Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Tarih Tuhaflıklarla Dolu! Kraliçe Victoria Dönemiyle İlgili, Duyunca Kulaklarınıza İnanamayacağınız 18 Gerçek
İngiltere'de yaşanan bu dönem birçok konuda tuhaflıklarıyla biliniyor. Sizler için Buzzfeed'den derlediğimiz içeriğimizde bu dönemin en ilginç olaylarını ve alışkanlıklarını bir araya getirdik.
1. Victoria dönemi doktorları hastalarına mastürbasyon yapıyorlardı.
2. Kadınların iç çamaşırında ağ bulunmuyordu.
3. Ki bu da regl dönemlerinin o zamanlarda da kabusa dönüşmesinin sebeplerinden biri...
4. Şimdilerde birçok insana iğrenç görünen vücut kılları o zamanlar normal karşılanıyordu.
Kadınlar için özel olarak tasarlanan tıraş bıçaklarının olmadığı günlerden bahsediyoruz. Tüy dökücü kremler bulunmasına rağmen toksik içerikleri çok yüksekti ve yalnızca yüzde, ellerde, kollarda kullanılabiliyordu. Dolayısıyla vücudun geri kalanında kıllar temizlenmiyordu.
5. Thames Nehri ölü hayvanlar ve lağım suyundan oluşuyordu.
1860'lı yıllara kadar tonlarca dışkı Thames Nehri'ne atılıyordu. İşin tuhaf yanı bu nehir aynı zamanda şehrin içme suyu olarak da kaynak sağlıyordu. Birçok insan dizanteri, kolera ve tifo yüzünden hayatını kaybetti. Ama herkes kirli havanın bu hastalıklara sebep olduğunu düşünüyordu.
6. Sokaklar da inanılmayacak derecede iğrençti.
1891 yılında Lady Harberton elbisesinin iki izmarit, dokuz sigara, domuz turtası, dört kürdan, iki toka, yarım ayakkabı tabanı, pipet, çamur, kağıt parçaları ve dışkı topladığını bildirdi. Bütün bu maddeler Londra'da kısa bir yürüyüş sırasında birikmişti.
7. 1860'lı yıllarda elbiseler artık o kadar genişlemişti ki, kadınlar kapıdan geçmekte zorlanıyorlardı.
Kabarık etek dönemi 1850'den 1870'e kadar devam etmişti. Ahşap bir çember etrafında katmanlardan oluşan kumaşlar dikiliyordu. Kapılardan geçmekte zorlanmalarının yanı sıra mumlara sürtünerek kendilerini ateşe veriyorlardı. Dolayısıyla bu moda çok uzun sürmedi.
8. Pis ve saf olmayan gıdalar fazlasıyla tüketiliyordu.
Pastörizasyon keşfedilmeden önce süt tüberküloz yaymasıyla bilinir hale gelmişti. Ayrıca aldığınız hiçbir şeye de güvenilmezdi, özellikle de büyük şehirlerden alındıysa... Etik anlayışı olmayan tüccarlar çürük etleri, taze et görünümünde satarlardı. Fırında ekmeğin daha beyaz görünmesi için tebeşir ve şap kullanılırdı. Turşulara ve diğer bazı gıdalara arsenik eklenirdi. Bütün bunlar da sağlık sorunlarına yol açıyordu.
9. Kraliçe Victoria tadından nefret etmesine rağmen aşçılarına her gün bir fıçı köri hazırlatırdı.
Kraliçe Victoria'nın bütün baharatlı yiyeceklerden nefret ettiği söyleniyordu. Ama Hindistan imparatoriçesi olarak köriyi her zaman bulunduruyordu. Aniden gelen ziyaretçilere servis edilebileceğini düşünüyordu. Köri tozu olarak bilinen tarif son dakika malzemeler arasına eklenir ve yemeklere koyulurdu.
10. Ama diğer yiyeceklerin hemen hemen hepsini severdi. Yemeği ışık hızında yediği bile söyleniyor.
Victoria çocukluk döneminde sıkı kurallar altında yetiştiği için çok fazla yemek yemesine izin verilmiyordu. Kraliçe olduğunda bu kaybı telafi edeceğine dair kendi kendine yemin etti. Ayrıca yemeği çok hızlı yiyor. Kurallara göre kraliçe yemeği bitirdiğinde herkesin durması gerektiği için, birçok insan daha karnı doymadan bırakmak zorunda kalıyordu.
11. Diş macunu kömür ve baldan yapılıyordu.
Bir dergi diş temizliği için tarif olarak kömür ve bal karışımını önermişti. Macun kıvamına getirilerek kullanılması gerektiğini ve diş temizliğinde etkili olduğu yazılmıştı.
12. Kadınlar yüzlerine et parçası koyarak uyuyorlardı.
Güzellik tavsiyesi veren yazarlardan biri kırışıklıkları önlemek ve cilde ferahlık vermesi açısında ince dilim çiğ et her gece yüzünüze koyarak uyumanız gerektiğini yazmıştı. Tabii bu durumda köpeğinizin sizinle uyumadığından emin olmanız gerekecek.
13. 1870'li yıllarda Liverpool ve Londra'da en popüler programlardan biri 'Köpek Yüzlü Oğlan' oldu.
Fedor isimli Rusyalı bu genç, babası Andrian ile birlikteydi. İkisi de yaşadıkları dönemin en ilgi uyandıran isimlerinden oldular. Yüzleri küçük köpek gibi görünmelerine sebep olan kıllarla kaplıydı. Andrian alkol yüzünden hayatını kaybetti ama Fedor yıllarca gösterilere devam etti.
14. Erkek çocukları okul yaşına dek elbise giyiyordu.
Varlıklı aileler çocuklarına daha çok beyaz renkte, gösterişli elbiseler giydirirlerdi. Bunu yaparken erkek veya kız çocuk olmasını umursamazlardı. Cinsiyet rolleri yoktu. Kurdeleler ve boneler de kullanıyorlardı.
15. Çocukların %50'si 5 yaşına gelmeden ölüyordu.
Ölüm oranının en yüksek olduğu yerler ise gecekondu mahalleleriydi. Londra'da bulunan Seven Dials ve Angel Meadow bölgeleri bu konuda başı çekiyordu. 30.000'in üzerinde işçi, çoğu da İrlandalı göçmenler olmak üzere bir metre karelik yerlerde yaşamaya çalışıyorlardı. Angel Meadow'da bulunan çocuklar ise başlarının çaresine bakmak üzere kaderlerine terk edildiler. Bazı çocuklar yaşamak için sokak hayvanlarını bile yiyordu.
16. Yas tutan aileler çocuklarının ölüleriyle hayattalarmış gibi poz verirler, bunun tablosunu yaptırırlardı.
Zengin aileler bunun için genellikle fotoğrafçı bulurlardı. Ama zengin olmayan aileler çizim yaptırırlardı. Sanatçı John Callcott Horsley genellikle morgları ziyaret ederek yakın zamanda hayatını kaybetmiş çocukların portresini çizerdi.
17. Buzağı kulağı parçaları yenirdi.
O dönemde hiçbir şey boşa gitmezdi. Büyük baş hayvanların kafaları, beyinler, kulakları da dahil olmak üzere her bir parçaları yemek olarak hazırlanır ve tüketilirdi.
18. Son olarak Darwin de tuhaf hayvanlar yemeye takıntılıydı.
Hayvanlarla bilimsel anlamda çalışmalar yapmasının yanı sıra, onları yemeyi de sevdiğini söyleyelim. Katıldığı bir grupta, arkadaşlarıyla beraber şahin, sincap, baykuş ve kurtçuk yedi. Yolculuklarından birinde dev bir kaplumbağa, iguana ve puma yemişti.
Yorum Yazın