Görüş Bildir
Twitter'da İstediğin Herkesi Susturabileceksin
Twitter’ın kullanıcılara istediği kişileri ‘susturma’ olanağı sağlayan yeni özelliğini iOS uygulamasında test ettiği ortaya çıktı. Twitter’ın üçüncü parti uygulamalarından Tweetbot’un hali hazırda sahip olduğu bu özellik, tweet’lerini görmek istemediğin kişileri engellemeden susturmanı sağlıyor. Twitter bu özelliği iOS uygulamasında test etdiyor ve yakında devreye sokmayı planlıyor. Henüz test sürecindeki bu özellik aktif edildiğinde, engelleyerek ilişkilerini bozmak istemediğin kişileri susturabilecek ve tweet’lerini görmeyeceksin. Susturduğun kişinin ise hiçbir şeyden haberi olmayacak. Özellik her ne kadar yalnızca iOS’ta test ediliyor olsa da, Twitter’ın Android ve Windows Phone uygulamalarında da aktif edilecektir.Stuff
LG G3'ün Net Fotoğrafları Yayınlandı
Daha önce GSMArena tarafından arka kapak fotoğrafları paylaşılan G3′ün bu sefer daha detaylı fotoğrafları sızdırıldı. G2′nin halefi olacak G3′te, LG’nin sihirli tuş diye adlandırdığı tuş yeni modelde de korunuyor. Yalnız sihirli tuş, eski modellerdeki gibi şerit şeklinde değil, daire biçiminde kullanılmış. Plastik bir kasaya sahip olacağı görülen G3′te, iPhone 5S ve HTC One M8′de olduğu gibi kameranın yanında bir LED flaş yer alacağı da göze çarpıyor. LG G3′ün tahmini teknik özellikler arasında 5,5 inç ekran, dört çekirdekli 2,4 GHz işlemci, Adreno 330 grafik işlemci, 3 GB bellek, 4K video çekebilen 16 MP arka kamera, 3000 mAh pil veAndroid 4.4.2 KitKat işletim sistemi yer alıyor. Cihazın ayrıca Samsung Galaxy S5 gibi suya ve toza karşı da dayanıklı olması bekleniyor. İnce bir çerçeve, oval yapı ve sanal butonlara sahip yeni G3′te Optimus UI arayüzünün sadeleştirilmiş yeni bir sürümü kullanılacak. 27 Mayıs’ta Londra, New York ve San Fransisko; 28 Mayıs’ta ise Seul, Singapur ve İstanbul’da tanıtılacak G3′ün fiyatı ise henüz bilinmiyor. Stuff
Internet Explorer'daki Güvenlik Açığı Giderildi
Microsoft, Internet Explorer’ın neredeyse tüm sürümlerini etkileyen ve saldırganlara davetiye çıkaran büyük açığı gidermek için bir güvenik yaması yayınladı. Geçtiğimiz ay Microsoft, Internet Explorer (IE) taraycısının 6′dan 11′e kadar olan sürümlerinde ortaya çıkan bir güvenlik açığından etkilenmiş ve bazı bilgisayar korsanları bundan yararlanarak saldırılar düzenlemişti. Firma, gereken önlemleri almak için güncellemeler ve güvenlik yamaları üzerinde çalıştığını kullanıcılara iletmiş, Windows XP’ye ise güncelleme gelmeyeceği belirtilmişti. Microsoft nihayet Internet Explorer için bir güvenik yaması yayınladı. Üstelik, geçen ay artık teknik destek vermeyeceklerini belirttikleri Windows XP de kapsanmış. Microsoft yöneticisi Adrienna Hall, 8 Nisan’dan sonra teknik destek verilmeyeceği duyurulan Windows XP’deki açığın da bir kereliğe mahsus olmak kaydıyla kapatıldığını açıkladı. Hall, tüm kullanıcıların ciddi derecede etkilendiği veya etkileneceği bu sorunu hızlı bir şekilde çözmeleri gerektiği kararına vardıklarını belirtti. Dünya genelinde Windows XP kullananların oranının yüzde 30 civarında olduğu tahmin ediliyor. Kullanıcıların güncellemeyi almaları için herhangi bir işlem yapmasına gerek yok, işletim sistemleri otomatik olarak güncelleniyor.Stuff
Ölüyorum, Ölüyorum, Öldüm...
Muhteşem Yüzyıl'ın 134. bölümünde Hürrem Sultan tam 33 dakikada öldü.  Hürrem 'in ölümü Pargalı ile şehzade Mustafa 'nın öldüğü bölümlerin yarısı kadar izlendi. Muhteşem Yüzyıl'da Hürrem'in ölümü 23.33 izlenme oranıyla Pargalı ile Şehzade Mustafa'nın öldüğü sahnelerinin gerisinde kaldı. Hürrem Sultan'ın ölüm sahnesi beklenen ilgiyi görmedi. Radikal’de yer alan habere göre, Hürrem’in ölümü 33 dakika sürünce sosyal medyada ilginç tweetler atıldı. ‘Bitsin artık bu can çekişme’, ‘Öl Hürrem’, ‘9 canlı Hürrem’ şeklinde tweetler atıldı. T24
Mars'a 'Selfie' Göndermek 1 Dolar
ABD'nin Duke Üniversitesi öğrencileri, başlattıkları Mars'a uydu fırlatma projesini finanse etmek için farklı bir yola başvurdu. Öğrenciler, internet üzerinden başlattıkları kampanyada Mars'a göndermeyi planladıkları uydunun içine 2 terabayt büyüklüğünde bir bellek yerleştireceklerini ve proje için 1 dolar bağış yapan herkesin kendisini resimlediği 'selfie' fotoğrafını bu belleğe yükleyeceklerini açıkladılar. Daha fazla bağış yaparak belleğin içine videolar yerleştirmek de mümkün olacak. 'Mars'a zaman kapsülü' projesine dünyanın her yerinden katılımın mümkün olduğu belirtildi. Projenin hayata geçmesi için 30 milyon dolar ya da başka bir değişle 30 milyon selfie fotoğrafı gerekiyor. Projeyi üstlenen öğrenciler gelecek 3 yıl içerisinde uyduyu yapıp Mars'a fırlatmayı hedefliyor. Eğer proje başarıya ulaşırsa, Duke öğrencileri Mars'a uzay aracı gönderen ilk özel teşebbüs olacak. Projenin internet sitesi 'da zaman kapsülü fikri şu şekilde açıklanıyor: 'Bu proje dünyanın her köşesinden insanı kapsayacak. Bu zaman kapsülü ile herkes gelecekte Mars'a gidecek olan insanlara bir mesaj verme şansı yakalamış olacak. Kapsüle bırakılan mesajlar Mars'ta koloni kurmaya giden ilk insanlar için çok anlamlı olacak.'BBC Türkçe
Reklam
Google Play, Türkiye'yi Uygulama Satışı Yapılabilen Ülkeler Listesine Ekledi
Türkiye’deki Android geliştiriciler için Google Play’de uygulamalarını satmak uzunca bir süredir ancak dolaylı yollardan mümkündü. Zira Google Play’de Developer Console pencerenizde uygulamanızı ekledikten sonra, satış yapmak istediğiniz ülkelerde Türkiye listelenmiyordu. Birçok geliştirici bu handikapı, listede bulunan yurtdışı hesaplara yönlendirerek çözüyordu. Google, biraz geç de olsa bu soruna bir çözüm geliştirdi. Şirket bugün Google Play servisinde uygulama satışı yapılabilen ülkeler listesine Türkiye’nin de eklendiğini duyurdu. Türkiye’nin Google Play’e bu şekilde kabulü, Android uygulama geliştiricilerin uygulamalarını mağazanın bulunduğu 130′dan fazla ülkede satabilmeleri açısından oldukça önemli bir gelişme. Google Play üzerinden uygulama satmak isteyen geliştiricilerin Develope Console’dan giriş yaparak, Google Wallet hesaplarını kullanmaları gerekiyor. Yeni geliştirme ile ücretsiz uygulama içi satışları da kapsıyor. Yani ücretsiz uygulama yükleyen geliştiriciler de uygulama içi satın alma ya da üyelik yoluyla para kazanabilecek.Türkiye’yle birlikte yeniliğin geçerli olduğu diğer ülkelerse Yunanistan, Lüksemburg, Romanya, Suudi Arabistan, Slovakya ve Ukrayna. Genişleme sonucunda Wallet Merrchant yani Google’ın ücretli uygulama yayınlamasına izin verdiği ülke sayısı 45′e çıktı.webrazzi
İçten Şiir Okumak
İnternetin yeni fenomeni olmaya aday. Kendisine yöneltilen bize bir aşk şiiri okur musunuz sorusuna gencin çok içten okuduğu şiir.
Reklam
'2000'li Yılların Yıldız Ülkesi Türkiye'ye Ne Oldu?'
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ve beraberindeki heyet Washington’da üst düzey temaslarda bulundu. ‘2000’li yılların yıldız ülkesi Türkiye’ye ne oldu?’ türünden sorularla karşılaştıklarını kaydeden Yılmaz, “Bunlar Türkiye’de yargı bağımsızlığındaki eksikliklerin tespitidir.” dedi. ABD temaslarında Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı ve bölgesel sorunların gündeme geldiğini belirten Yılmaz, 'Konulara Amerikalılarla aynı optikten bakıyoruz'' diye konuştu. Yılmaz, Washington'da düzenlediği basın toplantısında, ABD'deki temaslarına ilişkin bilgi verdi. Buradaki görüşmelerinde, Türkiye-ABD ilişkilerine ilave olarak Türkiye'nin bölgesinde enerji merkezi olması, Avrupa ile ABD arasında müzakereleri yürütülen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) ve bölgesel sorunların gündeme geldiğini belirten Yılmaz, 'Konulara Amerikalılarla aynı optikten bakıyoruz'' diye konuştu. Türkiye'nin bölgede enerji koridoru olmanın ötesinde merkeze dönüşmesinin büyük fırsat yaratacağını dile getiren Yılmaz, bunun için enerji piyasası meydana getirmenin önemine işaret etti. Yılmaz, Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Konseyi Avrupa Direktörü Tara Leweling ve Türkiye Politikaları Direktörü Christina Bobrow'la bir görüşme yaptığını bildirerek, Türkiye'yle ilişkiler ve bölgesel güvenlik konularını ele aldıklarını söyledi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns ve Ekonomi, Çevre ve Enerjiden Sorumlu Müsteşar Catherine Novelli ile yaptığı görüşmede, Türkiye'yle ilgili konulara gösterdikleri hassasiyetten memnuniyet duyduğunu kaydeden Yılmaz, Türkiye'nin gerekli reformları yerine getirerek 'örnek ülke' olarak gelişebilmesine önem verdiklerini belirtti. Yılmaz, eski ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke ile de bir görüşme yaptıklarını anlatarak, yeni dönemde merkez bankalarının rolü konusunu ele aldıklarını ifade etti. Aralarında Peterson Enstitüsü'nün de yer aldığı çeşitli ekonomi çevreleriyle yaptıkları temaslarda, dünya ekonomisinin krizden çıkma yolunda ilerlediğini ancak büyüme hızının eskisi gibi olamayacağı sonucuna ulaştıklarını dile getiren Yılmaz, gelişmiş ülkelerin düşük enflasyon dönemi yaşamasına karşın gelişmekte olan ülkeler için fiyat artışının hala gündemde bulunduğunun altını çizdi. Avrupa ile ABD arasında müzakereleri yürütülen TTIP anlaşmasına büyük önem verdiklerini vurgulayan Yılmaz, bu konu çerçevesinde ABD Ticaret Temsilci Yardımcısı ve TTIP Başmüzakerecisi Dan Mulaney'le görüşme yaparak Türkiye'nin görüş ve kaygılarını ilettiklerini kaydetti. Yılmaz, TTIP sürecinin dışında kalmak istemediklerine dikkati çekerek, 18 yıllık Gümrük Birliği sayesinde Avrupa'ya entegrasyonun başarıldığını, bu yüzden müzakerelerde en azından gözlemci statüsüne sahip olmayı arzu ettiklerini sözlerine ekledi. Yılmaz, ABD'nin başkenti Washington'daki temaslarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. 'Türkiye'nin imajını bir önceki ziyaretinize göre nasıl bulduğunuz' sorusuna Yılmaz, şu yanıtı verdi: '(2000'li yılların yıldız ülkesi Türkiye, ne oldu size) gibi sorularla karşılaşıp, bizim bu konudaki görüşlerimizi öğrenmek istediler. Hakikaten biz 2000'li yılların çok başarılı reformlarını gerçekleştirmiş, ekonomisini 10 yılda ikiye katlamış başarılı bir ülkeyiz. Sonuçta iki katı da olsa büyük bir başarı. Dünyadaki en hızlı büyüyen ekonomilerden biri biz değil miydik? Bu en hızlı büyüyen ekonomide AB uyum sürecinde gerçekleştirilen reformlar, demokratikleşme reformları... Bunların hepsi bizi gururlandıran, Türkiye'nin ilerlemesini, yerinin çok saygın hale gelmesini sağlayan reformlar değil miydi? Biz buralara önceden geldiğimiz zaman daha keyifliydik doğrusunu isterseniz. Bu gelişimizde 'Türkiye'de reform iştahı neden eksildi' sorusunun cevabının arandığını gördük.' Yılmaz, ekonomik krizin gelişmekte olan bütün ülkelerde reformları yavaşlattığına dikkati çekerek, dünyadaki çok bol finansal kaynakların, biraz reformların yapılmasını geciktirdiğini anlattı. 'Finansal kaynakların azaldığı bir dönemde reformları geciktirmek en büyük tehlike' diyen Yılmaz, 'O bakımından herkesin reform ajandasına geri dönmesi lazım. Dünyadaki rekabete ayak uydurmak istiyorsak, Türkiye bu yüzyılın parlak yıldızı olmayı istiyorsa reformlarına hız vermesi lazım, rakiplerinden de daha hızlı olması lazım' ifadesini kullandı. Yılmaz, AB süreci reformlarında 3 yıllık yaşanan boşluğun da reformların gecikmesinde etkili olduğunu vurguladı. Yılmaz, yatırım ortamındaki en büyük şartın hukuk olduğunu ve bu konudaki eksiklikler giderilmezse yatırımın gelmeyeceği yönündeki düşüncesini her zaman dile getirdiğini kaydetti. Türkiye'de başarılı bir ekonomik performansın olduğunun herkes tarafından bildiğini belirten Yılmaz, şunları söyledi: 'Türkiye'nin ekonomik performansıyla ilgili herkesin bir moral bozukluğu, bir havlu atmışlığı yok. Burada (ABD'de) Türkiye'nin ekonomik performansıyla ilgili beklenti hala yüksek. Ancak ekonomiyle ilgili altyapının, reformların eksik kaldığına veya onlardan geri dönüldüğünü ilişkin şüpheler doğuyor. 'Siz ne düşünüyorsunuz' diyorlar. Biz de 'Türkiye bunları aşacak, hızlı bir şekilde Türkiye'nin reform ajandasına dönmesini bekliyoruz, bekleyin' mesajı verdik.' Bir gazetecinin, son günlerde tartışılan Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın sözlerine dair düşüncesini sorması üzerine de Yılmaz, şu yorumda bulundu: 'Bunları, Türkiye'de hukukun üstünlüğünün tesis edilmesi, yargı bağımsızlığındaki eksikliklerin giderilmesi konusundaki tespitler olarak değerlendiriyorum. Bu, hepimizin Türkiye ile ilgili beklentileridir. Bu konudaki reformların, kurumların geliştirilmesi hepimizin beklentisi. Bir iş ve yatırım ortamının birinci gereği hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı... Bunu her fırsatta Türkiye'de ben dile getiriyorum.' Muharrem Yılmaz, bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 1915 yılı olaylarına ilişkin taziye mesajını da 'çok önemli bir gelişme' olarak değerlendirdi. Kongre üyeleriyle görüşmelerinde 1915 yılı olaylarının gündeme geldiği bilgisini veren Yılmaz, 'Sayın Başbakan'ın açıklaması çok önemli, çok önemli bir gelişme ve bence meseleye insani boyutu temelinde bir yaklaşım gösterildi. Bu çok önemli bir temel. Bu temel üzerinden doğru aklın üretilmesi lazım' değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, bu acının azaltılacağı bir ortak rasyonel akıl geliştirilebileceğini düşündüğünü kaydetti.T24
02 Mayıs: Tarihte Bugün
Rönesans'ı başlatan İtalyan ressam, heykeltraş, mimar ve mühendis  Amboise'de hayatını kaybetti. http://tr.wikipedia.org/wiki/LeonardodaVinci
Reklam
Natali AVAZYAN'ın Albümünden 31 Eski İstanbul Fotoğrafı
Natali Avazyan Twitter hesabından Türkiye'nin 81 iline ait çok özel fotoğraflar paylaşıyor. Biz de sizler için bu özel koleksiyonun İstanbul fotoğraflarından belli başlılarını derledik. Yanına da günümüze ait fotoğrafları koyduk ki değişime tanıklık edin.  Günümüze ait fotoğraflar birebir o mekanın fotoğrafı olmayıp, yakın yerlerden çekilmiş fotoğraflarıdır. Fotoğraflara bakarken bunu göz önünde bulundurmanızı rica ediyoruz.  Daha çok fotoğraf için: https://twitter.com/NataliAVAZYAN
BMC 751 Milyon TL'ye Ethem Sancak'ın
BMC içinçarşamba günü 725 milyon TL teklif veren Es Mali Yatırım’ın patronu Ethem Sancak nihai pazarlıkta bugün teklifini 751 milyon TL’ye çıkardı. BMC için muhammen bedel 985 milyon TL’ydi. Şirket içinyapacağı yenileme yatırımlarıyla birlikte 2 milyar TL yatırım yapacağını ifade eden Sancak, “Dün İbrahim Tatlıses’le görüştüm. Dedim ki “BMC’yi ayğa kaldırracağız. Sen de ayağa kalkacaksın” duygulandı. Bunun ayağa kalkması için 2 milyar lira yatırımı göze aldık biz. Fizibiliteye göre bunun 4 nala gidebilmesi için 1 milyar TL üzerinde yenileme masrafı yapmamız gerekecek. Bunu harcayacağız. Alım bedeliyle birlikte 2 milyar TL’yi bulacak. Cebimizi boşaltmayın ki BMC’yi ayağa kaldıralım. 75i milyon TL diyelim ve bu süreci burada bitirelim Başkanım.” dedi Sancak’ın teklifi önce Fon Kurulu’na sonra Rekabet Kurulu’na sunulacak. WSJ Türkiye
Otonom Araçlar 2017'de Geliyor
Volvo, 2017 yılında kendi kendine gidebilen otomobillerin gerçek trafikteki testlerine başlayacağını açıkladı. İlk deneme İsveç'te gerçekleştirilecek. Uzun yıllardır başta Google olmak üzere birçok firmanın üzerinde çalıştığı otonom araçlar kullanıma sunuluyor. 4 yıl önce Çinli Geely'ye satılan İsveç markası Volvo'nun yaptığı açıklamaya göre 2017 yılında otonom araçlar trafiğe çıkacak. İsveç hükümeti ile görüşen ve bu araçlarla ilgili gerekli izinleri alan Volvo, ilk etapta kısa mesafeli denemeler yapacak. Popular Science'ın haberine göre firma ilk denemeleri İsveç'in Göteborg şehrinde 100 araç ile 45 km'lik bir güzergahta yapacak. 2017 yılında başlaması planlanan test sürüşlerinde Volvo tarafından geliştirilen Autopilot teknolojisi kullanılacak. Volvo'da teknik uzman olarak çalışan Erik Coelingh, geliştirdikleri sistemin araçları çizgide tutabildiğini, hız ve trafik adaptasyonu sağladığını ifade etti. Tamamen otonom sürüşte ise bunlara ek olarak araçların belli bir rotayı takip etmeleri sağlanacak. Volvo'nun Autopilot sistemi bir dizi radar, lazer ve kamera kombinasyonu ile aracın kendi kendine gitmesini sağlıyor. Bütün test araçlarında acil durumlarda uzaktan durdurma özelliği de bulunacak. Aracı kullanan sürücüler ellerini tamamen bırakıp araç içinde etrafı izleyebilecek. İlk değil Volvo, otonom araç geliştiren tek üretici değil. Aralarında Mercedes, Toyota ve Nissan gibi firmaların da bulunduğu üreticiler de bu alanda çalışmalar yapıyor. Google da ABD'nin California eyaletinde kendi geliştirdiği otonom araçlarını deneme izni aldı. Volvo, bu üreticilerden farklı olarak İsveç hükümeti ile anlaşma yaparak araçları gerçek hayatta test amaçlı da olsa kullanıma sunan ilk marka olacak. Kaynak: Popular Science
Reklam
British Airways Çöple Uçan Uçakları Hayata Geçiriyor
Türk Hava Yolları, son üç yıldır Avrupa'nın en iyisi seçildiği için böbürlense de; bu göşterişli ödülü kazanmak için aslında çok büyük paralar harcandığını biliyoruz. Neyse; elin British Airways’i bizi yine inovasyona doyuruyor. İçinde doğalgaza eşdeğer yakıt bulunan çöp ile çalışan uçaklar Avrupa’da kullanılmaya başlanalı çok oldu ama biz hala uzaktan izliyoruz. Çok değil, yirmi gün kadar önce Hollanda’nın ünlü hava yolu şirketi KLM; New York John F. Kennedy Havalimanı’ndan Amsterdam Schiphol Havalimanı’na gerçekleştirilen bir kıtalararası uçuşta ilk kez atık bitkisel yağdan elde edilen biyoyakıt kullanmıştı. Biz Türk Hava Yolları’nda Barcelona ve Manchester United’lı futbolcularla idare ederken bir kroşe de British Airways’ten geldi. Çevre dostu uçaklar için çöpten gaz üretecek olan British Airways; bu iddialı projesiyle hem çöpleri yakıt olarak kendi uçaklarında kullanmayı amaçlıyor hem de dünyada ilk olmayı. Proje için 600 milyon doları gözden çıkartan British Airways, bu yatırımın karşılığını 2017 yılında gerçeğe dönüştüreceği projesiyle alacak gibi görünüyor. Çünkü; şirket çöpü jet yakıtına dönüştürecek olan dünyanın ilk fabrikasını ancak üç yıl içinde inşa edecek. Solena Fuels adlı yakıt şirketiyle ortaklaşa biyoyakıt işine girme kararı alan şirket, bu fabrikayı da onlarla beraber inşa edecek. Anlayacağınız; yakıtını atıklardan sağlayan kıtalar arası uçuşlar çok uzakta değil. Kaynak: Play Tuşu 
Snapchat'e Mesajlaşma ve Görüntülü Görüşme Geldi
Kısa sürede en popüler sosyal ağlar arasına giren Snapchat, yayınladığı yeni güncelleme ile yazılı mesajlaşma ve görüntülü görüşme özelliklerini kullanıma sundu. Snapchat‘in Instagram benzeri fotoğraf odaklı yapısı değişiyor. Yeni güncelleme ile sosyal ağ kullanıcıları, birbirleri ile yazılı mesajlaşabiliyor ve görüntülü görüşme yapabiliyor. Geçtiğimiz yılın sonunda Facebook’un 3 milyar dolarlık satın alma teklifini elinin tersiyle iten Snapchat, yeni özellikleri ile çok yönlü bir sosyal ağa dönüştü ve bu sayede kullanıcılarına daha iyi bir sosyal ağ deneyimi sunmasının yanı sıra, yenilerini kazanmasını da daha kolay hale geldi. Snapchat‘i Android’li cihazına Google Play‘den, iCihazın için ise Apple App Store üzerinden ücretsiz indirebilirsin.Stuff
Reklam
Amazon'un İlk Akıllı Telefonu Böyle Görünecek
Amazon’un altı kameralı ve 3D ekranlı akıllı telefonu önümüzde ay tanıtılacak ancak, telefonun neye benzediğini öğrenmek için daha fazla beklemene gerek yok. Kindle telefonun ilk net fotoğrafı yayınlandı. Amazon’un akıllı telefonu, daha önce tasarımını gizleyen bir kılıf ile fotoğraflanmıştı. BGR, telefonun yeni ve net bir fotoğrafını daha yayınladı; telefonla ilgili kesin bir dille iddialarda bulundu. Bunlar arasında, telefonun tek elle rahat kullanılabildiği ve bu cihazın Amazon’un satışa sunmayı planladığı birçok akıllı telefondan yalnızca ilki olduğu yer alıyor. Amazon’un isimsiz akıllı telefonunun teknik özellikleri arasında 4,7 inç 3D ekran, dört çekirdekli Qualcomm Snapdragon işlemci, 2 GB bellek, dört ön ve iki arka kamera ile Kindle Fire tabletlerdeki gibi üzerinde bir hayli oynanmış bir Android işletim sistemi bulunduğu da gelen bilgiler arasında. Amazon’un ilk akıllı telefonunu özel kılan ise ön bölümünde konumlandırılan dört kamera ile 3D mobil deneyim yaşatacak olması. Bu dört kamera, kullanıcının suratını sürekli olarak takip edecek ve ekrandaki 3D içerikleri görüş açısına en uygun şekilde üretecek. Bir diğer deyişle, ne açıdan bakarsan bak, telefondaki üç boyutlu görüntüleri olabilecek en iyi şekilde göreceksin. Öndeki dört kamera ayrıca Xbox Kinect’teki gibi telefonun hareketlerle kontrol edilmesini sağlayacak. Wall Street Journal’a göre, Amazon ilk Kindle akıllı telefonunu bu yılın üçüncü çeyreğinde satışa sunacak.Stuff
Ekonomi Bakanı Ya Bilmiyor Ya Da Halkla Dalga Geçiyor
​'​ Zeybekçi’nin hafife aldığı enflasyon Türkiye’yi, Dünyanın en kırılgan ekonomisi yapan 6 kriterden birisi! ​'​​CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin, 'Enflasyon ekonomimiz için o kadar önemli değil' şeklindeki sözlerini eleştirerek, '​Zeybekçi’nin hafife aldığı enflasyon Türkiye’yi, Dünyanın en kırılgan ekonomisi yapan 6 kriterden birisi! ​Enflasyon, yani mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması doğrudan topluma yansır ve gelirleri aynı oranda artmayan hane halkları için hayat pahalılığı, geçim darlığı, yoksullaşma demek… Enflasyon demek halkın cebindeki paranın, boğazından geçen lokmanın çalınması demek… Sayın Bakan! Enflasyon sizin için “önemsiz” olabilir, size dokunmayabilir ama 76 milyonu doğrudan tehdit ediyor. Bulunduğunuz makamın sorumluluğunu bilin' diye konuştu.Konuyla ilgili olarak yazılı açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran şunları kaydetti: Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, “Enflasyon ekonomimiz için o kadar önemli değil” diyerek iktisat bilimine yeni bir katkı (!) yaptı, kerameti kendinden menkul iktisat teorilerine bir yenisini daha ekledi… Sayın Bakan, bu yıl çift haneye giden enflasyon sizin için önemli olmayabilir, size dokunmayabilir ama 76 milyon için önemli. Çünkü enflasyon demek halkın cebindeki paranın, boğazından geçen lokmanın çalınması demek... Enflasyon, yani mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması doğrudan topluma yansır ve gelirleri aynı oranda artmayan hane halkları için hayat pahalılığı, geçim darlığı, yoksullaşma demek… 2014 için yüzde 5.3 enflasyon hedeflediler, Merkez Bankası Ocak ayında yüzde 6.6 ya revize ettiği hedefi şimdi de yüzde 7.6’ya kadar çıkardı. Hedef şimdiden yüzde 50’ye yakın saptı. Yılın sonunda enflasyonun çift haneli düzeyleri görmesi büyük olasılık. Yüksek kur nedeniyle sektörlerdeki maliyet artışlarının etkisiyle yıl boyunca enerjiden, gıdaya, konuttan, dayanıklı tüketime tüm ürünlerde zamlar kaçınılmaz. Zamlar ve vergi artışları halkın iflahını kesecek. Alım gücü düşen yurttaşlar bu koşullarda tüketimini kısıyor, yüksek enflasyon ortamında geliri reel olarak düşen hane halklarının lokması daha da küçülecek. Yeni kur-faiz platosundan başta KOBİ’ler olmak üzere reel sektör de olumsuz etkileniyor. Üretim ve istihdamdaki payları ile ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler tüketimdeki yavaşlamanın doğrudan hedefinde, yükselen faizler yüzünden bankalara borçlarını çevirmekte zorlanıyor. 200 bine yakın KOBİ icra takibinde. Yeni süreç, piyasada işlerin kötüleşmesine yol açtı; yüksek kurlar nedeniyle finansman maliyetleri yükseldi, döviz borçlu firmalar başta reel sektörün bankacılığa olan borçlarını çevirmesi zorlanıyor. İnşaat, tekstil, perakende başta olmak üzere çok sayıda sektörde sorun yaşanıyor, TOBB bu yıl 18 bin 770 firmanın iflas bayrağı çekeceğini bildiriyor. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, 76 milyonla dalga geçer gibi “Enflasyon ekonomimiz için o kadar önemli değil” diyerek, kerameti kendinden menkul ekonomi teorilerine bir yenisini daha ekledi; iktisat bilimine yeni bir katkı (!) yaptı… 2014 enflasyon hedefi şimdiden yüzde 50 saptı Hükümetin 2014-2018 dönemini ilişkin Ekim ayında hazırladığı Orta Vadeli Program’da (OVP) TÜFE bazında 2014 yılı enflasyon hedefi yüzde 5.3 olarak belirlenmişti. Ocak ayında alınan sonuçlara göre 2013 yılı için de yüzde 5.3 olarak öngörülen enflasyonun yüzde 7.40’a ulaştığı belli oldu. Merkez Bankası, 2013 yılında fiyat gelişmeleri ve makro ekonomik gerçekleşmeleri dikkate alarak 2014’ün hedef yıl sonu enflasyonunu Ocak ayında yüzde 6.6 olarak revize etti. IMF ise Türkiye’nin bu yılki TÜFE enflasyonunun yüzde 7.8 olacağı yönünde tahminde bulundu. Merkez Bankası 30 Nisan’da yayımladığı son Enflasyon Raporu’nda 2014 enflasyon hedefini yüzde 6,6’dan yüzde 7,6’ya yükseltti. Buna göre 2014 yılı enflasyon hedefindeki sapma şimdilik yüzde 50 dolayında. Ancak yılsonunda bu sapmanın yüzde 100’e varması işten değil.Enflasyon çift haneye gidiyor… Zeybekçi,  “Önümüzdeki dönemde enflasyon aşağı yönlü hareket edecek” diyor. Oysa enflasyon çift haneye gidiyor. Enflasyon başlıca iki şekilde yaşanır: Talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu. Fed’in parasal sıkılaştırma operasyonu ile sıcak para musluklarını kısması ve 17 Aralık operasyonları üzerine siyasette istikrarsızlık algısıyla ülke güveninin azalması, 2014’te dış kaynak girişlerinin adeta durmasına yol açtı. Türkiye, ülke riskine göre en kırılgan ülkelerin başında gelmeye başladı. Bu nedenle dövizde yaşanan sıçrama, tüm makro dengeler gibi enflasyonda da işleri zorlaştırdı. Sıcak parayı çekmek amacıyla Merkez Bankası’nın şok faiz artırımına gitmesiyle oluşan yüksek faiz düzeyi iç talebi ve buna bağlı olarak fiyatları baskılarken, yüksek kurun yol açtığı maliyet artışları ise fiyatlara yansıyor ve fiyatları yükseltiyor. Yani kurlardaki yükseliş geçişkenlik etkisiyle enflasyona katkı yapıyor. İthal girdi maliyetlerindeki artışın yanı sıra, dövizde açık pozisyonu 200 milyar dolara yaklaşan özel sektörün finansman maliyetlerindeki artış da fiyatlara etki ediyor. Bu faktörler enflasyonu azdırıyor, bu nedenle yılın tümünde enflasyonda çift haneli düzeyler hiç de sürpriz olmayacak. Enflasyon-faiz-kur ilişkisi…. Parası döviz olan ülkelerde merkez bankaları faiz artırınca paranın maliyeti yükselir. Pahalı para, yatırımları yavaşlatır, enflasyon düşer. Türkiye gibi parası döviz olmayan ülkelerde ise merkez bankasının faiz artırımı paranın rantını yükselttiği için ülkeye sıcak para çekiyor. AKP, 11 yıldır ekonomi çarkını sıcak para ile döndürdü. Borsa’ya, tahvil-bonoya gelen sıcak para sayesinde artan döviz arzı, kurların düşük seyretmesine yol açtı, ekonomide tüketime dayalı belli bir canlılık sağladı. Enflasyon da kura endekslendiği için görece düşük seyretti. Ancak bu süreç, giderek büyüyen, sürdürülemez nitelikte bir döviz açığına yol açtı. Dış ticaret ve cari işlemler açığı ile dış borç hızla büyüdü. Fed’in 2013 sonunda para musluklarını kısmasıyla ise 11 yıldır sıcak para ile döndürülen ekonomide deniz bitti, sıcak para girişleri durunca döviz kurları sıçradı, Merkez Bankası sermaye kaçışını frenlemek için şok faizi artırımına gitmek zorunda kaldı. Faiz artırımı, sermaye kaçışını kısmen frenledi. Kurlar, yılın başlarında ulaştığı rekor düzeylerden biraz gerilese de hala yüksek düzeylerde seyrediyor… Ekonomi Bakanı ise, “Enflasyon rakamları bizim için o kadar da, ekonomimiz için önemli değil; ama asıl önemli olan, üretimi, yatırımı engelleyen, büyümeyi ve hatta ihracatı bile olumsuz yönde etkileyen yüksek faiz oranlarıdır. Faiz oranlarının yüksek olması piyasada paranın üretimden, yatırımdan, spekülasyona doğru, ranta doğru bir geçişini sağlıyor” diyor. Bakan, Merkez Bankası’nın kısa bir süre içinde faizleri aşağı çekeceğini söylüyor. Sayın Bakan, siz zaten yıllardır ekonomiyi sıcak para ile çevirdiniz, ülke yararına gerçekçi ekonomi politikalarınız olmadı, çünkü sıcak para dışında bir oyun planınız olmadı. Doğru; yüksek faiz üretimi, yatırımı baskılıyor, parayı ranta kaydırıyor.  Ama siz zaten bu yıl küresel para muslukları kısıldığı, ülkeye sıcak para gelmez olduğu için faizi yükseltmek zorunda kaldınız. Ekonomide yavaşlamayı göze alarak yaptınız bunu. Fed’in parasal sıkılaştırma uygulaması devam ediyor.Türkiye’nin riski tavan yapmış, ülke güveni yerlerde… Buna karşılık Türkiye’nin 400 milyar dolara yakın kısa vadeli dış borç stoku var ve bunun 170 milyar dolarının bir yıl içinde ödenmesi gerekiyor. Faizi düşürürseniz sıcak para gelmez, döviz yeniden tırmanışa geçerek bir üst platoya çıkar,  o zaman Türkiye bu borçlarını da döndüremez. Bu koşullarda faizi nasıl düşüreceksiniz? Önce ekonomide faizleri aşağı çekecek dengeleri sağlayın, sonra faizi indirin. Bu koşullarda faizleri düşürme şansınız yok. Fisher etkisi…Öte yandan enflasyon beklentisindeki yükselişle faizleri düşürme planı da birbiriyle çelişiyor. Bir ülkenin beklenen enflasyon oranındaki artış, sonuçta faiz oranlarını da eşit oranda artırıyor; böylece reel faiz oranı sabit kalıyor. BunaFisher Etkisi deniyor. Enflasyon hedefini revize edip yükseltiyorsanız, faizleri nasıl aşağı çekeceksiniz? “Eksi” reel faiz ile sermaye çekebilir misiniz? Yıllarca sıcak para fonlarına dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş kazanç imkanları sağladınız. Bu sayede; emanet de olsa bol miktarda sermaye çektiniz. Bu yolla; döviz açıklarını olağanüstü büyütme pahasına el parası ile ekonomi çarkını çevirdiniz, günü kurtardınız. Ama artık durumlar değişti, şimdi daha fazla rüşvet vermeniz, daha cazip rant sunmanız gerekiyor. Enflasyon sizin için olmayabilir ama 76 milyon için “önemli”… Sayın Bakan, bu yıl çift haneye giden enflasyon sizin için önemli olmayabilir ama 76 milyon için önemli. Neden mi? Kurlardaki ani sıçrama ekonomide tüm dengeleri bozdu, maliyetleri aşırı büyüttü. Sektörlerdeki maliyet artışlarının etkisiyle yıl boyunca enerjiden, gıdaya, konuttan, dayanıklı tüketime tüm ürünlerde zamların sürmesi kaçınılmaz. Yüksek faizin Hazine’ye getirdiği yükleri de vergiler yoluyla yurttaşların sırtına yüklediğinizi biliyoruz. Zamlar ve vergi artışları halkın iflahını kesecek. Alım gücü düşen yurttaşlar bu koşullarda tüketimini kısıyor, halk daha da yoksullaşıyor. Yüksek enflasyon ücret ve maaşları tırpanlıyor, geliri reel olarak düşen hane halklarının lokması daha da küçülüyor.Ekonomide ülkeyi muhatap ettiğiniz yüksek kur-yüksek faiz koşullarından başta KOBİ’ler olmak üzere reel sektör de olumsuz etkileniyor. Üretim ve istihdamdaki payları ile ekonominin belkemiği olan KOBİ’ler tüketimdeki yavaşlamanın doğrudan hedefinde, yükselen faizler yüzünden bankalara borçlarını çevirmekte zorlanıyor. 200 bine yakın KOBİ icra takibinde. KOBİ’lerin takipteki borçları 10 milyar liraya yaklaşmış… Yeni süreç, piyasada işlerin kötüleşmesine yol açtı; yüksek kurlar nedeniyle finansman maliyetleri yükseldi, döviz borçlu firmalar başta reel sektörün bankacılığa olan borçlarını çevirmesi zorlanıyor. İnşaat, tekstil, perakende ticaret başta olmak üzere çok sayıda sektörde sorun yaşanıyor, TOBB bu yıl 18 bin 770 firmanın iflas bayrağı çekeceğini bildiriyor. Halkla dalga mı geçiyorsunuz? ​​ Enflasyon, yani mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması doğrudan topluma yansır ve gelirleri aynı oranda artmayan hane halkları için hayat pahalılığı, geçim darlığı, yoksullaşma demek… Enflasyon demek halkın cebindeki paranın, boğazından geçen lokmanın çalınması demek… Sayın Bakan! Enflasyon sizin için “önemsiz” olabilir, size dokunmayabilir ama 76 milyonu doğrudan tehdit ediyor. Bulunduğunuz makamın sorumluluğunu bilin.
Erzincanlı Çobandan Şiir Kitabı
Mark yaylasında çobanlık yapan Ali Demirtaş'ın ilk şiir kitabı yayımlandı. Şiirlerin ortak konusu ise doğa. Erzincan’ın İliç ilçesinde 51 yaşındaki çoban Ali Demirtaş, ilk şiir kitabını çıkardı. Mark yaylasında, hayvanlarını otlatırken yazdığı şiirleri özel bir firmanın desteğiyle kitaplaştıran Demirtaş kitabına ‘Hayatın Anlamı’ adını verdi. Konularını doğa, hayvanlar ve onları otlattığı ovalardan alan Ali Demirtaş, günlerini Sabırlı Köyüne bağlı Mark yaylasında geçiriyor. İçerisinde 50 şiirin yer aldığı ve 2 bin adet basılan kitabından birkaç tanesini Mark yaylasında teslim alan Ali Demirtaş, duygularını ‘Doğayı seviyorum. Doğayla, koyunlarla, yaylalarla ilgili şiir yazdım. Şiir yazdığım için çok mutluyum’ şeklinde ifade etti. aljazeera.com.tr
Reklam