İş Görüşmelerini Tereyağından Kıl Çeker Gibi Atlatmanıza Yarayacak 17 Önemli İpucu
Gittiğiniz mülakatın ardından haftalar geçti, ses yok seda yok. 'Niye aramadılar?' diye düşünüyorsanız, bazı çok basit şeyleri yanlış yapıyor olabilirsiniz.
Çok daha etkili görüşmeler için nelere nasıl dikkat edilebileceğini sizler için listeledik. 👇
1. Gecikmek 1-0 geride başlamaktır.
İlklerin ilki izleniminiz sorumsuzluk ve karşı tarafın zamanına saygısızlık üzerine olmazsa gerçekten çok hoş olur.
Diğer yandan, fazlasıyla erken gitmek de sizi bir miktar boş beleş gösterebileceğinden, baktınız ki daha çok var, içeride değil, yakınlarda bir büfede geçirin vaktinizi. 10 dakika erken gelmiş olmak gayet yeterli olur.
2. Şu hayatta öncesinde mutlaka duş alın diyeceğimiz 3 şeyden biri iş görüşmesi...
Evde sular kesikse arkadaşınızın kapısına bile dayanmanız gerekse bile. (Çıkmış ojeler, kirli tırnaklar, ütüsüz ya da lekeli kıyafetlere değinmeye gerek yok.)
3. Uygunsuz giyinmek en sık yapılan yanlışlardan biri.
Uygunsuzdan kastımız muhafazakar anlamda değil; kurum kültürüne uygunsuz anlamında. En sık yapılan hatalardan biri.
Tıpkı günlük kıyafetle kurumsal bir firmada görüşmeye gitmemek gibi, aşırı formal giyim de bazı görüşmeler için uygun düşmeyebilir. Biraz firmanın web sitesini, sosyal medya hesaplarını kurcalayın; epeyce fikir verir.
4. "Yeni sigara içmiş insan kokusu"nu içen de, içmeyen de bilir.
O kadar duş aldınız, düzgün düzgün giyindiniz; hani nereye gitti imaj?
Görüşme öncesi sakinleşmek için bir şeyler içmek isteyebilirsiniz; ama bu da çok iyi bir fikir sayılmaz açıkçası. Hem yine koku riski barındırdığından, hem de gevşemiş sinirleriniz gereğinden fazla konuşmanıza yol açabileceğinden. Bilemiyoruz, böyle bir niyetiniz varsa çıkışa saklayın deriz.
5. Beklerken kaykıla kaykıla telefonla oynayıp sıkılmış gözükmek yerine sektör dergilerini karıştırın.
Her bekleme salonunda vardır. Hem belki az sonraki görüşmede artı puan getirecek bir sektör anektodu yakalarsınız.
Yani hiç ilginç değilse bile dergilerle ilgileniyor gibi görünün; daha ne diyelim.
6. Görüşmeye vardığınızda evden çıktığınız jilet gibi halinizden fersah fersah uzaklaşmış olmanız muhtemel.
Çünkü hava çok sıcak, toplu taşıma ise zaten eziyet. Ancak son toparlanmaları, ruj sürüp saç düzeltmeyi bekleme odasında değil tuvalette yapın.
7. Kuş gibi hafif girip aynı şekilde çıkabilmelisiniz.
Poşetler, su şişesi, mont, hırka vb gereksiz yükleri görüşme odasına taşımak yerine resepsiyonda (ya da arabada) bırakmak daha akıllıca. Bir portfolyo, bir not defteri ve kalem kafi.
8. Resepsiyoniste şirin gözükmek zorunda değilsiniz; enerjinizi buna harcamayın.
Ama asabi de gözükmenin de hiç lüzumu yok. Sürekli ne zaman içeri alınacağınızı sorup sıkıntıdan patlayan, sinirli tavırlar sergilemek de sık yapılan bir başka hata.
9. Asla fazla informal ve laubali davranmanıza yol açacak kadar rahatlamayın.
Görüşmeye gittiğiniz şirket evinizden bile daha rahat bir ortama sahipmiş gibi gözükebilir; görüşen kişi de tam bir minnoş olabilir. Ancak kesinlikle kendi dozunuzu kaçırmayın. Bunun sonu genelde argoya, hatta belki hafif küfürlü konuşmalara kadar gidiyor çünkü...
10. Görüşmeyi yaptığınız kişi artık görüşe görüşe muhtemelen bu konuda epeyce insan sarrafı olmuştur.
Azıcık gergin, sinirli ve negatif olsanız anında anlıyorlar. Asla negatif tavır sergilemeyin, eski işinizle, patronunuzla ilgili kötü konuşmayın.
Genel olarak mızmızlanıp şikayet etmeyin...
11. Şirketle ilgili araştırmanıza "şöyle bir web sitesine göz gezdirmek"ten 10 dakika daha fazla vakit ayırabilirsiniz.
Böylelikle, 'rastgele ve işsizlikten başvurdum' yerine 'inceledim ve çok ilgimi çektiği için başvurdum' imajı güneş gibi parlar.
Öylesine bile başvurmuş olsanız yapın araştırmanızı.
12. "Biraz kendinizden bahseder misiniz" aşaması, gereksiz gevezeliğe çok müsaittir.
Her şeyi 15 dakika boyunca bir çırpıda anlatmak yerine özet geçin, merak uyandırın. Karşı tarafı soru sormaya teşvik edin. Gereksiz detay ve hikayelere de girmeyin; soruyu cevaplayın.
13. Fazla içe dönük ve utangaç gözükmek kesinlikle istemezsiniz.
Çünkü ne yazık ki bu özellikler sıklıkla kendine güvensizlikle ve hatta yetersizlikle karıştırılıyor. Yani demin 'soruyu cevaplayın' derken tek kelimelik cevaplar verin deyişimiz, ağzınızdan zorla laf alınsın anlamında değil.
İçe dönük ve utangaç bir yapınız varsa, bir soruyu cevaplamadan önce birkaç saniyeliğine kendinize düşünmek için vakit ayırın; daha rahat cevaplamanıza yardım eder.
14. Katılımcı olun ama asla söz kesmeyin.
(Zaten genel olarak sosyal ilişkilerinizde insanların sözünü kesmeyin; dünyanın en kaba hareketi bu olabilir...)
15. Ne söylediğiniz kadar, nasıl söylediğiniz de çok önemli.
Sürekli kıpırdanmak, gülümseyememek, kambur ve kapalı bir duruş, stres belirtileri, göz teması kuramayış, bacakları sallayıp durmak, ellerin devamlı bir şeylerle oynaması gibi davranışlar kötü bir vücut dili sergiler.
ARA BONUS:
16. Yetenekleriniz, eski tecrübeleriniz, bir önceki işten neden ayrıldığınız hakkında yalan söylemeyin.
Görüşmeyi yapan kişinin hakkınızdaki araştırmayı ne kadar derine götürdüğünü, eski işverenlerinizi arayıp aramadığını, sosyal medya hesaplarınıza göz gezdirip gezdirmediğini asla bilemezsiniz.
17. Son olarak, muhtaç gözükmediğinizden emin olun.
Çaresizlik belirten davranış, bakış ve cümleler aklınızın ucundan bile geçmesin. İstekli ve hevesli gözükmenin dozu kolaylıkla kaçabiliyor çünkü...
BONUS:
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
Yorum Yazın
tek bir ipucu veriyorum: torpil bulun.
şu patlayanlardan mı?