Kamalak'tan Tasfiyelere Fıkralı Gönderme
Kamalak'tan Tasfiyelere Fıkralı Gönderme
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, 'Gezi olaylarında kahraman olan emniyet mensuplarımız 17 Aralık’ta çete üyesi, kumpas mensubu, haşhaşi, öyle mi?' diye konuştu.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun komplo, uluslararası kumpas olduğuna yönelik görüşlere tepki gösteren Kamalak, 'İyi de arkadaş senin oğlunun yatak odasına 6 tane çelik kasayı uluslararası çeteler mi koydu?' diye konuştu.
Mustafa Kamalak, partisinin Amasya teşkilatı üyeleriyle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada gündeme ilişkin görüşlerini dile getirirdi. Milli görüş erleri olarak yollara düşerek Anadolu’yu dolaştıklarını ifade eden Kamalak, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini savundu. Kamalak, şöyle konuştu: 'Türkiye yönetilmiyor, Türkiye çok daha iyi yönetilmek durumundadır. Aziz milletimiz çok daha iyi geleceklere, parlak bir istikbale layıktır. Bunun için yollardayız biz. Türkiye iyi yönetilmiyor diyoruz. Biz 45 yıllık bir düşüncenin temsilcileriyiz. Bu süre içerisinde çeşitli dönemlerde çeşitli bakanlıklarda görevler aldık. Milli Görüş erleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en önemli bakanlıklarında görevler ifa etmişleridir. Hiç biri hakkında bu zamana kadar bir yolsuzluk, bir suiistimal iddiasını duydunuz mu? Hayır. Şimdi bakıyoruz mevcut duruma. Belediye başkanlarının yolsuzluğu, usulsüzlüğü, hırsızlığı yetmiyormuş gibi bu sefer yazık ki, bakanlar da işin içerisine girdi, tam bir soygun düzeni. Efendim komplodur, şudur, uluslararası entrikadır, kumpastır. İyi de diyoruz 'arkadaş senin oğlunun yatak odasına 6 tane çelik kasayı uluslararası çeteler mi koydu?' Olur, belki diyoruz. Peki, kapıda zorlama var mı? Yok. Peki, pencereler kırılmış mı? Hayır. Nereden geldi bu kasalar? Uluslararası şebekenin üyeleri bu kasaları nerden getirdiler? Hepsini kabul edelim. Arkadaş senin yatak odandaki veya kitaplıkların arasındaki ayakkabı kutularına başkaları mı yerleştirdi o paraları? Ben sizlere soruyorum gerçekten başkaları mı yerleştirdi o paraları?' Sadece bununla da kalmıyor. Sadece hırsızlık ve yolsuzlukla da değil, millet birbirine düşürülüyor. Gezi olaylarında kahraman olan emniyet mensuplarımız 17 Aralık’ta çete üyesi, kumpas mensubu, haşhaşi, öyle mi? İktidar mevkiinde olanlar milleti germeden işin gereğini yapar, böyle olması lazım. Kumpas diyor şu bu filan. Dış mihraklara kalırsa Türkiye’yi coğrafyadan silmek ister. Hükümet devlet ülkeye sahip olmak içindir.'
'GEZİ EYLEMCİLERİNE 'NE GÜZEL GENÇLERSİNİZ ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN' DERDİK'
Siyasetin dertleri tedavi etmek, yaraları sarmak için var olduğunu, milleti germemesi gerektiğini anlatan Kamalak, 'Gezi olaylarında bir grup genç Taksim’de Gezi Parkı'nın orada diyor ki ‘bu ağaçlara dokunmayın, burası bizim gezi alanımız, bu ağaçlara ne olur kıymayın' diyor. İktidar sahipleri ne diyor? 'Biz bu ağaçları keseceğiz ve buraya büyük alışveriş merkezi yaptıracağız'. Gençler oraya çadırlar kuruyor bekçilik yapıyor ağaçlar için. İktidar sahipleri ne diyor? ‘Biz üç buçuk çapulcuya meydan bırakmayız'.
Bir şafak operasyonu ile çadırlar sökülüyor ateşe atılıyor. Ortalık geriliyor, Türkiye geriliyor, sonuçta maddi zarar 100 milyar dolarlarla ifade ediliyor ve ortada 8 tane cenaze bu ülkenin evladı.
Biz Milli Görüş olarak, Saadet Partisi olarak şöyle yaklaşırdık meseleye; 'Gençler sizin maksadınız o ağaçları korumak mı? Ne güzel gençlersiniz siz. Allah sizden razı olsun, gelin üniversitelerde ne kadar tanıdığınız arkadaşınız varsa çağrıda bulunun, mahallenizde, sokağınızda, caddenizde, ne kadar insanımız varsa toplayalım bir araya fidanları da ben temin edeyim İstanbul’un etrafına 5- 10 milyon fidan dikelim haydin' desek acaba o kriz, o zarar kazanca dönüşmez miydi? O ağaçları kesemediler neticede. Bir sürü maddi zarar o öyle. Ateş düştüğü yeri yakar. O gençlerden birisi Allah korusun sizin ailenizin mensubu da olabilirdi. Bizim için aynı şey. Türkiye geniş bir ailedir. Birimizin derdi hepimizin derdi olmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.
'DÜNYADA HIRSIZI YAKALAYAN POLİSİN SUÇLU OLDUĞU NEREDE GÖRÜLMÜŞTÜR?'
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası emniyet ve yargıda başlatılan görev değişimlerine de değinen Kamalak, 'Dünyada hırsızı yakalayan polisin suçlu olduğu nerde görülmüştür? Türkiye’den başka. Olay ister istemez bize Nasrettin Hoca’nın bir fıkrasını hatırlatıyor. Nasrettin Hoca bir kış mevsiminde bir ahbabını köye ziyarete gidiyor. Köye girişte köpekler hocaya saldırıyor. Hoca kendisini korumak için yerden taş almak istiyor. Ama taşlar buz tutmuş taşı alamıyor. Hoca ‘Hayret ne tuhaf bir ülke, taşları bağlamışlar köpekleri serbest bırakmışlar’ diyor. Şimdi hırsızlar masum, biçare, kumpas kuruluyor onlara. Polisler, emniyet mensupları suçlu, çete üyesi ve 6 bin civarında polisimiz hallaç pamuğu gibi oradan oraya savruluyor. Sadece polisler mi? Hayır. Operasyon yapılsın diye talimat veren yöneten cumhuriyet savcıları, suçluyu cezalandıran hakimler ve savcılar. Bu ilke yönetimi değildir. Bu kabul edilemez bir durumdur.' ifadelerini kullandı.
CİHAN