Görüş Bildir
Haberler
Bir Ebeveyn Uydurması Olarak "Seni Leylekler Getirdi" Yalanı Nereden Geliyor?

Bir Ebeveyn Uydurması Olarak "Seni Leylekler Getirdi" Yalanı Nereden Geliyor?

Arya Genç
22.01.2023 - 11:56 Son Güncelleme: 24.01.2023 - 01:10

Yeni doğmuş bebeklerin sık sık, aslında hiç de alakası olmayan canlılarla: uzun bacaklı, keskin gagalı kuşlar olan leyleklerle tasvir edildiği herkesçe bilinmektedir. Gagasındaki bir bezle bebek taşıyan leylek imgesi bebeklerle o kadar iç içe geçmiştir ki, bu bağlantının iyi dilek kartlarından, bebek kıyafetlerine ve battaniyelerine kadar birçok yerde izlerini görürüz.

Peki bebekler ve leylekler arasındaki ilişki neye dayanmaktadır? Gelin hep birlikte inceleyelim...👇

Kaynak: https://www.livescience.com/62807-why...
İçeriğin Devamı Aşağıda

Hepimiz daha önce mutlaka 'seni leylekler getirdi' cümlesini duymuşuzdur. Peki ama bunun nereden geldiğini hiç düşündünüz mü?

Hepimiz daha önce mutlaka 'seni leylekler getirdi' cümlesini duymuşuzdur. Peki ama bunun nereden geldiğini hiç düşündünüz mü?

Öncelikle efsanelerin ve mitlerin kökenlerinin izini sürmenin fazlasıyla zor olduğunu hatırlatmamızda fayda var.

Özellikle de bu, Avrupa, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu folklorlerinde yer alan ve dünyayı kapsayan mitler olduğunda iş daha da zorlaşır.

Bu nedenle, farklı toplumlarda benzer mitlere rastlamak mümkündür. Bahsi geçen kültürlerin hepsinin kuşların en göze çarpan özelliklerinden ilham aldığı görülür.

"Büyük ve beyaz olan leylekler, saflıkla da ilişkilendirilirler..."

"Büyük ve beyaz olan leylekler, saflıkla da ilişkilendirilirler..."

'...Yuvalarının büyük olması da bize kendi evlerimizi çağrıştırır ve iyi ebeveynlik davranışları gösterirler' diye açıklıyor 'Birds: Myth, Lore and Legend' ın ortak yazarı Rachel Warren Chadd (Bloomsbury Doğa Tarihi, 2016).

Bu uzun gagalı ebeveynlere dair birçok popüler hikaye antik Yunan'a ve Hera adında intikamcı bir tanrıçanın hikayesine kadar dayanır. Bu hikayeye göre Hera, Gerana adında güzel bir kraliçeyi kıskanır ve onu leyleğe dönüştürür. Kalbi kırık Gerana daha sonra çocuğunu Hera'nın pençelerinden almaya çalışır ve Yunanlar dönüştürülmüş kuş Gerana'yı, gagasından sarkan bir bebekle tasvir ederler.

Ancak Warren Chadd, kitabı için araştırma yaparken orijinal efsanede, "yavru kapan kuş"un leylek olarak değil 'turna' olarak tanımlandığını keşfeder.

Ancak Warren Chadd, kitabı için araştırma yaparken orijinal efsanede, "yavru kapan kuş"un leylek olarak değil 'turna' olarak tanımlandığını keşfeder.

Warren Chadd, Live Science'a verdiği demeçte, 'Bir türün eski bir efsaneyle ilişkili olduğunu doğrulamak zor olabilir, çünkü örneğin leylekler, turnalar ve balıkçıllar sıklıkla karıştırılır' diyor. 

Benzer şekilde, Mısır mitolojisinde leylekler dünyanın doğuşuyla ilişkilendirilir. Ancak tarihsel açıdan bakıldığında, bu efsanevi canlı aslında bir balıkçıldır. Warren Chadd'e göre, 'Hayal gücünü biraz zorlamak onu leyleğe dönüştürebilir'.

Birleşik Krallık'taki Chichester Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı öğretim görevlisi, folklor ve masallarla ilgili bir araştırma dergisinin editörü olan Paul Quinn; leyleklerle bebekler arasındaki bağlantının bu tarz 'tür karışıklığı' gibi durumlara kadar varabileceğini öne sürüyor.

Birleşik Krallık'taki Chichester Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı öğretim görevlisi,  folklor ve masallarla ilgili bir araştırma dergisinin editörü olan Paul Quinn; leyleklerle bebekler arasındaki bağlantının bu tarz 'tür karışıklığı' gibi durumlara kadar varabileceğini öne sürüyor.
onedio.com

'Leyleğin bebeklerle, özellikle de çocukların anne bakımıyla olan bağlantısının, leyleğin pelikanla birleşmesinin sonucu olduğunu düşünüyorum.' 

Avrupa orta çağ edebiyatının, 'görkemli beyaz pelikanı' gençliğin yeniden doğuşu ve yükselişi olan Katoliklikle özdeşleştirdiğini söylüyor. Yol boyunca bir yerlerde leylekler bu kuşun yerini almış olabilir. :)

Efsanenin kökenleri nereye dayanırsa dayansın, tarihçiler 'bebek doğuran leylek' fikrinin tohumlarının kesin olarak kuzey Avrupa'da, özellikle Almanya ve Norveç'te atıldığı konusunda hemfikirler.

Efsanenin kökenleri nereye dayanırsa dayansın, tarihçiler 'bebek doğuran leylek' fikrinin tohumlarının kesin olarak kuzey Avrupa'da, özellikle Almanya ve Norveç'te atıldığı konusunda hemfikirler.

En az 600 yıldan fazla bir süre önce orta çağa kadar izlenebilen Pagan döneminde, çiftlerin yaz gündönümü sırasında evlenmesi yaygındı; çünkü yaz mevsimi doğurganlıkla ilişkilendiriliyordu. 

Aynı zamanda leylekler, Avrupa'dan Afrika'ya kadar uzanan bir yolculuk olan yıllık göçlerine başlıyorlardı. Kuşlar daha sonra, bir sonraki baharda, yani tam olarak dokuz ay sonra geri dönüyorlardı.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Warren Chadd, leyleklerin "ilkbaharda, birçok bebeğin doğduğu sıralarda, göç edip yavrularını almak için geri döndüklerini" söylüyor.

Warren Chadd, leyleklerin "ilkbaharda, birçok bebeğin doğduğu sıralarda, göç edip yavrularını almak için geri döndüklerini" söylüyor.

Böylece leyleklerin yeni hayatın habercisi olduklarını ve insan bebeklerini teslim ettiklerine dair hayali bir fikrin ortaya çıktığını da ekliyor.

Hikaye zamanla farklı boyutlar kazandıkça daha da kompleks hale geliyor tabii. Leylekler, Nors mitolojisinde, aile değerlerini ve saflığı temsil ediyor. (Bunun büyük ölçüde, leyleklerin tek eşli olduğuna dair yanlış bilgiden kaynaklı olduğunu da ekleyelim.)

Warren Chad'ın kitabında bahsettiğine göre:

Warren Chad'ın kitabında bahsettiğine göre:

Hollanda, Almanya ve Doğu Avrupa'da, evlerin çatılarına yuva yapan leyleklerin, haneye şans getirdiği düşünülüyor. Yeni bir bebeğin habercisi olduğu da yaygın inanışlardan.

Yazar, Live Science'a verdiği demeçte, Avrupa efsanenin çıktığı asıl yer olsa da Amerika'da da şekillendiğini söylüyor.

Yazar, Live Science'a verdiği demeçte, Avrupa efsanenin çıktığı asıl yer olsa da  Amerika'da da şekillendiğini söylüyor.

 'Aynı hikayenin 'Sioux' efsanesinde, beyaz leyleğin (Ciconia Ciconia) aksine farklı bir leylek türü olan tahta leylek (Mycteria Americana) ile gerçekleşmesi ilginçtir' diyor.

 'Hepsi, leyleklerin (özellikle beyaz leyleklerin) bulunabileceği her yerde farklı insanların davranışlarını gözlemlemelerinden kaynaklanıyor.'

19. yüzyılda efsane, Hans Christian Andersen'ın "Leylekler" adlı masal versiyonunda popüler hale geldiğinde, doğumun sembolü olarak farklı bir ilgi görmeye başladı.

19. yüzyılda efsane, Hans Christian Andersen'ın "Leylekler" adlı masal versiyonunda popüler hale geldiğinde, doğumun sembolü olarak farklı bir ilgi görmeye başladı.
twitter.com

Bu masalda, leylekler, hayali kurulan bebekleri göletlerden ve göllerden çekip çıkararak hak eden ailelere teslim ediyorlardı. 

Ancak hikayenin karanlık bir yanı vardı: Kötü huylu çocukları olan aileler, leylekten ceza olarak ölü bir bebek alıyorlardı!

Quinn'in söylediğine göre: masal, çocuklara ahlaki bir ders vermeye çalışıyordu. Aynı zamanda, çocuklar için genellikle öğretici olan ve dini ögeler içeren yeni 'çocukça peri masalları' geleneğini de sürdürüyordu.

Viktorya Dönemi İngiltere'sinde hikaye, cinsellik ve doğuma dair gerçekleri gizlemenin bir yolu olarak değerli hale geldi.

Viktorya Dönemi İngiltere'sinde hikaye, cinsellik ve doğuma dair gerçekleri gizlemenin bir yolu olarak değerli hale geldi.

Warren Chadd'e göre: 

'Yaşamın gerçeklerini açıklamanın bir tabu olduğu Viktoryalılar için, bebek getiren leylek işe yarar bir imgeydi'

Doğumla ilgili görüşler bugün daha tabulaşmış bir halde olabilir, ancak yine de bu zarif kuşu, aile hayatındaki ve farklı kültürlerdeki merkezi rolünü kutlayan leylek efsanesini yaşatmaya devam ediyoruz.

Warren Chadd, 'İnsanlar hikayeleri sever.' düşüncesinde. Haksız da değil; hayvanları insanlaştırma eğilimimiz, bebek doğuran leyleği en kalıcı efsanelerden biri haline getirdi ne de olsa. Genel hatlarıyla kuşların davranışlarına dayanan fakat kökleri insanlığın umutlarına ve korkularına tutunan 'leylek efsanesine'...

Benzer içerikler de ilginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
21
6
3
1
1
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın