Erkek Roman Karakterlerinin Hegemonyasını Yıkan 15 Kadın Kahraman
Edebiyat dünyasının büyük bir kısmı, erkek yazarların ve onların yarattığı erkek karakterlerin başrolde olduğu bir evrenden ibaret. Ancak erkek yazarların kadın psikolojisini anlatmakta ve derinlikli kadın karakterler yaratmakta zaman zaman sıkıntıya düştükleri de aşikar. Edebiyatın erkekler evrenine sert ve sağlam bir biçimde girip çalınan rollerini geri almış kadın roman karakterlerine bir göz atmakta fayda var. Tabii ki sadece kadın yazarların değil bu konuda hünerli olan erkek yazarların yarattıkları karakterler de listede mevcut. Kimileri kitaplara ismini de vermiş olan 15 kadın roman karakteri huzurlarınızda.
1. Bridget Jones - Bridget Jones's Diary / Bridget Jones’un Günlüğü
20. yüzyılın sonlarında Londra’da tek başına yaşayan 30 yaşında nüktedan bir kadın. Endüstriyelleşmenin ortaya çıkardığı modern Amerikan kadını görünümünde. Hedefleri; kilo vermek, sigarayı bırakmak, güzelleşmek, belli kitapları okumak. Kendisine farkında olmadan dayatılan bu kalıpları yıkmayı başaran, güzel insan olma güdüsüyle savaşında galip çıkan bir karakter.
'Haftada 14 birimden fazla alkol almayacağım.'
2. Hermione Jean Granger - Harry Potter Serisi
Başarılı, güçlü, hem güzel hem de zeki. Çok fazla arkadaşı olmayan Hermione genelde çok bilmiş olmasıyla eleştirilir. Onun için ‘her şeye de atlama be arkadaş’, ‘bir şeyi de sen bilme ya’ diyenler çıkmıştır, çıkacaktır. Kütüphanedeki kitapları yalayıp yuttuğu için arkasından sallayanlar gün gelmiş onun yardımıyla binbir badire atlatmıştır. Hermione olmasaydı Harry’yi net harcarlardı.
'Ben mi? Kitaplar ve zeka. Ama daha önemli şeyler var. Arkadaşlık ve cesaret. Dinle Harry, çok dikkatli ol.'
3. Jane Eyre - Jane Eyre
Çocukken babasını kaybeden Jane, prensiplerinden kesinlikle ödün vermeyen tutkulu bir karakter. Erkek hegemonyasına karşı gelen bu güçlü kadını, feminizmin mihenk taşlarından biri olarak kabul görenler olduğu gibi durumu sadece bir kadının tekil bağımsızlık mücadelesi olarak değerlendirenler de mevcut.
'Ben bir kuş değilim ve hiçbir ağ beni kapana kıstıramaz. Ben kendi bağımsız iradesine sahip, özgür bir bireyim!'
4. Elizabeth Bennet - Pride and Prejudice / Gurur ve Önyargı
Zeki ve güzel bir kadın karakterle karşı karşıyayız. Vaktinin çoğunu kitap okuyarak geçiren Bennet, lafını kimseden esirgememesiyle bilinir. Jane Austen, henüz 19. yüzyılın başında böylesine dik başlı, özgür düşünceli ve önyargılarını yıkmayı bilen bir kadın karakter yaratarak kendinden sonraki nesle büyük güç vermiştir.
'Onun gururunu ben de kolaylıkla hoş görebilirdim. Benim gururuma dokunmamış olsaydı.'
5. Emma Bovary - Madam Bovary
Taşra sıkıntısı bir kadını nerelere sürükleyebilir? Kendi yaşadığı çevreden daha yukarıda gören ve hayatından memnun olmayan Emma, okuduğu kitaplardaki gibi bir hayat ister. Arzu nesnesi olma güdüsüyle hareket eder. Bu denli şiddetli bir depresyon yaşayan ilk kadın karakterdir. İlk çağdaş realist romana imza atan Flaubert, Bovarizm terimin doğmasına da sebep olmuştur.
'Benim sıkıntımdan ahlaksızca yararlanmaya kalkıyorsunuz, beyefendi! Ben acınacak durumdayım ama satılacak değilim!'
6. Arwen - The Lord of the Rings / Yüzüklerin Efendisi
Çağının en güzel kadını. En ulvi ırkladan birine mensup olmasına rağmen bununla çok fazla ilgilenmiyor. Aşkı için ölümsüzlüğünden vazgeçebilen bir karakter. Herkese karşı gelebilen Arwen'in karşısında durmamak lazım.
7. Jo March - Little Women / Küçük Kadınlar
Kitabın başında 15 yaşında maskülen bir kızla karşı karşıyayız. Asıl ismi Josephine olması rağmen kendisine Jo diye hitap edilmesini tercih ediyor. Okumayı ve yazmayı çok seven Jo, isyankarlığını bazen fazla abartabiliyor. İstemediği erkekle evlenmeyi reddedip kendi yolunu çizmesi de dönemi için iyi bir mesaj.
8. Scout Finch - To Kill a Mockingbird / Bülbülü Öldürmek
6 yaşında bir anlatıcı. Henüz okula gitmeden okumayı yazmayı öğrenmiş bir kız. Erkeklerle kavga etmekten gözü korkmayan ama aynı zamanda da oldukça anlayışlı bir karakter. Irkçılıkla erken yaşta tanışan Scout, Atticus gibi bir babaya sahip olduğu içinse oldukça şanslı. Özverili, boyunu aşan konularda iyi, anti faşist
9. Becky Sharp - Vanity Fair / Gurur Dünyası
Kitabın yan başlığına bakarsak durumu daha iyi kavrarız. Kahramansız bir roman. Becky de kitabın anti kahramanı aslında. Hiciv yeteneği çok güçlü zeki bir kadın. Yeşil gözlü, açık tenli bu kahramanımız sosyeteye girme adına insanları zekasıyla bir güzel kullanır. Müziğe ve oyunculuğa yeteneği vardır.
10. Marla Singer - Fight Club / Dövüş Kulübü
Bu kitaptaki kadar testosteron hormonunun fazlalığına dur diyebilecek nadir kadınlardan biri Marla Singer. Marla için yarın yoktur, anın değerini bilir. Kendi güzellik kurallarını kendi belirleyen, umursamaz ve intihara meyilli çatlak bohem bir kadınla karşı karşıyayız. Post modern bir kadın karakter.
11. Catherine Earnshaw - Wuthering Heights / Uğultulu Tepeler
Özgür ruhlu, kaygısız, güzel bir kadın. Aynı zamanda kindar, kibirli ve biraz da çocuksu bir ruha sahip. Asi, herkese başkaldırabilen, cesur ve kaderini kendi çizen Catherine, bir yandan saf bir karakter. Kendisini 18 yaşında kaybetmeseydik ne yöne evrileceğini bilemiyoruz.
12. Lisbeth Salander - Millenium Series / Milenyum Serisi
Alkolik ve kadın düşmanı babanın kızı. İntikam dersi vermiştir. Biseksüeldir, feministtir. Kuyruğuna basanın aklını alır. İnsanlarla ilişki kurmakta zorlanan, efsane bir bilgisayar hackerı.
13. Dorothy Gale - The Wizard of Oz / Oz Büyücüsü
Kötülüğe karşı savaşırken dışarıda aradığı akıl, kalp, cesaretin kendi içinde olduğunu, insanın her şeyi yenebileceğini gösterir. Iyi niyetlidir. Hiç kimseyi ötekileştirmez. Onun için ‘evden daha güzel yer yok’tur.
14. Mrs. Clarissa Dalloway - Mrs. Dalloway
Her şeyiyle onaylayacağımız pek sempatik bir karakter değil Dalloway. Görünüşte sığ ve kendi muhiti dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen, okumayan bir kadın. Kendini öyle görmese de Clarissa, büyük bir snob. Özgürlüğüne önem veriyor gibi gözükse de insanlarla olan ilişkilerini çok önemseyen, buna çok bağlı bir karakter.
15. Anna Karenina - Anna Karenina
Rus aristokrasisine bağlı, şık ve güzel bir kadın Anna. Sevgisizliğe hiç tahammülü yok. Bu sebeple dönemin şartlarında çok da kabul edilemez bir şeyi yapıp, evliliğini yıkacak, arkasından söylenenleri umursamadan kendini aşkın kollarına bırakacak kadar da gözü kara. Tutkulu ve bu konuda da talepkar. Kocasını aldattığı ve iyi bir anne olamadığı için toplum tarafından cezalandırılmış ama infazı kendi elleriyle yapacak kadar da gururlu. Ah Anna...
'Eskiden de mutsuzdum, bundan daha mutsuz olunamayacağını sanırdım ama şimdi içinde bulunduğum bu korkunç durumu aklıma bile getiremezdim. İnanır mısın, onun iyi bir insan olduğunu, eşsiz bir insan olduğunu, onun tırnağı bile olamayacağımı bildiğim halde yine de ondan tiksiniyorum.'
Yorum Yazın
bokunuz eğri çıksa erkek hegemonyası diyeceksiniz...
yani önemli olan tek şey bu mu? baş karakterin cinsiyeti! bari yerli bi kaç örnek verseydiniz. mesela çalıkuşu.
cinsiyetçi ayrımı kötüleyelim derken cinsiyetçi ayrım yapmak +9 erkeklerin hegomanyası derken neyden bahsettiniz acaba sayın editör