onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Vegan Olmayı Ciddi Ciddi Düşündüren 10 Sebep

etiket Vegan Olmayı Ciddi Ciddi Düşündüren 10 Sebep

Yün kazak giymeyen, kozmetiklerinin hayvanlar üzerinde denenmemiş olmasına dikkat eden, hayvanlardan elde edilmiş hiçbir gıda(!)ya elini sürmeyen veganların bunları neden yaptıklarına bugüne kadar bir anlam verememiş, biraz da garip bulmuş olabilirsiniz. Oysa vegan olmak için ne çok sebebiniz olduğuna şaşıracaksınız!

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

1. Hayvanların keyif için öldürülmesine karşısınız.

1. Hayvanların keyif için öldürülmesine karşısınız.

Zevk için bir kediye işkence ederek öldüren ve videoya çeken çocuğa ne kadar kızdığınızı bir düşünün! Ya da “boğa güreşi” adı altında bir arenaya bir boğayı çıkartıp seyircilerin önünde bıçaklayarak öldürenleri nasıl korkunç insanlar olarak gördüğünüzü. Peki ya “benim de hobim bu, ben de bundan zevk alıyorum” diyen, ormana girip geyikleri, aslanları vuran avcılara ne demeli? Bunların hiçbirini onaylamıyorsunuz. Zevk için hayvanların öldürülmesine karşısınız.

2. Hayvanlara gereksiz yere, keyif için zarar verilmesine de karşısınız.

2. Hayvanlara gereksiz yere, keyif için zarar verilmesine de karşısınız.

Pek çoğunuzun “gereksiz yere mi?” diye sorduğuna eminiz! “Ne demek gereksiz yere, hayvanlara zarar verilmesine her durumda karşıyım!” Bir kişinin izlemekten zevk aldığı için köpekleri dövüştürdüğünü, bunu yapmak hoşuna gittiği için kedilerin tüylerini yolduğunu duysanız bu vicdanınızı parçalar. Gereksiz yere, keyif için hayvanların öldürülmesine karşısınız.

3. Hayvanların alınıp satılacak bir mal olarak görülmesini doğru bulmuyorsunuz.

3. Hayvanların alınıp satılacak bir mal olarak görülmesini doğru bulmuyorsunuz.

Pet Shoplarda artık canlı hayvan satışı yapılmayacağını duyduğunuzda siz de sevinmiştiniz değil mi? Hatta kısa bir süre sonra böyle bir yasanın aslında olmadığını kafeslerdeki kedileri, köpekleri, tavşanları, küçük kaplumbağaları görünce fark ettiniz ve hayal kırıklığına uğradınız. Hayvanların, insanların beğenilerine uygun hale getirilecek genetik müdahalelerle “uzun tüylü” vs. şekillerde üretilmesinde ve etiketlendirilip satılmasında bir yanlışlık olduğunu hissediyorsunuz ve buna karşı çıkıyorsunuz. Hayvanların bir ticari meta değil, sevgimizi ve bakımımızı hak eden varlıklar olduğunu hissediyorsunuz.

4. Hayvansal “gıdaları” zorunda olduğumuz için değil keyif için tüketiyoruz.

4. Hayvansal “gıdaları” zorunda olduğumuz için değil keyif için tüketiyoruz.

Bugün bilimsel kaynaklara dayanarak biliyoruz ki, bebeklik, hamilelik, ergenlik, yaşlılık ve hastalık dönemleri gibi kritik dönemler de dâhil olmak üzere hayvansal gıdalar olmadan da son derece sağlıklı olarak yaşayabiliyoruz. İhtiyacımız olan tüm besin maddeleri hayvansal olmayan kaynaklarda bolca bulunuyor. O halde şunu söyleyebiliriz. Hayvansal gıdaları tüketmemizin sebebi “bunun zorunlu bir kötülük” olması değil, bundan keyif almamız.

5. Hayvansal “giyim malzemesi” tüketme sebebimiz zorunluluk değil.

5. Hayvansal “giyim malzemesi” tüketme sebebimiz zorunluluk değil.

Kabul edelim, hiçbirimizin kürk mantolara, deri ayakkabılara, yün kazaklara, ipek şallara ihtiyacı yok. Çağımızda tüm bunların yerine geçebilecek çok daha ucuz, dayanıklı, işlevsel bitkisel ve sentetik alternatiflerimiz var. Bunların hala piyasada olmasının ve kullanılıyor olmasının sebebi sosyal statü, alışkanlık ya da pazarlamadan başka bir şey değil. Bunların da hiçbirinin “zorunluluk” ya da “gereklilik” olduğunu söyleyemeyiz.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

6. Yani hayvanlara sadece keyif ya da alışkanlık için zarar veriyor ve onları öldürüyoruz.

6. Yani hayvanlara sadece keyif ya da alışkanlık için zarar veriyor ve onları öldürüyoruz.

Herhalde önümüze bir parça hayvan eti gelmesi için önce bir hayvanın öldürülmesi gerektiğini söylesek bu yeni bir haber olmaz. Fakat yapacağınız küçük bir internet araması bile hayvanlara verdiğimiz zararın hayvan etiyle sınırlı olmadığını öğrenmek için yeterlidir. Hayvanları “et” elde etmek için dünyaya getirmek ve kullanmakla, süt, yumurta, bal, yün gibi “ürünleri” elde etmek için dünyaya getirmek ve kullanmak arasında bir fark yoktur. Ve bu katlanmak zorunda olduğumuz bir “mecburi kötülük” değildir, buna kendi keyfimiz için sebep oluruz. Birinci ve ikinci maddeyi hatırlayın, bu tam da karşı olduğumuz şeydi.

7. Dahası, keyif için hayvanlara ticari meta muamelesi yapıyoruz.

7. Dahası, keyif için hayvanlara ticari meta muamelesi yapıyoruz.

Hayvanların parasal karşılıkları var, çünkü onların bedenlerini yiyecek ve giyecek eşyalar olarak kullanıyoruz ve hayvanlara da alelade eşyalar gibi parasal karşılıklar biçiyoruz. Onların bedenlerini ve yaşamlarını da satıyor ve satın alıyoruz; üretiyor ve tüketiyoruz. Ve hayatımızdaki rağbet gören eşyalar gibi, hayvanların da büyük endüstrileri ve pazarları var. Tıpkı zamanında siyahi kölelerin üretilip kullanıldığı çiftlikler ve alınıp satıldıkları pazarlar olduğu gibi. Biz hayvanların bedenlerini ve bedenlerinden çıkanları birer eşya gibi kullanmaya ve bu haksızlığı normal görmeye devam ettiğimiz sürece, küçük çiftçiden tutun da büyük endüstrilere kadar işini hayvan bedenlerine yönelik talebi karşılamak üzerine kuran tüm kişi ve kurumlar da hayvanları birer ticari metaymışlarcasına, birer insan kaynağıymışlarcasına kullanma talebimizi karşılamaya devam edecek. Oysa üçüncü maddede hayvanları birer mal olarak görmeyi yanlış bulduğumuzu beyan etmedik mi?

8. Sevdiğimiz hayvanlarla sömürdüğümüz hayvanlar aynı derecede değerli.

8. Sevdiğimiz hayvanlarla sömürdüğümüz hayvanlar aynı derecede değerli.

Hepimize çocukken iki şey öğretildi. Birincisi hayvanları sevmemiz ve onları korumamızdı. Onların da bizim gibi acıyı hisseden, bizimle ve birbirleriyle arkadaşlık bağları kurabilen, kendilerine ait bir yaşamları ve dünyaları olan varlıklar olduğunu gördük ve öğrendik. Bazılarımızın neredeyse bir aile üyesi kadar değer verdiği hayvan dostları oldu. Oysa aynı günlerde, büyümek istiyorsak hayvan eti yememiz, ineklerin kendi yavruları için ürettiği sütten içmemiz, tavuğun üremek için salgıladığı yumurtadan yememiz gerektiğini öğrendik. Güvercinlere yem atıyor, kumrulara kuş evi yapıyor, buna rağmen tavukların ölü bedenlerine çatal saplıyorduk. Yani aslında bize öğretilen sevmekle, korumakla yükümlü olduğumuz varlıklara kendi çıkarlarımız için ihanet etmekti. Hâlâ pek çoğumuz bu kafa karışıklığını taşıyor. Oysa gerçekte korumaya çalıştığımız hayvanlarla keyif için ölümüne sebep olduğumuz hayvanlar kendi yaşamlarına aynı şekilde değer veriyor, hayatta kalmak istiyor, acı çekiyor. Dünyanın başka bir yerinde doğsaydınız büyümek için kedileri yemeniz gerektiğini öğrenmiş olacaktınız ve bir sonraki öğününüzde kedi suyuna pilav yiyecektiniz. Bu ne kadar yanlışsa, aynısını tavuklara ve ineklere yapmak da o kadar yanlış.

9. Hayvanları kullanmak zaten doğru bulduğumuz değerlerle çelişiyor.

Hayvanlara keyif için acı çektirmeyi, onları biz öyle istiyoruz diye öldürmeyi, onlara maddi değer biçip kendi isteklerimize göre üretmeyi, alıp satmayı yanlış buluyoruz. Bunları yapanların bazılarına, avcılara, kedileri öldürenlere, köpekleri dövüştürenlere, boğa güreşi yapanlara, hatta kürk giyenlere tepki gösteriyoruz. Fakat bu eylemlerden aslında hiç de farklı olmayan başka eylemlere, örneğin bir hayvanı öldürüp, parçalayıp, pişirip yemeye, buzağısından ayırıp sütüne el koymaya vs. sadece bunlara küçük yaşlardan beri alıştırılıp duyarsızlaştırıldığımız için onay veriyor, bu eylemlere katılıyoruz. Bir yandan hayvanları önemserken, bir yandan da her yıl 56 milyar kara hayvanının ve trilyonlarca deniz hayvanının yaşamını sadece “bedenlerinden çıkarılanların tadını sevdiğimiz” için elinden alıyoruz! Veganlarla, yani hayvan kullanımını hayatından çıkaranlarla diğerlerimiz aynı değerlere inanıyor; aramızdan vegan olanların tek farkı bu değerleri bütünüyle uygulamaya geçiriyor, inandıklarıyla yaptıklarını bir tutuyor olmaları.

10. Ve hayvan kullanımını hayatınızdan bugün çıkarabilirsiniz.

10. Ve hayvan kullanımını hayatınızdan bugün çıkarabilirsiniz.

Hangi alışkanlık, hangi damak zevki, hangi konfor kendi değerlerimizle çelişerek, öfke duyduğumuz insanlarla aynı şekilde davranarak, kendimizden güçsüz, korumamıza ihtiyaç duyan hayvanları sömürerek yaşamaya değer? Bunu bir gün daha, bir öğün daha sürdürmeye ihtiyacınız yok. Aksine, vegan olmak, yani hayatınızdan hayvan kullanımını çıkarmak sandığınızdan çok daha kolay ve hesaplı. Tek yapacağınız alışkanlıklarınızı biraz değiştirmek, fakat bunu yaparak korkunç bir şiddet ve sömürü çarkından dışarı adım atmış olacaksınız. Ve size bunu yapmanız konusunda hiçbir karşılık beklemeden, sadece hayvanlar için adil bir dünya inşa etmeyi umarak yardım etmeye hazır çok sayıda vegan var. Örneğin, Vegan Sofra grubuna gidin ve artık vegan geçecek sonraki öğünleriniz için tariflerden tarif beğenin. Ya da Çalışan Vegan grubuna gidin ve artık vegan geçecek alışverişleriniz için uygun malzemeleri bulun.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Bonuslar

Bunlar vegan olmak için 10 harika sebepti. Ve bunların üzerine bir de vegan olduğunuzda sebep olacağınız olumlu değişiklikler var. Bunlar birer sebep değil, ancak olumlu sonuçlar. Şimdi de onlara bir bakalım:

Bonus 1: Vegan olmak çevre için iyidir.

Küresel iklim değişikliğini önemsemeyenimiz yoktur herhalde. Şu an dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri insan eliyle gerçekleştirilen faaliyetlerin sonucunda atmosferin gitgide ısınmakta olması ve bunun pek çok zincirleme felakete yol açması bekleniyor. Birleşmiş Milletlerin açıklamalarına göre bunun en büyük sebeplerinden biri sürdürülmekte olan “hayvancılık” faaliyetleri. Yine dünyada yağmur ormanlarının imhasına yol açan en büyük sebeplerden biri de hayvancılık faaliyetleri. Hayvanlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizde, onları kullanmaya son verdiğimizde, dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük problemlerden biri olan iklim ve çevre problemi için de olumlu bir eylem gerçekleştirmiş oluyoruz.

Bonus 2: Vegan olmak gıda adaleti için iyidir.

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, her yıl sadece damak zevkimiz için katledeceğimiz 56 milyar kara hayvanını besleyebilecek kadar tahıl üretebilirken, 7 milyar insanın 1 milyarı açlık sınırının altında, yeterli besine ve suya erişimi olmadan yaşıyor. Çünkü verimli tarım arazilerinin çok büyük bir kısmı “hayvancılık” faaliyetlerinde kullanılmak üzere tahıl üretmek amacıyla kullanılıyor. Bu da tahıl fiyatlarını yükseltiyor ve yoksullar için ulaşılamaz hale getiriyor. Vegan bir dünya herkes için yeterli ve sağlıklı besin ve temiz su anlamına gelir.

Bonus 3: Vegan olmak kendimiz için de iyidir.

Hayatta kalmak ve sağlıklı yaşamak için hayvansal “gıdalara” ihtiyacımız olmadığından bahsetmiştik. Fakat dahası var: Günümüzde sağlıklı bir hayat yaşamanın şartlarından birinin hayvan bedenlerinden çıkanlardan uzak durmak anlamına geldiğini, kanser, diyabet, obezite ve damar hastalıklarını önlemede bitkisel beslenmenin büyük önem taşıdığını söyleyen pek çok tıp otoritesi bulunuyor. Elbette her gün patates kızartması yiyerek de vegan olabilirsiniz, vegan olmak otomatik olarak sağlıklı bir beslenme anlamına gelmiyor. Fakat gitgide daha fazla tıp uzmanı veganların beslenme şeklinin, sağlıklı kalmak için olmazsa olmazlardan biri olduğuna ikna oluyor.

Ve Bonus 4: Vegan olmak dünya barışı için iyidir.

Çocukken, büyümek için korumamız gereken hayvanları yememiz gerektiğine nasıl ikna edildiğimizden bahsetmiştik. Hayvanları kullanmayı öğrendiğimizde, kendi çıkarlarımız için kendimizden güçsüzlere eziyet etmeyi öğreniriz, şiddetin bazı durumlarda kabul edilebilir olduğunu öğreniriz, korumakla yükümlü olduklarımıza ihanet edip bir de bundan zevk alabileceğimizi öğreniriz. Yani bugün dünyayı savaşlarla ve şiddetle dolduran ne kadar çarpık değer varsa bunları benimsemeyi, bunlarla yaşamayı ve bunların sonuçlarından kendimize fayda sağlamayı öğreniriz. Bunu düşününce bugünkü gibi bir dünyada yaşadığımıza şaşırmamak gerek. Vegan olmak belki tek başına savaşı durdurmaz, ancak sırf tadını seviyor diye 56 milyar kara hayvanını katleden bir kültürün insanlarının birbirleriyle barış içinde yaşamaları da pek mümkün değildir. Vegan olmak, hayvanlara yönelik ayrımcılığın (türcülüğün) reddinin yanı sıra şiddeti ve ayrımcılığı besleyen toplumsal değerlerin kökünde yatan düşünce biçimini reddetmenize sebep olur. Bu yüzden ayrımcılık karşıtlığının, şiddet karşıtlığının ve adalet arayışının da olmazsa olmazlarındandır.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Neden bekleyesiniz? Haydi hemen vegan olun! Evet, bu kadar kolay!

Okuduklarınız aklınıza yattı mı? Öyleyse ne mutlu size, çünkü katıldığınız bu fikirleri hemen ve kolayca hayatınıza geçirmemeniz için hiçbir sebep yok. Aklınıza takılan şeyler mi oldu? Aradığınız cevapları şu linkte bulabilirsiniz. Bulamadınız mı? Şuraya tıklayıp sorun, diğer veganlardan cevap alın. Ama vegan olmanız gerektiğini anladığınızda bir saniye dahi beklemeyin olur mu? Veganlığı ertelediğiniz her saniye binlerce hayvanın yaşamının sizin zevkiniz için ellerinden alındığını unutmayın. Size mantıklı gelenleri kalbinizde daha net hissetmek isterseniz aşağıdaki şarkı yardımcı olabilir.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
333
137
116
29
24
12
9
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
Caner Aydın

Ne kadar bencil olduğumun farkına vardım bunları okuyunca ve yapılan yorumları görünce ne kadar acımasız olduğumuzun. Bu sebeple 2 gündür veganım :)

Onur Yaylacı

karışık kebabımı yerken okudum. ooh mis. aman siz et yemeyin. bize kalsın ;)

pazartesi

güzeldi. ben ocağın altını kapatayım tavuk pişmiştir.