlıklı 12 Besini
ABD’de yayınlanan Forbes dergisi, sağlık sayfalarında “Dünyanın en sağlıklı 12 yiyeceği” ne yer ayırdı. Liste, Amerikalı ünlü beslenme uzmanı Jonny Bowden tarafından kaleme alınan ve haftalarca çok satanlar listesinde kalan The 150 Healthiest Foods On Earth (Dünyanın En Sağlıklı 150 Yiyeceği) isimli kitaptan derlendi. İşte dünyanın en sağlıklı gıdaları:
İnternet Yasağını Ortadan Kaldıran VPS Nedir, Ne Değildir?
Twitter'a erişimin engellenmesinin ardından DNS ve VPN'le birlikte gündeme gelen bir başka erişim yönetimi de VPS. Yani sanal sunucu. Virtual Private Server (Virtual Dedicated Server olarak da adlandırılır), sunucu niteliğindeki bir bilgisayarın (örneğin HP Proliant, IBM eServer) fiziksel donanımının mantıksal olarak bölümlenmesi sonucu ortaya çıkan her bir Sanal Sunucu’ya verilen genel isim. Bu sanal sunucuların her birinin üzerinde, ayrı ayrı kendine ait mantıksal donanım bileşenleri var. Dolayısıyla, bir sanal sunucu aynı bir fiziksel sunucu gibi çalışarak, üzerinde güvenli ve yalıtılmış olarak işletim sistemi ve sunucu yazılımları barındırıyor. Bu sayede, tek bir fiziksel sunucu üzerinde, fiziksel sunucuların işlevlerini gerçekleştiren birden fazla sayıda sanal sunucu yaratmak mümkün oluyor. Fiziksel bir sunucu bilgisayarını, mantıksal sunuculara bölümlemek için uygulanan metoda sanallaştırma (virtualization) deniyor. Amaç, sunucu donanım kaynaklarının tam kapasite ile kullanılmasını sağlamak. Sanallaştırma metodolojisi ilk olarak 1970’lerde IBM Mainframe sistemleri için geliştirildi. Günümüzde Intel ve AMD tabanlı sunucuların desteklediği çoklu çekirdek işlemci yapıları ve hem işlemci hem de hafıza modüllerinde ulaşılan yüksek çalışma frekansları, işletim sistemi ve sunucu yazılımlarının kullanabildiğinden daha fazla donanım kaynağı sağlamakta, böylece sanallaştırmanın performanslı ve yaygın olarak kullanılmasına imkan vermekte. Sanallaştırma yazılımlarına örnek olarak: VMWare Mirosoft Virtual Server Xensource Virtuozzo HyperVM OpenVZ sayılabilir. Yazılım ve Donanım tabanlı olmak üzere iki tür sanallaştırma yöntemi var: Yazılım tabanlı sanallaştırmada, sanal sunucular aynı işletim sistemi çekirdeğini kullanırlar ve ana makinanın kaynaklarına ihtiyaç duyarlar. Özellikle Web barındırma ortamlarında bu tür sanallaştırmanın büyük faydaları vardır; çünkü sanal makinaları yeniden başlatmaya gerek kalmadan ihtiyaçlar doğrultusunda sunucu kaynaklarının gerçek zamanlı olarak arttırımı ya da azaltımı mümkündür. Virtuozzo ve HyperVM, yazılım tabanlı sanallaştırma uygulamalarıdır. Donanım tabanlı sanallaştırmada ise, sanallaştırma uygulaması direkt olarak fiziksel donanıma ulaşır; sunucu kaynaklarının gerçek zamanlı olarak arttırımı ya da azaltımı mümkün değildir, ancak sanal sunucunun yeniden başlatılması ile değiştirilebilirler. Bu tür ortamlar göreceli olarak daha fazla yalıtılmış olduğu için daha güvenlidir. VMWare, Microsoft Virtual Server ve Xen, donanım tabanlı sanallaştırma uygulamalarına örnek verilebilir. VPS'İN AVANTAJLARI: Sadece şirketinize ya da kendinize özel e-posta sunucusu ve web sitesini çalıştırabilirsiniz. Yüksek kaynak gerektiren ya da yazılımları özel olarak kullanması gereken web uygulamalarını çalıştırabilirsiniz. Müşterilerinize web barındırma hizmeti verebilirsiniz. Oyun sunucusu olarak kullanabilirsiniz. Muhasebe ya da haberleşme programlarını şubeleriniz arasında merkezi bir sunucudan çalıştırabilirsiniz. Radyo yayını sağlayabilirsiniz. Yedekleme ünitesi olarak kullanabilirsiniz. Yüksek trafikli web siteleri barındırabilirsiniz. Mail sunucusu olarak kullanabilirsiniz. Şirketinize özel dosya yükleme sistemleri kurabilirsiniz. VPS’ler, sağladıkları güvenli ortam ve toplam sahip olma maliyetini minimuma indirgeyen finansal avantajlarıyla Web Hosting ile Kiralık Sunucu arasındaki boşluğu doldurur.
Reklam
Twitter'a IP Bazlı Engelleme Geldi
Twitter'ın yasaklanmasının ardından farklı DNS rakamları ile girilmesinin ardından girişimlerde bulunan yetkililer DNS'ler yoluyla girişi de engelledi Twitter'a erişimin mahkeme kararıyla yasaklanmasının ardından kullanıcıların farklı DNS adresleri ile giriş sağlayarak yasağı delmesi sonrası sabah saatlerinde Google'ın DNS'leri engellendi. Bu da çare olmayınca akşam saatlerinde IP bazlı engelleme yapıldı. Artık DNS ayarlarıyla ne yaparsanız yapın, Twitter'a giremeyeceksiniz. Ancak elbette Twitter'a girmek için hala yollar var. Hürriyet'ten Selim Öztürk 'ün haberine göre, Twitter'ın yasaklanmasıyla birlikte kullanıcılar çareyi DNS değiştirmekte veya VPN uygulamaları indirmekte buldu. Bu sayede yasaklı olmasına rağmen başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere pek çok siyasi ve elbette milyonlarca kullanıcı herhangi bir sorun yaşamadan tweet atmaya devam etti. Ancak sabah saatlerinde Google'ın 8.8.8.8 ve 8.8.4.4 DNS'lerine engelleme geldi. Böylece bu DNS'i kullanan pek çok kullanıcı Twitter'a girmeyi başaramadı. Ancak elbette Google DNS dışında pek çok DNS rakamı bulunduğu için bu da kullanıcıların siteye girmesini engellemeye yetmedi. Fakat son olarak Twitter'a IP bazlı engelleme geldi. Peki bu ne demek? İnternet servis sağlayıcıları IP bazlı engelleme yoluna giderek DNS değiştirerek Twitter'a girmeye çalışanların önünü tıkaması demek. Eğer şu dakikalarda DNS'i değiştirmenize rağmen giremiyorsanız, boşuna DNS değiştirmekle uğraşmayın; zira artık DNS yolu ile Twitter'a giriş kapanmış durumda. IP bazlı engelleme elbette aşılamayacak bir engel değil. Kullanıcılar bunun için VPN servislerini (Hotspot Shield VPN, Onavo, TOR veya Chrome'a eklenti olarak kurulan Zenmate'i) kullanarak Twitter'a girebiliyor.t24.com.tr
Sarılıp Sarmalanmış Ekstra Sevimli 26 Evcil Hayvan
Yumuşak bir battaniyeye sarılan hayvanlar en az on kat daha sevimli olmuşlar. Bu tarz şeyler eğlence için yapılıyor fakat bir arkadaş abartıp yavru köpeğini lavaşa sarmış. Umarız tatlılığına dayanamayıp yememiştir :) İşte sarmalanmış ekstra sevimli hayvanlar...
ABD’den Twitter Yasağına Bir Tepki Daha
ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Samantha Power, Twitter üzerinden internet yasaklarına tepki gösterdi.'KİTAP YAKMA' EYLEMİ GİBİDİRABD Dışişleri Bakanlığı, Twitter üzerinden yayınladığı bir mesajda, internet yasaklarının “kitap yakmaya” benzetti. @statDept hesabından yayınlanan ve ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Tpitter hesabı tarafından da paylaşılan mesajda, “İnternet sansürü 21’inci Yüzyılda gerçekleşen bir “Kitap Yakma” eylemi gibidir ve kimseyi daha güçlü kılmaz.”DEMOKRASİYLE BAĞDAŞMIYORABD’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Samantha Power, twitter hesabından yayınladığı mesajda, “Türkiye’nin Twitter’a erişimi durdurması son derece vahim bir durum. Bilgiye serbest erişimi kapatmak demokrasiyle bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı. Mesaj ABD’nin Ankara Büyükelçiliği resmi Twitter hesabı tarafından retweet edildi.sechaber.com
Reklam
İnternette Dolaşan En İyi 25 Fotoğraf Trolleme Örneği
‘Photobombing’ olarak bilinen duruma aşina olmayanlar için tanımlamasını yapalım. Photobombing: Bir mecrada çekilen bir fotoğrafı mahvetmek adına yapılan her türlü trollemenin genel ismidir. İnternette dolaşan en ilgi çekici 'photobomb' örneklerini beğeninize sunuyoruz...
Twitter'a Girmek İçin Alternatif Yollar
Google DNS'leri de hükümet tarafından erişime engellenmiş durumda. Twitter'a girmek için alternatif yollar:Windows:-Tor Browser-Tunnelbear-OPENVPN-Hotspot Shield-CyberGhost VPNTarayıcı eklentileri:-Google Chrome: Zenmate-Mozilla Firefox: anonymoXApple Mac OSX:-Tor Browser-Tunnelbear-OPENVPN-Hotspot ShieldAndroid:-Orbot-Orweb-HotSpot Shield-Psiphon-F-Secure Freedome VPN-Tunnelbear-Hide Ninja VPN-OpenVPN Connect-Free VPNiOS (iPhone, iPod, iPad):-Onion Browser-ONAVO Protect-F-Secure Freedome VPN-Hotspot Shield-Tunnelbear-OpenVPN Connect-CyberGhost VPN
Reklam
Twitter Yasağı Lumia'lara  İşlemedi!
Dev sosyal paylaşım ağı Twitter, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bazı linklerin kaldırılmasına ilişkin mahkemelerden çıkarmış oldukları kararların uygulanması konusunda duyarsız kaldıkları ve mahkeme kararlarına karşı geldiği için (TİB) tarafından engellenmişti. Bu yaşanan engellemeden sonra birçok kullanıcı hesaplarına girememişti. Ancak Nokia'nın Lumia ceplerine sahip olanların, Twitter yasaklarını aşmakla uğraşmasına hiç gerek yok. Çünkü Windows Phone'lu Lumia'lar, Twitter'a herhangi bir engel yokmuş gibi erişebiliyorlar. Nokia Lumia telefonlarda People Hub (kişiler) altında tüm Twitter akışları gözüküyor. Hiç bir uygulama yüklemeksizin 'ben' kutucuğundan tweet göndermeniz mümkün oluyor. Tek yapmanız gereken Twitter hesabınızın Live ID ile eşleştirmeniz.teknolojioku
Dünya Kupası'nın Gelmiş Geçmiş En İyi İlk 11'i
etiket
FIFA Dünya Kupası Rüya Takımı, 2002 FIFA Dünya Kupası sonrasında yapılan internet oylaması sonucu futbolseverler tarafından seçilen kadrodur. Kadroda yer alan Arjantinli Diego Maradona en çok oyu alan futbolcu olmuştur. FIFA'nın internet sitesinde yer alan oylamada yarım milyondan kişi oy kullanmış, 111.035 kişi ise Maradona'ya oy vermiştir. Brezilyalı Pele en çok oy alan ikinci, Fransız Zidane ise üçüncü futbolcu olmuştur.Bir kaleci, üç savunma, dört orta saha ve üç forvetten oluşan kadro Dünya Kupası'nın gelmiş geçmiş en iyi ilk 11'i kabul edilir. İşte o efsane kardo;
İçinden Çıkmak İstemeyeceğiniz Oyun Alanının 14 Fotoğrafı
2013 yılının Aralık ayında, tasarım şirketi olan Numen genellikle çocuk parklarında gördüğümüz inanılmaz bir 'jungle gym' projesi yaptı ve bunu Viyana'ya kurdu. Fakat bu 'jungle gym' diğerlerinden biraz farklı. Yaptıkları 'jungle gym' yetişkinlerin bile içerisinden çıkmak istemeyeceği bir şey oldu.
Reklam