Dilimize Pelesenk Olan ve Her Hapşırıktan Sonra Söylenen "Çok Yaşa" Kalıbı Nereden Geliyor?
Dilimize Pelesenk Olan ve Her Hapşırıktan Sonra Söylenen "Çok Yaşa" Kalıbı Nereden Geliyor?
Nereden geldiğini bilmesek de karşımızda biri hapşırdığı zaman refleks olarak çok yaşa diyoruz. Peki günlük hayatta sıklıkla kullandığımız bu kalıbın nereden geldiğini biliyor musunuz? Eğer cevabınız hayırsa hadi gelin birlikte öğrenelim!
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Hapşırmak, hayatta kalmamıza yarayan ve tarihi çok eskilere dayanan bir reflekstir. Sağlıklı insanlar gün içerisinde ortalama 4 kere hapşırırlar. Hapşırmayı tetikleyen birçok faktör bulunur.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Hatta hapşırdığımız zaman kalbimiz ve tüm organlarımız anlık olarak durur.
Almanlar ise "gesundheit" derler ve karşılarındaki kişilere sağlıklı yaşam dileklerini ifade ederler. İtalyanlar ise hapşırıktan sonra "felicita" cümlesini kullanırlar ve mutlu bir yaşam dileklerini iletirler.
Orta Çağ Avrupası belirli dönemlerde veba salgınları ile savaşmıştı. Bu savaşların en büyüğü ise 14. yüzyılda yaşanmıştı.
14. yüzyılda yaşanan bu veba salgını insanların sıklıkla hapşırmasına neden olmuştur. Bu nedenle de Papa 6. Gregory bir genelge yayınladı ve şunları söyledi;
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Yani diğer tüm kültürlerdeki ifadelerin kökeni de buraya dayanır.
Hipokrates'e göre hapşırık, vücudun yabancı maddelere karşı oluşturduğu bir savunma mekanizmasıdır.
Kısaca özetlemek gerekirse insanlar hapşırığın bir yaşam tehdidi olduğunu düşündükleri için hapşıran insanlara iyi ve mutlu yaşam dileklerini iletme ihtiyacı hissetmişlerdir.
Bir diğer görüşe göre ise bizlerin kullandığı çok yaşa ifadesi uzun yaşa anlamında değildir. Hapşıran kişiye çok yaşa derken ömrün bereketli olsun ve öldükten sonra bile hatırlanmaya devam et demek istiyoruz.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın