9 soruda AİDS
1 Aralık Dünya AIDS gününde bulaşma hızı düşse de halen 35 milyon kişi HIV ile yaşıyor. İnsan bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve tedavi edilmediği takdirde yok olmasına neden olan HIV virüsünün neden olduğu AIDS nedeniyle ilk vakanın görüldüğü 1981’den bu yana 39 milyon kişi hayatını kaybetti.
HIV pozitif kişiler tanı konulduktan sonra hayat kalitelerinin düşürmeden uzun süreler yaşayabiliyor ancak hastalığın tedavisi olmaması nedeniyle AIDS modern çağın vebası olarak anılıyor.
Peki HIV/AIDS nedir? Nasıl korunabiliriz? Tedavi süreci nasıl işliyor?
İşte 9 maddede AİDS:
1) HIV Nedir?
Human Immunodeficieny Virus (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) kelimelerinin baş harfleri ile adlandırılmış HIV virüs, bağışıklık sisteminin içine yerleşerek, bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür.
Kanında HIV virüsü bulunan kişilere HIV pozitif denir. Bu kişiler aynı zamanda kanında antikor bulunan seropozitif (Anti-HIV testi=ELISA testi pozitif) kişilerdir.
2) AIDS nedir?
'AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) HIV tarafından oluşturulan, Türkçe’de “Edinilmiş Bağışık Yetmezlik Sendromu” olarak adlandırılan bir hastalıklar bütünüdür. AIDS; HIV adlı virüsün insan vücuduna girmesinden sonra tedavi olanaklarından yararlanılmadığı durumda ortaya çıkan hastalıklar bütünüdür.
HIV bulaştığı insanın vücudunda yıllarca bulgu vermeden kalabilir. Kişi eğer virüsü cinsel yolla almışsa, ortalama 8-10 yıl boyunca hekime başvurmasını gerektiren bir bulgusu olmayabilir. Virüs kan yoluyla alınmışsa, bu süre azalarak, 5 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Kişi virüsü aldığı andan itibaren başkalarına bulaştırabilmektedir. Sonuçta, birden fazla hastalık ve kanserin ortaya çıkması ile AIDS oluşur ve eğer tedaviye başlanmazsa hastalık ölümle sonuçlanır.
HIV pozitif birey aynı zamanda AIDS tablosu da gelişmiş kişi demek değildir. Doğru zamanda ilaç tedavisine başlayan ve ilaçlarını düzenli bir şekilde almaya devam eden HIV pozitifler hiçbir zaman AIDS evresine gelmeden sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürürler.
3) Nasıl bulaşır?
HIV, kondomlu cinsel ilişki, temas, öpüşme, aynı ortamda bulunma veya aynı eşyayı kullanma gibi durumlarda bulaşmaz. HIV 3 yol ile ulaşır:
Korunmasız cinsel ilişki:
HIV’in en yaygın bulaşma şeklidir. Korunmasız oral, anal ve vajinal cinsel ilişki sırasında virüs vücuda girebilir.Her tip korunmasız cinsel ilişki ile HIV ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar bulaşabilmektedir.
Kan ve kan ürünleri:
İçinde virüs bulunan kan veya kan ürünlerinin nakli ya da doku ve organ nakilleriyle bulaşma olabilmektedir. Ortak enjektör kullanımı ve HIV pozitif kan ile kirlenmiş aletlerle kesici delici yaralanmalar da kan alışverişine neden olabileceğinden olası bir geçiş yoludur.
HIV dış ortamda oksijen ve güneş ile temas ettiğinde uzun süre yaşamamaktadır. Kanın miktarına göre dış ortamda saniyeler, en fazla dakikalar içinde ölür.
Anneden bebeğe:
HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirme ile bebeğe geçebilmektedir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde bulaş % 20-30’dur. Ancak HIV pozitif anne gebeliği süresince de tedavi alıp,gerekli önlemler alınırsa bebeğe geçiş %0,5’in altına kadar düşürülebilmektedir.
4) Tanı Nasıl Konulur?
HIV’in tanısı yapılan kan testleriyle olur.
HIV vücuda girdikten sonra 3 -12 yıl bulgu vermeyebilir. HIV pozitif olup olmadığınızı anlamanız için doğru zamanda HIV testi yaptırmanız gerekir.Bu testin doğru sonuç vermesi için 10-12 hafta süre geçmesi gerekmektedir.
HIV teşhisi için kullanılan testler, hastanın kanında, HIV’e karşı gelişmiş olan koruyucu maddeleri (antikor /antijen) saptamak amacıyla yapılır. Bu antikorlar / antijenler, virüs vücuda girer girmez oluşmaz. Antikorların veya antijenlerin testlerle saptanabilir düzeye ulaşması, her kişide farklı zamanlarda gerçekleşir. Bu zamana “Pencere Dönemi” veya “Kuluçka Dönemi” denir. Bu süre genellikle 2-12 hafta arasındadır. Bu nedenle, kuşkulu bir ilişkiden / riskli temastanhemen sonra test yapılması uygun değildir. Aşağıda yer aldığı üzere doğru zamanda testi yaptırmak gerekir.
Korunmasız her türlü cinsel ilişki, güvenli olmayan kan alışverişi sonrası ve hamilelik öncesi HIV testi yaptırılması tavsiye edilir.
Test sonucu HIV(+) (HIV Pozitif) çıkarsa kişi kanında bu antikorları / antijenleri taşıyor demektir. Bu da kişinin HIV ile karşılaştığı anlamına gelir. Ancak testin yalancı pozitif çıkma ihtimali de vardır. Kişinin HIV pozitif olduğunun söylenebilmesi için Westernblood testi denen doğrulama testinin de yapılıp sonucunun pozitif olması gerekir.
Doğru zamanlarda yapılan testlerde sonuç negatif ise bu sonuca güvenebiliriz.
5) Evde HIV testi yaptırabilir miyim?
Sadece HIV için evde yapılabilecek bir test eczanelerde satılmaktadır. Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi, danışmanlık almadan HIV testi yaptırmanın ciddi sakıncaları vardır; çünkü testin sonucu 0 güvenilir değildir. Örneğin, yalancı pozitif testler, kişinin gerçekten hasta olduğunu düşünmesine ve ruhen yıkılmasına yol açabilir. Yalancı negatif testte ise hasta aslında virüsü taşımakta, fakat hastalık henüz kuluçka döneminde bulunduğundan, test HIV negatif çıkmaktadır. Bu durumda testi yapan kişide yalancı bir güven hissi oluşabilir ve riskli davranışların sürdürülmesi halinde hastalık başkalarına bulaşabilir. Bu nedenle, evde yapılan testlerin kullanılması, enfeksiyon hastalıkları uzmanlarınca önerilmemektedir.
6) Pozitif çıkarsa herkes duyar mı?
HIV/AIDS, T.C. Sağlık Bakanlığı'na bildirilmesi zorunlu bir durumdur. Bu, istatistikler yapmak, durumu ve gidişi belirlemek için gereklidir. Bildirimler isim vermeksizin, kodlanarak ve sadece T.C. Sağlık Bakanlığı’na bildirilir. Kodlama isminizin baş harfleri ve doğum yılınız kullanılarak yapılıyor. Bunun dışında tedavinizden sorumlu doktor ve ekibi dışında kimseye söylenmemesi gerekiyor. Tüm tedavi masrafları Sosyayal Güvenlik Kurumuna dahil kurumlar tarafından karşılanıyor. Sigortası olmayıp, maddi gücü de yeterli olmayanlar yeşil karttan, isteğe bağlı sigorta veya genel sağlık sigortasından yararlanabiliyor.
7) Dünyada AIDS ne durumda?
Dünya genelinde 35 milyon HIV pozitif kişi bulunuyor. 2013 yılında 1,5 milyon kişi AIDS nedeniyle hayatını kaybetti. 2,1 milyon kişiye ise HIV pozitif tanısı konuldu. HIV pozitif kişilerin yüzde 97’si düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Dünya genelinde HIV taşıyan kişilein yüzde 68’i Sahra-altı Afrika bölgesinde yaşıyor. Yine 2013 verilerine göre, dünya genelinde HIV taşıyan hamile kadınların yüzde 67’si virüsün çocuklara bulaşmasına neden oldu. Anneden bebeğe geçen HIV taşıyıcısı 3,4 milyon 15 yaş altı çocuk bulunuyor.
HIV/AIDS ile mücadele kampanyaları sayesinde tedavi altına alınanların sayısı 13 milyon kişiyi geçti. 2001’den beri HIV ile yaşayanların sayısı 2,5 kat arttı. Yeni HIV bulaşma oranı yüzde 13.
8) Türkiye’de durum ne?
Türkiye’de 2013’ün ilk 6 ayı itibariyle bilinen 5706 HIV poitif ve 1096 AIDS toplam 6802 kişi bulunuyor. Bu kişilerin 4931’ini erkekler 1869’ini kadınlar oluştururken, heteroseksüel cinsel ilişki bulaşma yolları arasında ilk sırada geliyor.
Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF ve UNAIDS’in 28 Eylül 2010 tarihinde yayınlanan HIV önleme, tedavi ve bakım hizmetlerine herkesin erişimini sağlama konusunda yaşanan gelişmelerle ilgili dördüncü yıllık raporunda Türkiye tedavi ihtiyacı olan HIV pozitiflerin tedaviye erişiminin % 50 – 80 arasında olduğu 21 ülke arasında yer aldı.
9) 'Herkes için tedavi’ amacına yönelik hangi adımlar atılmalı?
Dünya Sağlık Örgütü, UNICEF ve UNAIDS, HIV önleme, tedavi ve bakım hizmetlerine herkesin erişimini sağlama konusunda yaşanan gelişmelerle ilgili dördüncü yıllık raporun herkes için tedavi amacını gerçekleştirebilmeye yönelik uluslararası toplum tarafından atılması gereken adımlar aşağıdaki gibi sıralanıyor:
- HIV/AIDS önleme, tedavi ve bakım hizmetlerine herkesin ulaşabilmesi için verilmiş olan siyasal ve ekonomik taahhütlerin gözden geçirilmesi.
- HIV/AIDS ile tüberküloz, anne ve çocuk sağlığı, cinsel sağlık ve madde kullanıcıları için zarar azaltma gibi ilgili hizmetler arasında daha fazla entegrasyon sağlamak.
- Halk sağlığını geliştirmek ve yaygınlaştırmak için sağlık sistemlerini güçlendirmek.
- Özellikle daha fazla risk altında olan grupların HIV’e maruz kalmalarına sebep olan yasal ve yapısal bariyerlerin azaltılması için kesin önlemler almak.
Yorum Yazın