Dünyanın En İyi 10 keskin Nişancısı
Efsane Keskin Nişancılar
Savaş
alanlarının -kelimenin tam anlamıyla- gizli kahramanlarıdır keskin nişancılar.
Çünkü sanılanın aksine keskin nişancıların işini en iyi şekilde yapabilmesi
için hedef almada olduğu kadar kamuflajda da usta olması gerekir. Sonrası insan
vücudunun sınırlarını zorlayan bir ölüm gösterisidir. Doğru nefes alma, kan
dolaşımını yavaşlatma, çevresel etkileri en iyi şekilde okumak gibi üstün
askeri yetenek ve becerileri isteyen keskin nişancılık tarihte pek çok savaşın
seyrini değiştirmiştir. Aşağıda kısa kısa bahsedeceğimiz bu ölüm makinelerini
tanıdıkça siz de Köroğlu’nun “Tüfek icat (delikli demir) oldu mertlik bozuldu”
sözüne hak vereceksiniz.
Kaynek : enlerin günlüğü
10 - THOMAS PLUNKETT
9 – SERGEANT GRACE
8 – CHARLES CHUCK MAWHINNEY
Yakın
geçmişin en psikopat askerlerinden biri olan Chuck Mawhinney daha çocuk yaştan
Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne katılıp, en büyük hayali olan sniper tüfeğini ilk
kez Vietnam’da kullanmış. Sonuç: resmen 103 gayriresmi 213 ceset! Dünya
Mawhinney’in bu başarısından (!) yıllar sonra tertiplerinden birinin
anılarını yazdığı Dear Mom: A Sniper’s Vietnam adlı kitap ile haberdar olmuş.
Kitap kendisiyle öyle büyük bir prestij kazandırmış ki şu an hayatını askeri
okullarda dersler vererek devam ettiriyormuş.
7 – ROB FURLONG
Bu
Hollywood filmlerinden fırlamış gibi duran tip eski bir paralı asker olan Rob
Furlong. Aslen Kanadalı olan Furlong bu alanda kırılması güç bir rekorun
sahibi. El Kaide’ye yönelik yapılan Anaconda Operasyonu’nda şimdiye kadar
kaydedilmiş en uzun mesafeden başarılı atış yapma rekorunu 2,430 metre ile
kırmış. İşin zorluğunun anlaşılması bakımından hatırlatalım bu mesafeye
26 tane futbol sahası sığıyor.
6 – VASILY ZAYTSEV
Ülkemizde
‘Kapıdaki Düşman’ adıyla gösterilen Emeny of Gates filmi sayesinden dünyanın en
çok tanınan keskin nişancılarından biri olan Vasily Zaytsev Rus Kızıl Ordusu’na
mensup bir memurmuş aslında. Stalingrad Savaşı’yla Naziler kapıya dayanınca
cepheye gönüllü olarak gitmiş ve bir çeşit Soysozlar Çetesi olan keskin
nişancılar grubuna katılmış. Ocak 1942’de Ekim 1943’e kadar 242 Nazi’yi uzaktan
atışlarıyla haklamış. Sonrasında ise yeni keskin nişancılar yetiştirmek üzere
emekli olmuş. Eğittiği keskin nişancıların öldürdüğü insan sayısı tam olarak
bilinmemekle birlikte 3000 civarında olduğu düşünülüyor.
5 – LYUDMILA MIKHAILOVNA PAVLICHENKO
Geldik
listemizin tek kadın keskin nişancısına. Bir Sovyet Ordusu efsanesidir kadın
keskin nişancılar, Nazilerle savaşmak için kurulan 2 bin kişilik bir ölümcül
güzeller ordusu ardında cesetten bir dağ bırakmıştır. Lyudmila da bu ordunun en
iyisi olarak Odessa işgali sırasından 2.5 ayda 187 Naziyi kayıtlara ölü olarak
geçirmiş. Daha sonra Kırım ve Sivastopol’deki çarpışmalara
katılan Pavlichenko İkinci Dünya Savaşı sonuna kadar 36’sı düşman sniper
olmak üzere 309 kişi vurmuştur.
4 – CARLOS HATHCOCK
Carlos
Hathcock 17 yaşında Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne katılarak sadece özel
yeteneklerin kabul ediliği Camp Lejeune’de bir keskin nişancı olara
yetiştirildi. İlk görev yeri Vietnam’da resmen 93 gayriresmi 103’te fazla
kişiyi 2 hafta gibi kısa sürede indirmeyi başardı. Namı o kadar korkutucu
olmaya başladı ki Kuzey Vietnam ordusu başına 30.000 dolar ödül koydu. Tek
başına bir müfrezeyi öldüren Hathcock uzaktan atışlardan çok kamuflaj konusunda
ustalaşmıştı. Kamuflajda kullandığı malzemeler nedeniyle kendisine Vietnamlılar
‘Lông Trung du Kich’ yani Beyaz Tüylü Sniper lakabını vermiş. Şu an
Amerika’nın yaşayan efsane askerlerinden biri olarak gösteriliyor
3 – ADELBERT F. WALDRON
Amerikan
Ordusu’nun en iyi keskin nişancısı olma ünvanını elinde
bulunduran Adelbert F. Waldron’un Vietnam’da 109 onaylanmış cinayeti
var. Michael Lee Lanning’nin ‘Inside the Crosshairs: Snipers in
Vietnam’ adlı kitabından anlattığına göre Mekong Nehri’nden üzerilerine
doğru ateş yağdırarak gelen bir düşman botundaki keskin nişancıyı 900 metre uzaktaki bir
ağacın üzerinden vurmuş ve bütün birliği yok olmasını engellemiş. Amerika’nın
savaş kahramanları arasında çok önemli bir yeri varmış o bu nedenle. Ramadi
Şeytanı olarak bilinen ve Gazze’deki direnişçilerin korkulu rüyası haline gelen
Amerikalı keskin nişancı asker Chris Kyle bir röportajından kendisine
Waldron’u örnek aldığını belirtmiş
2 – FRANCIS PEGAHMAGABOW
I. Dünya
Savaşı’nın en gizemli hikayelerinden biri bu adama ait. Kanada adına savaşan
Shawanaga kökenli bir Ojibwe olan Francis Pegahmagabow gözünü budaktan
sakınmayan bir deliymiş. I. Dünya Savaşı’nın en kanlı çatışmalarının
yaşandığı Mount Sorrel, Passchendaele ve the Scarpe Muharrebeleri’ne
gönüllü olarak katılmış ve arkasında 378 ceset 300 esir bırakmış. Madalya
koleksiyonunu tamamladıktan sonra da askerliği bırakıp kayıplara karışmış.
Öldürülmesi en zor adamlardan biri olduğu için bilinçli olarak izini
kaybettirdiği düşünülüyor
1 – “ BEYAZ ÖLÜM “ SIMO HAYHA
Simo
Hayha, nam-ı diğer Beyaz Ölüm! Dünya savaş tarihinin gelmiş geçmiş en ölümcül
keskin nişancısı olarak kabul edilen Simo Fin Ordusu’nun gözbebeği olarak
Ruslara yıllarca kan kusturmuş. Finlandiya Rusya sınırında küçük bir köy
olan Rautjärvi’de doğan Hayha 1925 yılında askerliğe başladı. Rusya ve
Finlandiya’nın 1939-1940 yılları arasında giriştiği Kış Savaşı olarak
bilinen çarpışmada İskandinav kurdu namıyla ilk kez adını duyurdu. -40 derece
soğukta 100 gün boyunca değişik ebat ve kalibre silahlarla toplamda 705 onaylanmış
ölüme imzasını kurşunla attı. Finlilerin askeri alandaki tek gururu olarak
görülse de bu milletin savaş alanındaki yeteneklerini Türkiye’de ilk fark eden
Atatürk olmuştu. Bu yüzden askeri okullarda okutulması için Finlandiya’nın
özgürlük savaşını anlatan Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı romanı Türkçeye
çevirtmişti
BONUS : ÇANAKKALE’DE TÜRK KADIN KESKIN NIŞANCILAR
Atatürk Üniversitesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Avusturalya ve Yeni Zelanda arşivlerinde yapılan araştırmalarda Çanakkale Savaşı’nda Türk kadınlarının sadece geri planda kalmayıp, kimsenin hayla bile demeyeceği bir şekilde, keskin nişancı olarak bizzat savaştıklarını ortaya koyduğunu belirtti.
Eğilmez, “Türk kadın savaşçılar, gizlendikleri yerden vurulup ölene kadar durmadan ateş ediyor ve attıklarını vuruyorlardı. Bu kahramanların kim olduğu, bireysel mi yoksa bir grup halinde mi hareket ettikleri, şimdilik tam olarak bilinemiyor. Bu konunun daha detaylı bir şekilde araştırılması lazım.” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Avusturalyalı piyade er J. C. Davies’in, annesine yazdığı mektupta, kendilerine karşı çarpışan Türk kadın savaşçıyla ilgili şunları anlattığını belirtti:
“Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü, keskin nişancı bir Türk kızı pusuda çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyu ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak, gün batmadan, bir Avusturalya’lı tarafından öldürülmesine gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19- 21 yaşlarında genç bir kızdı. Bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı.”
Eğilmez, “Times Gazetesi’nde yayınlanan bir başka askerin hatıralarında da yaşlı annesi ve çocuğu ile savaşan keskin nişancı bir kadın hakkında bilgi verilmiştir. “O, bir Türk kadın savaşçısıydı ve durmaksızın saklandığı evden ateş ediyor, evi boşaltıp teslim olmayı reddediyordu. Sonunda ele geçtiğinde, yanında yaşlı annesi ve çocuğu da vardı. Yakalanana kadar, bir pencereden ısrarla ve özellikle de subaylarımızı hedef alarak ateş etmişti. Sanıyorum öldürdüğü bazı kurbanlarını süngülemişti de. Üzerinde 16 askerimizin künyesiyle, oldukça yüklü miktarda yabancı para bulduk” Görüldüğü gibi Çanakkale gerçekten bir destandır. Kadınlar bu destanda acının en büyüğünü yaşadılar. Onlar babalarını, eşlerini ve evlatlarını kaybettiler. Ama vatanlarını korumak için canlarını da ortaya koydular. Bunun en güzel örneği anlattığımız Türk kadın sniperlardır. Bu kahamanlar, düşman subaylarına ateş ederken, hayatlarından olacaklarını çok iyi biliyorlardı. Sadece erkeklerini beklemediler, onlar gibi bu topraklar için şehit düştüler. Düşmanı hayrete düşüren ve yüreklerine derin korkular salan kahraman kadınlarımız, Mekânınız Cennet olsun. Sizleri saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyoruz.” diye konuştu.