Zihni Göktay’a Göre Tiyatroyu Yaşatan 3 İsim
Yağmurlu bir İstanbul akşamında Kadıköy’de ustamız, abimiz Zihni
Göktay’la buluştuk. Gerçek bir İstanbullu, tiyatromuzun ve bu çağın
tiyatrosunun dev ustası. İlk tiyatroya geldiğimde Tiyatro Araştırmaları
Laboratuarında Beklan Algan ile çalışmaya başladım. Zihni Bey ile 1996
yılıydı sanırım tanışmamız. Zihni ağabeyle karşılaştığımızda mutlaka
‘nasılsın, n’aber’’ deriz birbirimize ona olan sevgimiz bir başka çünkü
çok mütevazı bir sanatçı. Egosuz ve sanata dair tecrübelerini bilgisini
paylaşacak kadar cömert, yeni nesil oyunculara örnek bir oyuncu.Yüzüne
baktığınızda tüm tiyatro tarihinin ustalarını, oyunlarını, eserlerini
okursunuz adeta. Cumhuriyet tarihimizin en büyük tiyatro oyuncusu. Kendi
tekniğini geliştirmiş iyi bir uygulayıcı. Mucizevi bir içsel güce sahip
olduğu için sabır ve metanet ve sağlam bir tiyatro kültürü olduğu için
önemli rolleri tiyatrosu için oynamış fedakar bir usta. Dünyaya tüm
açılardan bakan ve sadece tiyatro için sevinen, üzülen bir tiyatro adamı
düşünün kimseyi kıskanmaz ve oldukça doğal…
Yıllar içinde yenilikçi, araştırmacı oyunculuğu da bizlere
anlatmıştır. Faydalı olmak onun en öncelikli felsefesidir. Her sezon
oyun sahneleyen oyuncuyu düşünün yorulmalıydı ya da bıkmış usanmış
havasında oynamalıydı ancak daha enerjik daha heyecanlı bir oyuncu
olarak seyredersiniz… Oyunculuğunun gelişimine yönelik çalışmalar
yapmayı tercih etmesinin sebebi diğer oyuncular gibi varolanla yetinmez
günceli, eskiyi yeni takip eder… Amacı tiyatro para kazanmakta değil, şu
insanlık aleminde çorbaya katkıda bulunmak. Neydi bu ondaki enerji
galiba; sadece öğrenmek değil, öğretmek olsa gerek..
Tecrübeleriyle, bakış açılarını bünyesinde barındıran adeta binlerce
penceresi olan bir bilgisayar gibi.. Soru sorduğunuzda mutlaka zekice
cevaplar alırsınız. Seçilen, oynanacak olan metin veya konu üzerine
araştırmalar yapmasına, bulduğu verileri kendi yaşamı ve günümüz
koşullarıyla ilişkilendirerek sahne üstü performansa dönüştürmesine
hayranlıkla bakıyorum. Onda diğer oyunculara da yaratıcılık açısından
cesur ve özgür olmasını teşvik eden yüksek ruh ve erdemini görüyoruz.
Lüküs Hayat ile özdeşleşmiş bu ustayı yeni bir oyun Cibali
Karakolu’nda seyrediyoruz. Seyretmek isteyenler için yer bulmak mümkün
değil, seanslar günler öncesinden doluyor. Zihni Göktay ismi burada bir
dev, bir devir ve oyunun markası. Cibali Karakolu tıpkı 2. Lüküs Hayat
niteliğinde talep görüyor ve başrol oyuncusunu kitlelerle buluşturmaya
devam ediyor…
*****
Kahvelerimizi yudumlarken ilk oyunu ‘’Gogolün Müfettişi’’ oyununda
yargıç rolüyle sahnelere adım attığını anlatıyor ve “Bugüne kadar eve
hep terli fanilayla gitmişimdir” diyor.
Burada derin bir geçmişi ve hatıraları anımsarcasına sanatımdan başka
bir şey düşünmedim diye devam ediyor. Zihni ağabey şundan dolayı çok
mutlu; “Tiyatroma para kazandırdım ve hep dolu salona oynadım” diyor.
“Devlet bize sahnede konuşmamız için para veriyor bende nefesimle helal
para kazandığıma yaratıcıda şahit diyerek oynuyorum.” Yalnız şu cep
telefonlarının oyun esnasında halen zillerinin susmamasını yadırgamakta.
Çünkü bunun birbirimize saygımızı, sanata saygımızı azalttığını
düşünüyor.
Hamdi Gültekin - Ülkede Sanat
Yorum Yazın