SPOR

Türkiye'de 7'den 77'ye herkesin kalbinde taht kurmuş sanatçı Barış Manço 16 yıl önce bugün, 1 Şubat 1999 yılında aramızdan ayrıldı. Kendisini sevgi ve özlem ile anıyoruz...

Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, kendisi ve yönetim kuruluyla ilgili suçlamalara sert tepki gösterdi. Ceylan InterContinental Otel’de gerçekleştirilen siyah-beyazlı kulübün olağan Divan Kurulu Toplantısı’nda açıklamalarda bulunan Orman, 21 ay önce göreve geldiklerini hatırlatarak, “Herkese borcumuz vardı. İçinde olduğumuz şu günde futbolcuların para alamadığını ve sahaya çıkmadıklarını duyuyor musunuz? ‘Basketbolcular, voleybolcular para alamadı diye sahaya çıkmadı’ duyuyor musunuz?” dedi. Beşiktaş’ın büyük camia olduğu için sponsorluk anlaşmaları yapabildiklerini anlatan siyah-beyazlı kulübün başkanı, “Ben ve arkadaşlarım gayret göstermiştir ama gayretten fazla bu Beşiktaş camiasının büyüklüğüyle alakalıdır. Böyle sponsorlukları yapabilsek kendi şirketlerimize 200 milyon dolarlık sponsor bulurduk. Daha önce itibarımız nasılsa o hale getirdik” diye konuştu. Tasarruf yaparak borcu kapatmanın artık mümkün olmadığını vurgulayan başkan Orman, şöyle konuştu: “Beşiktaş’ın sorunu, borç yükünden daha fazla, geliriyle rakiplerinin geliri arasındaki farktır. Rakiplerimiz 500 bin forma satmaktadır. Bizim stat gelirimiz yok. Artık tasarruf yaparak borcu kapatmak mümkün değil. Kulübü küçülterek borcu ödemek mümkün değil, büyüteceğiz. Borç 483 milyon lira açıklandı. Bunun içinde stat yapılıyor.” Stat konusundaki eleştirilere yanıt Başkan Orman, yapımı süren yeni statları Vodafone Arena ile ilgili polemiklere zaman zaman sesini yükselterek sert tepki gösterdi. Stadın tamamlanması için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Fikret Orman, “Stat inşaatının durmasından memnunluk duyanlar var. Borçtan dolayı arkadaşlarımın yaptığı statta bir saat durmadık. Gece gündüz oradayız” ifadelerini kullandı. Stadı kendi kaynaklarıyla yapacaklarını anlatan Orman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir senelik geliriyle bu stadı yapacağız. ‘Stadın iznini alamazlar’ dediler belgeleriyle açıkladım. Stadın icazetini Demirören, Sayın Başbakanla konuşarak aldı. Bütün işlere sıfırdan başladık. Burası Türkiye’nin en zor noktasıdır. İznini aldık. Sanki babama yalı yapıyorum da onu alamıyorum. Neyin kıskançlığı? ‘Yıkamazlar’ dediler, ‘AK Parti yıktıracak, park yaptıracak, ellerinden alıyorlar’ dediler. Biz burasının stat olduğunu ve yapacağımızı söyledik. Yıktık, ‘parasını bulamazlar’ dediler. Vodafone anlaşmasını yapınca o bitti. Sonra altından tarihi eser çıkacaktı. Nereden gördüler altında tarihi eseri, anlamadım? Bütün Taksim kazıldı, otel yapıldı, hiçbir tanesinde tarihi eser çıkmadı. Bizim stadın olduğu yerde tarihi eser bulunduğu iddia edildi. Kazdık, herkes de gördü ki hiçbir şey çıkmadı. Su seviyesinin altındayız. Allah bize yardım ediyor, ne yağmur yağdı, ne altından su çıktı.” Stat inşaatının ağustos ayında biteceği yönünde süre vermelerinin nedenlerini açıklayan Fikret Orman, “Niye süre verdik? Şu anda Bursaspor maçının oynanacağı yer yok. Emniyet, maçı Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynatmamızı istemiyor. İzmit’e, Adapazarı’na bakıyoruz, turnike sistemi yok. Bu değirmenin suyu nereden gelecek? Stat gelirimiz yok, kira, gelirlerimiz gidiyor. Forma satışından gelecek parayla mı olacak?” diye konuştu. “Yolsuzluklar oluyormuş” Stadın inşaatının başlamasından sonra da eleştirilerin devam ettiğini vurgulayan başkan Orman, şöyle devam etti: “Su derdi bitti, ‘ruhsatı alamazlar’ dediler, ruhsatı aldık. Şimdi ruhsat sahteymiş. A bloğunun ruhsatı varmış C bloğunun yokmuş. Pes yani. Ne diye rahatsızlık duyuluyor? Durdurulursa bize mi kazanç? Kendimiz için plan yaptığımız yok. Beşiktaş için yapıyoruz. Bu stadın durması kime ne fayda sağlayacak? Ağustosta bitirmek zor tarihtir. Ama hep beraber kenetlenelim. Ağustosta bitiremeyeceğiz, rahat edecek misiniz? Ey arkadaşlar, ağustosta o stadı bitireceğiz, rahat olun.” Stat inşaatında çalıştıkları firmalarla ilgili eleştiriler konusunda da başkan Orman, “Benimle çalışmış şirketin kulübün ihalesine girmesinin ne sakıncası var? 200 işçi çalıştırıyorum. Biz hırsız mıyız? Yok ‘kapılar arkasında kendi taşeronuna verdi’… Bu fiyatla ikinci ihaleye çıkıyoruz. Bu fiyattan daha düşük yapan varsa farkını ben cebimden vereceğim” ifadelerini kullandı. “İsteyen istediği gibi bağırsın” Kayseri Erciyesspor maçında kendisine yönelik olumsuz tezahüratta bulunan taraftarlara değinen Fikret Orman, “İsteyen istediği gibi bağırsın” ifadesini kullandı. Galatasaray maçının ardından bazı taraftarlara dava açtıklarını hatırlatan Orman, şöyle devam etti: “Son 8 senede 1,5 yıl stadımız kapanmış. O arkadaşların hiçbirini bireysel olarak, toplu olarak tanımam. Hiçbir garezim yok. Beşiktaş taraftarı olduğu için kendime olan saygım kadar onlara saygım var. Sekiz bin kombine satıyoruz. Bunu alanları ve verdikleri parayı korumak bizim görevimiz değil mi? Bugüne kadar ceza verilmeden gitmiş. İçlerinde suçsuz varmış. Ben hakim, savcı, avukat değilim. Biz mi bulduk? Hayır. Gitsinler mahkemede aklansınlar. Bu kulüp hepimizin kulübü. Kulübe zarar verenin karşısında olmak zorundayız.” “Ateşli taraftarlarımızla oynasak daha iyi durumda olmaz mıyız?” diyen Orman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ahmet Nur Çebi’ye söyledim, ‘yeni stadımızla beraber başlayalım’ dedim. Ama tribünlerde dün küfürler, kulübe gelmeler… Arkadaş biz ne yaptık? Ben hayatta üç şeyden korkarım. Rahmetli babamdan, Allah’tan ve kendimden korkarım. O oraya geldi diye kimseye pabuç bırakmam. İsteyen istediği gibi bağırsın. Topluluk içinde değil, bireysel olarak gelsinler . Yüzüme söyleyeceklerini göreyim ben.” Kartal Yuvası konusu Kartal Yuvası’nda usulsüzlük yapıldığı yönündeki konularla ilgili olarak bilgiler veren başkan Orman, “Stadımız olmadığı halde ciromuzu 11 milyondan 40 milyona çıkaracağız. Size suç duyurusu” diye konuştu. Bir kişinin mağazanın içinde yolsuzluk yaptığını vurgulayan Fikret Orman, “Kim bulmuş, biz bulmuşuz. Denetleme Kurulu mu bulmuş, biz bulmuşuz. Savcılığa suç duyurusunda bulunmuşuz. Yargıya taşımışız. Stat bittiğinde 500 milyon ciroyla yürütülen kulüp olacak. Tek tek bir şey yapamayız ki. Sistem getirilmesi lazım. Bilgisayar sistemi getiriliyor. Her şey kayıt altında, denetlenebilir ve nakit paradan uzaklaşan bir sistem getiriyoruz. Bunları bize ithaf etmek ayıp olur” değerlendirmesinde bulundu. Çalışan sayısında artış olduğu yönündeki eleştirilere yanıt veren başkan Orman, “Adam sayısında artış varmış. Bu stadı bizim adamlarımızla yapıyoruz. Orada çalışan herkes Beşiktaş AŞ’nin çalışanları. Yıkılan stadımızdan çıkan demir bin 670 ton. Bu stadımız 20 bin ton demirle yapılıyor. Yapmış olduğumuz üstün çalışmadır, takdir edilecek çalışmadır. Oraya insan alıyoruz, almayacak mıyız? Kartal Yuvaları büyüyor, mağazalara insan almadan mı yürüyor?” şeklinde konuştu. Her zaman herkesle yan yana olduğunu kaydeden siyah-beyazlı kulübün başkanı, “Dört tane araba, dört tane şoförüm varmış. Niye gelip bana söylemiyorsunuz? Ben bu camianın başkanıyım. Hepinizin Beşiktaş başkanına, hele bu dönemde sahip çıkmanız gerekiyor. Kimin için mücadele veriyoruz” ifadelerini kullandı. Demirören’den hesap sorma talebi Kulübün eski başkanı Yıldırım Demirören’den hesap sorması yönündeki taleplere değinen Orman, arzusunun, mahkemeye gitmeden eski başkanın borcu bağışlaması yönünde olduğunu ifade etti. Borcun artışıyla ilgili sıkıntılar olduğunu anlatan Orman, şöyle konuştu: “Bu borç bir günde artmadı, adım adım arttı. Ben şimdi Demirören’e davalar açarım. Ticari davalar beş sene sürecek. Sonucunda kazandığımız olacak, kaybettiğimiz olacak. Demirören, ‘ben bunu bağışlayacağım’ dedi. Hep o parayı bağışlatma arzusunda olduk. Toplumsal uzlaşı ile bunu yapma arzusunda olduk.” Kendi dönemlerindeki borcun titizlikle incelendiğine dikkati çeken Fikret Orman, şu ifadeleri kullandı: “Bugünkü borç iyi inceleniyor. Yalnız bu hassasiyeti gösterenler 2004′ten 2012′ye kadar niye aynı hassasiyeti göstermedi? Sayın Demirören ile birkaç defa konuştuk. Toplumsal uzlaşı ile bağışlatmayı konuştuk. Her konuştuğum şeyi paylaşmak durumunda değilim. Hala büyük arzum ve isteğim toplumsal uzlaşı. Beşiktaş böylece beş sene, altı sene ticari mahkemelere, bilirkişilere gitmeyecek. Beşiktaş’ın borcu biraz daha aşağı düşecek. ‘Demirören Tabata’yı niye aldı?’ Aldığı zaman sorsaydınız. Benim savcım yok. Kendi evraklarımıza bakıyoruz. Bizim transferlerimizle ilgili sorun, yanıtlayayım.” Haysiyetleri ve onurlarıyla uğraş verirken bu konulara maruz kalmanın kendilerini üzdüğünü anlatan başkan Orman, “Bu yönetim kurulu sizlerin yönetim kuruludur. Sizlerin oylarıyla gelmiştir, bize sahip çıkın” diye konuştu. Divan Kurulu toplantılarına babasının vefatının ardından özel işleri nedeniyle bir kez katılamadığını hatırlatan Fikret Orman, “Bundan sonra da katılacağım. Bu, Beşiktaş camiasına ve divanına gösterdiğimiz önemden ötürüdür. Son tüzük değişikliğiyle beraber sayımız arttı. Yönetim kurulumuzun yaptığı stadın içinde büyük büyük salon var. Ağırlayacak salonlar yapıyoruz. İnşallah bir veya iki tane toplantıdan sonra gerçek yerimiz olan stadımıza döneceğiz ” ifadelerini kullandı. Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, üyelerin alkışları arasında konuşmasını tamamladı. İSTANBUL (AA)

İstanbul'da 35 yıl önce suikast sonucu öldürülen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı. Anma törenine, İpekçi'nin eşi Sibel İpekçi, kızı Nükhet İpekçi İzet'in yanı sıra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve İpekçi'nin meslektaşları katıldı. 'ESASLI BİR İNFAZLAR ÜLKESİ OLDUK' İpekçi'nin kızı Nükhet İpekçi İzet, 'Çok esaslı bir infazlar ülkesi olduk. İster canlarımız bir anda böyle alınmış olsun, ister diri diriyken hakkımızda operasyonlar yürütülmüş olsun, her birimizin elbet bir celladı var. Ama asıl o cellatları görevlendiren, yönlendirenler, destekçileri, alkışçıları, koruyan ve kollayanları, örgütleri var. Hangimizin celladı diğerimizin mağduru, hangimizin mağduru diğerimizin düşmanı ya da kahramanı, kim kimin mağduru, kim kimin celladı? Bütün bunlar bazen birbirine karışıyor. Her birimiz, bir diğerimizin ötekisi haline getiriliyoruz. Öte yandan mağduriyetler bakımından hepimiz, birbiriyle iç içe geçmiş mükemmel bir düğümüz. Çözülmemiş cinayetlerimiz, katliamlarımızla 77 yıl, 66 yıl, 42 yıl, 35, 34, 21, 7 yıldır birlikteyiz. Daha önce memleketin ötesinin ötesinde gibi duran Uludere artık Roboski adıyla hep yanıbaşımızda. Geriye doğru şöyle bir baktığımızda; bedeninde hiç zehir bulunmasa bile üstüne doğrultulan namlu hep aklımızda kalacak bir Başbakanımız, boynu idam ilmekli başka bir Başbakanımızla, mekanları ve zamanları aşarak yan yana gelirken, diğer bir Başbakan, dehşet içinde kontrgerillayı ağzında geveliyor. Devletin için kurşun atmayı, kurşun yemeyi dillendiren bir başka Başbakan ise, rahat rahat gülümseyebiliyor. Böyle bir infazla ülkesinde yılın bir gününde tek bir kişi hakkında, babam hakkında söz etmeyi anlamlı bulmuyorum. Uğradığımız haksızlık ve adaletsizlik bakımından hepimiz eşitiz. Dosyaların ortadan kaldırılmasına, o katledilen canların yok hükmünde sayılmasına karşı toplu suç duyurularında bulunamadık. Devlet adına işlenen cinayetleri karanlıkta bırakanların yargılanmasını hep bir ağızdan isteyebilirdik. Vicdan sahibi tanıklara ve itirafçılara daha fazla güvencelere verilmesini talep edebilirdik. Şu günlerde görevden alınan savcılar için gösterilen duyarlılık, mesela itirafçı Ayhan Çarkın ve infaz timindeki arkadaşlarının tutuklanmasından sonra o dosyaya bakan savcının görevden alındığı gün de gösterilebilirdi. 16 Nisan'da ilk duruşması görülecek olan avukat Yusuf Ekinci cinayetiyle ilgili dava bu bakımdan geçmişimizle yüzleşebileceğimiz, önemli bir fırsat olacak. Kutsal devleti korumayı, hukuk devletine tercih edenlerin gün yüzüne çıkartılabileceği çetin bir sınav olacak. Bu sınava hep birlikte katılmamız, Tarık Ziya Ekinci'nin de deyişiyle 'Hem devletin gerçek anlamda temize çıkmasını, hem de ülkemizde demokratik hukuk devletine giden yolun açılmasını sağlayabilir'' diye konuştu. GENÇ MESLEKTAŞLAR, ABDİ İPEKÇİ'NİN AÇTIĞI YOLDAN YÜRÜMELİ Fikret Bila da, 'Abdi İpekçi, sadece Milliyet Gazetesi için değil, Türk basını için abide bir isimdir. Onun yarattığı, kurduğu Milliyet ekolünden ve okulundan yetişmiş bizler, onun açtığı yolda, yerleştirdiği ilkelerle mesleğimizi icra etmeye çalışıyoruz. Büyük zorluklarla karşılaştığımız dönemler de dahil olmak üzere, Abdi İpekçi'nin Milliyet'te vücuda getirdiği evrensel gazetecilik ilkelerinden ödün vermeden yürümek için gayret sarfediyoruz. Bugün çok daha iyi anlıyoruz ki, Abdi İpekçi ve onun kuşağının Türk basınına yerleştirdiği ve Türk basınını evrensel niteliklere yükselttiği gazetecilik anlayışına çok daha fazla ihtiyacımız var. Bugünlerde yine çok iyi hissediyoruz ki Abdi İpekçi gibi, Uğur Mumcu gibi, Çetin Emeç gibi meslek büyüklerimizin bizler için açtığı yol, gösterdiği ilkeler, ışık çok daha önemli ve anlamlı. Genç meslektaşlarıma da Abdi İpekçi'nin açtığı yoldan yürümelerini önererek, O'nu büyük bir özlem, rahmet ve saygıyla anıyorum' dedi.   DHA | Evrensel 

Beşiktaş'a başarılı file bekçisi Tolga Zengin'den kötü haber geldi.

Deneyimli teknik adam Mustafa Denizli Bakü'de hastaneye kaldırıldı Azerbaycan 'ın Hazar Lenkeran takımını çalıştıran Mustafa Denizli , Bakü Gümrük Hastanesi'ne kaldırıldı. Denizli'nin ağır gribal enfeksiyon geçirdiği ve gözetim altında tutulduğu öğrenildi. Bakü'de Gümrük Hastanesi'nde bulunan Mustafa Denizli, çalıştırdığı Hazar Lenkeran takımı ile bugün Karabağ deplasmanına çıkacaktı. Denizli'nin Karabağ - Lenkeran maçında takımının başında olmasının zor olduğu belirtildi.T24