Görüş Bildir
Haberler
İkinci Dünya Savaşı'nın vicdani retçileri açlık deneyine kobay oldu

İkinci Dünya Savaşı'nın vicdani retçileri açlık deneyine kobay oldu

HÜSEYİN CEVAHİR ÖZALP
21.01.2014 - 14:13 Son Güncelleme: 21.01.2014 - 15:34

İkinci Dünya Savaşı'nın vicdani retçileri açlık deneyine kobay oldu

İkinci Dünya Savaşı’nda ABD ve İngiltere’deki vicdani retçiler bir sağlık araştırması gönüllü olmak için başvurdu. Amerika’daki projede Avrupa’daki toplu kıtlığın mağdurlarını nasıl tedavi edeceklerini anlamak için birçok genç adam altı ay boyunca aç bırakıldı.

1944 yılında 26 yaşındaki Marshall Suttondünyayı daha iyi bir yer olması için değiştirmek isteyen bir idealistti.Vicdani retçi ve Dostların Dini Derneği mezhebi üyesi olarak savaşta yer almayı reddetti. Fakat ülkesine yardım etme fırsatını da kaçırmak istemiyordu.

Sutton, o günlerdeki hislerini şöyle anlatıyor:

“Toplum için bir şeyler yapmak istiyordum. Kendimi birazcık tehlikeye atmak istiyordum. O tehlike hiç beklenmedik bir şekilde ön sayfasında küçük bir çocuk resminin bulunduğu bir broşür olarak geldi”

Broşürün ön sayfasında “Onların daha iyi beslenmesi için aç kalır mısınız?” diye soruyordu.

Bu, Minnesota Üniversitesi’nin açlık üzerine yürüttüğü bir araştırmada insanların kobay olarak kullanılması için, gönüllülere yapılan bir çağrıydı.

Hollanda, Yunanistan, Doğu Avrupa ve Sovyet Rusya başta olmak üzere tüm Avrupa açlık ile boğuşuyordu. Amerika Birleşik Devletleri ordusu da bu insanları tekrar nasıl en iyi şekilde besleyeceğini öğrenmek istiyordu. Ama bunun için önce sağlıklı insanların aç bırakılması gerekliydi.

Belki de biraz sürpriz biraz şekilde, yüzlerce vicdani retçi yardım etmek için başvurdu.

Sutton seçilen 36 kişinin arasında olduğu için minnettardı.

Sutton kendisi 'işe yarayan' ve 'görevini yerine getirebilen biri' gibi hissettiğini söylüyor.

Sutton, “Benim gibi böyle bir fırsata sahip olmayan yüzlerce insan vardı. Orada olduğum için kendimi şanslı hissettim” diyor.

Deney 1944 yılının Kasım ayında başladı. Katılımcılar ilk üç ay uygun kiloya göre beslenip gözlemlendiler. Sonra birden, yemek oranları önemli ölçüde azaltıldı.

Besinler, onlar için kısa bir sürede saplantıya dönüştü.

Yemekhanede yemek günlerini hatırlayan Sutton, üç dakikada her şeyi yiyip oradan çıktığını söylüyor. Yemekhane de kalmak istemediğini eklen Sutton şöyle devam ediyor:

“Deneyde yemeklerin başından 20 dakika ayrılamayan kişiler vardı. Ben buna katlanamıyordum. Bazı arkadaşlarım tüm zamanlarını yemek kitapları okuyarak geçiriyordu.”

Deney boyunca günde iki öğün yemek verildi. Bu bazen lahana, şalgam ve yarım bardak süttü. Başka bir gün çavdar ekmeği ve biraz fasulye.

Tıpkı Avrupa’daki aç insanlar gibi hiçbir zaman et yemediler. Yedikleri tüm yemeklerin kalorisi 1800 ya da onun altında idi.

Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0