Görüş Bildir
Haberler
Üreten Türkiye Bölüm 2: Milli Eğitim Sisteminin Kurulması, John Dewey ve Köy Enstitüleri Fikrinin Ortaya Çıkışı

Üreten Türkiye Bölüm 2: Milli Eğitim Sisteminin Kurulması, John Dewey ve Köy Enstitüleri Fikrinin Ortaya Çıkışı

Geçtiğimiz haftalarda yayınladığım 'Üreten Türkiye' serisinin ilk bölümünden sonra ikinci bölümü ile karşınızdayım. İlk bölümü okumak isteyenler için linki biraz aşağıya bırakacağım. Ancak ilk defa 2.bölümü okuyanlar için de kısa bir açıklama yapayım. 'Üreten Türkiye' serimde yakın geçmişte hep birlikte ürettiğimiz, yeni fikirler ve inovasyonlar ortaya koyduğumuz, sistemi geliştirdiğimiz gerçek hikayeler yer alıyor. İlk bölümde Keban Barajı'nı anlatmıştım. 

İkinci bölümde ise cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün özel daveti ile Türkiye'ye gelen yabancı eğitimciler, Türk Eğitim Sistemi'nin kuruluş temelleri ve yaşanan olayları John Dewey'in hazırladığı rapordan kısımlarla aktaracağım.

Hazırsanız başlayalım!

İlk bölüm için tıklayın;

İçeriğin Devamı Aşağıda

Daha Kurutuluş Savaşı yılları devam ederken ve savaş henüz kazanılmamışken Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları eğitim konusunda, ülkenin geleceği için çoktan ulusal kongrelere ve planlamalara başlamışlardı.

Daha Kurutuluş Savaşı yılları devam ederken ve savaş henüz kazanılmamışken Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları eğitim konusunda, ülkenin geleceği için çoktan ulusal kongrelere ve planlamalara başlamışlardı.

Var olan savaşı kazanmak çok zordu. Sürekli olarak kayıplar veriyor ve elde avuçta yok iken topyekün bir milli direniş ve çalışma ile savaşıyorduk. Yokluk içinde kanının son damlasına kadar savaşan, şehit olan, gazi kalan genci, yaşlısı, çocuğu herkes umutluydu.

Savaş kazanılsa dahi bulunduğumuz coğrafya ve yokluk içinde ülkece kalkınacağımız yollar bulmalı ve geleceğe umutla bakmalıydık.

Savaş kazanılsa dahi bulunduğumuz coğrafya ve yokluk içinde ülkece kalkınacağımız yollar bulmalı ve geleceğe umutla bakmalıydık.

Bunun için de en önemli mefhumun eğitim olduğunu savaşı yöneten liderlerimiz çok iyi biliyorlardı.

Maarif (eğitim) Kongresi, 15 Temmuz 1921’de Kütahya-Eskişehir Savaşlarının devam ettiği sırada Ankara’da toplanmıştır.

Maarif (eğitim) Kongresi, 15 Temmuz 1921’de Kütahya-Eskişehir Savaşlarının devam ettiği sırada Ankara’da toplanmıştır.

Maarif Kongresi’nin eğitim tarihimizde içinde önemli bir yeri vardır. Kongre okul ve öğrenci mevcudunu tespit etmek, bu konuda yapılması gereken çalışmaları belirlemek ve eğitime milli bir yön vermek amacıyla toplanmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, eğitime önem verdiği ve bir milletin geleceği üzerinde eğitimin oynadığı rolü çok iyi bildiği için bu kongreye katılarak açılış konuşmasını yapmıştır.

Mustafa Kemal Paşa, devam eden savaşa ve bütün maddi imkanların düşmanı vatanımızdan kovmak için kullanılması zorunluluğuna rağmen, “ milli” ve “çağdaş” bir eğitimin temellerinin atılmasını, yapılacak işlerin sağlam bir programa bağlanmasını istemiştir.

Mustafa Kemal Paşa, devam eden savaşa ve bütün maddi imkanların düşmanı vatanımızdan kovmak için kullanılması zorunluluğuna rağmen, “ milli” ve “çağdaş” bir eğitimin temellerinin atılmasını, yapılacak işlerin sağlam bir programa bağlanmasını istemiştir.

Ayrıca eğitim tarihimizde bir dönemin başlangıcı olarak görülmesi gereken bu kongrede Atatürk, eğitim, bilim ve kültür alanındaki düşüncelerini, yapılacak inkılapların(yeniliklerin) esaslarını, öğretmenler için neler düşündüğünü ve onlardan neler beklediğini açıklamıştır.

15-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında devam eden Maarif Kongresi’ne eğitimle ilgili yöneticilerden oluşan 180 kişilik bir heyet katılmıştır. Kongrede yapılan çalışmalarla, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra yeni Türk devletinin eğitim politikasının nasıl olacağı belirlenmiştir.

Büyük bir savaş ve inanılmaz bir yokluk içinde Kurtuluş Savaşı'nı kazanıyoruz. Ardından bir yıl geçiyor ve Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları ulusal eğitim konusunda hiç boş durmadan bir karar veriyorlar.

Büyük bir savaş ve inanılmaz bir yokluk içinde Kurtuluş Savaşı'nı kazanıyoruz. Ardından bir yıl geçiyor ve Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları ulusal eğitim konusunda hiç boş durmadan bir karar veriyorlar.

Dünyaca ünlü eğitimcileri Türkiye Cumhuriyeti'ne çağırarak ve onların buradaki tüm ihtiyaçlarını karşılayarak, hatta isterlerse Türkiye'de bilim yapabilecekleri, ailelerini de yanlarına alabilecekleri bir program düşünüyorlar.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1924 yılında o dönemin en ünlü eğitimcisi ve filozofu John Dewey Türkiye'ye davet edilir. Türk Eğitim Sistemi'ni incelemesi, daha doğrusu geleceğe dair modern ve Türkiye'nin ülküsü doğrultusunda rapor hazırlaması istenir.

1924 yılında o dönemin en ünlü eğitimcisi ve filozofu John Dewey Türkiye'ye davet edilir. Türk Eğitim Sistemi'ni incelemesi, daha doğrusu geleceğe dair modern ve Türkiye'nin ülküsü doğrultusunda rapor hazırlaması istenir.
www.bilgiustam.com

Atatürk aracılığı ile dönemin MEB başkanı Vasıf Çınar tarafından davet edilen ve kendisine tüm araştırma imkanları sağlayacak olan John Dewey bu daveti kabul etmiş ve Türkiye'ye gelmiştir. Sonradan hazırladığı rapor ve köy enstitülerinin temelini oluşturan fikirleri onaylayacak ve sisteme büyük katkısı olacaktı.

John Dewey, İstanbul, Ankara ve Bursa’da gözlem ve incelemelerde bulunduktan sonra, gözlem ve incelemelerinin sonuçlarını belirten ilk raporunu Türkiye’den ayrılmadan hemen önce vermiştir.

John Dewey, İstanbul, Ankara ve Bursa’da gözlem ve incelemelerde bulunduktan sonra, gözlem ve incelemelerinin sonuçlarını belirten ilk raporunu Türkiye’den ayrılmadan hemen önce vermiştir.

Bu raporda öncelikle eğitimle ilgili olarak devlet bütçesine koyulması gereken bütçeleri ele almış ve paylaşmıştır. Amerika’ya döndükten sonra kaleme aldığı asıl rapor ise 30 sayfalık “Türkiye Maarifi Hakkında Rapor”  isimli rapordur. Bu raporda John Dewey’in kurulacak yeni eğitim sistemi hakkındaki önerileri ve görüşleri yer almaktadır. Bu rapor giriş bölümünden hemen sonra sekiz temel başlığı içermektedir. Bu başlıklar; Program, Maarif Vekilliği Teşkilatı, Muallimlerin Yetiştirilmesi ve Terfihi, Muallimlerin Yetiştirilmesi, Mektep Sistemi, Sıhhat ve Hıfzıssıhha, Mektep İnzibatı, Muhtelif Mevat şeklindedir.

Hazırlanan rapor ve uygulanan başlıklar ve uygulamalar sonrasında John Dewey, Türk Eğitim Sistemi'nin gelişimini takip etmiş ve uluslararası basına açıklamalar yapmıştır. Örnek göstermiştir!

Hazırlanan rapor ve uygulanan başlıklar ve uygulamalar sonrasında John Dewey, Türk Eğitim Sistemi'nin gelişimini takip etmiş ve uluslararası basına açıklamalar yapmıştır. Örnek göstermiştir!

John Dewey’in hazırladığı rapor eğitim sistemimizde etkili olmuştur, çünkü bu bilim adamının görüşleri uygulanmıştır ve örnek alınmıştır. Ülke şartlarına göre geliştirilmiştir. Hatta Köy Enstitülerinin kuruluş mantığı ve dayanaklarında da bu raporun doğrudan yansımalarını görmek mümkündür. Bu çalışmalar da çeşitli tezlerde atıflarla birlikte sonradan görülmektedir.

John Dewey daha sonradan 1945 yılında Türkiye'ye yeniden gelmiştir ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nü incelemiştir.

John Dewey daha sonradan 1945 yılında Türkiye'ye yeniden gelmiştir ve Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nü incelemiştir.

Bu incelemenin ardından İngiltere ve Amerika’daki konuşmalarında da aynen tekrarladığı “Benim düşlediğim okullar Türkiye’de Köy Enstitüsü olarak kurulmuştur. Tüm Dünyanın bu okulları görüp eğitim sistemini, Türklerin kurduğu bu okulları göz önünde bulundurarak yeniden yapılandırması isabet olacaktır” şeklinde batı basınında yayınlanan sözleri tarihe geçmiştir.

John Dewey'in Türkiye'de yaptığı çalışmalarda asistanlığını Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç yapmıştır.

John Dewey'in Türkiye'de yaptığı çalışmalarda asistanlığını Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç yapmıştır.

17 Nisan 1940'da bu çalışmadan yıllar sonra Büyük Millet Meclisi Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde Köy Enstitüleri projesini kabul etmiştir. Enstitüler 1957 yılında ne yazık ki bir kesimin toplumsal baskısı ve siyasi nedenler ile kapatılmıştır!

İçeriğin Devamı Aşağıda

John Dewey'in raporu şu anda çevrimiçi ortamda TBMM'nin sitesinden erişilebilir durumdadır.

John Dewey'in raporu şu anda çevrimiçi ortamda TBMM'nin sitesinden erişilebilir durumdadır.

İncelemek isteyenler için linki de şuraya bırakıyorum.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'ye gelen eğitimcilerin sayısı bir hayli fazladır. Sadece Dewey değil diğer eğitimcileri de belirtmekte fayda var.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'ye gelen eğitimcilerin sayısı bir hayli fazladır. Sadece Dewey değil diğer eğitimcileri de belirtmekte fayda var.

1924’te Amerikalı eğitimci John Dewey, 1925’te Alman eğitimci Kühner, 1926’da Belçikalı Buyse’nin Türk eğitimine katkıları büyük olmuştur.

Türk Eğitim Sistemi'nin kurulması süresince yerli ve yabancı pek çok bilim insanı ve eğitimci çalışmış, ülkenin topyekün kalkınması için büyük bir çaba sarf etmiştir.

Türk Eğitim Sistemi'nin kurulması süresince yerli ve yabancı pek çok bilim insanı ve eğitimci çalışmış, ülkenin topyekün kalkınması için büyük bir çaba sarf etmiştir.

İçinde bulunulan yılların ötesinde bir sistem kurmak ve bunu uygulamak için çalışan herkesi saygı ve sevgiyle anıyoruz!

Bir sonraki "Üreten Türkiye" yazımda görüşmek üzere. Ama öncesinde mutlaka okumanızı tavsiye ettiğim şu içeriği de hemen alta bırakıyorum;

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
65
18
2
1
1
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın