Yönetmen Ingmar Bergman'ın Ölüm ve Varoluşun Birleşimi Olan 'The Seventh Seal' Filminin Altında Yatan Felsefe
Yönetmen Ingmar Bergman'ın Ölüm ve Varoluşun Birleşimi Olan 'The Seventh Seal' Filminin Altında Yatan Felsefe
Ingmar Bergman tarafından 1957 yılında gösterime giren The Seventh Seal, Türkçe adıyla Yedinci Mühür filmi, yönetmenin varoluşçuluk fikrini zirvede işlediği bir yapımdır. Gelin hep birlikte filmin derin anlamlarına bir göz atalım.
İçerikte spoiler bulunmakta!
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Önce yönetmenin hayatına biraz göz atalım.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Protestan bir ailede büyüyen Bergman için, kardeşiyle tek oyuncağı olan kuklası büyük önem taşıyordu.
Sonrasında Helsingborg Tiyatrosu'nda yönetmen olarak Hamlet'i sahneye koyar.
2007 yılında vefat eden yönetmen, 1997 yılına kadar film çekmeye devam eder.
"Sevent Seal" filminden hemen önce "Smiles of a Summer Night" ile Cannes Film Festivali'nde Şiirsel Mizah Ödülü'nü kazanır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bergman, 2005'te Time dergisi tarafından dünyanın yaşayan en büyük yönetmeni olarak seçildi.
1950'lerle birlikte bu eğilimden uzaklaşarak aşk, tutku ve ayrılık gibi temalar işlenir. Yönetmenin bu dönemde kadın oyunculara pozitif şekilde bir ayrıcalık tanıdığı dikkatleri çeker.
"Tanrının Sessizliği" üçlemesi yönetmenin filmlerinde dördüncü evreyi oluşturur.
Yönetmen, 1966 yılında ise "Persona" filmiyle sinema sektörüne unutulmaz imzasını atar.
Kendine has kamera ve ışık oyunlarıyla, imge yüklü anlatımlarıyla ve ses kullanımıyla Bergman, ölüm-yaşam, tanrı-şeytan, yalan-gerçeklik, kadın-erkek gibi çatışmaları filmlerinde işlemiştir.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Gelelim "The Seventh Seal" filmine...
Orta Çağ'ın karanlık ruhuna uygun olarak siyah beyaz çekilen filmde başrol ölümün ta kendisidir.
Filmin ismi ile başında ve sonunda söylenen replikler ise "Book of Revelation"a bir göndermedir.
Filmde veba gibi kıyamet alametlerine dair ipuçları bulunmaktadır.
Lir, keçi, süt, sirk de yine dini kitaplarla ilişkilendirilebilecek metaforlar olarak karşımıza çıkıyor.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Antonius'un kilisede rahip sandığı Ölüm'le konuşması ise oldukça dokunaklıdır.
İnanç ya da varsayım yerine Tanrı'dan gelecek gerçek bir bilginin peşinde koşuyor.
Tanrı'nın varlığı ve insanın onu anlamlandırışı ise tüm filmin merkezini oluşturuyor.
Şovalyenin yardımcısı Jöns, hayatları çok güzelken Tanrı'nın onların mutluluğunu cezalandırmak istediğini düşünür.
Bergman filmini şu şekilde tanımlar:
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İşte sizleri düşüncelere daldıracak, filmden birkaç etkileyici replik:
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın