Asıl kusur kusursuzlukken kusursuzun peşine düştük.
Asıl imkansız imkansızlıkken bu kelimeyi hayatımızın içine yerleştirdik.
Birbirimizi ruhumuzun içine hapsedildiği kafeslerin güzelliğine göre yargıladık, bülbülü altın kafese koymuşlar hikayesi yalandı bize.
Her şeye mantıklı bir açıklama aradık, gözlerimizle görmek istedik.
Duyularımız, duygularımız sadece elektrik sinyalleriyken bunlara bağlandık.
Hayatımız bir simülasyon ve tek gerçek bizim için bir gerçeğin olmadığıdır!
En azında büyüyü göremeyen, beden tarafından gözleri kapatılmış ruhlar için...