Zihin Oyunları: Eski Sevgilinizle İlgili Unutmak İstediğiniz O Anıyı Aslında Hiç Yaşamamış Olabilirsiniz!
Eski sevgilimi neden unutamıyorum? İnsanların isimlerini neden hatırlamıyorum? Kafamın içinde neler dönüyor gibi sorunlarla baş etmekten yorulanlar buyurun içeriğimize...
Bu sorunun cevabını arıyoruz: Belki de bu zamana kadar bizi biz yapan anılarımız, hayatımızı idame ettirebilmek için tasarladığımız yanılsamalardan ibarettir?
Anılarımız, bizi biz yapan, varoluşumuzdan günümüze kadar olan süreçte zamanın fiziksel izleridir.
Hafızamız dosyalarla dolu bir raftan ziyade, duyduğumuz hislerin birer yanılsaması sonucu anılarımızı oluşturuyor.
Anılarımız olmasaydı, ilişkileriniz hiçbir şey ifade etmeyecek, deneyimlerimizi aktaramayacak, zevklerimizi ve birçok maceralarımızı paylaşamayacaktık.
Anıların özümüz olduğunu söylemek abartı olmayabilir.
Anılarımız bu kadar önem arz ederken, sinir bilimcilerin anılarımızın işleyişini anlamak için bu kadar çaba sarf etmesi şaşırtıcı değil.
Uyurken anılarımıza neler oluyor? Anılarımızı insanlara aktarırken veya kendimize hatırlatmaya çalışırken ne kadar gerçekçi olabiliyoruz? Belleğimiz anılarımızı nasıl anımsatıyor? Bu konuda sorulacak daha nice soru bulabiliriz, lakin cevapları hep değişken.
Kaybedecek neyimiz var? Diyalektik bir keşife var mısınız?
Unutmak! Hafızayı yeniden canlandıran keşiflerden biri.
Hafızamıza kazınmasını istediğimiz anıların unutulması hepimizi üzer. Fakat son keşifedilen bu yöntemden sonra unuttuğumuz için sevinir hale gelebiliriz.
Neden mi? Unutmak zaten bizi biz yapan en doğal yardımcımız ve bunu bir hata gibi görüp, anılarımızı geri dönüşü olmayan bir boşluğa yolluyoruz.
Hafızamız Google Drive gibi bir sisteme sahip değil!
Çok daha güçlü ve çok daha karmaşık bir yapıya sahip. Bu sebeple hafızamızı doğru ve yanlış, unut ve hatırla, gibi kodlamak en büyük yanlışlardan biri olurdu.
Anılarımız oyun hamuru gibi zaman içerisinde şekillendirilebilir. Okulda altınıza kaçırdığınız anıyı geçmiş zamanla aranızda bir portal açıp durduk yere hatırlaması gibi üstüne eski sevgilinizin sizi öptüğü ilk anı hatırlatarak bir kaos yaratabilir.
Peki ama unutmak neden?
Unutmak aslında özellikle yapmamız gereken bir eylem değil. Özellikle en güzel anılarınızı silin gibi bir yöntem değil. Biraz daha derine inerek kendimizi şekillendirmeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Kötü olaylar yaşadığımız bir ayı geride bırakmak istediğimizde hiç yaşanmamış gibi davranabiliyoruz fakat bunun sonucu geri dönüp baktığımızda kendimizi tanımlayamayan bireyler haline geliyoruz.
Kafanızın içindeki o koca dünyanın yönetimi sizin elinizde.
Bedenimiz bizim dışımızda değil, bizimle birlikte hareket eder. Siz bedeninizi dinlemezseniz, anılarınızın bir anda uçup gitmesi konusunda yakınırken kendinizi bulabilirsiniz.
Kısacası, çözüm kendiniz olmanız! Neden unuttuğunuzu değil, unutunca nelerin değiştiğini gözlemleyin.
Düşünmek istediğimiz gibi düşünürsek, hatırlamak istediğimizi unutabiliriz!
Belleğimiz bir yanılsamadan ibaret, gözün gördüğü gerçekliği, hislerimiz harmanlayarak hafızamıza tıpkı bir projeksiyon aleti gibi yansıtıyor. Bu noktada kendinize güven duyacağınız bir geçmiş yaratmak en zor işlerden biri.
Bu sebeple 'bunlar hep klişe ya' düşüncelerinden arınıp, kendimize vakit ayırıp, anılarımızı kurtarmanın tam zamanı!
Yorum Yazın
Ne bileyim yani ne diyecesin ne diyeceğine deyip demeyeceğine hiçbişeyine deye ne kim kim kimse kimseyi dinleeer ne bişey anlatabilirsin ne dinleyen olur.