Papa'ya Cevap Konya'dan Bir Katolik'ten Geldi

Konya’da, Papa Françisko’nun Ermenilerle ilgili “soykırım” iddialarına cevap veren Parlamentolararası Macar-Türk Dostluğu Başkanı Gabor, “Papa’nın açıklamaları karşısında büyük utanç duyuyorum. Katolik olmama rağmen, Papa’nın yaptığının büyük bir yanlışlı

Macaristan Jobbik Partisi Genel Başkanı ve Parlamentolararası Macar-Türk Dostluğu Başkanı Gabor Vona, Konya’da yaptığı konuşmada, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili Katolik Dünyasının dini lideri Papa Françisko’nun açıklamalarını, “utanç verici” olarak değerlendirdi.

Selçuk Üniveristesi’nin davetlisi olarak geldiği Konya’da, Alâeddin Kampüsü SDKM Malazgirt Salonu’nda “Macar-Türk Dostluğu” başlıklı bir konferans veren Türkiye hayranı ve Türk dostu Macar siyasetçi Gabor Vona, “Parlamentolararası Macar-Türk Dostluğu Başkanı” sıfatıyla yaptığı konuşmasında, 2010 yılında siyasete atıldığını ve 100 sandalyeden oluşan Macaristan Meclisi’nde elde ettiği 25 milletvekiliyle Macaristan’ın ana muhalefet partisi konumuna geldiğini belirterek “Macaristan’da 40 yaşın altında seçmen gençleri olan popüler bir partiyiz” dedi. Türk-Macar dostluğunun sadece sözden ibaret olmadığını yaptığı konuşmasında örnekler vererek anlatan genç siyasetçi Gabor, Mavi Marmara olayı gerçekleştiğinde kendisinin Avrupa’da tek siyasetçi olarak Türkiye’den yana tavır koyarak İsrail’in yanlış yaptığını söylediğini ifade etti. Konuşmasınd “Avrupa’da Türk halkının en doğal ve en yakın dostu biziz ve bizim partimizdir” şeklinde devam eden Gabor, Çanakkale’de Türk askerlerinin yanında savaşan Macarları unutmadıklarını belirterek Türkiye ile Macaristan arasında yaşanan en yakın ve en yoğun dönemin 1. Ve 2. Dünya Savaşı yıllarında yaşandığına dikkat çekti.

AB’YE KESİNLİKLE KARŞIYIZ

Macarlar olarak kendilerini “Biz Turan kavmi olarak en Batı’da yaşayan Türk halkıyız” şeklinde gördüklerini ifade eden Gabor, AB’ye girdiklerinin üzerinden 11 yıl geçtiğini belirterek Batı’lı şirketlerin, Macaristan’ın altın yumurtlayan tavukları olan şirket ve fabrikaları satın alarak işgal ettiklerini ve daha sonra bunların kapılarına kilit vurarak sömürü düzeni kurduklarını söyledi. Gabor, “Macaristan değil 10 milyon nüfusu, 30 milyon insanı doyurabilecek verimli tarım arazilerine sahip. Biz Macarlar ne yazık ki oyuna geldik. Bize oynadıkları oyunu şimdi Türkiye’ye oynayacaklar. Erkekçe değil, gizli planlarla Türkiye’ye saldırmaya başlıyorlar. Batı hiçbir zaman güçlü ve büyük bir Türkiye istemedi. Bundan son derece korkuyorlar. Avrupa ülkelerini küçük parçalara ayırarak sömürmek istiyorlar. Dünyadaki savaşların sorumlusu da Batı dünyasıdır” şeklinde konuştu.

PAPA’YA TOKAT GİBİ CEVAP

İslamafobi’nin Avrupa’da güçlenerek yayıldığına dikkati çeken genç Macar siyasetçi Gabor, görünmeyen bir elin veya üst aklın mezhep kışkırtıcılığı yaparak bir dünya savaşı çıkarmak istediğini öne sürdü. Ermeni Tehciri’nin 100. Yılı olması dolayısıyla Katolik dünyasının dini lideri Papa Françisko’nun “soykırım” sözlerine de atıfta bulunan Gabor, bu sözlere tepki olarak şunları söyledi: “Papanın bu açıklamaları karşısında gerçekten büyük utanç duyuyorum.

Katolik olmama rağmen, Papa’nın yaptığının büyük bir yanlışlık olduğunu düşünüyorum. Bu tarihi konuda karar vericilerin dini liderler ve dini kurumlar olmadığını düşünüyorum.

Burada tek hedef ise; Türkiye’yi baskı altında tutmaktır. Açıklamanın zamanlaması ise çok kötüdür. Büyük bir sorunla ve büyük bir sorumlulukla karşı karşıyayız.”

“FARKLILIKLARIMIZ ZENGİNLİKLERİMİZDİR”

Konferanstan snra soru-cevap bölümünde kendisine yöneltilen soruları da cevaplandıran Macaristan Parlamentolararası Macar-Türk Dostluk Başkanı Vona, bir suale karşılık olarak “Farklılıklarımız zenginliklerimizdir. Birbirimizle ve beraber yaşamamıza asla engel değildir.

Sizlerle ortak paydalarımız var. Her şeyden önce biz kardeş bir milletiz. Tek olan ve Bir olan Allah’a inanıyoruz” diye cevap verdi. Vona, “Hayır hiç korkmuyorum. Çünkü Atilla’nın torunları hiçbir şeyden korkmaz. Atilla’nın torunları yalnızca Allah’a saygı gösterirler ve yalnızca Allah’tan korkarlar. Bizim açımızdan Turan düşüncesi ve kardeşlerin birliği partiler üstüdür.

Ben başbakan olduğum takdirde ilk ziyaret edeceğim ülke Türkiye olacaktır.

Çünkü ben, Türkiye’yi çok seviyorum. Türkiye’ye geldiğim zaman kendimi sanki evimdeymişim gibi hissediyorum” dedi.