Sanat Ne Anlatır? 6 Gizemli Yapıt ve Öyküleri
Shalott'un Leydisi hikayesi Kral Arthur Efsanesi'ne baktığımızda doğrudur, ancak bir Pre-Raphaelite olan Waterhouse bu resmi Tennyson'ın "The Lady of Shalott" şiirinden esinlenerek yapmıştır. Onun hikayesi de son derece hüzünlüdür: Camelot'a yakın bir adada, bir kulede yaşayan Shalott'un Leydisi'nin üzerinde, onu doğrudan dış dünyaya bakmaktan alıkoyan bir lanet vardır. Eğer gerçek dünyaya bakarsa ölecektir. Bu yüzden dışarda olan biteni yalnızca bir ayna sayesinde izler. Bir yandan dikiş nakış yaparken bir yandan da gerçek dünyanın yansımalarını izlemektedir ve bu yansımaları kumaşlarına dokur. Bir gün yine aynasından dışarı bakarken adanın yakınından geçmekte olan Lancelot'u görür. Yakışıklı Lancelot'tan ve parıldayan zırhından o kadar etkilenir ki kafasını çevirir ve pencereden dışarı, gerçek Lancelot'a bakar. İşte o anda ayna boydan boya çatlar ve talihsiz leydimiz lanetin işlemeye başladığını anlar. Nehrin kıyısında bir kayık bulur, üzerine adını yazar, Camelot'a son kez bir bakar ve dokuduğu rengarenk kumaşları alıp (resimde de görüldüğü gibi) kayığın içine uzanır. Kayık Camelot'a doğru süzülürken leydi son şarkısını söyler ve saraya varmadan ölür. Kayık Camelot'taki insanlar tarafından görülür ve şövalyeler leydiden korkarlar. Lancelot ise leydiyi oldukça güzel bulur ve onun için kısa bir dua eder. Leydi'nin onu bir kerecik olsun dünya gözüyle görebilmek için öldüğünü hiçbir zaman bilemeyecektir. Tennyson'ın şiiri böylece biter.
Ayrıca, Waterhouse'un resminde, üç mumun yanında çarmıha gerilmiş bir İsa da görülmektedir. Mumlar yaşamı temsil etmektedir ve ikisi sönmüştür.
8 beğeni