Anne Adayları Buraya! Normal Doğum Oranınızı Arttırmak İçin Yapabileceğiniz 11 Şey
Tükettiğimiz şeylerden, girdiğimiz strese kadar normal doğum şansımızı düşüren bir sürü olgu mevcut. Amerikan Kadın Doğum Derneğinin önerileri sayesinde, ciddi şekilde normal doğum oranının arttığı gözlemlenmiş. Biz de bu doğrultuda, normal doğum şansınızı arttırmak için yapmanız gerekenleri içeriğimizde anlattık.👇
1. Bazı kadınlar neden normal doğumdan uzak durur?
Çoğu kadın normal doğuma korkarak yaklaşıyor ve normal doğum yerine sezaryen doğumu tercih ediyorlar. Bunun önemli sebepleri arasında; kese oluşmasından korkmaları var. Vajinanın genişleyeceğinden ve cinsel zevk tatminlerinin azalacağından dolayı kadınlar, normal doğuma sıcak bakmıyor. Oysa normal doğumdan 6 ay sonra vajina eski büyüklüğüne ulaşıyor.
2. Vücudunuzun doğuma hazır olmasını bekleyin.
Normal doğum yapabilmeniz için öncelikle kendi kasılmalarınızı beklemelisiniz. Bu konuda acele etmeniz, normal doğum şansınızı bitirir. 38 haftada veya 42 haftada olmanızın bir farkı yoktur. Bunun sebebi biraz da genetikten kaynaklanıyor. Normal insan gebeliği 285 gündür, yani 42 hafta. Siz şu an 40. haftadaysanız ve sancılarınız başlamadıysa, ben bu çocuğu doğuramayacağım deyip paniklemeyin. 'Bebeğim anne karnında kaka yapacak veya ölecek' gibi düşünceleri kafanızdan silin. Hepimiz bir yere giderken hazırlık yapıyoruz. Bebekte aynı şekilde, anne karnından çıkmadan önce belli bir hazırlık yapması gerekiyor. Bunu tamamlaması için son günlere kadar bekleyin.
3. Stresten uzak durun!
Normal doğumun temelinde aslında kendinize güveniyor olmanız yatıyor. Korkarsanız ve etrafınızdaki insanlara çok fazla kulak asarsanız işiniz daha da zorlaşır. Son haftalara yaklaştıkça, etrafınızdaki insanların hala doğurmadın mı vb. eleştirileri sizi panikletir ve normal doğum şansınızı bitirir. Stres olmanız, kasılma hormonlarının azalmasına neden olur ve doğumu daha yavaş ilerletir. Kendi vücudunuzun planladığı şeyi beklemelisiniz. Bu bekleyişte bebeğinizin hareketleri ve tansiyonu iyiyse herhangi bir şey yapmanıza gerek yok.
4. Son haftalarda ilişkiye girmek doğumu kolaylaştırır.
Peki beklerken ne yapacaksınız? Bazı araştırmalar gebelik sırasında cinsel aktif olan bireylerin, yani 40. haftada hala cinsel birlikteliğe girmenizin doğumu kolaylaştırdığı göstermiştir. Bunun sebebi ilişkiye girdiğiniz zaman, penisin itme hareketi ile rahim ağzının yumuşamasıdır. Böylece doğum başladığı sırada yumuşamış olan rahim ağzının açılması daha kolay olur. Semen'in içinde bulunan bazı maddeleri, doğumlarda kasılmaları başlatmak amacıyla veriliyor. Bu maddeler doğal olarak, ilişki sonrasında rahim ağzında bulunması ile rahim ağzı daha çabuk yumuşuyor.
5. Dinlenin.
Diyelim ki doğumunuz başladı, kasılmalarınız var ama düzensiz. Hastaneye gittiğinizde, rahim ağzı açıklığının 1 cm olduğunu söylediler. Bu süreçte sizi hastane yatırıp, tam açılmayı bekleyelim demeleri normal doğum şansınızı %50 düşürür. Çünkü bekleme dönemi bazı kadınlarda 10 saatken bazı kadınlarda 3 günü bulabiliyor. O an hastaneye yatmanız stresten de dolayı kasılmalarınızı azaltır. Bu bekleme dönemini sabırla evde geçirin. Amerikan Kadın Doğum Derneğinin, önerisine göre kadınların hastaneye yatma durumunun 6-7 cm açıklığa ulaştığında öneriyor. Bu dönemden önce yatan hastaların sezaryen olma oranları artar. Kasılmaların hepsi rahim ağzını yumuşatmak amaçlıdır. Kasılmalarınız düzenli hale gelene kadar evde durmalısınız.
6. Egzersiz yapın!
Egzersizin ve yürüyüşün hamile kadınlara ne kadar faydalı olduğunu hepimiz biliyoruz. Son haftalara, hatta son günlere kadar yürüyüş yapmayı bırakmayın bu hem gereksiz ve sağlıksız kilo almanızı engelleyecek hem de kaslarını çalıştırdığı için kolay bir doğum gerçekleştirmiş olacaksınız. Hamile egzersizleri de bu süreçte çok önemli. Yer çekiminden dolayı bebeğin aşağıya inmesini sağlayacak egzersizler yapın.
7. Genellikle loş ortamları tercih edin.
Mutlaka karanlık ortamları tercih edin. Normal doğumu beklediğiniz bu dönemde aydınlık, pencerelerin açık olduğu veya çok ışık olan ortamlarda bulunmayın. Bunlar kasılma hormonlarını azaltır. Loş ortamlarda bulunmanızda fayda var.
8. Aç kalmayın!
Doğuma kesinlikle aç gitmeyin. Bazı kadınların doğum kasılmaları başladığı sırada bulantıları da olur. Bu rahim ağzının açıldığını gösteren bir belirtidir. Bulantınız varsa, bir şeyler yemeyin ama susuz da kalmayın. Bulantı yoksa, enerji verecek şeyler tüketin. Gebelikte çok abur cubur ve şekerli şeyler yemeyin ama doğum sancıları başladıktan sonra pekmez, bal, reçel gibi şekerli şeyler tüketebilirsiniz. Bunlar hem midede çabuk sindirilir hem de enerji verir. Rahim kasılırken, o da bir kas olduğu için mutlaka enerjiye ihtiyacı olacaktır.
9. Sık sık duş alın.
Son haftalarda sık sık duş alın, bu sizi rahatlatır ama dikkat etmeniz gereken şey ne çok sıcak ne çok soğuk bir su ile duş almaktır. Ilık duşlar size iyi gelecektir.
10. Eşinizle ve bebeğinizle vakit geçirin.
Çiftler, kasılmaların başladığı ilk zamanlarda evde baş başa vakit geçirmeleri de bu süreçte iyi gelecektir. Rahatlamış ve stresten uzak bir şekilde doğumu bekleyebilirsiniz. Kasılmalarınız çok düzenli, 5 dakikada bir şeklinde olduğu zaman hastaneye gitmelisiniz. Bu süreçte, ilk bebekleri olan çiftler çok panik oluyor. Kasılmalar bebeğe zarar vermez ve normal doğum bebeğiniz için de çok faydalıdır.
11. Vücudunuz, en olması gerektiği zamanda sizi uyarır.
Belli bir süre sonra kasılmalar güçlenir, sonra hafifler bu şekilde devam eder. Artık poponuza bir baskı hissederseniz, bu bebeğinizin aşağı inmesi demektir. Bunu hissettiğiniz an hastaneye gidebilirsiniz. Bu dönemde rahim ağzı açıklığı 6-7 cm olabiliyor ve rahim ağzında gerilmeler olması, kanamanız olmasına neden olabilir, bu durumda da paniklemeyin. Bu süreçte hastaneye gittiğinizde 5-6 saat içinde doğumuz gerçekleşecek demektir.
Normal doğum isteyen kadınlar, kasılmalarınız olmadan 40. haftada hastaneye yatmayın. Suni sancı yerine kendi kasılmalarınızı beklerseniz, daha kolay ve yüksek oranda normal doğum şansınız olur.
Bu içerikler de ilginizi çekebilir.
40 Paralık Hak! Cumhuriyet Tarihimizin İlk Öğrenci Eylemi
Yorum Yazın
Şimdi de doğum uzmanı mı oldunuz?