Eşkıyalar ve 11 Eşkıya Türküsü
Köroğlu’yum kayaları yararım
Halkın kılıcıyım hakkı ararım
Şahtan padişahtan hesap sorarım
Uykudan uyanan katılır bana
Tarih boyunca valiler, beyler, ağalar, vergi memurları, mültezimler, voyvodalar, kontlar dünyanın her yerinde devletin bekası ve kendi zenginliklerine zenginlik katmak için halka ağır vergiler yüklemişlerdir. Vergilerin yanında merkezi otoritenin ideolojisini ve politikasını yerele dayatmak için her tür zoru, kolluk kuvvetlerini kullanmışlardır.
Böyle bir sömürü ve baskı düzeninde kırsal kesimde eşkıyalar ortaya çıkmış ve bir zeybek türküsünde geçtiği gibi ‘dağlara yaslanmışlardır’. Eşkıyalar halkın geleneksel düşmanlarına, halkın hayatında asalak olarak görülen kişilere düşmandır. Köroğlu’nda paşalar, beyler, bezirganlar; Yalnız Efe’de öşürcüler, ağnamcılar, zaptiyeler, çiftlik ağaları bu gruptadır. Robin Hood’da avukatlar, yargıçlar, arazi soyluları, kilise adamları.
Eşkıyalara dağlarda köylüler ‘yardım ve yataklık’ etmiştir. Köylülerin bizzat katılımıyla daha da büyüyen eşkıya grupları kimi zaman merkezle bağları tamamen kopararak ‘öz-yönetim’ ilan etmişlerdir. Yakılan türkü ve ağıtlarla bir nevi ezilenin ve isyan edenin tarihi yazılmıştır. Saraylılar ve egemenlerin propagandaları boşa çıkmıştır.
Elbette bütün eşkıyaları ‘adaleti yerine getiren’ , ‘zenginden alan fakire veren’ , ‘zulme karşı başkaldıran’ şeklinde tanımlamak gerçeklikten uzak olur. Ağaların-beylerin yerini almak için, kendi iktidarlarını arttırmak için, aşiret kavgaları nedeniyle dağa çıkan eşkıyalar da tarihte mevcuttur. Hatta ağaların, beylerin gücünün bir parçası olarak başka eşkıyalarla savaşanlar da vardır. Bu, bir nevi kontragerilla ya da koruculuk olarak tanımlanabilir.
Eşkıyalar, Türk ulusal kurtuluş mücadelesine de katılmıştır. Osmanlı döneminde bir nevi ‘terörist’ olarak görülen eşkıyalar Kuvayi Milliye’ye katılmış, işgallere karşı kırlarda ve şehirlerde gerilla mücadelesi vermiştir. Bugün efe ve zeybeklere devlet düzeyinde (halk zaten sahip çıkıyordu) sahip çıkılması Türk ulusal kurtuluş mücadelesine doğrudan bağlıdır.
Çin’de de benzer bir durum mevcut. Mao eşkıyaları sistemli bir şekilde örgütüne aldı. 1929’da Mao’nun Kızıl Ordusunun büyük bir çoğunluğunu böyle sınıfsız unsurlar oluşturmaktaydı.
Mao’nun eşkıyalar hakkındaki gözlemi şöyledir: “Bu insanlar büyük bir cesaretle dövüşürler. Kendilerine adil davranılırsa devrimci bir güç haline gelebilirler. ”
Lafı fazla uzatmadan eşkıya türküleri:
Yorum Yazın