Ahmet melih Uçar

Birincisi, evet bu imkâna sahip olanların kişisel araçlarını keyfi ve para bolluğu sebebi ile kullanmaları doğaya zarar veriyor; İkincisi de, verdiğin örnek ile savunduğun fikrin amaçları çok farklı. İnsanları, zevklerinden ötürü doğaya zarar vermesini yanlış buluyorsun. Bir nevi haklı olsan da örneğin bu durumdan değil, toplum ile bu kesimin eşitsizliğinden yakınıyor. "Bir nevi haklı olsan da" dedim, çünkü o insanlar doğaya verdikleri zarar kadar fayda da sağlıyor ve bir şeylere faydası dokunan bir varlığın -canlı veya cansız- başka birer şeylere zararının dokunması son derece doğaldır. Güneş, bize hayat veriyor olabilir; aynı güneş, üzerinde gerçekleşen patlamalardan ötürü senin (insanların) teknolojik araçlarına da zarar veriyor. Bir varlığın etkisi ne kadar yüksek seviyede ise onun olumlu etkisi de çok ihtişamlı olur olumsuz etkisi de.

İyi de satıcının satış yaptığı ve işaret ettiği emekli kesimindeki insanlar zaten bu ayakkabıları ağırlıklı olarak o zamanlarda alıyordu. Eh, satıcı da kendisini en çok etkileyenleri yani ilk edindiği ve süreklilik içinde devam eden tecrübelerinden yola çıkarak söylüyor muhtemelen bu yorumlarını. O zamanlardaki emekliler için konuşuyor aslında. Ucu açık konuşmuş, röportajda sonuçta düşünüp bunları söylemesi düşük ihtimal çünkü günlük hayatta bu şekilde genel konuşuruz, bir konu hakkında bir iddiada bulunmak onun öncesinde çok fazla düşünce gerektirir. O yüzden biraz anlamaya çalışıp yorumlamak gerekir diye düşünüyorum.

Yalnız son kısımda bir yanlışınız var. Sanki önce siz "olmaz bundan" demişsiniz de hemen ardından Netflix, bunu yanıtlarmışçasına "olmaz bundan" diye yanıt vermiş gibi anlatmışsınız. Hâlbuki Netflix gönderiye yanıtını, 1 saat 10 dakika önce yazmış ve siz bu sürenin sonunda aynısını yazmışsınız. bunu da "Tam Netflix almaz bunu diyorduk ki... / Yanıt gecikmedi: 'Olmaz bundan" şeklinde habere işlemişsiniz.