Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Ses Kaydının Kaldırılmasını İsteyen TİB'e Cumhuriyet'ten Yanıt
Ses kaydını kaldırılmasını isteyen TİB'e Cumhuriyet'ten yanıt
TİB’in sansür talebine Cumhuriyet’ten ret
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), Suriye’yle ilgili savaş senaryolarının tartışıldığı ses kaydınına dair içeriğin kaldırılmasını istediği cumhuriyet.com.tr’den red cevabı aldı.
TİB’den cumhuriyet.com.tr’ye gönderilen e-mailde; “”06/02/2014 tarih ve 6518 sayılı Kanun ile değişik 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 9/A maddesinin 8 numaralı fıkrasına göre özel hayatın gizliliğini ihlal eden ve EK’te yer verilen URL adreslerinde yer alan içeriklerin kaldırılması hususunda gereğini ivedilikle rica ederim” denildi.
TİB’den gelen talebe, kamuya açık bir mektupla cevap veren cumhuriyet.com.tr’nin TİB’e cevabı ise şöyle:
“İnternet’te sosyal paylaşım sitelerinde binlerce kişinin izlediği yeni ses kaydının yayınlanması üzerine TİB derhal harekete geçti.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)’den sitemize gönderilen e-mail ile ses kaydının yer aldığı içeriğin, özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle ivedi olarak kaldırılması gerektiği belirtildi.
Suriye’ye yapılacak ve savaşa neden olabilecek olası bir müdahaleye ilişkin üst düzey devlet yetkililerinin konuşmalarının yer aldığı ses kaydına ait içeriklerin “özel hayatın gizliliği” gibi komik bir gerekçe ile yayınlanmasına müdahale edilmek istenilmesi devlet yönetiminin çaresizliğini gözler önüne seriyor. Ses kaydının gerek kendisi, gerek metne dönüştürülmüş yazılı hali çok kısa zamanda onbinlerce kişiye ulaşmışken, artık sır niteliği kalmamış bu içeriklere daha fazla kişinin ulaşmasını engellemeye çalışan devlet aklına şaşmamak elde değil. Çağdaş demokratik toplumlarda, devletin sorumluluğu ve görevi, halkın özellikle de toplum için hayati konularda bilgi sahibi olmasını engellemek değil, böylesi engelleri ortadan kaldırmaktır. Devletin korunması gibi soyut, inandırıcılıktan tümüyle yoksun bir bahane ile ülkemizi komşu bir ülkeyle savaşa sokacak kamusal faaliyetlerin bilinmesinde toplumun yararı olduğu, basının birinci ve asli görevinin de bunu halka duyurmak, iletmek, bilgi sahibi olmasını sağlamak olduğu kuşkusuzdur.
TİB’in sitemiz içeriğinden yayının kaldırılmasına yönelik yazısı, basın özgürlüğüne açıkça aykırı nitelikte hukuk ve yasa dışı bir girişimdir. Yayının kaldırılması için yasal kılıf olarak bula bula “özel hayatın gizliliği” gibi trajikomik bir gerekçe bulunması ise devlet kurumlarının içine düştüğü çaresizlik ve beceriksizliğin en açık kanıtıdır. Üstelik daha biz bu yazıyı tartışırken bu kez TİB’in, Youtube erişimi engellediği bilgisi geldi. Görünen o ki; TİB yayın kuruluşlarıyla tek tek uğraşmak yerine, “sorunu” kökten çözmeyi yeğlemiş durumdadır. Ancak bu da Twitter engellemesi gibi hukuka aykırıdır ve kabul edilemez.
Bir kısım çevreler tarafından yapılan yayınların vatan hainliği ile eşdeğer tutulması, Türk basınının içinde bulunduğu vahim durumu göstermektedir. Elbette üst düzey devlet yetkililerinin devletin güvenliği, dış siyasal yararları konusudaki en mahrem konuşmalarının gizlice ve yasa dışı dinlenip kayda alınması ağır bir suçtur. Bunun sorumluları bulunmalı ve hesap sorulmalıdır. Ancak bu ağır suçun varlığı, dört beş devlet yetkilisinin koskoca bir ülkeyi savaşa sokacak vahim nitelikteki konuşma içeriklerini basının gözardı etmesini gerektirmez. Devletin yüce çıkarları örtüsü altında, basının ve halkın bilgilenme hakkı gaspedilemez. Demokratik bir toplumda basının asli ve hayatı görevi, devletin korunması değil, halkın olan bitenden doğru olarak bilgilendirilmesidir. Biz bu yolda yayınlarımıza devam edeceğiz. Sadece devletin izin verdiği bilgilerin halkla paylaşılabildiği bir sistem, asla demokratik olarak nitelenemez. Böyle bir sistemdeki basına da özgür basın denilemez.”
- zete.com