“Liselerde Gericiliğe Asla İzin Vermeyeceğiz!”
“Liselerde Gericiliğe Asla İzin Vermeyeceğiz!”
Türkiye yaklaşık 2 haftadır liselerin yayınladıkları bildirileri konuşuyor. Bildirilerde gericiliğe, baskılara karşı ayaklanma, laik bilimsel eğitim vurguları ön plana çıkıyor. Köklü liselerde yayınlanmaya başlayan dalgasına Türkiye Liseliler Birliği(TLB), 365 lisenin imza attığı ortak bildiriyle destek verdi. Liselerde meydana gelen bu hareketlilik çok farklı başlıklarda tartışılmaya devam ediyor. Kimisi bu ayaklanmanın yeni bir Gezi Ayaklanması yaratabileceğini iddia ederken, kimisi liselilerin gençlik hareketlerinin başına geçebileceğini öne sürüyor.
TLB’nin bildirisine imza atan İmam Hatip Liseleri, özel liseleri, kaygılarını, bildirilerin nereye evrileceğini, talepleri gerçekleşmezse neler yaşanacağını, TLB Genel Başkanı Bora Çelik ile konuştuk.
Röportaj: Ercan Deniz Küçük
Fotoğraflar: Dilek Sarıgül
RÖPORTAJLIK : Liselerde ayaklanmalar başladı. Gericiliğe, baskılara kar şı ayaklandıklarını ifade eden bildiriler peşpeşe geliyor. Türkiye Liseliler Birliği de 365 liseyle destek bildirisi yayınladı. Liselerde neler oluyor? Bu bildirilerin anlamı nedir?
BORA ÇELİK (BÇ) Liselerdeki ayaklanma aslında bizim çok eski tarihimize dayanıyor. Mesela Kurtuluş Savaşı’nda da liseliler cepheye gittiler ve en önde mücadele ettiler. Galatasaray Lisesi mesela mezun veremeden bütün gençliğini feda eden bir kültürdür. Bugünkü liseliler de o kültürün devamını getirenler. Heybeliada Lisesi, Kayseri Melik Gazi Lisesi, Sivas Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi. Bu köklü liseler Kurtuluş Savaşı döneminde en ön cephede vatan savaşında yer aldılar. 1968 üniversite hareketi olarak gözüküyor. Ama 68’e giden süreci hazırlayan yine liseliler. Not sisteminin düzensizliğine karşı 10 bin liseli Taksim Meydanı’na çelenk bırakıyor. Yani 68’de de liseli hareketi var. Erdal Erenlerin verdiği mücadele yine o zaman da var.
Yani bu olay sadece 2 hafta önce başlayan bildiri meselesi değil. Çünkü sistemin yaratmak istediği bir toplum, bir nesil var. O yüzden de gençliği olabildiğince köklerinden uzaklaştırırlarsa liselerde istedikleri gibi bir nesil yetiştirebilirler. Bunun için de bazı hamleler yaptılar. Bundan 4 yıl önce Atatürkçü nesillerin yetiştirilme hedefi Milli Eğitimden kaldırıldı. 4+4+4 sistemi aslında kesintisiz eğitim gibi gözüküyordu. Ama esasında zorunlu eğitim 4 yıla indirildi. Bu sistemle çocuk gelinlerin artmasının önü açıldı. Önceden lisedeki kızlar evlenemiyordu. Zorunlu olarak liseyi bitirmesi gerekiyordu. Şimdi dediler ki siz açık öğretime gidin evlenebilirsiniz. Sonrasında çocuk gelinlerde %35’lik bir artış var. 2012’nin rakamlarında 20 bin liseli ailesi tarafından evlendirilmek üzere başvurulmuş. Bunun dışında başvuruya yansımayan onbinler var. Burada çocuk gelinlerin ölüm nedenlerine baktığınızda ilk sırada hamilelik ve bundan kaynaklanan sebepler geliyor. Gericilik nesilleri kurban ediyor. Bunun da bir rahatsızlığı var. Atanan müdürlerin “erkeklerle kızlar 1 metreden yakın olmayacak, merdivenlerde kızlar buradan erkekler buradan gidecek” sözleri.. 2 yıl önce Antalya’da yaptıkları Milli Eğitim Kurultayında karma eğitimin yasaklanmasını bile tartışma haline getirdiler. O zaman o liseliler Ankara’da gerçekten ‘Milli Eğitim Kurultayı’ diye alternatif bir kurultay topladı ve gericiliğe karşı tavrını net bir şekilde ortaya koydu. Gericiliğin metotlarını reddetti, bilimsel taleplerini ortaya koydu. Laik eğitimin olması gerektiğini söyledi. YGS skandalı olduğu zaman Türkiye’nin dört bir yanında liseliler ayaklandı. Ve o liseliler her yerde tavırlarını ortaya koydular. Fetullah Gülen’in dershanelerini bastılar. Sorumluların onlar olduğunu biliyorlardı çünkü. En son Talim Terbiye Kurulu 18 Martta Çanakkale Zaferimizin yıl dönümünde bir bildiri yayınladı. Ve o taslağın içerisinde bir tane Mustafa Kemal Atatürk yok. Kurtuluş Savaşı yok. Türk Milleti kavramı yerine Osmanlı ümmeti gibi kavramlar ortaya konuluyor. Bunlar aslında Türksüz Anayasacıların Atatürksüz tarih kitabı. Bunların yapmalarının sebepleri de çok açık şekilde belli; yeni bir nesil ortaya koyacaklar. Buna eğitimden adım adım başladılar. Liselilerin buna tepkisi en başından beri var. Son 2 haftada olan bir mesele değil. Bütün bunlara tepki olarak liselerde tavırlarını belli etmeye başladılar. Birike birike bu hale geldi. Yozgat’ta mesela kız öğrencinin etek boyuna karışan müdürler vardı. Bunların üstüne bir tepki oluştu. En son 19 Mayıs’ta binlerce liseli Atatürk’ü sildirmeyeceğiz pankartıyla yürüdü. Liselilerin ayaklanmacı, isyancı tavrı her zaman vardı. Bütün bunların getirdiği son noktada liseliler patlamaya başladı. Liseliler her zaman böyledir. Haziranda da böyleydi. Haziran hareketi tam bitti derken siyah tişörtlerini giydiler sokaklara döküldüler, bu daha başlangıç diyerek o mücadeleyi tekrardan alevlendirdiler. Her zaman da Türkiye’nin zor koşullarında kendi üzerlerine düşen ne varsa yapmaya hazırlardır.
Liseliler Neler Talep Ediyor?
RÖPORTAJLIK : Yayınlanan bildirilerde hedefler vardır diye düşünüyorum. TLB’nin bu bildirideki hedefi ve talepleri neler?
Yorum Yazın