Yıkılan Binaların Müteahhitleri Tutuklanırken Yapı Denetim Firmaları Bu İşin Neresinde?
Yıkılan Binaların Müteahhitleri Tutuklanırken Yapı Denetim Firmaları Bu İşin Neresinde?
Geçen hafta 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremle sarsılan Türkiye'de bilinen tüm gerçeklikler yeniden gözden geçiriliyor. Deprem gerçeğiyle yaşamak için önce yapı güvenliği, ardından toplumsal bilinç ve son olarak bireysel hazırlıklar olmalı ama daha ilk basamakta takılıp düşüyoruz. 30 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği şu günlerde Türkiye'nin fay hattı üzerinde bulunan nüfusunun yüzde 98'i tedirgin bir ruh haliyle hayatına devam etmeye çalışıyor. Peki bunun çaresi yok mu? Evlerimizin güvenli olması için sadece müteahhitler mi sorumlu? Müteahhitleri kim denetliyor?
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Türkiye, Avrupa ve Asya'nın birleştiği nadide bir konumda olurken, yıllarca jeopolitik konumumuzun stratejik olması öğretilirken, eğitim sisteminde afetlere hazırlık geri planda kaldı.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
İnşaat sektörü ekonomilerin can damarlarındandır. Ancak asla şakaya gelmeyen ancak bu yönüyle de hiç düşünülmeyen bir alan olan inşaatlar Türkiye'de ancak depremlerle sorgulanıyor.
10 ilde etkili olan deprem felaketleri sonrası 24 yıl öncesinin Veli Göçer sembol ismi misali, müteahhitler tutuklanmaya başladı. Ancak 12 binden fazla bina yıkıldı ki bunlar son belirlemelere göre olan veriler, 24 bin 924 bina ağır hasarlı, ayakta kalan binaların da şimdilik belirlenene göre 120 bin 940 bağımsız bölümünün yıkık olduğu görüldü.
Yapı denetim firmalarının bir inşaat sürecinin her yerinde olduğunu öğreniyoruz öncelikle. 2018 öncesinde dileyen inşaat firması dilediği yapı denetim firmasıyla çalışabilirken, artık bu sistem Bakanlığın atadığı yapı denetim firmasıyla çalışmaya dönmüş.
Buna ekşisözlükte "yapı denetimi" başlığında da denk geliyoruz.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Hatta bir kişi de yazmamış👇
Sistemi birkaç cümlede de özetleyenler var.
Bir binanın denetiminde en önemli unsur deprem periyodlarının uzun yıllar olması nedeniyle aslen elektrik olarak görüldüğünü öğrendik. Elektriğin her an sorun oluşturabilmesi bunda etkili oluyor.
Bir inşaat mühendisinin binayı yaparken hasarın istenen bir durum olduğunu ana amacının ise içindekilerin canlı tahliyesini sağlayabilecek şekilde ana taşıyıcı sistemin ayakta kalması gerektiğini savunan uzman, bina maliyetlerine yönelik de inşaat sektöründe kar marjının çok yüksek olduğunu yüzde 30'luk bir kar oranından müteahhitlerin memnun olmadığını, yüzde 50 gibi kar edenlerin de ancak masrafını karşıladığını düşündüğünü belirtiyor.
Bir binada çok demir olması değil demir bağlantılarının doğru kullanılması önemli olurken, 2000 yılı sonrasında yönetmeliğin 3 kez değiştiğini söyleyen uzmanımız 2005 yılında yapılıp yıkılan bir binanın projeye uygun olup yıkılmış olabileceğini ve bu konuda yasal olarak o dönemin yönetmeliğine göre yapımda hata olmadığının savunulabileceğini de ekledi.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yapılan yanlışlar 30 binden fazla kişiye yuvalarını mezar haline getirdi. Bu durumun içinde sadece müteahhitlerin sembol olması da gerçekten işin içinde olanların kabul edemediği bir durum olarak görülüyor.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın