Görüş Bildir
"Hiç Yaşamadığım İçin Aşk Nasıl Bir Şey Bilmiyorum"
Medcezir dizisinin başrol oyuncusu Serenay Sarıkaya, 'Efsane hikâyeleri bilince, günümüzdeki 'ben seni gördüm aşık oldum' durumu bana hiç gerçekçi gelmiyor' dediÜnlü oyuncu Serenay Sarıkaya , 'Ben çok sevilebileceğine, tutkulu olunabileceğine, karşılıklı olarak hayatlardaki boşlukların doldurulabileceğine inanıyorum. Herkesin hayatında vazgeçemeyeceği birileri olabilir. Ama bunun adı aşk mı onu bilmiyorum. Belki de hiç yaşamadığım için bilmiyorum' dedi Serenay Sarıkaya'nın Hürriyet gazetesinden Sibel Arna 'ya vediği söyleşiden öne çıkan başlıklar şöyle: 22 hiç size yakışan bir yaş değil yahu! Görüntü 22'de ruh 30'larda sanki. -Çok yakın bir arkadaşım bana 'Senin ruhun yaşlı' diyor. Bu, anne babamın erken ayrılması, çabuk olgunlaşma, erken çalışmaya başlama kaynaklı olabilir. Bu durumdan mutsuz değilim. Çünkü bazı şeyleri daha önceden erken görebilmek hatayı azaltıyor. İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz? -Aşk diyemem. İlkokulda beni çok heyecanlandıran birileri olmuştu. Mektup yazdığımı hatırlıyorum. O bana mektup yazmıştı. 'Aşk mazide kaldı' Aşk nedir sizin için? Nasıl bir tanımı var? -Ben aşkın çok eskide kaldığına inanıyorum. El ele tutuşmanın haftalar aylar sürdüğü zamanlarda. Düşünsenize biri dağları delmiş, diğeri çölleri geçmiş. Aşkı uğruna kaç insan ölmüş. Böyle efsane hikâyeleri bilince, günümüzdeki 'ben seni gördüm aşık oldum' durumu bana hiç gerçekçi gelmiyor. Yani aşk mazide kaldı. 'Belki de aşkı hiç yaşamadım' Sizin de hayatınızda biri var, aşık değil misiniz yani? -Ben çok sevilebileceğine, tutkulu olunabileceğine, karşılıklı olarak hayatlardaki boşlukların doldurulabileceğine inanıyorum. Herkesin hayatında vazgeçemeyeceği birileri olabilir. Ama bunun adı aşk mı onu bilmiyorum. Belki de hiç yaşamadığım için bilmiyorum. Günümüzde her şey o kadar geçici olmaya başladı ki. O kadar çabuk tüketiliyor ki. Günümüzün problemi bu, yapacak bir şey yok. Bu, benim düşüncem. Dediğim gibi aşk yaşıyorum diyenlere saygım sonsuz. Neler söylüyorsun? Erkek arkadaş bozulmayacak mı? Düpedüz 'Ben aşkı hiç yaşamadım' dedin... (Serenay sessiz kalmayı seçiyor) 'Müzik kulağım iyi' Medcezir'de şarkı da söylüyorsunuz. Geçenlerde bir 'İsyan' söylediniz ben sesinize, sahnedeki duruşunuza inanamadım... Nasıl bu kadar iyi şarkı söyleyebiliyorsunuz? -Kulağım iyidir derler. 6-7 yaşında bile Türk Sanat Müziği şarkılarını ezbere bilirdim. Annem müziğe çok düşkündür, özel günlerde beni de fasıla götürürdü. Hatta bu konuyla ilgili komik bir anım var. 9 ya da 10 yaşındayım annemin iş arkadaşlarıyla birlikte yemeğe gitmişiz. Ben bütün şarkılara eşlik ediyorum. En ağır makamlı olanları bile biliyorum. Solistin dikkatini çekiyor, müziği kesiyor 'Şimdi söyleyeceğim şarkıyı da söylersen ben mikrofonu bırakıyorum' diyor. Ve ben yine biliyorum.T24
Cannes'da Jüri Üyeleri Belli Oldu
67- Cannes Film Festivali'nin jüri üyeleri açıklandı. Nuri Bilge Ceylan'ın 'Kış Uykusu' filmiyle 'Altın Palmiye' için yarışacağı festivalde daha önce açıklandığı gibi jüri başkanlığını Yeni Zelandalı senaryo yazarı ve yapımcı Jane Campion yapacak. Listeye göre diğer jüri üyeleri ise şunlar 'Fransız oyuncu Carole Bouquet, Amerikalı senaryo yazarı ve yönetmen Sofia Coppola, İranlı oyuncu Leyla Hatami, Güney Koreli oyuncu Jeon Do-yeon, Amerikalı oyuncu Willem Dafoe, Meksikalı oyuncu, yönetmen ve yapımcı Gael Garcia Bernal, Çinli yönetmen Jia Zhangke, Danimarkalı yönetmen ve yapımcı Nicolas Winding.' 14-25 Mayıs'ta düzenlenecek festivalde 18 film 'Altın Palmiye' için yarışacak. Cannes Film Festivali, trafik kazasında hayatını kaybeden Monaco Prensesi ve ünlü sinema oyuncusu Grace Kelly'nin hayatını konu alan 'Grace of Monaco' filminin yarışma dışı gösterimiyle başlayacak. Fransız sinemacı Oliver Dohan'ın yönettiği filmde Grace Kelly'yi, ünlü oyuncu Nicole Kidman canlandırıyor. CEYLAN ÖDÜL İÇİN YARIŞIYOR Nuri Bilge Ceylan'ın, 2003 yılında 56. Cannes Film Festivali'nde yarışan 'Uzak' isimli filmi, Altın Palmiye'den sonra festivalin ikinci önemli ödülü olan 'Büyük Jüri Ödülü'nü (Grand Prix) almıştı. Ceylan, 2008 yılında da 'Üç Maymun' filmiyle 'En İyi Yönetmen Ödülü'nü almış, 64. Cannes Film Festivali'nde ise 'Bir Zamanlar Anadolu'da' filmiyle 'Büyük Jüri' ödülüne layık görülmüştü. AA
George Clooney Nişanlandı, Kızlar Ağlayabilirsiniz!
İngiliz tabloid gazeteleri George Clooney'nin (52) bir İngiliz avukat ile nişanlanması haberine geniş yer verirken; Daily Mail, manşetten 'Kusura bakmayın kızlar, Clooney sonunda nişanlandı-bir İngiliz'le' başlığını atarak ünlü Hollywood yıldızının peşinde olan kızlara artık hayal kurmamalarını önerdi.Arkadaşlarının evleneceğine dair bahse girdiklerini yazan The Sun, 'Clooney'nin İngiliz gelini' başlıklı haberinde, Londra'nın en seksi İngiliz avukatının film yıldızıyla evlenmeye hazır olduğuna dikkat çekti.DHA
Irkçı Tape NBA'yi Karıştırdı; 'O Siyahları Maçlarımıza Getirme!'
Los Angeles Clippers'ın patronu Donald Sterling'e ait olduğu iddia edilen ses kaydı, Amerikan Basketbol Ligi'ni karıştırdıNBA’de play-off heyecanı bütün hızı ile yaşanırken Los Angeles Clippers’ın sahibi Donald Sterling ’in, kız arkadaşı ile yaptığı iddia edilen ırkçı söylemlerin yer aldığı bir telefon görüşmesinin ses kaydı Amerika gündemine damga vurdu. Yayınlanan ses kaydına göre Donald Sterling’in, 10 dakika süren telefon görüşmesinde kız arkadaşına, “Senin maçlarımıza siyahi arkadaşlarını getirmeni istemiyorum. Onları etrafımda görmekten memnun değilim. Benim maçlarım dışında onlarla ne yapıyorsan yap, ama Clippers maçlarına davet etme. Özellikle Magic Johnson ile birlikte çektirdiğin resimleri Instagram hesabından paylaşmanı istemiyorum.” dediği iddia edildi. ABD Başkanı Barack Obama , Amerikan Basketbol Ligi (NBA) takımlarından Los Angeles Clippers'ın patronu Donald Sterling'e ait olduğu iddia edilen ses kaydındaki ırkçı ifadelere ilişkin, 'NBA Başkanı Adam Silver'ın bu hususta gerekeni yapacağına eminim' dedi. Clippers oyuncuları dün akşam yaptıkları son maçta olayı protesto etti. Ses kaydında adı geçen Los Angeles Lakers’ın efsane oyuncusu Magic Johnson , “Bundan sonra Donald Sterling, Clippers’ın sahibi olduğu sürece hiçbir maçlarına gitmeyeceğim.” açıklamasını yaptı. Ünlü NBA yorumcusu Charles Barclay ise yeni NBA başkanı olan Adam Silver’ın ilk işa olarak Sterling’i NBA’den süresiz men etmesi gerektiğini savundu. NBA, Sterling’in açıklamalarıyla ilgili olarak soruşturma başlattı. ABD Başkanı Barack Obama, konuyla ilgili, “Cahil insanlar, cehaletlerini sergilemek istiyorsa hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Konuşmalarına izin vermeniz yeterli. NBA Başkanı Adam Silver’ın bu konuyu ele alacağına eminim.”dedi. Obama, temaslarının ardından Malezya Başbakanı Necip Rezak ile düzenlediği ortak basın toplantısında, konuyla ilgili bir soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: 'NBA Başkanı Adam Silver'ın bu hususta gerekeni yapacağına eminim. NBA ülke çapında geniş taraftar kitlesine sahip bir lig ve bu ligde çok sayıda siyahi Amerikalı oyuncu var. Afrikalı Amerikalı kültüründe basketbolun yeri ve önemi büyük. Ve ben açıkçası NBA'in bunu bir sorun olarak gördüğünü, bu oyunculardan rahatsızlık duyduğunu düşünmüyorum. Amerika ne yazık ki hala geçmişten gelen ırkçı ve ayrımcı tutumlarla mücadele ediyor. Bu meselede ciddi mesafe katedilmesine rağmen arada bir bu tür rahatsızlık veren sesler duyulacaktır. Bizim yapmamız gereken bu tür olaylar karşısında her zaman olduğu gibi kınayıcı tavrımızı açık ve net biçimde ortaya koyarak, çocuklarımıza doğru olanı öğretmek ve elbette toplumun gösterdiği tepkiden hareketle bu konuda nerden nereye geldiğimizi fark ederek umudumuzu kaybetmemektir.' NBA olayla ilgili soruşturma başlatıyor Öte yandan, NBA Başkanı Adam Silver, olayın ardından yaptığı açıklamada, 30 yıla yakın bir süredir LA Clippers'ın sahibi olan Donald Sterling hakkında soruşturma başlatacaklarını duyurdu. Öncelikle söz konusu ses kaydının orijinal olup olmadığını araştıracaklarını anlatan Silver, kayıtların orijinalliğinin ispatlanması durumunda Sterling'e verilecek herhangi bir cezadan önce, yasal sürecin beklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Donald Streling protesto edildi Donald Sterling, pazar akşamı Oakland'da oynanan Clippers-Golden State Warriors maçına katılmazken, maç öncesine kadar ses kaydına ilişkin yorum yapmaktan kaçınan Clippers oyuncuları, maça hazırlık sırasında üzerlerindeki Clippers formalarını çıkartıp toplu halde sahanın ortasına bıraktıktan sonra Clippers logosunu gizlemek amacıyla ters giydikleri kırmızı tişörtlerle ısındı. Clippers'ın çoğu siyahi oyunculardan Kurulu KCAL/CBS2 kanalına konuşan NBA tarihinin en başarılı siyahi oyuncularından Magic Jonhson, yaşadığı hayal kırıklığını dile getirirken, NBA Başkanı Silver'a hitaben, 'Silver, Clippers takımını satmalıdır' dedi. Johnson, Donald Sterling için, 'Ona saygı duydum. Onun da bana saygı duyduğunu düşünüyordum. Birisi bana gelse ve ırkçı olduğunu açıkça dile getirse bunu anlarım ve saygı duyarım. Ama yüzüme gülüp, elimi sıkıp bana rol yapar ve ardından benden rahatsız olduğunu, maçlarında görmek istemediğini söylerse bunu anlayamam ve saygı duyamam. Madem böyle düşünüyorsun o zaman niye sahip olduğun takımın yüzde 70'i Afrikalı Amerikalı oyunculardan kurulu?' diye sordu. Johnson ayrıca, bu olayın kendisini şahsından öte Afrikalı Amerikalılar adına üzdüğünü vurgulayarak, '2014 yılında hala ırk ayrımı yapan insanları konuşuyor olmamız utanç verici' değerlendirmesinde bulundu. NAACP boykot çağrısı yaptı Amerika'da ırka dayalı nefreti ortadan kaldırmak amacıyla 1909 yılında kurulan Siyahilerin Gelişmesi İçin Ulusal Birlik (NAACP) California Başkanı Alice Huffman da yaptığı açıklamada, Clippers taraftarlarını maçları boykot etmeye davet ederek, 'Taraftarlara mümkünse Sterling'in ricasını kırmayıp maçlara gitmemelerini öneriyoruz' dedi. Gelecek ay Los Angeles NAACP'nın 100. yıl dönümü kutlaması nedeniyle düzenlenecek etkinlikte Sterling'e 'hayat boyu başarı ödülü' vermeye hazırlanan birlik, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, takipçilerine ödülden vazgeçildiğini duyurdu. Donald Sterling, pazar akşamı Oakland'da oynanan Clippers-Golden State Warriors maçına katılmazken, maç öncesine kadar ses kaydına ilişkin yorum yapmaktan kaçınan Clippers oyuncuları, maça hazırlık sırasında üzerlerindeki Clippers formalarını çıkartıp toplu halde sahanın ortasına bıraktıktan sonra Clippers logosunu gizlemek amacıyla ters giydikleri kırmızı tişörtlerle ısındı. Bu arada Amerika'da gündem yaratan ses kayıtlarını servis ettiğinden şüphelenilen Sterling'in kız arkadaşı, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, kayıtların sızdırılmasıyla bir ilgisinin olmadığını açıkladı. TMZ haber magazin sitesinde yayınlanan ses kasetinde, Sterling ile Meksika kökenli bir siyahi olan kız arkadaşı arasında geçtiği savunulan görüşmede, Sterling'in sosyal paylaşım sitesi Instagram'a Magic Johnson ile çekilmiş fotoğrafını koyan kız arkadaşına kızdığı, ısrarla kız arkadaşından siyahilerle olan ilişkilerini ortaya dökmemesini ve gizli tutmasını istediği iddia edilmişti. Tansiyonu giderek yükselen konuşmada kız arkadaşının siyahilerle birlikte görünmesinden fazlasıyla rahatsız olduğu kaydedilen Sterling'in, 'Bir daha kendi takımımın maçında Magic Johnson'ı görmek istemiyorum' ifadelerini kullandığı öne sürülmüştü.T24
2014 Yılının Kadın İç Giyim Modası
etiket
Her kadın, kendini şımartacak bir yolu her zaman bulur; çikolata, ayakkabı ve tabi ki iç çamaşırları. Çiçekli, dantelli, çılgın ve belki de sadece siyah. Her sene kendini yenileyerek devam eden iç çamaşırları bu yıl acaba ne gibi yenilikler getiriyor? Eğer sen de yeni bir şeyler denemek ve trendi yakalamak istiyorsan doğru yerdesin! İşte karşınızda 2014 yılının kadın iç giyim modası.Göz Alıyor!İç Giyim de Sarılar, maviler, parlak yeşiller hep birlikte. Çarpıcı olmak için özellikle seçilen bu renkler, bakan gözlerin anında ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünyada kadınların en çok tercih ettiği markalardan biri olan Victoria’s Secret, yeni modellerinde pastel ve göz alıcı renkleri yan yana getiriyor. Stellam McCartney’in koleksiyonda da bu yıl neon pembe, maviler ve buna karşılık klasik renkler olan siyah, lacivert de yer alıyor.Kalınlaşan askılarBu sezon, eskiden olduğu gibi neredeyse kaybolan, kendini gizleyen askılar yok. Artık kendini gösterme zamanı. Özellikle ünlü markalarda kendini gösteren kalın askılar, bazen dantellerle, bazen de taşlarla süslenip şık bir görüntü oluşturuyor. Ayrıca farklı renklerde askı kullanımı da dikkat çeken detaylardan bir tanesi.Sırt Dekoltesi ÖnemliÇoğu erkek iç çamaşırlarının standart kalıpları olduğunu düşünür, kızlar ise öyle olmadığını bilirler! Bu yılda farklılaşan askı modelleri seksi bir sırt görüntüsü sağlıyor. Ayrıca bu tür askılar, sırt için destekleyici bir görev görüyor.Stil Değiştirme VaktiKim demiş iç çamaşırlarının seksi olmasının tek yolunun sadece kadınsılıktan geçtiğini? Yeni koleksiyonlarda spor tarzda iç çamaşırları göze çarpan en büyük yenilik. Çizgiler daha kalın ve bedeni daha çok sarıyor. Rahatlığın ön plana çıktığı bu stilde, tabi ki göz alıcılık arka planda bırakılmamış.Dantel, dantel, dantel…Her ne kadar spor stili bu yıl hakim olsa da, yüzyıllardır bir klasik olan dantel çeşitli renk ve desenlerle, iç giyimdeki yerini koruyor. Parlak renklerdeki danteller yeni iç çamaşırlarında oldukça fazla kullanılıyor. Dahası, spor stili ile birlikte kullanılması oldukça modern bir görüntü oluşturuyor.
Reklam
Nike'ın Dünya Kupası İçin Hazırladığı Mükemmel Reklam
Ronaldo, Neymar Jr. ve Wayne Rooney’ın yanı sıra Zlatan Ibrahimovic, Eden Hazard, Andrea Pirlo, Gonzalo Higuain, Gerard Pique, Andrés Iniesta, Mario Gotze, Thiago Silva, Thibaut Courtois, Tim Howard ve David Luiz gibi ünlü futbolcular da yer aldı. Kobe Bryant, Jon Jones, Anderson Silva, Irina Shayk ve Yeşil Dev’in de aralarında bulunduğu diğer sporcular ve özel konukların da yer aldığı reklam filmi, iki takım arkadaşının bir parkta ‘Kazanan Kalır’ oyunundaki mücadelesi ile başlıyor.İster dünyanın en iyi oyuncusu olsun ister Brezilya’da sokaklarda oynayanlar olsun tüm futbolseverleri oyuna tutkuyla bağladıklarını söyleyen Nike Pazarlama Kurulu Başkanı Davide Grasso, ‘Kazanan Kalır’ın her genç oyuncunun arkadaşlarıyla arasındaki rekabeti öğrenmesini, kahramanı olan oyuncuyla oynama veya onun gibi olmaya çalışma deneyimlerini anlattığını belirtti. Davide Grasso, şöyle devam etti: “Korkusuz, heyecanlı ve eğlenceli oyuna inanıyoruz ve işte bu da bizim benimsemek istediğimiz bakış açısı. Nike oyuncuları uçlarda oynuyor; çünkü bir şeyi benzersiz ve sıra dışı kılmak için doğru zamanı biliyor. Biz oyunları bu dakikalar için izliyoruz, bunlar bize kendi oyunumuzu yaratmada ilham verici oluyor. İşte ‘Her Şeyi Ortaya Koy’ bu demek oluyor. Eğer o riskleri almaya hazırsan, ne yapabileceğinin söylenmesine ihtiyaç yoktur.”
Cem Yılmaz'dan Youtube Göndermesi!
Ünlü komedyen Cem Yılmaz, YouTube yasağına ilginç bir göndermede bulundu.Cem Yılmaz, rol aldığı Russel Crowe’un 'The Water Diviner' filminin kamera arkası görüntülerinin Youtube'ta yayınlandığını Twitter sayfasından duyurdu. Yılmazü Türkiye'de devam eden Youtube yasağına da, 'The water diviner kamera arkası you tube da ..izleyin ! Haa youtube kapalı ? Hah işte onu biz yapmadık ! Biz filmi yaptık :))' sözleriyle göndermede bulundu.medyatava.net
Reklam
Kate Upton Şaka Kurbanı Oldu!
'The Other Woman' adlı filmde rol alan Kate Upton, rol arkadaşları Cameron Diaz ve Leslie Mann'ın şakasının kurbanı oldu'The Other Woman' adlı filmde birlikte rol alan Cameron Diaz, Kate Upton ve Leslie Mann, filmlerinin tanıtımına hızla devam ediyor. Son olarak Seth Meyer’ın televizyon şovuna katılan Diaz ve Mann, Kate Upton’a yaptıkları şakanın fotoğrafını paylaştı. İki ünlü oyuncu, uçuşları sırasında uyuyan Upton’ın yüzüne bıyık çizdi ve bu anı fotoğrafla ölümsüzleştirdi. 42 yaşındaki Mann, “Kate uçağa biner binmez uyudu. Ben asla uçaklarda uyuyamam. Bu yüzden çok sinirlendim” sözleriyle şakayı açıklarken Diaz, Upton’ın bıyığı çizdiği sırada kesinlike uyanmadığnı ‘biri bebek gibi’ uyuduğunu belirtti. posta.com.tr
Bağış Parasıyla ABD'de Villa Almış
Kazandığı 500 bin TL'li ödülün yarısını işitme engelli çocuklara bağışlayacağını söyleyen Derya Büyükuncu'nun ABD'den villa aldığı ortaya çıktı.Survivor 2011 birincisi Derya Büyükuncu ortaya çıktı. Ünlü yüzücünün “işitme engelli çocuklara bağışlayacağım” dediği para ödülüyle ABD’den ev aldığı ileri sürüldü.ÖDÜLÜ ALIP ORTADAN KAYBOLDU2011 yılında Acunmedya tarafından düzenlenen “Survivor Ünlüler-Gönüllüler” yarışmasında türkücü Nihat Doğan’a karşı birinciliği elde eden ve 500 bin TL’lik para ödülü kazanan milli yüzücü Derya Büyükuncu, bir yıl kadar önce ortadan kaybolmuştu. Büyükuncu geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir AVM’de ortaya çıktı.BAĞIŞ PARASIYLA EV ALDIBüyükuncu, yarışmanın finalinde kazandığı 500 bin TL’lik ödülün yarısını işitme engelli çocuklara bağışlayacağını söylemişti. Ancak bu parayla ABD’de bir ev aldığı ileri sürüldü.Posta gazetesinden Müge Dağıstanlı'nın haberine göre yarışma sözleşmesinde de bu şekilde bir madde olduğu için Acun Medya’nın avukatları şimdi Büyükuncu’ya dava açmaya hazırlanıyor.
Reklam
Fettah Can: Sahnede Tanrı Gibiyimdir!
Vardır mutlaka onun, dilinize dolanan bir şarkısı… Nasıl olmasın ki bugün Sezen Aksu’dan Hande Yener’e, Gülben Ergen’den Sibel Can’a, Levent Yüksel’den Murat Boz’a dek pek çok sanatçıya bestelerini veriyor ve her sene müzik sektörüne yeni yeni şarkılar kazandırıyor. Geçtiğimiz senelerde “Hazine” ismini verdiği ilk albüm çalışmasıyla “yorumcu” kimliğini de işin içerisine katan Fettah Can, bu kez hayranlarının karşısına “Yalanlar Cumhuriyeti” adını verdiği albümüyle çıkıyor. Alışılagelmiş “celebrity” imajından çok farklı bir görüntü sunan ve bu durumu da “Ben kompleksiz bir adamım” diyerek açıklayan Fettah Can ile bir araya geliyor hayatını, müzik kariyerini ve hedeflerini konuşuyoruz. İşte, şarkılarını evrenselleştirmek isteyen, ünlü olmayı kaygan bir zemin üzerinde yürümeye benzeten, aslolanın şarkı olduğuna inanan ve “Bir gün benim dönemim de bitecek” diyen bir adamın pek de bilmediğiniz hikâyesi… Öncelikle yeni albümünüz hayırlı olsun. Bize biraz bu albümün doğuşundan bahsedebilir misiniz? Her albüm aslında şöyle başlıyor; bir şarkı ana fikir oluyor. “Yalanlar Cumhuriyeti” de öyle bir şarkı. Bir önceki albümüm “Aklımda Kalanlar” idi ve aslında bu projenin devamını getirmeyi planlıyordum. Yani daha önceden seslendirilmiş şarkıları bir daha okumayı planlıyordum. Sonra beş şarkıyı, bitmesine rağmen çıkarttık, içinde yeni şarkıların da olduğu bir albüm yapmaya karar verdik. Böyle olunca da “Yalanlar Cumhuriyeti” hemen albüme girmiş oldu. Onun dışında yine yeni şarkı olarak “Kalp Ağrısı” diye bir şarkı yer aldı albümde… Onun dışındaki bütün şarkılar daha önce seslendirilmiş şarkılar. Genellikle ben kendi şarkılarımı okumayı tercih ediyorum ama bu albümde hem “Yalanlar Cumhuriyeti”ni hem de “Kalp Ağrısı”nı Cansu Kurtcu ile beraber yaptık. 10 şarkıdan oluşan, her şeyiyle canlı çalınan, müzisyenlerinin duygularının geçtiği sıcak bir albüm oldu. Yeni albümünüzün tanıtımını nasıl yapmayı planlıyorsunuz? Albüm lansmanları yapmayı tercih etmiyorum. Bunun yerine doğrudan seyirciyle buluşmayı tercih ediyorum ki zaten benim albüm çalışmalarım devam ederken konserlerim sürüyor. Sanatçıların çoğu albümlerini yaparken sahneye 5-6 ay ara verirler. Ben ara vermiyorum çünkü benim stüdyo zamanlarım çok uzun değil. Tüm albümü 15 günde tamamladım. Albüm çıktığı gibi ilk konserde de albümdeki tüm parçaları çalıyoruz. Yani ben lansmanı aslında dinleyiciye yapıyorum. Camiadan insanları toplayıp “Hadi böyle bir şey yaptık” demek yerine dinleyiciye sunuyorum şarkılarımı. Bunun çok daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bir de işin şu tarafı var, albüm lansmanlarında playback yapıyorlar ki ben mutlaka şarkıların canlı olarak söylenmesi taraftarıyım. Gerek konserlerinizle gerek sahne aldığınız mekânlarda gerekse sosyal medyada sürekli dinleyicilerinizle etkileşim halindesiniz. Onları rahatlıkla gözlemleyebiliyorsunuz. Peki, kimler dinliyor sizi, nasıl bir izleyici kitleniz var? Normalde popüler insanların, yakışıklı şarkıcıların yani benim dışında olan adamların belli bir yaş aralığı olabiliyor. Ben de öyle bir aralık yok. 7 yaşından 70 yaşına kadar herkes beni dinleyebiliyor. Bu benim için çok güzel ve çok özel bir durum ki zaten ben şarkıla¬rın belli bir yaş aralığına sıkışmasını sağlık¬lı bulmuyorum. Çünkü şarkı dediğiniz şeyi bu yıl çok seversiniz, dinlersiniz, iki yıl hiç dinlemezsiniz, ardından dinlediğinizde ise yine sizi etkiler. Şarkı sınırsızdır ve duygu anlamında sınırları yoktur şarkının… Biraz da müzik kariyerinizin nasıl başladığını anlatabilir misiniz? Bursa’da doğdum, büyüdüm, çalıştım. Ortaokul okurken, okuldan ayrılıp çalışmaya başladım. Bir ara babamın yoğun ısrarı üzerine konservatuara girdim. Konservatuara girince de her şeyi bırakıp sadece müzikle uğraşmaya başladım. Bu anlamda şanslı sayılırsınız. Aileler genellikle çocuklarının müzikle uğraşmasını istemezler. Babamın kendi gençliğinde yapmak isteyip yapamadığı her şeyin denemesiydim ben. Herhalde kendi dönemindeki bir takım sıkıntılardan yapamadığı her şeyi bende görmek istedi. Ben de onun bu isteğini geri çevirmedim ve bugüne kadar zevkle geldik. İyi ki de gelmişiz. Biliyorsunuz dünyada iş hayatı çok zor. Çoğu kimse işe giderken mutsuz oluyor. Şanslı insanlarız ki en sevdiğimiz işi yapıyoruz ve bu da çok özel bir şey… Hiç sevmediğiniz bir tarafı yok mu işinizin? Şöyle ki hep bir kaygan zemin üzerinde yürümek zorundasınız. Hep bir kontrol içinde olmak zorundasınız, özgürlüğünüz kısıtlanıyor. Kendim için söylemeyeyim de pek çok arkadaşım kaldırımda dahi oturamıyor. Ben ise daha normal yaşamaya çalışıyorum, daha sakin yerleri tercih ediyorum. Örneğin Alaçatı’ya giderseniz kendinizi magazin sayfalarında görürsünüz, ben ise Ayvalık’ı tercih ediyorum. Tekrar Bursa günlerinize dönelim. Konservatuar eğitimi aldınız. Sonra? Belediye Konservatuarı’nda okudum. Dördüncü sınıfta da bıraktım. Benim öyle bir durumum var. Ben hiçbir şeyi tamamlayamıyorum. Hep bir ucu açık kalması lazım… Yarın yeniden başlayabilirim. Var mı peki kısa vadede öyle bir plan? Aslında müzikle alakalı bir eğitim almak istiyorum, özellikle de işin daha çok mutfak kısmıyla ilgilenmek... Öğrenmenin yaşı da yok. Her gün yeni hücrelerle doğduğumuz için o yeni hücreler belki bizim yeni bir şeyler öğrenmemizi sağlıyor. Okuyorum, kendimi müzikal anlamda geliştirmek için bir takım programlar kullanıyorum. İstanbul’a gelişiniz nasıl oldu? Neler yaşadınız bu büyük şehirde? İTÜ’de okuyan bir arkadaşım vardı, şarkılarımı çok beğeniyordu ve İstanbul’da bunları değerlendirebileceğimizi söyledi. Biz de geldik İstanbul’a. Uzunca bir süre kaldım İstanbul’da ve bu süre zarfında da pek çok değerli müzisyenle tanıştım. Burada bir takım bar çalışmalarım oldu. Çok gereksizdi ama yaşamımı devam ettirebilmek için şarttı. Zor bir dönem oldu, çok şarkı verdim piyasaya. Ondan sonra da her şey yoluna girdi. Şu an geldiğiniz noktada olmayı hayal etmiş miydiniz? Ben hep hayal ettim. Burası benim daha yeni başladığım bir yer. Şarkılarımı evrenselleştirmeyi istiyorum. Yunanistan’da şarkılarım Yunanca okundu. Başka bir dilde okunması beni acayip mutlu etti. Bunu şimdi başka ülkelerde de denemek istiyorum. Peki, nasıl yazıyorsunuz? Var mı bunun bir sırrı? Yoksa ilham mı sadece? Yazmanın keşfedilmesi gereken bir cevher olduğuna inanıyorum. Ben bunu keşfettiğimde ”Evet, galiba ben bunu yazabiliyorum” dedim. Ama bu yazma işini geliştirmek bunun için de çok okumanız gerekiyor. Etrafa iyi bakmanız, baktığınız şeyi de görmeniz gerekiyor. Zaten hayatın kendisinden etkilenmemek mümkün değil. Her gün inanılmaz şeyler oluyor dünyada. Bir fotoğraf görüyorsunuz, içiniz parçalanıyor ve o sizde bir şeyler biriktiriyor. İlham denilen şey aslında biriktirdiğiniz birtakım şeylerin ışık patlaması gibi önünüze çıkması… Ben önüme çıkan şeyleri toplamasını biliyorum. Ayrıca bu tarz şeyleri yapan insanları özel insanlarmış gibi göstermenin de bir manası yok bence… Ben de gidip doktor olamam veya bir taksiyi sabahtan akşama kadar kullanamam. Şu an dünyada bir sistem var ve ben de bu sistemin bir parçasıyım. Beni bu sistemden çektiğinizde ne kadar bir boşluk olur bilmiyorum. Belki hiç boşluk olmaz. Bence önemli olan o boşlukları doldurabilecek dehaya sahip olmak… Umarım ileride boşluk yaratabilecek kadar büyük biri olurum. Müziğinizi nasıl tanımlarsınız? Benim müziğim aslında popüler dünya içinde eriyip giden bir müzik… 10 yıl boyunca şarkılarım dinlensin diyemem. Çünkü bunun kararını dinleyici verebilir sadece… Ben bu sistem içinde biliyorum kaybolup gideceğini ama gidene kadar güzel bir anlatım dili ve melodiyle gitmesini istiyorum. Şarkılarımın içinde her öğe var. Müziğin evrensel olduğuna inanıyorum ve bir kategori içerisine sınırlandırmayı sevmiyorum. Ben çalınabilir müzik yapıyorum aynı zamanda. Şarkılarımı bir gitarla her yerde çalabilirsiniz. Gençler de yeni başlayanlar da çalabilsin istiyorum. Müziğinizi eriyip giden bir müzik olarak tanımladınız. Bu fikir bir sanatçı olarak sizi rahatsız etmiyor mu? Bir takım şeyler dönemseldir ve benim de bir dönemim olacak. Bir gün ben de kaybolacağım. Bunu bilerek yaşayınca bir problem haline gelmiyor. Uzun yıllardır müziğin içerisinde olan biri olarak Türk popüler müziğini değerlendirmenizi istesek… Bir dönem Türk popüler müziği bir ajitasyon dönemi yaşadı. Sürekli ağlamaklı, insanları karamsarlaştıran şarkılar yapıldı. Şu anda ise dünyayı daha iyi tahlil eden şarkılar yapabiliyoruz. Son 10 yılı değerlendirdiğimde ise şu anda daha iyi şarkıların yapıldığına inanıyorum. İyi şarkıdan kastınız nedir? Bir cümle duyarsınız bir kulağınızdan girer öbüründen çıkar. Bununla birlikte bir cümle duyarsınız ve duymanızla birlikte de beyninizde şimşekler çakar. İşte ben öyle şarkılar istiyorum. Peki, yazdığınız şarkıların sizin için özel bir anlamı var mı? Hani kimi sanatçılar yazdıkları veya besteledikleri eserleri için “yavrularım” diyor ya… Yok, onlar benim yavrularım filan değil. İş yapıyoruz biz burada. Mesela bir masa yaptınız ve yaptığınız bu masayı “aman çok güzel yaptım” diye satmamazlık etmezsiniz. Sonuçta da şarkı dediğiniz şey paylaşılmalı… Ben çok güzel bir şarkı yazmışım ve sadece ben dinliyorum, bunun hiçbir anlamı yok bence… Önemli olan yaptığınız parçayı herkesin dinlemesi… Son olarak şunu sormak istiyorum: Sizin için “Fettah Can olmasa bugünün ünlüleri hangi şarkıyı bulup söyleyecekler” deniyor. Bu iddialı cümle hakkında ne düşünüyorsunuz? Yok, öyle demeyelim. Benim için böyle bir şey söylüyor olmaları çok güzel ama böyle bir şey imkânsız. Çünkü piyasada çok değerli besteci arkadaşlar var. Onlara ayıp etmiş oluruz. Sonuçta benim tek başıma sırtlanabileceğim bir şey değil bu ya da bir başkasının…
Cem Yılmaz'dan 41'inci yaşa 3 parti!
Avustralyalı sevgilisini arkadaşlarıyla tanıştıran Cem Yılmaz, muhabirlerin sorularına ‘Hanımefendinin adı Kamil’ yanıtını verdi. Partiye Şener Şen, Ayşen Gruda, Yavuz Turgul, Sinan Çetin, Zafer Algöz, Ozan Güven gibi isimler katıldı.Cem Yılmaz, bir süredir beraber olduğu Avustralyalı sevgilisini arkadaşlarıyla tanıştırdı..Gece boyunca sevgilisiyle romantik görüntüler sergileyen ünlü şovmen, muhabirlerin ‘Kız arkadaşınızın ismini öğrenebilir miyiz?’ sorusuna ‘Hanımefendinin adı Kamil’ yanıtını verdi.kaynak:http://gecce.com/
Reklam
Serdar Ortaç'ın Düğün Tarihi Belli Oldu
Serdar Ortaç ve İrlandalı manken Chloe Loughnan, düğün hazırlıklarına hız verdi. Geçtiğimiz yıl İrlanda’da nişanlanan ve önümüzdeki ay Türkiye’de nikâh masasına oturmayı planlayan çift, geçtiğimiz günlerde düğünün detaylarını konuşmak üzere İrlanda’ya, Loughnan’ın ailesinin yanına gitti…Daha sonra tatil için nişanlısıyla beraber Fransa’ya geçen Ortaç, “Önümüzdeki günlerde Türkiye’ye dönüp nikâh tarihini netleştireceğiz” dedi. Ünlü popçu, evlilik sözleşmesi yapıp yapmayacağı sorusuna da “Hayır, öyle bir şeyi aklımdan bile geçirmedim” yanıtını verdi.Habertürk
'Sharon Stone Hastaneye Kaldırıldı' İddiası
56 yaşındaki ünlü oyuncu Sharon Stone'un hastaneye kaldırıldığı iddia edildi. Sharon Stone'un bu ay başında AIDS için çalışan amFAR yararına düzenlenen galaya ev sahipliği yaptığı Brezilya'da hastaneye kaldırıldığı iddia edildi. Haftalık National Enquirer Dergisi'nin 5 Mayıs'ta piyasaya çıkacak sayısında yer alan habere göre, felç geçirdiği öne sürülen 56 yaşındaki oyuncu hastanede iki gün tedavi gördü. Sao Paulo kentindeki başka kaynaklar ise Stone'un enfeksiyon veya ağır grip nedeniyle hastaneye kaldırıldığını yazdı. 2001'de beyin kanaması geçiren Sharon Stone'un durumuyla ilgili hanüz bir açıklama yapılmadı.a haber
Reklam
Şafak Ayini'nde Cem Yılmaz Sürprizi
Çanakkale'de Anzak Çıkarmasının 99'inci yıl dönümünde Arıburnu önündeki Anzak Koyunda şafak ayini yapıldıYaklaşık 5 bin Anzak'ın katılıp ataları için dua ettiği anma töreninin sürprizi ünlü sanatçı Cem Yılmaz oldu. Russell Crowe'un 'The Water Diviner' filminde oynadığı sırada tanıştığı Avustralyalı sevgilisiyle, geceyi koyda geçiren Yılmaz, ardından da töreni izledi. Görüntülendikleri fark edilince basın mensupların müdahale etmek isteyen arkadaşını uyaran Yılmaz, törenlerle ilgili soruya ise, 'Bambaşka bir ortam' dedi. Milliyet
Jenny Craig Diyetinin En Önemli Noktası
Ünlü şarkıcı Mariah Carey'nin 8 ayda 32 kilo vermesiyle ünlü olan Jenny Craig diyetinin en önemli noktası, hazır yiyeceklerden uzak durmak.Birçok ünlünün de uyguladığı Jenny Craig diyeti; vücudunuzdan su yerine yağları atarak formunuzu uzun süre koruma altına alacaktır. 3 seviyeden oluşan bu diyetin 1. seviyesi; az ve sık porsiyonlarla beslenmedir. 2. seviyesi, basit aktivitelerle enerjiyi artırmaktır. En önemli olanı ise 3. seviyedir ve kiloyu koruyup dengeli beslenmektir. Kahvaltı, öğle ve akşam yemeği yüzde 55 karbonhidrat, yüzde 25 protein ve yüzde 20 yağ içermelidir. Tavuklu makarna, sebze çorbaları, taze sebze-meyvelerle beslenmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Diyetin olmazsa olmazı ise her gün mutlaka 1 kase yağsız yoğurt yemek. KAHVALTI: Yarım bardak yağsız süt 1 adet kepekli tost (yağsız peynirle ve 1 çay kaşığı margarinle yapılmış) ATIŞTIRMA: 1 küçük muz Yarım bardak yağsız süt ÖĞLEN YEMEĞİ: 2 kase salata (mevsim yeşillikleri ve 1 çay kaşığı zeytinyağı, limon suyu ile) ATIŞTIRMA: 1 kase meyve 1 kase yağsız yoğurt
Reklam