Aslanı ile Gezen Amerika'yı Vergiye Bağlayan Kaptan-ı Derya: Cezayirli Gazi Hasan Paşa
Aslanı ile Gezen Amerika'yı Vergiye Bağlayan Kaptan-ı Derya: Cezayirli Gazi Hasan Paşa
Esirlikten sadrazamlığa... Ne hayat ama!
Kaynak: İslam Ansiklopedisi
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Daha çok küçük yaşlarda başlar Hasan Paşa'nın "hayatla imtihanı." Doğum tarihi 1713 olarak tahmin edilen küçük Hasan daha çocuk yaşta İran sınırında esir alınır ve Hacı Osman Ağa adlı Tekirdağlı bir tüccara satılır.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
1738'de asker olmaya karar verir Paşa ve özellikle 1 sene sonraki Belgrad kuşatmalarında rüştünü ispatlar. Ancak hayatına baktığımızda genel olarak uğraştığı milletin "Ruslar" olduğunu görürüz.
Tek gemiyle yola çıkmış olsa da Hasan Paşa açık denizde bir İspanyol gemisini zapt ederek Cezayir'e ulaşır. Bu durum onun şöhretine şöhret katacak ilk olay olur.
Yaklaşık 80 yıllık hayatının geriye kalanında ise neredeyse sürekli savaşır, çeşitli unvanlar elde eder ve 1789'da sadrazamlığa kadar yükselir. Bu tarihte Hasan Paşa aynı zamanda "Serdar-ı Ekrem" yani başkumandandır.
Gelelim Amerika meselesine... 18. yüzyılın sonlarına doğru ABD denizlerde yeni yeni bayrak gezdirmeye başlamışken 25 Temmuz 1785'te Maria isimli Amerikan gemisi Cezayir açıklarında Osmanlı'nın eline geçer.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam
Bunun üzerine ABD kongresi Osmanlı tehdidine karşı bir donanma kurma gereği duyar. Ayrıca 5 Eylül 1795'te ABD ile Osmanlı arasında bir anlaşma imzalanır.
Unutmadan! Lakabı "palabıyık" olan Cezayirli Gazi Hasan Paşa ve yanındaki aslan da biraz bahsedelim. Paşa, Kuzey Afrika'da bulunduğu dönemde yavru bir erkek aslanı kendisine alıştırır ve beslemeye başlar.
Öldükten sonra geriye bir çocuk bırakmayan Hasan Paşa'nın toplam serveti ise 4000 kese altın kadardır. Anlaşılan o ki Paşa parasını devlet ve hayır işlerine harcar.
Kendisinin Çanakkale'de yaptırmış olduğu ve günümüzde restore edilmeye hazırlanan kule konağı ise bu haliyle bile ihtişamıyla göz kamaştırmakta.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
Yorum Yazın
sonuna kadar zevkle okudum ama "restore edilmeye hazırlanan kule konağı" kısmı tüm tadımı kaçırdı. öylece kalsın daha iyi.
Ee sonuç ne?? Geçmiş geçmişte kaldı..