Suruç'ta Hüzünlü Bayram
Suruç'ta Hüzünlü Bayram
'Sınırda bayramlaşma'... Yıllar evvel Türkiye basının her bayramda en olmazsa olmaz başlıklarından biriydi.
Ancak bu kez sınırın öte yanından tellerin yanına gelen ve akrabalarını görenler bir arada. Ama bu kez hayli buruk bir şekilde...
Hanım teyze 65 yaşında. “Biz o zaman pasaportumuz olmadığı için sınırı geçemiyorduk. Ablam, abim, arkadaşlarım buradaydı. Pasaport vermedikleri için bayramı fırsat biliyorduk görüşmek için” diyor.
Bayramlaşmak için en son ne zaman sınıra geldiğini sorduğumda “6 yıl önce” yanıtını veriyor.
Hanım teyzenin köyü 2 ay önce IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) militanları tarafından ele geçirilmiş, o da Suruç'a gelmiş. Buradaki evlerinde konuşuyoruz.
Evde eşya yok gibi. Ben eve gelince, evin bir çocuğunu bakkala gönderiyorlar.
Hanım teyze, akşam yemeğine kalmam için ısrar ediyor.
Aslen Suruçluymuş, öyle diyor. Kobani’ye gelin gitmiş. Sonra da Şam’a taşınmışlar.
Ancak 2 yıl önce oturdukları mahallede çatışmalar başlamış, onlar da Kobani’ye geri dönmüş.
'Şam’da muhalifler gelince kendi köyümüze geri geldik. Sonra IŞİD bizim köye saldırınca, can güvenliğimiz kalmadı' diyor.
Eski bayramları soruyorum. 'Gelirdik, ağlardık burada' diyor. 'Hediyeler getirirdik' diye de ekliyor. Battaniye, şeker, kumaş...
Kardeşlerini görürmüş tellerin ardından. Şimdi onların yanında. Bayramı birlikte geçiriyorlar ama kendi deyimiyle 'üzüntülü' bir şekilde.
Çocuklarının her biri ayrı bir yerde. Bir oğlu Irak’ta, biri Mersin’de, bir diğeri Şam’da.
Şam’daki kızından bir buçuk yıldır haber alamamış. 'Sağ mı, yaşıyor mu bilmiyorum' diyor.
Savaştan önce Şam’da aynı mahallede yaşarlarmış; 'Bir aradaydık, savaş bizi bu hale getirdi' diyor.
Evde altı, yedi çocuk var. Ya kardeşler, ya da kuzen.
Onlara soruyorum, yarın bayram olduğunu biliyorlar mı?
10 yaşındaki Büşra ve 11 yaşındaki Beşar yanıtlıyor sorumu. İsimleri Beşar Esad’dan ve Hafız Esad’ın kızı Büşra’dan geliyor. Dayıları 'En sevmedikleri insanların isimlerini, en sevdikleri çocuklarına veriyorlar' diyor.
Nedenini sorduğumda, 'Korkudan' diye yanıtlıyor.
Bugün ne yapacaklarını sorduğumda, Büşra 'eğlenmeye çalışacağız' diyor umutla.
Beşar, 'Biz Şam’dayken bayramlarda dayımların amcamların yanına giderdik. Kobani’de köyümüzdeydik. Bu kez öyle değil' diye yanıtlıyor.
Hanım teyze, yıllarca akrabalarını görmek için geldiği sınırın, bu kez öbür tarafında ama, buruk bir halde, bayramı karşılıyor.