Günahıyla Sevabıyla: Bir Osmanlı Subayı Olarak Enver Paşa ve Faaliyetleri
İsmail Enver Bey, 20. asır içerisinde yer tutmuş ünlü tarihi simalardan birisidir. Günümüzde kendisi hakkında ya pozitif veya tam tersine negatif söylemlerden başka toplu bir bilgi bulmak çok zordur. Bu sebeple biz Enver Paşa'nın hayatını ele alarak konuya tepeden bakmaya çalıştık.
İsmail Enver Bey 1881'de devrin başkenti İstanbul'da doğdu. Annesi Ayşe Hanım, babası ise Ahmed Bey idi.
Harbiyedeki yılları amcası Halil Bey ile birlikte geçti. Hatta Erkanı Harp (Kurmaylık) eğitimi sırasında bir ara tutuklanarak Yıldız'a sorguya dahi götürüldüler.
O yıllarda Jön Türk hareketlerinin tesiri özellikle genç zabit adayları arasında yaygındı. Padişah II. Abdülhamid gizliden gizliye eleştiriliyor, özellikle 93 Harbi (1877-78 Rus Savaşı) hakkındaki hataları öğrenciler arasında tartışılıyordu. Bu konularda öne çıkan Halil ve Enver Beyler bir gece okuldan çıkartılıp Yıldız'a götürüldüler. Padişaha suikast planlayan iki anarşisti evlerinde tutmakla suçlanıyorlardı.
Halil Paşa yıllar sonra hatıralarında bu olayı ''Şehzade Abdülmecid'i (son halife) suçlamak için bizi kullanmak istediler'' diye yorumlayacaktı. Netice itibarıyla bu olaydan kötü bir sonuç çıkmadı ve ikisi de eğitimlerine devam ettiler. 1903'te ikisi de Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldular. Enver Bey Manastır'a, amcası Halil Bey de Makedonya'ya tayin olundu.
Enver Bey Manastır'daki görevi sırasında parlak bir ilerleme kaydetti. Bulgar, Rum ve Arnavut çetelerine karşı önemli başarılar kazandı.
II. Abdülhamid'in tahttan indirilip V. Mehmed Reşad devrini başlatan 31 Mart Olaylarının ardından yurda dönen Enver Bey kısa süre sonra tekrar Berlin'e gitti.
23 Ocak 1913'te Enver Paşa ve İttihat Terakki önderlerinin düzenlediği Bab-ı Ali baskını ile Kamil Paşa hükumeti devrildi ve yerine Mahmud Şevket Paşa sadrazam oldu.
1913 yazının başında ise Sadrazam Mahmud Şevket Paşa, Divanyolu üzerinde arabası çapraz ateşe alınmak suretiyle feci bir suikasta kurban gitti.
Bundan sonra İttihat ve Terakki'nin en etkili ismi durumuna gelen Enver Bey hızlıca bir yükseliş gösterdi.
1914 Ağustos'unda patlayan Harb-i Umumi (I.Dünya Savaşı) başlarında Osmanlı, Almanya ile saldırmazlık antlaşması imzaladıysa da tarafsız durumdaydı.
Günümüz tarih anlatımında Enver Paşa'nın Osmanlı'yı kendi inisiyatifiyle savaşa soktuğu fikri yanlış anlaşılmalara sebep vermektedir.
Osmanlı'da padişah iradesi (emri) olmadan bu tip kararların verilmesi imkansızdı. Nitekim savaş ilanı da bizzat Sultan Reşad'ın iradesiyle çıkartılmıştı. Bununla beraber Enver Paşa ve İttihat Terakki'nin, V. Mehmed Reşad'ın kararlarına ne kadar tesir ettiği ise ayrıca araştırılmaya muhtaç bir konudur.
I. Dünya Savaşında arzu edilen başarılar kazanılamadı. Yenilginin sorumluluk ve cezası ise başta Enver Paşa ve İttihat Terakki'ye kesildi.
İttihat ve Terakki son toplantısıyla kendisi feshetme kararı aldı. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkesi sonrasında İttihat Terakki'nin önemli isimleriyle birlikte Enver Paşa da ülkeyi terk etti.
Enver Bey Milli Mücadele devrinde Anadolu'ya geçip Kuva-i Milliye'ye katılmak fikrindeydi.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
NE kadar enver paşa düşmanı varsa anasını avradını Kafkas dağlarında sikeyim
anan ucuz olduğu içinn elli milyon vtan evladı senin hem ananı hem avradınıı sikiyorrr
evde yatarak ömrü savaşta geçmiş insanları eleştirenlere gıcık oluyorum.
mangal gibi bir yüreği ve fındık kadar bir beyni vardır.