onedio
Görüş Bildir
Borsadan Galatasaray ve Trabzonspor'a Uyarı
Borsa İstanbul, Galatasaray ve Trabzonspor'un süren finansman sıkıntısı için alacakları tedbirleri 31 Aralık'a kadar açıklaması gerektiği yönünde açıklama yaptı.Borsa İstanbul'dan iki buyük kulübe uyarı geldi.Borsa İstanbul Yönetim Kurulu, Galatasaray GSRAY ve Trabzonspor'un TSPOR finansman sıkıntılarının devam ettiğini ve iki şirketin finansal yapılarını düzeltmek için alacağı tedbirleri 31 Aralık'a kadar KAP'ta açıklamaları gerektiğini bildirdi.BIST Yönetim Kurulu ayrıca, yıl sonuna kadar açıklanacak tedbirlerle ilgili gelişmelerin takibine ve 31 Mayıs 2016 tarihli finansal tablolarına yansıyacak şekilde herhangi bir düzelme olmadığı takdirde BIST tarafından alınacak aksiyonların, şirket paylarının pazar değişikliği de dahil olmak üzere belirlenmesi için konunun yeniden değerlendirilmesine karar verdi.eurosport
KAP'tan Galatasaray ve Trabzonspor'a Uyarı
Bugün toplanan Borsa Yönetim Kurulu, Borsa Ulusal Pazar'ında işlem gören Galatasaray ve Trabzonspor'un finansal tablolarında düzelme olmadığını tespit ettiklerini açıkladı.Her iki kulübün de 2013 yılında başlayan finansman sıkıntısı deven ettiğini açıklayan Borsa Yönetim Kurulu KAP'a yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;GALATASARAY İÇİN;'Borsa Yönetim Kurulunun 04/09/2014 tarihli toplantısında, Borsamız Ulusal Pazarında işlem gören Galatasaray Sportif Sınai ve Ticari Yatırımlar A.Ş. (Şirket) hakkında Borsa Yönetim Kurulunun daha önce Şirketin 31/05/2013 tarihli finansal tabloları dikkate alınarak 26/09/2013 tarihinde aldığı finansal yapının düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması hususundaki uyarı kararı, Şirketin 31/05/2014 tarihli finansal tabloları ile birlikte değerlendirildiğinde, finansman sıkıntısı durumunun devam ettiği anlaşıldığından, Kotasyon Yönetmeliği'nin 24'üncü maddesinin 'Ortaklığın finansman sıkıntısına düşmüş olması' şeklinde düzenlenen (g) bendi kapsamında Şirketin finansal yapısını düzeltmesi için alacağı tedbirleri 31/12/2014 tarihine kadar KAP'ta açıklamasına, söz konusu tedbirlerle ilgili gelişmelerin takip edilmesine, 31/05/2016 tarihli finansal tablolarına yansıyacak şekilde herhangi bir düzelme olmadığı takdirde Borsa tarafından alınacak aksiyonların, Şirket paylarının pazar değişikliği de dahil olmak üzere belirlenmesi amacıyla konunun yeniden değerlendirilmesine karar verilmiştir.'TRABZONSPOR İÇİN;'Borsa Yönetim Kurulunun 04/09/2014 tarihli toplantısında, Borsamız Ulusal Pazarı'nda işlem gören Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret A.Ş. (Şirket) hakkında Borsa Yönetim Kurulunun daha önce Şirketin 31/05/2013 tarihli finansal tabloları dikkate alınarak 26/09/2013 tarihinde aldığı finansal yapının düzeltilmesi için gerekli tedbirlerin alınması hususundaki uyarı kararı, Şirketin 31/05/2014 tarihli finansal tabloları ile birlikte değerlendirildiğinde, finansman sıkıntısı durumunun devam ettiği anlaşıldığından, Kotasyon Yönetmeliği'nin 24'üncü maddesinin 'Ortaklığın finansman sıkıntısına düşmüş olması' şeklinde düzenlenen (g) bendi kapsamında Şirketin finansal yapısını düzeltmesi için alacağı tedbirleri 31/12/2014 tarihine kadar KAP'ta açıklamasına, söz konusu tedbirlerle ilgili gelişmelerin takip edilmesine, 31/05/2016 tarihli finansal tablolarına yansıyacak şekilde herhangi bir düzelme olmadığı takdirde Borsa tarafından alınacak aksiyonların, Şirket paylarının pazar değişikliği de dahil olmak üzere belirlenmesi amacıyla konunun yeniden değerlendirilmesine karar verilmiştir.'Maraton
KAP Yoğunluk Yüzünden Çöktü
Kamu Aydınlatma Platformu'nun resmi sitesi yoğunluk yüzünden çöktü.Galatasaray ve Trabzonspor’un arka arkaya transfer bombaları patlatmasının ardından Kamu Aydınlatma Platformu’nun resmi sitesi yoğunluk yüzünden çöktü.Transfer sezonunun son gününde arka arkaya yapılan borsa bildirimleri, KAP’ın resmi sitesinin açılmamasına neden oldu.AMK Spor
Babacan-Kurtulmuş İkilisi Piyasayı Endişelendirdi
Yeni kabinede, Başbakan yardımcısı Ali Babacan'ın yanı sıra Numan Kurtulmuş'un da aynı görevi üstlenmesi piyasada endişe yarattı. Piyasa analistleri, Babacan ve Kurtulmuş'un eşit görevlerde olmasının, ekonomi yönetiminde 'çift başlılık' yaratabileceği endişesiyle, kâr realizasyonu kaygılarının da eklenmesiyle piyasada küçük çaplı satışlara neden oldu.Kabinenin açıklanmasından önce 2.1550 liraya kadar gerileyen dolar, ekonomi yönetimine ilişkin kaygıların belirginleşmesiyle 2.1655 liraya kadar yükseldi. Kapanış saatlerinde dolar 2.1635 ve euro da 2.8450 lira dolayında işlem görürken, yarı yarıya dolar ve eurodan oluşan döviz sepeti de 2.5042 değerine yükseldi. Yeni kabinede ekonomi yönetiminin beklendiği gibi görevini korumasının ardından kâr realizasyonu ile karşılaşan hisse senetleri günü yüzde 0.65 ekside kapatırken, seans sonuna doğru banka hisselerinde satışlar arttı. Güne 81,009 puan ile artıda başlayan Borsa İstanbul Endeksi beklentilerin altında kalan Temmuz ayı dış ticaret açığı verisi sonrası 81,600 puanın üzerine çıktıktan sonra, yeni hükümetin açıklanmasının ardından eksiye geçti. Borsa İstanbul Endeksi 80,312.94 puandan kapanırken, banka hisseleri yüzde 1.53 geriledi. DHA
Dolar 5 Ayın Zirvesinde
Dolar/TL 2,1880 ile son 5 ayın en yüksek seviyesini gördü. ABD Merkez Bankası’nın (FED) istihdam piyasasında beklenenden daha güçlü durumdaki toparlanmanın, faiz oranlarının düşünülenden daha erken yükseltilmesine yol açabileceğinin işaretini vermesiyle dolar 2.18 liranın üzerine çıktı. FED tutanaklarının açıklanmasının ardından dolar erken işlemlerde 2.18 lirayı geçti. Piyasalardaki satışların etkisiyle tırmanışı hız kazanan dolar 2.1892 lira ile Mart ayından bu yana en yüksek düzeye çıktı. Dolar daha sonra gelen alımlarla 2.1810 - 2.1830 bandında hareket etmeye başladı. Dolara paralel olarak yükselen euro da 2.90 lirayı da aştı ve 2.9024 liraya kadar çıktı. Avrupa para birimi daha sonra 2.8950 - 2.8960 düzeyine çekildi. ABD ve AB para birimlerindeki tırmanışa bağlı olarak, yarı yarıya dolar ve eurodan oluşan döviz sepetinin değeri de 2.54’ü geçti. BORSA GÜNE DÜŞÜŞLE BAŞLADI, FAİZ YÜKSELDİ Döviz piyasalarındaki gelişmeler hisse senedi piyasalarını da etkiledi. ABD’de faizlerin erken yükseltileceğine ilişkin işaretler, piyasaya para akışını olumsuz etkileyebileceği öngörüsüyle, Borsa İstanbul Endeksi güne yüzde 0.22 düşüşle 78,691 puandan başladı. Bu gelişmelere bağlı olarak gösterge faiz de yukarıya hareketlendi; dünkü kapanışta yüzde 9.19 düzeyinde olan 13 Temmuz 2016 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi yüzde 1.29 artışla yüzde 9.40 düzeyine kadar yükseldi. FAİZ İNDİRİMİ İHTİMALİ AZALIYOR Türkiye’de de Merkez Bankası’nın 27 Ağustos günü yapacağı toplantıda faiz kararı alacağına işaret eden analistlere göre, FED tutanaklarından sonra faiz indirimine devam edilmesi, dövizde daha hızlı tırmanışları tetikleyebilir. ABD Merkez Bankası’nın 29-30 Temmuz’daki para politikası kurulu toplantısının açıklanan tutanaklarına göre, FED üyelerinin çoğu faizlerin yükseltilmesi gereken zaman konusundaki fikirlerini değiştirmeden önce daha fazla kanıt görmek de istiyor. Uzman Para
Bank Asya'nın Hisseleri Kapalı Kalmaya Devam Edecek
Borsa İstanbul, Bank Asya işlem sırasının kapalılık halinin ortaklık yapısındaki belirsizlik giderilene kadar devam etmesine karar verildiğini bildirdi. Borsa İstanbul'un, Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yer alan açıklamasında, Bank Asya'nın hisselerinin ortaklık yapısındaki belirsizlik giderilene kadar kapalı kalacağı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: 'Borsa Yönetim Kurulunun 14/08/2014 tarihli toplantısında, paylarının işlem sırası 07/08/2014 tarihinde ikinci seans öncesi kapatılmış bulunan Asya Katılım Bankası AŞ'nin ortaklık yapısı ile ilgili olarak; basın yayın organlarında çelişkili haberlerin yer alması, bu haberlerin pay senedi fiyatında ciddi ve süreklilik arz eden dalgalanmalara yol açması, Bankanın ortaklık yapısı ve yönetim değişimi ile ilgili olarak yürütülen sürecin açık ve net olarak duyurulmaması, yatırımcıların algısında Bankanın ortaklık yapısı ve yönetiminin değişimine ilişkin oluşabilecek muğlaklığın sağlıklı fiyat oluşumunu zedeleyebilecek olması sebepleriyle, Bankanın durumuna ilişkin makul bir iktisadi ve finansal gerekçeyle açıklanamayan dalgalanmalar meydana gelebileceğinden ve piyasanın güven, açıklık ve istikrar içinde çalışmasını bozacak nitelikte eylemler için elverişli bir ortam oluşmasına imkan vermemek amacıyla Kotasyon Yönetmeliği'nin 24'üncü maddesinin (c) bendi gereğince Bankanın uyarılmasına ve paylarının işlem sırasının kapalılık halinin ortaklık yapısındaki belirsizlik giderilene kadar devam etmesine karar verilmiştir.' Muhabir: Handan Silkin | AA
Reklam
Seçim Sonrası Belirsizlikler En Çok Borsayı Vurdu
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlanması ve Moody's'in not güncellemesini ertelemesiyle seçim sonrası ilk işlemlere yükselişle başlayan piyasalar, dalgalanmalarla geçen günün sonunda kayıplarla kapandı. Fitch'den gelen 'politik risk' uyarıları ve hükümetin geleceğine ilişkin belirsizliklerin etkisiyle, döviz piyasalarında büyük iniş-çıkışlar yaşanırken, güne yüzde 1.55 kazançla başlayan Borsa Endeksi de günün yüzde 2'nin üzerinde kayıpla kapattı. Borsa İstanbul Endeksi, günün ilk işlemlerinde 80,483.42 puana kadar yükseldikten sonra, piyasaya gelen haberlerin etkisiyle kademeli olarak geriledi ve haftanın ilk işlem gönünü yüzde 2.43 düşüşle 77,271.25 puandan kapandı. Bankacılık endeksindeki düşüş ise yüzde 3.56 ile, Borsa İstanbul Endeksin'ın kayıplarını aştı. Moody's ve seçim belirsizliğinin ortadan kalkmasıyla gerileyerek yeni haftaya 2.14 liranın altında başlayan dolar, Fitch açıklamasının da ardından kademeli olarak 2.1580'e kadar yükseldi ve gün sonunda 2.1515 liradan işlem gördü. Cuma günü spot kapanışta son işlemde yüzde 9.36 seviyesinde olan 13 Temmuz 2016 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi bu sabah yüzde 9.23 seviyesinden açıldıktan sonra spot kapanış ve valörde son işlemde yüzde 9.34 düzeyindeydi. Cuma günü spot kapanışta son işlemde yüzde 9.48, düzeyinde olan 10 yıllık gösterge tahvil faizi ise kapanışta son işlemde yüzde 9.43'te tutundu. DHA
Dünyanın En Büyük Borsa Hurafeleri
Borsa hakkında fazla bilgisi olmayıp kulaktan dolma bilgilere göre borsayı değerlendiren kişiler tarafından efsane haline gelmiş hurafeler vardır. Borsanın bir kumarhane olduğu, para yatırdığınızda tüm paranızı zaten kaybedecek olduğunuz bir oyun olduğu gibi en bilindik hurafeleri mutlaka duymuşsunuz. Peki, bu hurafelerin gerçekle bir ilgisi bulunuyor mu? Her şeyden önce borsa bir kumarhane değildir ve borsaya para yatırdığınız zaman mantıklı bir şekilde hareket ederseniz para kazanırsınız. Borsanın tanımı yapılırken, menkul kıymetlerin alım – satım işlemlerinin yapıldığı kurumsal piyasalar kelimeleri kullanılır. Kurumsal olmaları ve piyasa olmaları, bunlara ek olarak küresel ekonomi ve ülke ekonomisi adına birçok katkısı olması borsanın bir kumarhane olmadığını açıklamaktadır. Aynı zamanda denetlenen kurumlardır ve belli bir düzene göre işlemektedir. Borsalarda yaşanan bazı çöküşler, spekülasyonlar ve asılsız tüyolardan kaynaklanan kayıplar kişilerin borsaya dolandırma merkezi olarak bakmasına neden oluyor. Libor skandalı, Londra Balina Skandalı ve manipülasyon gibi yasal olmayan faaliyetler, borsayı yanlış tanıtmaktadır. Ama borsa denetlenmektedir ve bu faaliyetlerin karşılığında cezai işlemler uygulanmaktadır. Borsanın en klişe hurafelerine bakacak olursak; Hisse Senedi Yatırımı Sadece Kumardır! Birçok kişinin düşündüğü ve inandığı hurafe budur. Hisse senedi alıp satarak para kazanmayı planlayan kişilerin dolandırılacağı düşünülür. Oysa ki, hisse senedi yatırımları ile ünlü birçok borsacı bulunmaktadır. Bu kişilerin paralarını kaybetmelerinin çeşitli nedenleri vardır. Bunların başında bilgisizlikleri gelmektedir. Bilgisizlikten doğan birçok nedenle para kaybı meydana gelir. Aynı zamanda borsa başka bir kişiden aldığı tüyo ile hareket eden kişiler de para kaybetmeye mahkumdur diyebiliriz. Hisse senedi, sermaye şirketlerinin ortaklarına, ortaklıklarını ve paylarını belgelemek amacıyla verdikleri menkul kıymettir. Hisse senedi sahiplerinin çeşitli sorumlulukları ve hakları bulunmaktadır. Aynı zamanda şirketin kendine kaynak yaratması, tanınması ve güveni sağlaması adına borsaya açılması da şarttır. Borsaya açılan şirketin hisse senetleri alınıp satılmaktadır ve bu hisseler borsada listelenmekte, kayıt altında tutulmaktadır. Daha sonra da şirketin performansına, verimliliğine, karlılığına, sermaye artırımına ve sermaye büyüklüğü gibi nedenlere bağlı olarak hisseleri de değerlenmektedir ve bu hisselere sahip olan kişiler para kazanmaktadır.Borsa Zenginler ve Aracılar için Özel Bir Kulüptür! Borsada yalnızca zenginlerin servetine servet kattığı düşünülmektedir. Ama bu da tamamen yanlıştır. Ayrıca aracıların piyasaya müdahale etmesi mümkün değildir ve denetlenen kurumlardır. Borsaya minimum teminat ile girerek yaptığınız başarılı işlemler sonucunda borsadan para kazanırsınız. Portföyünüzün büyüklüğüne ve başarısına göre de daha çok kazanç elde edersiniz. Zengin bir kişinin borsaya 100 bin lira ile girdiğini düşünürsek daha büyük kazanç elde edeceği bir gerçektir. Çünkü 100 bin ile oluşturulan portföy minimum teminatla oluşturulan portföye göre daha büyüktür.Başarısız Şirketlerin Geri Geleceği Amatör yatırımcıların düştüğü bir hurafedir. Eskiden başarılı olmuş ama şu anda başarılı olmayan şirketlerin hisselerinin tekrardan zirveye ulaşacağına inanmaları ve bu nedenle de bu hisseleri satın almalarının karlı olduğu söylenmektedir. Bu noktada yapılması gereken iyi bir borsa bilgisi, piyasa takibi ile analizleri doğru bir şekilde uygulayıp yorumlayabilmektir.Yükselen Hisseler Mutlaka Düşmelidir! Teknik analistlerin inancına göre zirveye ulaşan hisse senetleri mutlaka düşüş yaşayacaktır. Ama bazı durumlarda fizik yasaları borsa ile uyuşmamaktadır. Belli bir noktaya düşen veya yükselen hisse senetleri destek ve direnç noktalarını kırabilir. Bu durumda da analizlerin önemi bir kere daha ortaya çıkmaktadır. Arz ve talebe göre bu kırılmalar meydana gelebilir ve bu nedenle de piyasada oluşan arz ve talep durumu iyi bir şekilde yorumlanabilmelidir.Biraz Tüyo Almak İyidir! Borsa para kazanılan bir ortamdır ve söz konusu para kazanmak olduğu zaman kimse kimseye güvenmemelidir. Böyle bir ortamda kimse size bedavadan tüyo vermeyecektir. Tüyolar büyük olasılıkla bir spekülasyonunun varlığını göstermektedir. Bu nedenle de başkasına para kazandırmak için bu tüyolara inanabilirsiniz. Ama başkasına kazandırıyorsanız, siz kaybediyor olabilirsiniz. Borsa hakkında bilgi ve deneyim kazanarak kendi stratejilerinizi oluşturmalı ve başkalarından edindiğiniz bilgilere göre işlem yapmamalısınız. Günümüzde internet sayesinde bilgi edinmek ve deneyim kazanmak eskiye göre çok daha kolaydır. Bu olanaklardan tam anlamıyla faydalanarak kendinize en uygun yatırım stratejisini bulmalısınız ve planlarınız dahilinde disiplinli bir şekilde işlemlerinizi gerçekleştirmelisiniz. Yatırım yapmak sıkı bir çalışma ve çaba gerektirmektedir. Eğer kolay yoldan para kazanmak istiyorsanız, borsa bunun için uygun bir yer değildir. KAYNAK: http://borsanasiloynanir.co/
Reklam
Gazze – İsrail ve Rusya – Ukrayna Olayları Borsayı Nasıl Etkiler?
Borsalarda meydana gelen dalgalanmalar yalnızca makro ekonomik verilerin değişiminden kaynaklanmaz. Jeopolitik olaylar olarak değerlendirilen ülkelerarası sorunlar, anlaşmazlıklar, savaşlar da, borsaların dalgalanmasına neden olabilir. Aynı zamanda jeopolitik sorunlardan kaynaklanan bu dalgalanmalar, bazı borsalar için olumsuz etkiler yaratırken bazı borsalar için olumlu etkiler yaratabilir. Ortadoğu’da yaşanan bu gelişmeler dünyanın genel durumu düşünüldüğü zaman borsa üzerine fazla etkisi olmaz düşüncesiyle pek önemsenmiyor. Ama birçok uzman Ortadoğu riski konusunda uyarılarda bulunuyor. Rusya gibi petrol adına önemli bir ülkede yaşanan gelişmeler veya herhangi bir terör girişimi borsaların olumsuz etkilenmesine neden olurken, bazı borsalar için yatırım fırsatları doğurabilir. Aynı zamanda kısa vadeli etki yapan kriz döneminin oluşmasına ve bu durumda yatırımcıların zarar etmesi konusunda da uzmanlar uyarılarda bulunuyor. Bildiğiniz gibi 2013 yılının başından bu yana Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) küresel piyasalar üzerinde büyük bir etkisi var. Dünyanın en güçlü ekonomisi olan Amerikan ekonomisinde görülen iyileşme belirtileri, birçok yatırımcı için hisse senedi piyasasında büyük fırsatların doğmasına neden oldu. Avrupa’da faiz oranlarının düşmesi yine yatırımcılar için fırsatlar doğurdu. Ama bu süreçte Ortadoğu’da meydana gelen olaylar göz ardı edildi. Borsa üzerine uzun vadede fazla etkisi olmaz düşüncesi yatırımcıların zararına neden oldu.Haberin Devamı için Tıklayın.
Borsada Açılış Kaosu
Borsa İstanbul'da dünden sonra bugün de bir teknik arıza yaşandı. Yaşanan teknik arıza nedeni ile saat 09.35'de başlaması gereken seans 15 dakikalık gecikme ile saat 09.50'de başladı.Arızayla ilgili olarak BIST'ten: 'Pay Piyasası 1. Seansı sürekli müzayede işlemleri teknik bir nedenden dolayı saat 09:50'de başlayacaktır. Mevcut emirler ve gerçekleşen işlemler geçerliliğini koruyacaktır.' açıklaması yapıldı.DÜN 62 DAKİKA KAPALI KALMIŞTIÖte yandan dün de BİST Pay Piyasası'nda saat 09.53'te başlayan arıza saat 10.55'e kadar sürmüş ve piyasa 62 dakika kapalı kalmıştı.Sermaye Piyasası Kurulu da (SPK), dünkü teknik arızaya ilişkin, 'Tekrarlanmamasını arzu ettiğimiz problemin nedenine ve alınması gereken tedbirlere ilişkin hem Borsa hem de SPK tarafından gerekli incelemeler başlatılmıştır' açıklamasını yapmıştı.Borsa İstanbul'da daha önce de 9 Ocak 2014 Perşembe günü teknik bir arıza yaşanmış ve yaklaşık 4 saat işlem yapılamamıştı.İnternet Haber
Reklam
Borsa'da İşlemler Yeniden Başladı
Borsa İstanbul'da, teknik bir nedenden dolayı durdurulan işlemler yeniden başladı.Borsa İstanbul AŞ, Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) yaptığı açıklamada saat 10.55'de işlemlerin başlayacağını duyururken, işlemler saat 10.55'te sorunsuz bir şekilde başladı. Bu arada Borsa İstanbul'dan yapılan yazılı açıklamada, gelen borsa emirlerinin oluşturduğu hata mesajı nedeniyle Pay Piyasası Alım Satım Sistemi'nde saat '09.52.12' ile '10.55.00' arasında işlem yapılamadığı ifade edildi. Buna bağlı olarak Pay Senedine Bağlı Vadeli İşlem Sözleşmelerinde de işlemlerin bu süreç zarfında gerçekleştirilemediği aktarılan açıklamada, 'Saat 10.55 itibarıyla sistem normal seyrinde çalışmakta olup, Birinci Seans normal kapanış seyrinde sona erecektir' denildi.AA
Borsa "Tam Gün"e Hazırlanıyor
Nasdaq ile alt yapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından Borsa İstanbul'da tek seans uygulamasına geçileceği bildirildi.Boğaziçi Üniversitesinde Borsa İstanbul AŞ ve Takasbank tarafından gerçekleştirilen Nasdaq OMX projesi bilgilendirme toplantısına ilişkin, Borsa İstanbul'un resmi internet sitesinde yer alan sunuma göre, öğlen saatlerinde seansa bir saat ara verilmesi düşünülürken, bu arada da açılış seansı işlemlerinin gerçekleştirileceği ve emir toplamanın yapılacağı belirtildi. Ayrıca, pay piyasasında hisse senetleri için baz fiyat olarak önceki kapanış fiyatının alınacağı, tek seans uygulamasıyla fiyatların tavan-taban aralığının yüzde 20 olacağı belirtildi. Halen baz fiyat olarak hissenin önceki günkü ağırlıklı ortalama fiyatı kabul edilirken, tavan taban marjı ise her seans için yüzde 10 olarak uygulanıyor. Bu değişimlerin alt yapı çalışmalarının ve gerekli test çalışmalarının tamamlanmasının ardından pay piyasasında bir yıl içinde uygulamaya alınabileceği aktarılıyor. Öte yandan sunumdaki konu başlıkları arasında hisse senedi işlemlerinde maksimum lot uygulamasına son verilmesi, yeni emir türlerinin kullanıma alınması ve 1 günden uzun süreli tarihli emirlerin uygulamaya konulması da yer alıyor. Hisse fiyatının virgülden sonra 3 rakamla gösterilmesi ise yapılacak değişiklikler arasında dikkati çekiyor. 'Önce borsa çalışanlarının hakları... AA muhabirinin konuyla ilgili görüşlerine başvurduğu broker ve yatırım uzmanı olarak çalışan piyasa profesyonelleri, Türkiye'de gelişmiş ülke piyasalarında çalışanlara oranla şartların çok ağır olduğu ve gelirlerin ise ters orantılı olduğunu belirterek, çalışma şartlarını daha da ağırlaştıracak değişikliklere karşı olduklarını bildirdi. Küresel finans piyasalarıyla uyum konusunu yöneticilerin sıklıkla dile getirdiğini, ancak personel maaş ve şartlarının küresel finans çalışanlarıyla uyumu konusundan hiçbir zaman bahsetmediklerini ifade eden broker ve uzmanlar, kurumlarda özellikle broker sayısının her geçen gün azaldığını, bununla birlikte çalışma sürelerinin de uzaması durumunda iş yükünün kaldırılamayacak boyuta ulaşacağına dikkati çekiyor. 'Ara verilmeden tek seans uygulanmalı' Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği Başkanı Arif Ünver ise tek seans uygulamasının gerekli olduğunu belirterek, öğlen bir saatlik ara verilmesinin ise yanlış olduğunu kaydetti. Ünver, iki seans uygulamasının ya da seansa ara verilmesinin doğru olmadığını, gelişmiş ülkelerde böyle bir uygulama olmadığını belirterek, 'Seansa ara verilmesinin ardından fiyatlamaya açıldığı anda emir iptallerinden dolayı marjlar daha yüksek oluyor. Ayrıca, uluslararası finans piyasalarına entegrasyon açısından aynı vadeli işlemler piyasasında olduğu gibi, spot piyasada da seans arası olmamalı ve kesintisiz müzayede dediğimiz yöntemle işlemler devam etmeli' dedi. Görece olarak iki yıldır piyasanın biraz sığ olduğunu ifade eden Ünver, 'Bunu da yan yana koyduğunuz zaman marjlarda aşırılıklar oluşabiliyor. Dolayısıyla hisse senedi piyasasında sabah başlayıp akşam mesai bitimine kadar kesintisiz işlemlere devam edilmesi piyasaların sağlığı açısından daha uygun olur diye düşünüyorum' değerlendirmesinde bulundu. Yeterli derinlik olmadığı için tavan-taban uygulamasının tasarruf sahiplerini koruduğunu vurgulayarak, zaman içerisinde derinlik sağlanmasıyla birlikte tavan-taban uygulamalarının kalkması gerektiğini dile getiren SPYD Başkanı Ünver, sözlerini şöyle tamamladı: 'Sermaye piyasalarında bir takım kararlar alınırken bütün aktörlerin, fonu arz edenlerin, fonu talep edenlerin ve yatırım kuruluşlarının görüşü samimi bir şekilde alınıp da ortaya bir takım kararlar çıkarsa daha sağlıklı olur. Bu düzenlemeler yapılmadan önce masanın etrafına oturan tüm aktörlerin bir araya gelip fikir alışverişinde bulunup karar alması daha sağlıklı olacak.'AA
Reklam
Hisse Senedi Değerleri Roket Gibi Fırladı
Battı batacak denen BlackBerry'de yaşanan bu beklenmedik yükseliş, nasıl oldu?Geçtiğimiz yıl, iflasın eşiğine kadar gelen BlackBerry, CEO'sunu değiştirdikten sonra kaderini de değiştirmiş olabilir mi? Borsa rakamlarına göre BlackBerry'nin hızla yükselen hisse senedi değerleri son bir yılda Yüzde 50'den fazla kazandırdı. Bu performans, telefon üreticileri arasındaki en iyi sonuç. Dolayısıyla, BlackBerry hissedarları, bir yıl içinde varlıklarını yüzde elli büyütmüş bulunuyorlar. Sene başında 7.44 dolar olan hisse senedi değeri şu anda 11.30 dolara dayanmış bulunuyor.BlackBerry'inin bu yükselişinde, bir zamanlar efsane olan anında mesajlaşma yazılımı BBM'i ayrı bir şirket ve uygulama olarak konumlandırması ve Amazon ile yaptığı işbirliği ile BB kullanıcılarına Amazon uygulamalarını kullandırtması önemli bir etki yarattı. Ayrıca, BlackBerry'inin eninde sonunda önemli bir teknoloji devine satılabilecek olma ihtimali de firmanın hisse senetleri üzerindeki değerlenme beklentisini arttırıyor.
Borsa İstanbul, 17 Aralık'tan Sonra 30 Bin Yatırımcı Kaybetti
Borsa İstanbul, 17 Aralık operasyonu sonrasında artan siyasi tansiyon nedeniyle 30 bine yakın yatırımcısını kaybetti. wsj.com.tr'den Kerim Karakaya 'nın haberine göre, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre operasyondan bir ay önce 1 milyon 102 bin yerli hesabının (gerçek ve tüzel kişi) bulunduğu Borsa İstanbul’da bu rakam Haziran sonunda 1 milyon 72 bin kişi seviyesine indi. Gerçek kişi yatırımcı sayısındaki düşüş 20 bini aştı. Buna karşın aynı dönemde yabancı yatırımcı sayısında artış görüldü. Kasım 9.568 olan yabancı yatırımcı sayısı Haziran sonunda 9.599’e çıktı. Borsa İstanbul’da toplam hesap sayısı ise 1 milyon 111 binden 1 milyon 82 bine geriledi. BIST 100 endeksi 17 Aralık sonrasında yüzde 20’ye yakın değer kaybederek 60.753 seviyesine kadar inmişti. Bu tarihten itibaren toparlanma gösteren endeks bugün 77 binin üzerinde işlem görüyor.
Reklam
Vatandaş Gırtlağa Kadar Borç Batağında, Erdoğan Kapağı Çankaya'ya Atma Derdinde
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan döneminde Türk ekonomisinin iç-dış borcunun katlandığına ilişkin çeşitli verileri derlerken, 'Erdoğan döneminde kamu ve özel sektör borcu üç kat arttı o hala 'borç yiğidin kamçısıdır' diyor. Borç yiğidin kamçısı değil, ekonominin yumuşak karnıdır. Türkiye’nin sırasıyla eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, iş bulma ve fırsat eşitliğinde yeni bir sayfa açması gerekmektedir. Ayrıca her alanda eşitsizlik giderilerek yeni bir kalkınma hikâyesi yazılmalıdır. Erdoğan “borç yiğidin kamçısıdır” sözünü ezberlemiş, ama koca Türkiye “borç yiyen kesesinden yer”in canlı örneği haline geldi, bunu gizliyor. Borç yiğidin kamçısı değil Türk ekonomisinin yumuşak karnıdır! Kendisine bir de “Borç ağır bir yüktür” Hadis-i Şerifini de hatırlatalım belki üzerinde etkisi olur” diye konuştu. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Umut Oran şunları kaydetti:   Cumhurbaşkanlığı’na kendi kendini aday gösteren Tayyip Erdoğan, üç dönemlik başbakanlığı süresindeki ekonomi politikalarıyla devleti, özel sektörü ve vatandaşları gırtlağına kadar borca soktu. Erdoğanlı yıllarda kamunun toplam borcu net 378,8 milyar lira artarak 257 milyar liradan 636 milyara yükseldi. Başka deyişle ilk 80 yılın sonundaki borç bakiyesi 257 milyar lira olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son 11.5 yılda bunun yaklaşık bir buçuk katı kadar net borçlanmaya gitti, toplam borç 2.5 katına çıktı.  Kamu ve özel sektörün 2002 sonunda 129.6 milyar dolar olan toplam dış borcu, 386.8 milyar dolarla üçe katlandı. 2002’de 3.896 TL olan kişi başına kamu borcu, Erdoğan’la 8.296 TL’ye, kişi başına 1.963 dolar olan dış borç ise 5.045 dolara çıktı. Buna karşılık Erdoğanlı yıllarda ekmek fiyatı ikiye, benzin üçe katlandı, asgari ücretin alım gücü yaklaşık 7 çeyrek altından 5’e düştü. Sürekli borçlanmaya ve tüketmeye teşvik edilen vatandaşların kredi borçları 127 kat artışla 1.9 milyardan 253 milyara, kredi kartı borçları da 4.3 milyardan 77.7 milyara yükseldi. 2.5 milyon kişi borcunu ödeyemediği için kara listeye girmiş durumda. Erdoğan döneminde kârın yurt dışına aktarılması teşvik edildi. Aralık 2002-Nisan 2014 arasında dış kredilere ödenen faizler, yabancıların Türkiye’deki doğrudan yatırım ve portföy yatırımlarından elde ederek ülkelerine aktardıkları kârlar ve Türkiye’de elde ettiği ücret ve primlerden aktarmalar şeklindeki toplam kaynak transferi 170 milyar doları aştı. Şimdi Köşk’e kapağı atıp ülkeyi oradan yönetmeye, kendi tek adam rejimini tahkim edip resmileştirmeye niyetlenen Erdoğan, dokunulmazlık zırhı sayesinde, yaptığı onlarca yolsuzluğun cezai sorumluluğundan da kurtulmayı planlıyor. Erdoğan’ın ekonomide bıraktığı saatli bombanın bedelini ise 77 milyon ödeyecektir. Bu enkazın ciddi siyasi ve sosyal sonuçları olacak, bu yük uzun yıllar halkın ve devletin sırtında kambur olmaya devam edecektir. Erdoğan “borç yiğidin kamçısıdır” sözünü ezberlemiş, ama koca Türkiye “borç yiyen kesesinden yer”in canlı örneği haline geldi, bunu gizliyor. Borç yiğidin kamçısı değil Türk ekonomisinin yumuşak karnıdır! Kendisine bir de “Borç ağır bir yüktür” Hadis-i Şerifini de hatırlatalım belki üzerinde etkisi olur. Erdoğan, üç dönem yaptığı başbakanlık görevinin ardından şimdi kendi kendini Cumhurbaşkanlığına aday göstererek Çankaya’ya kapağı atmaya hazırlanıyor. Başbakanlığı süresince içeride toplumu kutuplaştıran, ülkeyi bölünme noktasına getiren, dış politikası ile Türkiye’yi adeta tüm dünya ile düşman eden Erdoğan, ekonomide de izlediği sıcak paraya ve borçla tüketime dayalı politikaların sonucuolarak patlamaya hazır bir saatli bomba niteliğinde devasa bir borç batağı bırakıyor. 11.5 YILDA DEVLETİ NET 379 MİLYAR LİRA BORÇLANDIRDI Kamunun 2002 sonunda 155 milyar lira olan iç borç stoku 11.5 yılda 436,3 milyar liraya çıkarak üçe katlandı. Aralık 2002- Mart 2014 döneminde 102 milyar liradan 199.6 milyara çıkan dış borçla birlikte kamunun toplam borç yükü yaklaşık bir buçuk kat büyüyerek 257 milyar liradan 636 milyar liraya ulaştı. Buna göre toplam kamu borcu 2002-2014 döneminde net 378,8 milyar lira büyüdü. Başka deyişle ilk 80 yılın sonundaki borç bakiyesi 257 milyar lira olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son 11.5 yılda bunun yaklaşık bir buçuk katı kadar net borçlanmaya gitti, toplum kamu borç stoku 2.5 katına çıktı.  11.5 YILDA DIŞ BORÇ 3’E KATLANDI…Erdoğan’ın başbakanlığında Türkiye, dış borçlanma rekoru kırdı. Ülkenin 2002 sonunda 129.6 milyar dolar olan toplam dış borcu, Mart 2014 itibariyle 386.8 milyar dolara çıktı. AKP döneminde, Cumhuriyetin ilk 80 yılında oluşan stokun iki katı kadar net dış borçlanmaya gidildi. Başka deyişle 80 yılın sonundaki dış borç bakiyesi son 11.5 yılda üçe katlandı. 386.8 milyar dolarlık dış borcun yaklaşık 117 milyar doları kamuya, 4.9 milyar doları Merkez Bankası’na, 264.9 milyar dolarla en büyük bölümü ise özel sektöre ait bulunuyor. 11.5 yılda kamunun dış borcu yüzde 81 büyürken, özel sektörün dış borcundaki büyüme 515 kata ulaştı. AKP’nin işbaşına geldiğinde kamu finansmanını dış borç yerine ağırlıkla iç borçla döndürmeye ağırlık vermesi, kur garantisi vererek özel sektörü dışarıdan borçlanmaya teşvik etmesi bu kesimin dış borcunu patlattı. Bankalar başta özel sektör dışarıya, kamu ise daha çok içeriye borçlu hale geldi. VATANDAŞIN KREDİ BORCU 127 KAT, KART BORCU 17 KAT BÜYÜDÜ AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılının sonunda 1.9 milyar lira dolayında bulunan toplam tüketici kredileri, aradan geçen sürede tam yüzde 12 bin 743 (127.4 kat) artarak bu yılın Nisan sonunda 253.4 milyar liraya ulaştı. Bunun 112.1 milyarını konut, 7.7 milyarını taşıt kredileri, yaklaşık 133.6 milyarını da diğer krediler oluşturuyor. AKP’nin, ekonominin lokomotifi olarak gördüğü ve aynı zamanda en büyük yolsuzluk alanlarının başında gelen inşaat sektörüne verdiği olağanüstü kamu desteğinin de etkisiyle, tüketici kredileri içinde en hızlı artış 420 katla konutta gerçekleşti. Aynı dönemde bireysel kredi kartı borçları da yüzde 1.692 oranında (16.9 kat) artarak 4.3 milyar liradan 77.7 milyara yükseldi. Böylece tüketici kredileri ve bireysel kredi kartı borçlarının bileşimi olan toplam hane halkı borç yükü, 51.5 kat büyüyerek 6.3 milyar liradan 331.1 milyara yükseldi. Bu dönemde haneler 324.8 milyarlık net borçlanmaya gittiler. Halkın borçla tüketime şartlandırıldığı AKP döneminde kredi kartlarının sayısında adeta patlama yaşandı. 2002 sonunda 15 milyon 705 bin 370 adet olan dolaşımdaki toplam kredi kartı sayısı, yüzde 265 artışla Mayıs 2014 itibariyle 57 milyon 317 bin 236 adede ulaştı. Buna göre AKP döneminde vatandaşların cebine net 41 milyon 611 bin 866 adet yeni kredi kartı konuldu. Öte yandan Mayıs 2014 itibariyle tüketici kredisi ve/veya kredi kartı borcunu ödemediği için kara listeye alınan 2.5 milyon vatandaş bulunuyor. Kara listedekilerin sayısı son 4 yılda 5’e katlanmış durumda. BORÇ BATAĞI NASIL OLUŞTU?Erdoğan hükümetlerinin izlediği politikalarla Türkiye ekonomisi, sıcak para ve borçlanma şeklinde dış kaynağa aşırı bağımlı hale getirildi. Tatlı kârı gören sıcak para geldikçe ekonomi çarkı döndü. Ekonomide canlılık, yoğun sıcak para girişleri ve bankaların yurt dışından borçlanıp bununla içeriyi fonlaması sayesinde sürdürüldü. Bu kadar dış kaynak bolluğuna rağmen 2003-2013 dönemindeki ortalama büyüme sadece yüzde 4.9’la vasat düzeyde kaldı. Kâğıt üzerinde kaydedilen büyümeler de istihdam yaratmadı, işsizlik sorunu çözülemedi. İşsizlik kronikleşti, reel ücretler geriledi, gelir dağılımı bozuldu, buna rağmen tüketici kredisi ve kredi kartları üzerinden henüz kazanılmamış gelirlerle, yani borçlanarak tüketen vatandaşlara, sanal bir refah ve zenginleşme algısı yaşatıldı ve bu da oya tahvil edildi. Halk sürekli borçla tüketmeye teşvik edildi; bankaların yurt dışından borçlanarak sağladığı kaynaklar özellikle inşaat gibi belli sektörler yanında en çok tüketiciye pompalandı. Bankacılık sektörünün kaynak bombardımanına tuttuğu iç tüketim canlandıkça, ithalat, dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak cari açık patladı. Kışkırtılan tüketim, tüm kesimleriyle ülkeyi ağır bir borç yükünün altına soktu. Sonuçta vatandaşlar bankalara; bankalar ve şirketler yurt dışı kreditörlere, devlet ise hem yurt içi hem yurt dışındaki borç verenlere gırtlağına kadar borçlu hale getirildi. 2002’de 3.896 TL olan kişi başına kamu borcu, Erdoğan’la 8.296 TL’ye, kişi başına 1.963 dolar olan dış borç ise 5.045 dolara çıktı. Açık tüketici kredisi bulunanların sayısı 2002-2014 döneminde 1.7 milyondan 14.7 milyona yükseldi. Erdoğanlı yıllarda ekmek fiyatı ikiye, benzin üçe katlanırken, asgari ücretin alım gücü yaklaşık 7 çeyrek altından 5’e düştü. GELİNEN NOKTA: GELİR EŞİTSİZLİĞİNDE OECD 3’ÜNCÜLÜĞÜ Tayyip Erdoğan, siyaset ve ekonomide kendisine yöneltilen tüm eleştirilerde “ekonomideki başarımızı çekemiyorlar” yalanına sarıldı ve ortaya çıkan tüm başarısızlıklarını “faiz lobisinin komplosuna” bağladı. Oysa TÜSİAD tarafından yaptırılan gelir dağılımı araştırması, yaklaşık 12 yıldır Tayyip Erdoğan tarafından yönetilen Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında Meksika ve Şili’den sonra gelirleri en eşitsiz dağılan 3. ülke olduğunu ortaya koyarken,  2007-2011 döneminde açık farkla gelirleri en fazla artanın, faiz geliri elde eden kesim olduğunu gösteriyor.  Araştırmaya göre ülkedeki tüm ekonomik kesimlerin toplam geliri söz konusu dönemde yüzde 2.4 arttı. Bu kesimler içinde işçi ve memurların oluşturduğu emek kesiminin gelirleri yüzde 3.7, tarım müteşebbislerinin gelirleri yüzde 8.5, diğer müteşebbis gelirleri yüzde 4.8, emekli gelirleri ise sadece yüzde 1.6 artarken, Erdoğan’ın “faiz lobisi” diye adlandırdığı kesiminin gelirlerinde tam yüzde 45.6 artış yaşandı. YURTDIŞINA KÂR AKTARILMASI TEŞVİK EDİLDİErdoğanlı yıllarda, yabancıların kârı yurt dışına aktarması teşvik edildi. 2002 sonundan bu yılın Nisan sonuna kadar olan dönemde dış kredilere ödenen faizler, yabancıların Türkiye’deki doğrudan ve portföy yatırımlarından elde ederek ülkelerine aktardıkları kârlar ve Türkiye’de çalışan yabancıların elde ettiği ücret ve primlerden aktarmalar şeklinde yapılan toplam kaynak transferi 170 milyar doları aştı. Bu dönemde; dış kredilere ödenen faiz 104.8 milyar, sıcak paracıların Borsa ve DİBS’teki portföy yatırımlarından kazanarak ülkesine yaptığı transferler 38.2 milyar, doğrudan yatırımlardan elde edilerek aktarılan kârlar yaklaşık 25.5 milyar ve maaş-primlerden yapılan aktarma 1.7 milyar dolara ulaştı. 13 Haziran 2014 itibariyle Türkiye’de Borsa, DİBS, eurobond ve mevduatta park etmiş 144 milyar dolarlık bir portföye sahip bulunan yabancılar parayla para kazanıp, kârını ülkelerine aktarmaya devam ediyor. BORÇ YİĞİDİN KAMÇISI DEĞİL EKONOMİNİN YUMUŞAK KARNIDIR!Sonuç olarak Erdoğan’ın ekonomi politikaları Türkiye de her alanda EŞİTSİZLİĞİ ciddi oranda arttırdı. Gelir artışının %90’ı en yüksek gelire sahip %5’lik kesime gidiyor. Türkiye’de fırsat eşitsizliği ve gelir dağılımı eşitsizliği öncelikle ele alınması gereken en önemli konulardandır. Erdoğan’ın ekonomi politikaları sonucunda BORÇLANMA / DIŞ TİCARET AÇIĞI / CARİ AÇIK / İŞSİZLİK ve YOKSULLUK çok büyük artış kaydetmiş ve kronik sorun haline gelmiştir. Türkiye’nin sırasıyla eğitim, sağlık, adalet, güvenlik, iş bulma ve fırsat eşitliğinde yeni bir sayfa açması gerekmektedir. Ayrıca her alanda eşitsizlik giderilerek yeni bir kalkınma hikâyesi yazılmalıdır. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda BORÇ KRİZİNE sürüklenmemesi ancak üretim eksenli yeni bir kalkınma paradigmasının inşasına ve tasarruf oranlarının arttırılmasına bağlı gözükmektedir. Bu yeni kalkınma stratejisi için bilim ve teknoloji politikalarının planlı bir şekilde hazırlanıp üretim yapısının dönüştürülmesiyle Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkmasında yararlı olacaktır. Bu bağlamda özellikle temel bilimlere yönelik eğitim yatırımlarının kamu tarafından planlı bir şekilde ele alınması yararlı olacaktır. Erdoğan “borç yiğidin kamçısıdır” sözünü ezberlemiş, ama koca Türkiye “borç yiyen kesesinden yer”in canlı örneği haline geldi, bunu gizliyor. Borç yiğidin kamçısı değil Türk ekonomisinin yumuşak karnıdır! Kendisine bir de “Borç ağır bir yüktür” Hadis-i Şerifini de hatırlatalım belki üzerinde etkisi olur.
Dünya Borsa Sistemleri
Dünya üzerindeki tüm borsalarda değişik sistemler uygulanmaktadır. İlk bakışta hepsinin farklı bir işleyişe sahip olduğu düşünülse de, fiyat oluşturma mekanizmaları incelendiğinde dünyada borsaların birkaç ana sistemden oluştuğu anlaşılmaktadır. Borsa salonunda kürsü, tahta veya korbey ve havuzların bulunması ya da bunların yerine tümüyle bilgisayarların kullanılması tam olarak sistem farklarından kaynaklanmaz. Sistemler görünüşte çeşitli dekorasyon içinde uygulanabilir. Asıl sistem farkları fiyat oluşturma mekanizmalarındadır. Fiyat oluşturma mekanizmalarına göre borsalar; Merkezi ve Ademi Merkezi BorsalarToplu Açılış Fiyatı Sürekli MüzayedeSerbest PazarlıkYüksek Teknolojili BorsalarMerkezi ve Ademi Merkezi BorsalarMerkezi borsalarda, bütün borsa üyeleri birbirleriyle merkezi borsa yönetiminin nezareti altında alım – satım yaparlar. Desantralize borsalarda ise; “specialist”ler vardır. Bu kişiler, belli şirketlerin menkul kıymetlerinin alım – satım işlemlerini kendilerine bırakılmış, bu şirketler üzerinde ihtisaslaşmış borsa üyeleridir. Bu şirketler, büyüklüğüne göre tek veya birkaç şirket olarak, specialistlere bırakılır. Diğer üyeler bu şirket veya şirketlerin hisse senetlerini yalnız bu specialistlere satabilir veya alabilirler. Seans açılmadan önce toplu açılış fiyatı yöntemiyle her şirket için açılış fiyatları bulunur. Specialist bu açılış fiyatına göre bir alım bir de satım ilan eder. Buna çift kotasyon denir. Bu fiyatları seans boyunca belli limitler içerisinde değiştirebilir. Fakat mutlaka bir fiyat vermek ve alım – satım yapmak zorundadır. New York Borsası specialist borsadır ve specialistler resmi bir nitelik taşırlar. Bu tip borsalarda bir anlamda, her specialist etrafında küçük bir borsa oluşur ve bu sebeple de ademi merkezi borsa olarak nitelendirilirler. Toplu Açılış Fiyatı Sürekli Müzayede Bazı borsalar açılış fiyatına büyük bir önem duymaktadır. İktisattaki “en çok miktarda arz ve talep karşılaştıran fiyat en doğru fiyattır” kuralından hareket etmektedir ve açılış fiyatının toplu olarak bulunması öngörülür. Bunun için de açılış seansı için ayrı borsa emirleri veya yazılı borsa emirleri verilir ve bunlar toplu halde eksperler tarafından değerlendirilir. Eksperler ise açılış emirlerini tasnif eder, şirketlere ayırır ve her şirketin her hisse senedi için bordrolar dökerler. Aynı hisse senedi için verilen borsa emirlerini yüksek fiyattan düşük fiyata doğru sıraya sokarlar. Ortadaki fiyat sütununun bir tarafına alış bir tarafına satış emirlerini miktar olarak girerler. Her iki tarafında da emir bulunan fiyatlar arasından açılış fiyatı bulunur. Açılış fiyatı hem alış hem de satış emri içeren fiyatlar içinden en büyük miktarda alım – satımı gerçekleştiren fiyattır. Bu gibi borsalarda günlük işlem hacminin büyük bir kısmı açılış fiyatıyla karşılandığından işlem hacmi sınırlı borsalarda daha sonraki sürekli müzayede bölümü için yeterli iş hacmi kalmaz. bu borsalar toplu açılış fiyatı ile sürekli müzayede arasında tercih yapmak zorundadırlar. Genellikle specialist kullanan Desantralize borsalar tarafından tercih edilen ve dünyada çok az sayıda borsada uygulanan bu sistemde hem toplu açılış fiyatı, hem de sürekli müzayede uygulanabilmesi için bir hayli yüksek iş hacmi ihtiyacı duyulur. Bu nedenle de New York, Brüksel, Amsterdam, Frankfurt, Tokyo II. Pazarı gibi borsalarda uygulanmaktadır. Sürekli müzayede çeşitli şekil ve görüntülerde uygulanabilmektedir. Orta çaptaki borsalarda en çok rastlanan ve özellikle Uzakdoğu borsalarında görülen sürekli müzayede şekli duvarlardaki panolarda uygulanmaktadır. Her şirketin bir panosu ve bu pano üzerinde bir alış bir de satış bölümü bulunmaktadır. panolardaki bu bölümlere alış ve satış emirleri borsa üyeleri tarafından yazılabildiği gibi bağırarak verilen borsa emirlerinin borsa memurları tarafından da panolara yazılması veya elektronik tablolarda gösterilmesi mümkündür. Serbest Pazarlık Bu sistemde herhangi bir fiyat oluşturma mekanizması yoktur. Borsa üyeleri borsa salonlarında aralarında serbestçe pazarlık ederler. Pazarlık sonunda anlaşan iki borsa üyesi, pano usulünde olduğu gibi havuza ya da havuzlardan birine giderek 3 nüsha fiş doldurup imzalayarak, saat ve tarih alıcı ve satıcıda kalır. Havuzdaki katip gerçekleşen bu kayıtlara geçirme işlemi bilgisayara işlem şeklinde olur ve son işlemle oluşan yeni fiyat, anında duvarlardaki elektronik tablolarda ve kayan yazı bantlarında görülür. Bu sistemin en büyük avantajı basitliğidir. Pazarlık yaparak anlaşmak için borsa salonuna gelmek bile şart değildir. Dışarıda varılan bir anlaşma bile borsada tescil ettirilebilir. Sisteme örnek ise; Tokyo Klasik Borsası, Kore Borsası ve Madrid Borsası gösterilebilir. Yüksek Teknolojili Borsalar Diğer borsa sistemleri, bu sistemlerin basit ve ilkel şekilleridir. Gelişmiş ülkelerde borsalar bu üç sistemden hangisi uygulanırsa uygulansın, ileri teknoloji ve bilgisayarlarla donatılmıştır. Bu yüzden, karmaşık elektronik sistemlerle donatılmış borsalarda hangi sistemin uygulandığını teşhis etmek kolay değildir. Bilgisayar Terminalli Borsalar Londra Borsası, Tokyo Borsası elektronik bölümü başta olmak üzere, birçok Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu Borsası tam kompüterize edilmiş, borsa salonunda insanların toplandığı borsaların aksine, sadece bilgisayar bakım elemanlarının bulunduğu bilgisayar borsalarıdır. Borsadaki bilgisayarın terminalleri borsa üyelerinin iş yerlerine uzatılmış olup, işlem yapmak için kimse borsaya gelmemektedir. Buna karşılık BIST gibi kompüterize borsalardan bazılarında işlemler yine borsa salonunda bir araya gelinerek fakat bilgisayar üzerinden yapılmaktadır.Devamı: Borsanasiloynanir.org
EPİAŞ İçin Düğmeye Basıldı
Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi'nin (EPİAŞ) yüzde 40'lık hissesi için özel sektör enerji şirketlerinden talep toplamak amacıyla birkaç gün içinde ilana çıkılacak. ANKARA- Oğuzhan Özsoy Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi'nin (EPİAŞ) yüzde 40'lık hissesi için özel sektör enerji şirketlerinden talep toplamak amacıyla birkaç gün içinde ilana çıkılacak. AA muhabirinin yetkililerden aldığı bilgiye göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), EPİAŞ hisseleri için özel sektörden talep toplamak için düğmeye bastı. Konuya ilişkin EPDK'da geçen perşembe yapılan toplantıda, 24 milyon liralık hissenin özel sektöre arzı kararlaştırıldı. Buna ilişkin hazırlıkları tamamlayan EPDK, birkaç gün içinde EPİAŞ'ın yüzde 40'lık hissesi için talep toplamak amacıyla ilana çıkacak. EPİAŞ, 61,5 milyon liralık bir kaynak ile kurulacak ve bir hisse 1 Türk Lirası olacak. Şirketlerin satın alacakları hisse miktarının toplam rakamın yüzde 4'ünü geçemeyeceği belirtiliyor. A, B ve C tipi hisselerin işlem göreceği 'enerji borsasında', A tipi hisseler TEİAŞ ve BOTAŞ'ın, B tipi hisseler Borsa İstanbul'un (BİST), C tipi hisseler de özel şirketlerin hisseleri olarak işlem görecek. EPİAŞ hisselerinin yüzde 30'u Borsa İstanbul'un elinde bulunacak. TEİAŞ ve BOTAŞ, hisselerin yüzde 30'luk kısmını kontrol ederken, kalan yüzde 40'lık kısmın ise enerji şirketlerine arz edilmesi hedefleniyor. Süreç nasıl işleyecek? İlanın yayın tarihinden sonra enerji şirketleri hisse alımı için EPDK'ya başvuracak. Taleplerine göre 24 milyonluk hisse şirketler arasında dağıtılacak. Şirketlerin talepleri, toplam kaynağın (61.5 milyon lira) yüzde 4'ünü geçemeyecek. Şirketlerin hisse başvurusu için iki aylık süreleri bulunuyor. Bu sürenin, özellikle yabancı ortaklı enerji şirketlerinin şartları dikkate alınarak belirlendiği kaydediliyor. Eylülde hisse dağıtım işleminin bitmesinin ardından EPDK'nın, EPİAŞ için onay verme süreci başlayacak. EPDK, 6 ay içinde EPİAŞ'a piyasada işlem yapması için yetki verecek. Yetkililer bu sürenin daha da kısalabileceğini belirtiyor. İlk olarak elektrik alım-satımının yapılacağı 'enerji borsası' olarak hayata geçecek EPİAŞ'ta, daha sonra petrol, doğalgaz ve türevleri de işlem görecek.AA
Gayrimenkul Yatırımında Değer Kazancını Tahmin Etme
İşletme kuranlar ile Yatırımcıların en çok sordukları soru, ne zaman kendini amorti ederek bana kar bırakır? Öncelikle şunu belirtelim kı bunun net bir cevabı olamaz sadece tahminler olur. Bu ileri dönük planlarda ne kadar net rakamlar ve verilerle doğru tahminlerde bulunulursa o kadar başarılı olur. Yatırıma göre ayrı hesaplama yöntemleri vardır. Bunun içinde konuşunda uzman birinden destek almanız yada işinizde uzman olmanız lazım. Yatırımın amacı elindeki nakit varlığı değerlendirme yollu ile değer yitirmesinin önüne geçmek kazanç sağlayarak varlıklı hayat sürmektir. Demek ki öncelik değer erimesinin önüne geçilmesidir. Onun içinde yatırımdan beklenen değer artısı tüfe ve faizlerden daha yüksek olmasıdır ki o zaman yatırım olur. Genelde bu hesaplamalarda alım İle satış arasındaki fark kar gözü ile bakılır ki bu çok yanlış yaklaşımdır. Kar bütün giderler ve değer kayıplarından sonra elde kalan nakittir iste bizi zengin eden o noktadır. Yatırım olarak borsa, forex, işletme için yatırımlar harcamalar ve teçhizat, makina yatırımı, altın, döviz, gayrimenkul olarak karsımıza çıkıyor. Bazılarından kısa zamanda yüksek oranlarda kar elde edilse de risk durumunda yüksek ve konusunda uzman olmak gerekiyor. Konut, arsa ve tarla yatırımı risksiz ve geliri garantili olduğundan dolayı en çok ve ilk akla gelen yatırım aracı oluyor. Gayrimenkul yatırımında İleri doğru değer artısını tahmin etmek için alım yapılan fiyat ile bölgede değer artısı ve kaç yıl sonra elden konutunuzu satmaya karar verdikten sonra hesaplamak çok kolay oluyor. Yıllık artısı % 15 olan 150.000 TL satın alınan bir konutun 4 yıl sonraki değerini öğrenmek istiyorsunuz burada hemen bileşik faiz hesaplaması devreye giriyor. İsteyenler formülle hesaplasın daha çok dört işlemle nasıl hesaplanır ona bakalım. Alım fiyatı 150.000 işe bir yıl sonra 150.0000.15+150000 = 172500 TL Konutun bir yıl sonraki fiyatı = 1725001.15= 198375 İkinci yıl fiyatı 1983751.15= 228.131 TL 3. yıl Fiyatı 228.1311.15 262.350 TL olur 4, yıl fiyatı işe 301.703 tl olarak 4 yılda yüzde yüz kar artışı oldu 4 yılık zamanda kira geliri olarak aylık 600 den 12 ay sonraki yıl 50 TL artarak 4 yıllı tamamlasın Birinci yıl 600*12= 7200 İkinci yıl da 650 den 7800 sonraki yıl da 700 den 8400 sonraki yılda 750 den 9000 tl Toplamda kira geliri = 32.400 tl Kiradan gelen kar. Konut fiyatı 301.703 Alım fiyatı 150.000 tl kar 151000 tl + 32400 TL kira dan toplamda 184.000 TL Karınız olur Gider olarak da alım ve satımda danışmanlık ücretlerini + tabu harçlarını, vergilerini, bakım onarım ile kredi faizlerini de ekleyerek totalden çıkarsa net rakam bulunur. İşletme yönetiminde hesaplamalar daha farklı yapılır. Ayrıca alımda ne kadar düşük fiyat ile konut yatırım kriterlerine uygun olursa alımda da kar elde edildiğinden daha yüksek kazanç olur.
Reklam