Sizden gelen soruları "Kesin yaşanmıştır bu" demeden acımasızca yanıtlamaya devam ediyoruz. Aşağıda bulunan soruların hepsi gerçek kişilerden, takipçilerimizden yorum ve mesaj yoluyla aldığımız sorular.
Siz de sorularınızı bize mesaj yoluyla ya da içeriğin altındaki yorumlarda sorabilirsiniz. Emin olun her soruya verilecek bir cevap var. Anlatın Ablanıza!
Uzun süreli ilişkilerden sonra başlayan yeni ilişkilerde böyle şeyler yaşanabiliyor. Yani şöyle diyeyim daha doğrusu: Bu durum sık sık olmuyorsa, arada bir ya da sadece bir kere yaşandıysa bence kafaya takmamak lazım. Ha mesela uykusunda sayıklar, o başka bir şey. O zaman sen baya kendini gerizekalı gibi hissedebilirsin, ben de sana haklısın derip çay koyarım. İsimleri karıştırmak, eski sevgiliyi hala daha düşündüğünü gösteren tek bir belirti olamaz.
En azından bunun bir sorun olduğunun farkındasın, bu da güzel. Kimse kimseyle sözleşme yapmıyor dünyaya gelirken. 2013'de şunları yaşayacağız, 2006'da mutlaka bunu yapacağız birlikte gibi... Hayatın bir akışı var ve plan yapsak da o akışın kapsama alanı içindeyiz. İnanmazsın ama sen de bu akışa dahilsin. Senin de bir geçmişin var, herkesin var, annenin de var, babanın da var, komşunun da var. Sen bir uydu değilsin ve hiçbir şey senin etrafında dönmez dostum. Böyle düşünerek kendini kasmaktan başka hiçbir şey yapmazsın. Kendini ve kız arkadaşlarını lütfen rahat bırak!
Bu servisimiz henüz hizmete girmedi ama burayı okursa belki sana ulaşır; nasıl ulaşır onu ben de bilmiyorum. Yazın olan güzel şeyler karın, çamurun içindeki hayatta aynı büyüyle yaşanmıyor zaten. Anladığım kadarıyla da felsefe, edebiyat ve sevdiğiniz yemeklerden bahsedecek kadar vaktiniz de olmamış. İnan bana, ortam, hava durumu ve hormonlar tam kıvamında olduğu için bu kadar etkilenmişsin sen. Yoksa şimdiye çoktan görüşürdünüz.
Büyük Hadron Çarpıştırıcısını devreye sokmak gibi olur. Sarılmak, sevdiğin bir insana fiziksel olarak gösterdiğin teslimiyet ifadesidir diyebiliriz. Savunmasız ve apaçık bir şekilde teslim olduğun birisi sana aynı şekilde yaklaşırsa dünya birkaç saniyeliğine durur, çiçekler toprağı delerek filizlenir, havalar ısınır, burnunda daha önce duymadığın mis gibi bir koku olur. Umarım sarılanların çok olur...
Valla sevmek biraz da öyle bir şey. Biz günümüzün getirdiği materyalist zihinlerin deryasında yüzüyoruz artık, değişik bir şey olduk. Sana anlatırken kendim de düşünüyorum bu arada ve evet yokluğa katlanmak herkesin harcı değil. Dünyanın sistemi adil olaydı da insanlar arasında bu kadar uçurum olmayaydı... İnsan hangi şartlarda nelere katlanacağını uzaktan kestiremiyor bu arada. Başına gelmeden hiç bir şeyi bilemeyiz.
Böyle durumlar için dünyanın en net cevabını vereceğim sana: "Onlar barışır, sen kötü olursun" İnan ben de senin kadar abinin yediği bokları kızların bilmesini isterim ama bazı çizgiler var, onları aşmamak lazım. Lazımlığı da, kanun hükmünde kararname olduğu için değil, tecrübelerin sonuçlarını bildiğimizden. Kızlar biraz kafayı çalıştırırsa zaten olayı çözerler. İşte o dakikalarda çekirdeğini çayını alıp geç karşılarına izle abinin başına gelenleri.
Yap tabii bize bok yemek düşer. Yalnız şöyle söyleyeyim, bu tecrübe sende hayatının bundan sonraki kısmında da sürekli tiramisu yiyecekmişsin yanılgısını yaşatabilir. Halbuki hayatta tahin pekmez de var... Kocan bir striptiz üstadı değilse "Hadi bana o çocuğunki gibi dans et" dediğinde olumlu bir geri dönüş alamayabilirsin; alsan da tatmin olmayabilirsin. Ha, "ben o kadar salak değilim, hiçbir şeyi birbirine karıştırmam dersen" ona bir şey diyemem. Yani en azından bu işi son güne bırakma da nikah masasında motivasyonun bozulmasın.
Ben hiç arabaşı yemedim, tadını da bilmiyorum ama bunca insan yiyorsa vardır bir bildikleri. Ayrıca sen sevgilinin Yozgatlı olduğunu bilmeyecek kadar ne yaşadın, onu da ben anlamadım. Olayı fazla büyütme bence, davete icabet et. Giderken de pasta masta bir şey al, elin boş gitme, ayıp olmasın.
Yani biz bu sahneyi genellikle Amerikan filmlerinde görüyoruz. Babamızın yanında sigara içemeyen, ayak ayak üstüne atamayan, sevgilimiz olduğunu söyleyemen insanlar olarak şaşkınlığını anlıyorum. Ancak bu yaklaşımın da bilinçsiz olduğunu söyleyemem, hatta oldukça da mantıklı. Tabii ilk buluşmada böyle bir şey duymuş olmak seni biraz içine doğru şişirmiştir. İlginç valla, ben de hiç denk gelmemiştim böyle bir olaya. (İnşallah kesin yaşanmıştır bu!)
Ben kendimi böyle bir seçimin içinde bırakırsam kendime ayıp etmiş olurum. Ne istediğimi çok iyi bilene kadar canım çıktı, ruhum zımparalandı. Dolayısıyla bir duruşum, bir tarzım oluştu. Kendi adıma bu gelişmeden memnunum. İnşallah yeterince açık bir laf sokuşu gerçekleştirebilmişimdir.
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın