onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Bir Bakarsın An Gelmiş, Olmuş!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Bir Bakarsın An Gelmiş, Olmuş!

“Dünyada olabilecek her olay için misal aleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız sözlerle o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler söyleyin ki, güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır.” Mevlana’nın asırlar önce söylediği bu söz aslında tam da “kuantum alan” denilen bütün olasılıkların olduğu o alanı anlatmıyor mu? Bugün en çok satan kitaplarda birinci sırada Pierre Franckh’ın Rezonans Kanunu kitabı tam da bunu söylüyor aslında. Rezonansın neyse gerçekliğin de o. Yani enerjin alt düzeylerde ise enerjinin enerjiyle buluşması yasası gereği sen misal alemindeki zorlu, kötü ihtimalleri uyandırıyorsun, enerjin yüksekse daha latif güzel ihtimalleri uyandırıyorsun. Sabah kalktığında bile çoğu zaman bütün ihtimallerle uyanıyorsun ama bazılarını çağırıyor, bazılarına ise yüz vermiyorsun.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Diyeceksin ki “Dünya kötü, karanlıklar, yoksulluklar, savaşlar var.” Sen kendi içindeki savaşı bir barışa yönlendir bakalım belki senden çıkacak enerji birçok şeyi değiştirecek kendini küçük görme sakın ama büyük de görme.

Diyeceksin ki “Dünya kötü, karanlıklar, yoksulluklar, savaşlar var.” Sen kendi içindeki savaşı bir barışa yönlendir bakalım belki senden çıkacak enerji birçok şeyi değiştirecek kendini küçük görme sakın ama büyük de görme.

Senin kendi bütünlüğün, evrenin var. Sen her gün bir seçimle karşı karşıyasın ve bu büyük bir sorumluluk. Herkes bir sihirli iksir olsa da sorumluluktan kaçsa ister, ne yalan söyleyeyim ben de isterdim. Çocukken bol bol peri masalı okumuş biri olarak “Bir peri, melek ya da ermiş bana dokunsa ve her şey güzel olsa, ben hiç uğraşmasam.” derdim. Tabii ki öyle olmadı. Gördüğüm bütün o renkli hayatları da böyle oluyor sanırdım. Ama kim bilir arkasında ne bedeller var. Onlar gözükmüyor onu sen anlayacaksın. 

İnsan sanmak istiyor. Kolayına geliyor. Ama öyle olmuyor. Eşrefi mahlukat olarak yaratılmış insanın sorumluluğu var. Oysa o hep çocuk, bilemedin ergen kalmak istiyor. Bedel ödemesin, hep olsun. Hep alacağı var gibi, oysa bir denge yasası var. Dünyadan alacağı olduğu kadar vereceği de var. Vermeye gönüllü olduğunda külfet gibi görünen külfet olmuyor. Kafanda bitiyor aslında bu iyi bu kötü dediklerin. Her nimetin bir külfeti var ama o külfeti başkaları ödese biz hep çocuk kalsak. Olmayacak. Boşuna nefesini tüketme, bugün başka gözlerle dünyaya bak. Bazen yapamayabilirsin, o zaman bırak yapamadım de, ama inan ki yaptığın gün de gelecek. Öyle olmasa bu yazıyı da okumazdın. 

Olmuyor işte… Olmadığını bir kere kabul etmeyi başardığında ise sana yeni bir kapı açılacak. O zaman anlayacaksın ‘zül celali vel ikram’ın anlamını. Önce zorluk sonra kolaylık. Ne diyor İnşirah Suresi’nde, “Demek ki her zorlukla birlikte bir kolaylık var. O halde boş kaldığında, yine kalk yine yorul. Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O’na doğrul.”. Boşluğu, nefsini, egonu şeytanın doldurmasına izin verme çünkü “Acele şeytanın hilesidir.” der Mevlana. Kalkıp yorulman gerekiyor, ümidini kesmemen gerekiyor, karanlığın açılacağına inanman gerekiyor, sabırla sirkenin helva olacağına inanman... Niye bu kadar zor, bir de kolay diye bak, hiç bunu denedin mi? 

Bazen her gün denemen gerekir, okuma yazmayı da bir günde öğrenmedin ama bir kez öğrendikten sonra her şeyi okuyabildin değil mi? Samuel Beckett ne demiş, “Hep denedin hep yenildin, yine dene yine yenil, daha iyi yenil.” Bu cümlelerdeki hikmet, bir şeyi denedikçe daha iyi yapacağını öğrenmek, yola devam etmek. Yolu eğlence kıl kendine, bir an önce bitirmeye çalışma, nasılsa bir gün bitecek. Hevesli insanlara bak, vazgeçmeyenlere, red edildikleri halde yola devam edenlere… Bir anda güçlü doğmadılar onlar da belki, güçlü olmayı öğrendiler zamanla, deneye yanıla. İşin kestirmesini arayanlar için değil bu yazı, kestirme gelen kestirme gider. Hakikatini arayanlar okusun. 

“Denedin, yanıldın

Denemedin yanılmadın

Denedin yanılmadın

Denemedin yanıldın”

Her olayda bunlardan biri gerçek olsa da en iyisi yola devam etmek.

Her olayda bunlardan biri gerçek olsa da en iyisi yola devam etmek.

Küsmek ve geri çekilmek değil, hoşuna gitmese de küserek oturma, istersen küs ama gene de bir şeyler yap. 

Sınava çalışmayayım ama dersten geçeyim, herkesin hakkında kötü konuşayım ama herkes beni sevsin, evi temizlemeyeyim ama ev temiz kalsın, istediğimi yiyeyim ama incecik olayım, zahmete girmeyeyim her şey kolay olsun. 

Olmaz… 

Onu zahmet görme, bedel görme, bir de bunu dene. İçinden dene. 

Sabah hiç canın istemese de şükürler bul kendine, kalkmak istemesen de kalk, sevmediğini sevmeyi dene. Başka gözlerle bak. Belki onun da bir yarası vardır.  Zor olanı kolay gör bakalım, ne diyorlar “Önce kaos sonra kozmos.” 

İşe sabahtan başla, erken kalk, ruhunu bedenine yerleştir, önündeki gün için en iyisini yapmayı dene, en iyi misalleri aklına getir, inanmasan bile seslendir. 

Hatta gülümse, olmazsa yine dene. 

Hatırla futbol maçlarında bazen aynı takım farklı bir ilk yarı ve ikinci yarı oynar, ilk yarıda ayağına pranga bağlı gibi koşturmayan futbolcular vardır, inançsız, karşı takımı ‘nasıl olsa yenemeyiz’ diye düşünen. Bol da gol yerler. Sonra devre arası olur. Aynı çocuklar sahnededir, ayaklarındaki prangayı sökmüşler, spikerin deyimiyle “sahaya yüreklerini koymuşlar”dır. İşte o yürek ayaklarına kan verir, ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır, maçın hakkını vereceklerdir, sonuç ne olursa olsun. Bir şeyler inmiştir ruhlarına, şahlanmışladır. Çoğu zaman da maçı kazanırlar, kazanamadıklarında bile “Ne maçtı be!” dedirtirler kendilerine, efsane olurlar. 

Yüreğini koymadığın her şey zor gelir. Ne diyor Kenan Doğulu bak şarkısında “Ne yaparsan yap, aşk ile yap.” Aşk ile yap, sevmeyi dene. En çok da kendini. Bu kadarını yapabildiğin için kendini tebrik et ama yarın için ümitli ol ve daha iyisini dene. Bir kabul et kendini. Kendin ol, eksiklerinle fazlalarınla. Sadece eksikliklerini değil güzel yanlarını da gör. İnan ararsan bulacaksın. 

İşte böyle. Şimdi başla yeni bir bakışa. 

Başka aşı değil, bakış aşısı yap kendine. 

Bir bakarsın inanmışsın, bir bakarsın an gelmiş olmuş. 

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam