'Gerçek İşsizlik Kadınlarda Yüzde 26, Toplamda Yüzde 17,5'
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, 2014 yılında kadın işsiz sayısında yüzde artış olduğunu bu oranın üniversite mezunu kadın işsizde yüzde 70’e çıktığını söyledi.
Umudunu yitirip iş aramayanlarla beraber kadınlarda gerçek işsizlik rakamının yüzde 26 olduğuna dikkat çeken Oran, “Kadın erkek eşit değildir dersen, Kadın en az 3 çocuk doğurmalı dersen, Kadın evde otursun çocuk baksın dersen olacağı budur. Çalışma hayatında Kadını da sıfırladın” dedi.
Oran’ın kadın işsizlerle ilişkin rakamlarla ortaya koyduğu tablo şöyle:
SON DÖNEMDE KADINLAR İŞSİZ BIRAKILIYOR
Son açıklanan iş gücü verilerine göre Türkiye’de resmi işsiz sayısı 1 milyon 844.000′i erkek, 1.220.000′i kadın olmak üzere toplam 3.064.000 kişiye, işsizlik oranı yüzde 10,5’e ulaştı. TÜİK’in iş gücü verilerinde yeni seriye geçtiği Şubat’tan bu yana resmi işsiz sayısı yüzde 8,5 oranında 239.000 kişi arttı. Yedi ayda erkek işsizlerin sayısı yüzde 2 oranında 38.000 kişi azalırken; kadın işsiz sayısı yüzde 29,5 oranında 278.000 kişilik artış gösterdi. Yani işsizlikteki artış tamamen kadın işgücünden kaynaklandı. Bu gelişme, kaygı vericidir.
İŞSİZLİK ÜNİVERSİTE MEZUNU KADINLARDA ARTIYOR
İşsizlerin eğitim durumuna bakıldığında, işsizlik artışının esas olarak üniversite mezunlarından kaynaklanması da bir başka garabettir. Yedi aylık dönemde toplamda diğer eğitim düzeylerindeki işsizlerin sayısı yüzde 1,8 oranında 42.000 kişi azalırken, üniversite mezunu işsizlerin sayısı yüzde 57,6 oranında tam 282.000 kişi artmıştır.
Üniversite mezunlarının cinsiyetlere göre dağılımına bakıldığında ise daha da vahim bir tablo ile karşılaşıyoruz. Şubat-Eylül döneminde üniversite mezunu erkek sayısının yüzde 44.8 oranında 100.000, kadın sayısının ise yüzde 68.7 oranında 182.000 kişi arttığı görülüyor ki bu son derece kaygı verici bir gelişmedir.
Eylül itibariyle toplam sayıları 769.000 kişiye ulaşan üniversite mezunu işsizlerin 323.000′ini erkekler, 447.000′ini kadınlar oluşturuyor. Üniversite mezunları aynı tarih itibariyle 3.064.000 kişi olan resmi işsizlerin yüzde 25.1’ini oluşturuyor. Yani her 4 işsizden birinin üniversite diploması bulunuyor. Böyle bir durum hangi ülkede var?
GERÇEK İŞSİZLİK KADINLARDA YÜZDE 26, TOPLAMDA YÜZDE 17,5
Üstelik resmi işsizlik verileri, anket döneminde aktif olarak iş aramamış işsizleri kapsamıyor. Yani TÜİK’in işgücü verileri kamuflajlı ve işsizliğin gerçek boyutunu yansıtmıyor. Umudunu yitirip iş aramaya ara verenlerin sayısı ise 2.485.000 kişi ve bunların da 1.491.000′le çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Umutsuzlar da dâhil edildiğinde işsizler ordusu, 2 milyon 838 bini erkek, 2.711.000′i kadın olmak üzere 5.549.000′e ulaşıyor. Buna göre gerçek işsizlik oranı erkeklerde yüzde 13,4, kadınlarda yüzde 25,9 ve toplamda yüzde 17,5 düzeyinde bulunuyor. İşsizler ordumuz, birçok ülkenin nüfusundan daha fazla, birçoğu ile de adeta yarışıyor.
ÇALIŞMA HAYATINDA KADININ ADI YOK…
Türkiye’de 15 yaş üstü 57.175.000 kişilik nüfusun, 28.937.000′le yarıdan fazlasını kadınlar oluşturuyor. Ancak bunun 19.948.000′i iş gücü dışında yer alıyor. Yani Türkiye’de toplam 29.233.000 kişi olan iş gücünün sadece 8.989.000′le sadece yüzde 31’i kadınlardan oluşuyor. Türkiye’nin 26.169.000 kişilik toplam istihdamı içinde kadın çalışan sayısı sadece 7.769.000 kişi. Gerçekte işveren, kendi hesabına ya da ücretli-yevmiyeli olarak çalışan toplam kadın sayısı 5.438.000 kişi… 2.331.000 kadın ise “ücretsiz aile işçisi” denilerek işsiz olduğu istihdamda gösteriliyor.
İş gücü dışında sayılan kadınlar içinde en büyük bölüm 11.580.000 kişi ile ev kadınları. 1.491.000 kadın da “iş aramıyor” diye iş gücü dışında sayılıyor. 833.000 emekli kadın bulunurken, yaşlı ve çalışamaz halde olan ancak emekliliği bulunmayan kadınların sayısı 2,5 milyonla bunu üçe katlıyor.
Demokratik bir toplum; kadın ve erkeğin eşitliği; yani ekonomik, sosyal ve siyasal süreçlere eşit katılımla mümkündür. Kadınlarımızın çalışma hayatına katılarak üretkenliğini ekonomik alanda kullanması; toplumsal ve siyasal alanda söz sahibi olmalarının koşuludur. Kadın, çalışma hayatından dışlanırsa, karar süreçlerinden de dışlanır. Toplumda sadece erkeklerin söz sahibi olması, kadının eve hapsedilmesi ülke olarak bizi geriye götürür.
Kadınlarımızın çalışma yaşamına, sivil toplum örgütleri ve sendikal faaliyetlere, yerel ve ulusal karar alma süreçlerine katılımının artırılması; bu alanlardan kadınların dışlanmasının önüne geçilmesi için önlem alınmalıdır.
Zete